Taban aslında ne istiyor

 

CHP, geçtiğimiz hafta sonu üç büyük ilde kongrelerini tamamladı ve birkaç il kongresi hariç Ocak ayında yapılacak Kurultay’a hazır hale geldi.

İstanbul, Ankara ve İzmir kongreleri söz konusu olunca, tüm gözler buralara çevrildi. Biz de Odatv olarak kongreler sonrası gelişmeleri öğrenmek üzere kimi isimlerle görüştük.

Öncelikle İzmir kongresi, dikkatleri tartışmalarla üzerine çekti. Tuncay Özkan-Aziz Kocaoğlu tartışması kongreye damga vursa da aslında yarışan iki aday da genel olarak Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile sorunu olmayan adaylardı. Bu anlamda her iki adayın, Genel Başkan’ın kendisiyle değil “çevresiyle” olduğunu belli eden eleştirileri olduğunu söyleyebiliriz. Başka bir anlamda, İzmir’de yarışan iki aday, farklı grupların içinden gelse de Genel Başkan ile sorunları olmayan kişilerdi. Kongre öncesi Alaattin Yüksel’in Parti Meclisi üyeliğinden istifa ederek İl Başkanı adayı olması, Yüksel’in Genel Merkez tarafından desteklendiği biçiminde yorumlansa da az farkla seçimi kazanması, İzmir’in buna önem vermediğinin göstergesi olarak yorumlandı.

ANKARA’DAN BLOK DESTEK GELEBİLİR

Ankara il kongresinde durum biraz daha farklıydı. Mevcut İl Başkanı Adnan Keskin’in Genel Merkez tarafından işaret edildiği söylemi oldukça hakimdi. Karşısında ise 7 Haziran seçimlerinde 4. çıkmasına rağmen 1 Kasım’da tekrar aday gösterilmeyen Milletvekili adayı Hikmet Tepe vardı. Yine Ankara dengesi de ilginç bir noktadaydı. Çünkü; her iki aday da Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun uzun süreden beri destekçisi ve destek gördükleri ekipler de genel olarak bu yönde hareket ediyor. Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki kimi isimlere yöneltilen eleştiriler, Büyük Kurultay’da yapılacak değişikliklerle biteceğine dair bir izlenim sergileniyor. Kazanan aday ile CHP’li Çankaya ve Yenimahalle Belediye Başkanlarının birlikte hareket etmeleri, İzmir’deki gibi bir dengeyi hatırlattı. Kurultay’da Kılıçdaroğlu’na Ankara’dan blok destek geleceği tahmin ediliyor. Bu arada il başkanı açık farkla seçimi kazansa da listelerde cinsiyet ve gençlik kotasına uyulmadığı gerekçesiyle itirazlar sürüyor. Seçim Kurulu’nun bu konuda ne karar vereceği bilinmese de değişiklik durumunda gelecek yeni isimler de Kılıçdaroğlu ile sorunu olmayan kişiler.

İSTANBUL’DA HER İKİ İSİM DE KILIÇDAROĞLU’NA KARŞI DEĞİL

İstanbul, birçok anlamda olduğu gibi Kurultay’a en fazla delege gönderecek il olması anlamında da büyük bir öneme sahip. Nitekim gelişmeler de buna uygun oldu. Adaylardan Parti Meclis Üyesi ve Cem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Cemal Canpolat’ın Genel Merkez tarafından işaret edildiği ileri sürülse de lehine çekilen adaylardan Necdet Saraç’ın bu çekilişi, Canpolat’ın kazanmasında önemli faktörlerden biri oldu. Cemal Canpolat’ın İstanbul’da ciddi bir siyasi karşılığı olduğu ve daha önceki kongrelerden bazılarında da isminin il başkan adayı olarak geçtiği bilinmekte. Karşısındaki aday Gökhan Zeybek’in, Baykalcılar tarafından desteklendiği vurgulansa da yine her iki isim de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na karşı bir duruş sergilemiyor.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÇEVRESİNDE DEĞİŞİM İSTEĞİ

Her üç ildeki kongrelere genel olarak baktığımızda, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, şu an itibariyle tam destek göreceği tahmin ediliyor. Siyasi pazarlıkların ve gündemin nasıl değişeceği önemli; ama, mevcut tablo, bu üç ilde Kılıçdaroğlu’nun destek göreceğini ifade etmesiyle birlikte, Genel Başkan’ın çevresinde ciddi bir değişim isteyen kişilerin hakim olduğuna işaret etmekte.

Meclis Kulisi

Odatv.com

yazar Taban aslında ne istiyor Başlık atmış ama anlattığı CHP üst yöneticilerinin ne istediği

CHP de taban iktidar istiyor Yöneticiler gelecek dönemde millet vekilliği garantisi.

Bu durum CHP de uzun dönemdir var. Onun için CHP seçmeni olabilecek kitleden uzak. Örgütleri çalışmıyor Aşağı yukarı varoşlardan atıldı kürt bölgelerindeki potansiyel oylarını kürt partilerine (HDP gibi) kaptırdı.

CHP ye oy verebilecek tabanla CHP birbirine uzak gibi görünüyor CHP ye dost olabilecek CHP dışı sollada pek arası iyi değil % 25 ile % 23 arasında kaldı
Bu güne kadar kendini değiştirdiğini söyleyen CHP bu değişimi kimseye anlatamadı kendini ne solcuya ne sağcıya anlatamayan bir CHP kendi çatısını değiştirse ne olacak içine sığınacak seçmen bulamadıktan sonra.

Türkiye gibi ülkelerde sosyal demokrat programlar halk içinde tutmuyor o programlar biraz kendini demokrasi açısından geliştirmiş ülkeler için gerekli.

Türkiye de seçimleri kazanan partiler iki şeyi kullanıyor ya iktidarı ele geçirdikten sonra halkı değiştiriyor ya iktidarı kazanmak için halk tan biri gibi görünüyor .takiye ve yalan siyaset bu halkın en çok memnun olduğu siyasettir.
Bu durumda CHP gibi partilerin kendini ne kadar değiştirse de seçmeni memnun etmesi mümkün görünmüyor

Bu ülkede tek şeflik (İnönü) dönemi hala unutulmuş değil sağ iktidar partileri de bu dönemi halka ısıtıp ısıtıp önlerine koyduğu herkes çe biliniyor. Tarihin bu bölümü halka çok iyi anlatılamamış iyi anlatılsa idi CHP iktidardan hiç inmemesi gerekiyordu.

Birde türkiye halklarını sosyolojik yapısını incelemek gerekiyor Türkiye halkları ağırlıklı olarak sunni islam hanifi   yani tarihten bu yana alevi düşmanı bu düşmanlık bu halka Osmanlıdan kalan miras.

Bu halk risk almayı sevmez ama kahramanı sever yalan ı hep ayıplar ama kendisi sürekli yalan söyler rüşvet yalan talan din kitaplarına kadar girmiştir ama hiç kimse inandığı dinin kitabını okumaz. Solculuk   bu halkın fobisidir

Böyle bir halk la yola çıkan CHP nin iktidar olabilmesi için içinde sadece ekonomi uzmanı çalıştırmaması gerekir onlara parlemento da bir kaç kişiyi bir yumrukta deviren bir kaç boksör ve sosyal analiz yapabilecek uzmanlar da gerekmektedir.

Halk risk almaz ama kahramanı sever, halk okumaz ama ağzı laf yapanı sever, bu halkın aklına değil gönlüne hitap etmek seçimde oy almanın en kolay yoludur.

Ayrıca dünyanın politikası artık rüşvet alacaksın bir kısmını halka dağıtacaksın olmuştur. Halklar kendinden çalınanı sevmez ama başkasından çalınıp bir kısmını kendilerine verenleri sever.

Onun için CHP ders çalışması gerekiyor.