Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Televizyon Bizleri Nasıl Duyarsızlaştırıyor?

Bekir Sami Paydak

Resim Ekleme

Çizim: Angel Boligan

Kuşkusuz günümüzde televizyon artık her evde olmanın ötesinde evin her odasında bulunan en etkin kitle iletişim araçlarından biri konumundadır. Dünyada milyarlarca insanın izlediği, saatlerce başında kaldığı televizyonun peki topluma ve bireye bir yararı var mıdır? Toplumu ve bireyi entelektüel olarak geliştirir mi? Bireyin vaktinin verimli bir şekilde geçmesini sağlar mı? Toplumu ne olup bittiğine dair gerçekten bilgilendirir mi? Peki televizyonu kendi başına bir araç olarak mı almamız gerekir yoksa sınıfsal muhtevasıyla birlikte mi? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar televizyonun günümüz dünyasında insanı ne yönde etkilediği ve dönüştürdüğüne dair vereceğimiz cevaplara da denk düşecektir…

Televizyon günümüz dünyasında kitlelere fayda sağlayan bir araç değil kitleleri uyuşturan bir afyon haline gelmiştir. Aslında bu yönüyle de medeniyetin kronik hastalığından nasibini almıştır. İnsanlığın uygarlığa geçişi, kendi araçlarını inşa edebilmesi bir ‘’ilerlemedir’’. Ama aslında bir yandan da gerilemedir. Evet, insanlığın yerleşik hayatla birlikte tarımsal toplumdan bugünkü post-sanayi topluma gelişi insanlığın yaşam koşullarında gelişimi, dünyayı ve evreni kavramasında, anlama ve anlamlandırmasında bir ileriye geçişe tekabül etmiş ama diğer yandan uygarlığa geçişle birlikte insanlık eşitlikçiliğin ve paylaşımcılığın arka plana itilip, bireysel arzuların ön plana çıktığı ve bu uğurda bugüne kadar milyonlarca insanın katledildiği, ezildiği ve sömürüldüğü bir düzene geçiş yapmıştır. Ve bu felaket hala devam etmekte. .. Konudan çok sapmadan vurgulamak istediğim nokta şu; televizyonun tüm uygarlık araçları gibi özünde bir gelişim ama uygarlığın geleneksel hastalığı sonucu olarak bu gelişim toplumun çoğunluğunun faydası için değil dar bir azınlığın sömürücü egemenliğini devam ettirilmesi için kullanılıyor.

Peki, bu nasıl işletiliyor?

Kapitalizmin yapısal özelliği tekelleşmedir. Kapitalist ekonomik düzen ya küçük balıkların birleşerek bir dev haline geldiği ya da daha büyük bir balığın küçük balıkları yiyerek devleştiği bir tekelleşme eğilimine yazgılıdır. Bugün dünya ekonomik tablosuna baktığımızda gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde tekellerin hegemonyasını görürüz. Bu tekeller de yapıları gereği her alanda vardırlar. Sadece ekonomik bir hegemonya değildir onların ki. Siyaseti dolaylı olarak yönlendirmelerinin ötesinde eğitim, kültür, sanat, medya gibi çok çeşitli alanlarda da toplumu kendi ideolojik kapsamlarının içinde tutabilmek için doğrudan yatırım yaparlar. Bu bağlamda televizyon yayıncılığı da tekellerin yatırım yaptığı alanların bir parçasıdır. Televizyon yayıncılığı üzerinden tekeller öncelikle insanları suni gündemler içinde tutarak gerçek toplumsal problemlere duyarsızlaştırırlar. Bunu dizileri, yarışma programları aracılığıyla yaparlar. Televizyondaki dizilere, programlara baktığımızda hangisi halkın yoksulluğunu anlatıyor? Hangisi toplumsal adaletsizlikleri, işsizliği, halkların temel hak ve özgürlüklerden yoksunluğunu anlatıyor? Dizilere baktığımızda holding sahibi aileleri, boğazda villalarda yaşayan insanları, zengin kolej çocuklarını görürüz genelde temel karakterler olarak. Bir de bunlara ek olarak dönem dönem Kürdistan’da ki zengin toprak ağaları, aşiret aileleri gösterilir. Bu tarz ekonomik olarak üst sınıfta bulunan kesimlerin aşk ilişkileri etrafında geçer diziler. Diğer yandan programlara bir göz atalım. Halkımız karnını doyuracak ekmeği bin bir güçlükle bulurken, her gün yüzlerce liralık kıyafetlerle arzı endam eden kızların bulunduğu moda programları mı dersiniz? Yoksa neredeyse herkesin birbirine talip olacak noktaya kadar gelmiş olduğu yozlaşmış, ahlaksız ilişkilerin teatral bir bir biçimde sunulduğu evlendirme programları mı dersiniz? Örnekler çoğaltılabilir. Bir iki günlük gözlemle tüm bu çukuru kavrayabilmeniz mümkün. İşte tüm bu dizilerle, programlar aracılığıyla halkımız ekmek sorunundan, adalet sorunundan uzaklaştırılıp yaşamdan kopuk yapay bir dünyayla meşgul edilip, uyuşturuluyor. İşin bir tarafı buyken diğer tarafı da herkesin birbirinin kuyusunu kazmaya çalıştığı, bin bir çeşit entrikanın döndüğü, halkın kültüründen kopuk ahlaksız kadın-erkek ilişkileri üzerinden yoksul halkımızı yozlaştırıp, ahlaki değerlerini çürütmek ve muhtemelen hayatında hiçbir zaman erişemeyeceği bir dünyaya özendirmektir. Lüks arabalara, gece kulüplerine, villalarda yaşamaya özendirmektir…

Bu saydıklarımızı egemenlerin dolaylı ideolojik saldırıları olarak kabul edebiliriz. Bir de doğrudan ideolojik yönlendirmelerin yapıldığı alanlar vardır. Bunlar ise haberler ve tartışma programlarıdır. Haberlerde devrimciler, devrimci örgütler uydurma komplo teorileriyle ve terör demagojisiyle karalanır keza halkların mücadelesi de ya sansüre uğrar yani haberleştirilmez ya da haberleştirilirse yine terör demagojisi üzerinden karalanarak haberleştirilir. Örnek mi? Aylardır AKP’nin Kürdistan’da uyguladığı katliamlar, gençleri, çocukları, hamile kadınları katledilmesi sanki bunlar hiç yaşanmıyormuş gibi haberleştirilmezken, direnen Kürt halkının mücadelesi ise direnişçileri terörist olarak adlandırıp Türkiye’nin batısından tecrit edilmeye çalışılarak haberleştirilmekte. Bu çizgi üzerinden de yapılan katliamlar meşrulaştırılmaya çalışılmakta. Yine yakınlarda Günay Özarslan’ın katledilmesi canlı bomba yalanı üzerinden, Dilek Doğan’ın katledilmesi ise çatışma yalanı üzerinden normalleştirilmeye çalışıldı. Gezi sürecinde yapılan sansürlerden, hükümet ahalisinden herhangi biri konuşurken dakikalarca canlı yayın yapan kanalların binlerin katıldığı eylemleri bırakın canlı yayını ya hiç haberleştirmediği ya da 2-3 dakikalık haberleştirmeyle geçtiğinden ise uzun uzadıya bahsetmeme sanırım hiç gerek yok. Haberler konusundan sonra bir de tartışma programlarına gelelim. Bu programlarda burjuva düzenin hegemonyasının ‘’farklı’’ açılardan yeniden üretilmesinden ötesine gitmez. Tartışmacıların hepsi aynı düzenin sınırları dâhilindedir. Fransız sosyolog Bourdieu’nun adlandırmasıyla kanaat teknisyeni dediğimiz bu tartışmacı kimseler karmaşık toplumsal süreç ve çelişkileri basitçe açıklamanın ötesine gitmediği gibi, düzenin temel dayanakları ve argümanlarını tekrarlayarak kitlelerin farklı bir gündem ve sorgulamayı ele almalarını engellemeye çalışır. Düşünsel ‘’farklar’’ egemen burjuva paradigmasının farklı açılardan tartıştırılmasıdır(son derece sığlıkla, bağırma-çağırma kültürüyle) ve hedeflenen ezilenlerin bu iki hattın birinde konumlanmasının sağlanmasıyla ideolojik bir aldatmaca içine hapsedilerek yanlış bilinç kapsamında tutulmasıdır…

Peki, ne yapmalı?

Televizyonları kapatalım demek kendi başına bir çözüm değil. Çünkü sosyal faaliyet alternatifleri oluşturamadığımız sürece mevcut yine yönelim almaya mahkûm. Ama en azından televizyon başında geçirilen vakit azaltılıp, seçicilik arttırılmalı. Peki, bunun ötesinde? Birincisi alternatif medya üretmeliyiz. Hayat TV ve İMC TV bu noktada değerli örnekler. İmkân olursa çoğaltılmalı bu örnekler. Ancak bunu da aşmamız gerek. Bu noktada mahalleler üzerinden yürütülecek örgütlenme çalışmaları çok önemli. Kapitalist sistem fabrikanın, işyerlerinin ötesinde. Toplumsal hayatın her alanını işgal eden bütünsel bir sistem. Toplumsal hayatın her hücresine sızarak kendi hegemonyasını inşa eden kapitalist sisteme karşı devrimcilerde işyeri örgütlenmelerinin sınırını aşıp mahalleler üzerinden geliştirilecek yoksulların, kadınların, öğrencilerin hayatının tümüne dokunacak bir örgütlenme modeli üzerinden kitlelerle birlikte alternatif bir kültür, alternatif sosyal faaliyetler inşa edebilir. Bu sayede televizyonun aptallaştıran, insanı bireyselliğe hapsedip yabancılaştıran girdabından kurtulabiliriz. Bu yönde çalışmalar örgütlü olunan yerelliklerde yapılmaya çalışılıyor. Bu mücadele hattını geliştirmek ve yaygınlaştırmak hiç kuşkusuz alternatif bir sosyalist kültürün toplumda oluşmasını kolaylaştıracak yegâne unsurdur…

http://www.arasoz.org/televizyon-bizleri-nasil-duyarsizlastiriyor/

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
11.01.2016- 19:09

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Televizyon Bizleri Nasıl Duyarsızlaştırıyor?

Bekir Sami Paydak

Resim Ekleme

Çizim: Angel Boligan

Kuşkusuz günümüzde televizyon artık her evde olmanın ötesinde evin her odasında bulunan en etkin kitle iletişim araçlarından biri konumundadır. Dünyada milyarlarca insanın izlediği, saatlerce başında kaldığı televizyonun peki topluma ve bireye bir yararı var mıdır? Toplumu ve bireyi entelektüel olarak geliştirir mi? Bireyin vaktinin verimli bir şekilde geçmesini sağlar mı? Toplumu ne olup bittiğine dair gerçekten bilgilendirir mi? Peki televizyonu kendi başına bir araç olarak mı almamız gerekir yoksa sınıfsal muhtevasıyla birlikte mi? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar televizyonun günümüz dünyasında insanı ne yönde etkilediği ve dönüştürdüğüne dair vereceğimiz cevaplara da denk düşecektir…

Televizyon günümüz dünyasında kitlelere fayda sağlayan bir araç değil kitleleri uyuşturan bir afyon haline gelmiştir.




Televizyonun kitleleri uyuşturucu bir araç haline gelmesi günümüzün bir sorunu değil. Bunu AKP'yi korumak adına söylemiyorum. AKP'den önce de afyonlayıcı bir etkisi vardı. AKP bu sınıfsal etkiyi çok daha darlaştırdı ve gerici, dinci AKP'nin borazanı haline getirmiştir. Sınıfsal nitelik darlaşmış, gerici dinci bir hegemonyanın kontrolüne girmiştir. Bunu sadece burjuvazinin sınıfsal hegemonyası olarak yorumlamak da yanlıştır. AKP dinci gerici siyasetini bu medya üzerinden yürütmekte ve halkı da daha dar bir çerçeve içinde baskılamaktadır.

ÇÖzüm mücadele etmektir. Nasıl olursa olsun, hayatın her alanında AKP'ye karşı mücadele. Okulda, mahallede, fabrikada her yerde AKP'ye karşı bir muhalefet örgütlenmelidir. AKP'ye karşı örgütlenmekten anladığım da önce birey olarak mücadelenin yeterli olmadığını bilmekten geçiyor. Mahallede, fabrikada, okulda, üniversitede tek başımıza örgütlenmeye çalışmanın faydası da sınırlı. Bunu yapmaya çalışmadan önce kendimizi örgütlü hale getirebilmeliyiz. Kendimiz örgütlü değilken, halkı örgütlemeye çalışmak faydasız bir çaba
.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]