Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Kılıçdaroğlu: AKP kanadından HDP ile yakın temasa geçildiğini biliyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "AKP kanadından HDP ile yakın temasa geçildiğini biliyoruz. Bölgesel özerklikte güvence verileceği ve başkanlık sisteminde AKP’nin desteklenmesi gerektiği, böyle bir pazarlığın olabileceği yönünde güçlü işaretler var" dedi.

Resim Ekleme

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'nin başkanlık sistemi" için net olmasını gerektiğini ifade ederek, " HDP’nin belli çevreleriyle Başkanlık sistemi için yakın temasa geçildiğini biliyoruz" ifadelerini kullandı.

Akademisyenleri hedef gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tavrını, "Almanya’da ‘Führer’e doğru’ diye bir kavram vardır. Bu kavramı ‘Erdoğan’a doğru’ diye tanımlayabiliriz" diye eleştiren Kılıçdaroğlu " Erdoğan ne diyorsa hâkim, savcı ona göre kararını verecek, sanatçı ona göre eserini yazacak" dedi.

Cumhuriyet'ten Fırat Kozok'un haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

TALİHSİZLİK

Aydınlara, akademisyenlere yönelik sert eleştirisi, Cumhurbaşkanlığı makamı açısından çok büyük bir talihsizlik. Aydınların farklı düşüncelerine siyasetçilerin saygı göstermesi lazım. Elbette ki bu bildiri tartışılmayacak anlamına gelmemeli. Görüşülebilir, tartışılabilir. Ama günlük politik bir dilin o makam tarafından kullanılması Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olmuştur.

12 EYLÜL SÜRECİ
12 Eylül dönemine geri dönüyoruz. Bunu artık hepimiz görüyoruz. Orada da üniversitelerden yüzlerce insanın görevlerine son verilmişti. Bunların bir kısmı çok daha sonra tekrar üniversitelerine dönebildiler. Şimdi tekrar böyle bir süreci başlatırlarsa şaşmamak lazım. Çünkü bunların derdi, farklı görüşleri dinlemek değil. ‘Kim benim görüşüme itiraz ediyorsa, onun bu ülkede yaşama, konuşma hakkı yok’ anlayışı.

FÜHRER’E DOĞRU
Daha büyük bir talihsizlik, konuyu atlayarak “bunu araştıracağız, soruşturacağız” demiş olmasıdır. Almanya’da “Führer’e doğru” diye bir kavram vardır. Führer bir şey söyler, devletin ilgili kademeleri derhal harekete geçer. Bu kavramı “Erdoğan’a doğru” diye tanımlayabiliriz. Erdoğan ne diyorsa hakim, savcı ona göre kararını verecek, sanatçı ona göre eserini yazacak. Aydınlar, ona göre konuşacak, üniversiteler ona göre şekillenecek. Süratle böyle bir yapı içinde gidiyoruz.

GÜL İTİRAZ ETMELİ
YÖK bu konuda soruşturma başlatamaz, öyle bir yetkisi yok. Üniversiteler başlatabilir. Mesela Abdullah Gül Üniversitesi, bir hocanın istifasını istemiş. Sayın Gül’ün derhal müdahale etmesi ve böyle bir olaya izin vermediğini açıklaması lazım. Adını taşıyan bir üniversite kendi adına gölge düşürmemeli. Buna açıkça karşı çıktığını kamuoyuna açıklamalı. Barışın cezalandırıldığı bir ülke olabilir mi?

DARBE YASALARI
Olay, sadece anayasa penceresinden bakmadığımızı açıkladık. Biz darbe hukukunun değişmesi gerektiğini söyledik. Anayasa da darbe hukukunun bir parçası zaten. Darbe yasalarını değiştirmeden anayasanın neyini değiştireceksiniz? “Basın hürdür, sansür edilemez” yeni anayasada ne yazacağız? Aynı şeyi yazacağız. Peki basın hür müdür? Hayır. Sansür ediliyor mu? Ediliyor. Peki nedir bunu yapan? Yürürlükteki darbe yasaları. Bu hükümet döneminde de darbe yasaları tahkim edildi. Biz onların değişmesini istiyoruz. Getirsinler hepsini değiştirip bu ülkeye birinci sınıf demokrasi getirelim.

GİDİP GEZSİNLER
Başkanlık konusunu tartışma konusu bile yapmayacağız. Geçen dönem de yapmadık. Dünya diktatörlerden çok çekti, hâlâ çekiyoruz. Türkiye de daha fazla yük taşımamalı. Biz bunu tartıştırmayacağız, gitsinler gezsinler. Biz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunacağız. 200 yıllık bir deneyimimiz var. Aksıyor mu? Evet aksıyor. Nasıl aksıyor? 12 Eylül döneminde çıkan yasalar yüzünden aksıyor. Örneğin siz bir yasa çıkarmışsınız Siyasi Partiler Yasası, genel başkan oturup milletvekillerini tek tek yazıyor. Bu nedir? ‘Eğer milletvekili genel başkanın söylediğinin aksine bir görüş beyan edilirse üstü çizilir’ diyor. Yasama organı, yürütmenin arka bahçesine dönüşmüş oluyor. Gelin bunu değiştirelim. Bunu Davutoğlu’na bu örnekle anlattım. Yüzde 10 seçim barajı aynı şekilde değişmesi lazım.

VEKİL DEVŞİRME:
Başkanlık sistemine destek için 14 karaktersiz çıkacağını zannetmiyorum.

HDP NET OLSUN: HDP’nin çok açık ve net başkanlık sistemine karşı olduğunu açıklaması lazım. AKP kanadından HDP’nin belli çevreleriyle Başkanlık sistemi için yakın temasa geçildiğini biliyoruz. (Neyin karşılığında sorusu üzerine) Hepimiz üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz. Bölgesel özerklik konusunda güvence verileceği ve başkanlık sisteminde bu bağlamda AKP’nin desteklenmesi gerektiği, böyle bir pazarlığın olabileceği yönünde güçlü işaretler var.

SALDIRGANA BİYOMETRİK KİMLİK Mİ VERİLDİ?: (Sultanahmet saldırganı) Bu kadar kısa sürede failin belirlenmesini hükümet kamuoyuna açıklamalıdır. Hangi bulgulardan yola çıkarak bu kadar kısa süre içerisinde açıklandı? Acaba o Suriyeliye biyometrik kimlik mi verilmişti daha önce? MİT tümüyle itibar kaybetmiştir. Başındaki kişi bir siyasal partinin temsilcisi konumundadır. Millilik niteliğini büyük ölçüde yitirmiştir MİT. Başındaki kişi değişmedikçe, oraya sarayın çıkarlarını değil, Türkiye’nin çıkarlarını savunan, koruyan bir kişi gelmedikçe millilik vasfı her zaman tartışılır. MİT’in bir grubu kaçak sarayla işbirliği halinde çalışıyor. Asıl vahim olan bu. Ben bunu Hitler’in Gestaposu’na benzetiyorum. Onlar da doğrudan Hitler’e hizmet eder, onun taleplerini yerine getirirdi.

İHANET OLUR
: Bakan, ‘milli menfaatlerde partiler bir araya gelmeli’ diyor. Haklı. Ama, Suriye, Mısır, Irak politikaları bizim milli menfaatlerimize uygun politikalar değil. Biz kendi ülkemizin ulusal çıkarlarına açıkça aykırı olan bir politikayı milli politika diye, desteklersek kendi ülkemize ihanet etmiş oluruz. En basit örneği Ortadoğu terörünü Türkiye’ye getirdiniz. Bu politikaların bedelini vatandaş ödüyor. Bıraktık Türkiye’yi şimdi turistler ödüyor. Bunun milli menfaatle bir ilgisi yok. Dışişleri Bakanı önce milli menfaat nedir, ne değildir ona bakmalı.

sol

umut  |  Cvp:
Cevap: 1
14.01.2016- 09:19

Kılıçdaroğlu'nun ''biliyoruz'' dediği AKP ve HDP teması eğer başkanlık ve özerklik alışverişine dayanıyorsa, HDP'nin bittiğinin göstergesi olur. Kendisine verilen oy ve desteğe ihanettir. Demirtaş başta olmak üzere partideki solcular istifa etmezler ve bu pazarlığa karşı çıkmazlarsa onlar da Türkiye halkına ihanet ediyorlar. Türkiye'nin içine yuvarlandığı faşizme bundan iyi katkı verilemez. AKP yine havuç çıkarmış, HDP de üstüne balıklama atlamıştır. Bundan sonra HDP ve içindeki solcular AKP diktatoryasından ve Türkiye'deki faşist baskılardan hiç söz etmesinler, en büyük pay kendilerinin olacaktır.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]