Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

24.09.2013- 16:44

Taylan Özgür'ün katili 44 yıldır devlet tarafından saklanıyor

Resim Ekleme


68 kuşağının devrimci önderlerinden Taylan Özgür'ün katledilişinin üzerinden tam 44 yıl geçti. Geçen 44 yılın ardından katilin ismi devlet tarafından bilinmesine rağmen hala açıklanmadı.

Taylan Özgür, ODTÜ öğrencisiydi. 68 kuşağının devrimci gençlik önderlerinden biri olan Taylan, henüz 21 yaşında, 23 Eylül 1969'da İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Genel Kurulu'na katılmak için geldiği İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda arkadan vurularak katledildi.

44 yıl geçti hala saklıyorlar
Olayın ardından önce bir polis gözaltına alındı, daha sonra serbest bırakıldı. 68'de ilk "faili meçhul" olarak kayıtlarda yerini alan bu cinayetin tetikçisi devlet tarafından bilinmesine rağmen yıllardır açıklanmadı.

Konuya ilişkin görüştüğümüz Taylan Özgür'ün ablası Hale Kıyıcı, "44 yıldır söylendi söylenenler. Vicdanı olmayan üst düzey general çıkıp tek bir açıklama yapmadı. İnkâr ediyorlar. 44 yıl geçti hala saklıyorlar. Üniformasını çıkarttıklarında susuyorlar, ellerinde silah varken konuşuyorlar. Taylan'ı vuran şimdi ya Silivri'de ya da itirafçı oldu dışarıda geziyor" dedi.

Resim Ekleme

Can Dündar'ın yazıları...
Katile ilişkin Can Dündar'ın önemli yazılar kaleme aldığını belirten Kıyıcı, bu ismin Dündar tarafından biliniyor olabileceğini dile getiriyor. Kıyıcı'nın dikkat çektiği konu ise Dündar'ın konuya ilişkin kaleme aldığı birbirinden önemli iki yazıda yer alan ifadeler.

Talat Turhan, katili biliyor

İşte o yazılardan bir bölüm:

Aslında Taylan Özgür'ün katili olarak Lisan Çakıcı adlı bir polis memuru yargılanmış, ancak kimi öğrencilerin ve tanıkların anlatımları arasındaki çelişkiler nedeniyle delil yetersizliğinden beraat etmişti.

İşte o gün bugündür, yani tam 31 yıldır Hale Kıyıcı, kardeşine kurşun sıkan ismin peşindeydi.

Aradığı ipucunu, 1990 yılında emekli Yarbay Talat Turhan vermişti. "Kontrgerilla uzmanı" sayılan Turhan bir söyleşide "derin devlet"in eylemlerini anlatırken Özgür'ün öldürülmesini örnek vermiş ve şöyle demişti:

"1978'de Hasan Fehmi Güneş'in İçişleri Bakanı olmasının ertesi günü Taylan Özgür'ün dosyasını kendisine verdim."

Turhan'a göre bu dosyada Özgür'ü bir polisin değil, bir üsteğmenin öldürdüğü yazılıydı. Dosya, Bakan'a verildiğinde odada 3 kişi daha vardı: Deniz Baykal, Ertuğrul Günay ve Uğur Mumcu...

Turhan bunları anlattıktan sonra Özgür'ün ablası Hale Kıyıcı kendisine bu üsteğmenin kim olduğunu sormuş ve onun -1990 itibarıyla- orduda üst düzeyde görev yapan bir general olduğunu öğrenmişti. Ancak Turhan bu ismi açıklamaya yetkili olmadığını söylüyor, Kıyıcı üsteleyince de şöyle diyordu:

"Olayı delillendirmek içişleri Bakanı'nın sorumluluğunda... Ben Hasan Fehmi'yi de eleştiremiyorum. Çünkü bu örgüt, devlet içinde devlet... Çözmeye siyasilerin gücü yetmiyor..."

Talat Turhan'ın açıklamaları
Taylan Özgür'ü vuran üst teğenin 90 itibariyla orduda üst düzey bir general olduğuna ilişkin bu ilk yazının ardından Can Dündar bu kez iddianın sahibi Talat Turhan ile konuşuyor ve "Türkiye'de bu ismi bir tek kişiye açıklarım, MİT başkanına" diyor.

Talat Turhan'la yazı yayımlandıktan sonra konuşabildim.
Onun anlattıkları, Hale Yazıcı'nınkinden değişik, ama en az o kadar ilginçti:
Fehmi Güneş İçişleri Bakanı olunca Baykal'ın önerisiyle benimle görüşmek istedi. Makam odasında, Uğur Mumcu'nun da bulunduğu bir toplantı yaptık. Baykal toplantıda yoktu. Ertuğrul Günay ise bir dakika girip çıktı. Ben o toplantıda Güneş'e terörün boyutlarını anlatırken, bir örnek olarak Taylan Özgür cinayetinden söz ettim: 'Bakın, ilk siyasi cinayet budur. Benim saptadığım iki failinden biri asker, diğeri polistir. Bunlar ilmeğin ucu, çekerseniz düğümü çözersiniz' dedim. İsimleri de Bakan'a verdim.

"Bu isimleri saptamam tamamen tesadüftür: Cinayetin işlendiği yerde F.A. adlı bir tanıdığım oturuyordu. O, cinayete tanık olmuş. Üstelik tetiği çeken üsteğmeni daha önceden tanıyormuş. Bir süre sonra ona bu cinayeti itiraf ettirmiş. Daha sonra da cinayetteki ikinci ismi söyletmiş. Ben F.A.'yı mahkemede tanıklığa ikna etmiştim. İktidar bastırsa belki çözmek mümkün olacak, hatta 'devlet içindeki devlet' o aşamada açığa çıkarılabilecekti. Olmadı.

"Hasan Fehmi Güneş, isimleri benden aldıktan üç - dört ay sonra faillerden polis olanın izini Trabzon'da bulduklarını söyledi: 'Pol-Der'li bir komiser çıktı' dedi. Sonra da kendisi bakanlıktan, partisi iktidardan ayrıldı zaten..."

"Yükselebileceği kadar yükseldi"
Taylan Özgür'ün katillerinin ismini neden açıklamadığını sorduğumda da "Bu konuda iktidar duyarlılık göstermiyor, basın ve kamuoyu duyarlılık göstermiyor, benim gibi yıllardır bu konuyla uğraşan 76 yaşında bir adamdan ispatlayamayacağı bir iddiayı ortaya atması bekleniyor" diye sitem etti. Sonra da "Türkiye'de bu ismi bir tek kişiye açıklarım" dedi:
"MİT Başkanı'na... Başbaşa bir görüşmede... Sırf kayıtlara girsin diye... Yoksa sonuç çıkması zaten mümkün değil..."
Turhan'a "Peki üsteğmeni daha sonra izlediniz mi" diye sordum:
"İzledim tabii" dedi; "yükseleceği kadar yükseldi..."

Resim Ekleme

http://haber.sol.org.tr/soldakiler/taylan-ozgurun-katili-44-yildir-devlet-tarafindan-saklaniyor-haberi-80079

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]