Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

01.02.2016- 17:54

Örgütsel bir ayrışma sonucunda ortaya çıkan HTKP çizgisinin, dünden bugüne bir süreklilik ve bütünlük içinde gördüğümüz ve sahiplendiğimiz TKP'nin programatik, ideolojik, siyasal ve örgütsel hattıyla-hattımızla bir hesaplaşma içine gireceğini hiç düşünmedik. Büyük bir iddia ile yola çıkan HTKP yarınları kazanma üzerine bir misyon önüne koymuştu.

Ancak TKP hattının   dışına düşen bir hat, HTKP saflarında kendine bir yer bulmuştur. Partimizin örgütsel hattıyla, Leninizm anlayışıyla, sosyalist devrimci çizgisiyle, mücadelesiyle oluşmuş tarihi ve programatik hattıyla hesaplaşma içine giren bir anlayış parti saflarında belirmiş, yaşanan güncel siyasal gelişmelerde kendine hareket alanı bulmuş ve tam anlamıyla ideolojik bir farklılaşmaya doğru evrilmiştir. Bu durumun süreç içinde mi oluştuğu, yoksa başından beri bu çerçevede var olup olmadığının bugün geldiğimiz nokta itibariyle artık bir önemi kalmamıştır. Söyleyeceğimiz tek şey şudur; bizler, devrimcilerin 'söylediklerini yapan yaptıklarını söyleyen' ilkesine her zaman sahip çıkacağız ve bunun gereğini yapacağız.

Parti forumu yerine hareketi, sosyalizmin bağımsız hattı yerine geniş bir demokratik muhalefet hareketinin örülmesini, devrimci siyaset yerine düzen partileriyle görüşmeyi, Kürt Siyasi hareketiyle ilkeli ve devrimci bir ilişki yerine iltihakçılığı, sermaye düzenine topyekün karşı olmanın yerine neredeyse tek başına AKP karşıtlığını veri alan bir siyaset anlayışını, liberalizm karşıtlığı yerine liberalizmi tehlike görmeyerek önemsizleştirme eğilimlerini, parti kültürü yerine devrimci demokrat kültürü, kolektif ve örgütlü çalışma yerine bireysel öne çıkışları, sosyalizmi öne çıkarmak yerine geri çekmeyi, anti-emperyalist mücadele yerine ''non-emperyalist'' bir mücadeleyi ve tarihsel çıkarlar yerine güncel çıkarları merkeze koyan bir siyasal anlayışla bizim yolumuz aynı olamaz.

Bu anlayışla ortak bir yol yürümemiz, yıllardır partinin her kademesinde mücadele yürüten ve partinin örgütsel yükünü sırtlayan kadrolar açısından mümkün değildir.

Yolumuz sosyalist devrimci, Leninist, işçi sınıfıyla buluşmuş ve kitlesel TKP'nin kuruluş yoludur. Bu yolun döşenmesi için ayrı bir siyasi iddia ve irade olarak, yeni bir siyasal hareket kurulduğunu ilan ediyoruz.

İşçi sınıfının öncü partisini yaratmak ve sosyalizmin bağımsız siyasal hattını emekçilerle buluşturmak için yola çıkıyoruz.

Bu siyasal irade örgütüyle siyasetiyle, mücadelesiyle, yayınıyla ve ismiyle emekçi sınıflar içinde kendisini örgütleyecektir.



TKH'nin kendi üyeleri için dağıttığı partinin sesi broşüründen HTKP eleştirisi ve TKH'nin ortaya çıkış nedenleri, kendi ağızlarından böyle anlatılmış.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
02.02.2016- 16:30

Örgütsel bir ayrışma sonucunda ortaya çıkan HTKP çizgisinin, dünden bugüne bir süreklilik ve bütünlük içinde gördüğümüz ve sahiplendiğimiz TKP'nin programatik, ideolojik, siyasal ve örgütsel hattıyla-hattımızla bir hesaplaşma içine gireceğini hiç düşünmedik. Büyük bir iddia ile yola çıkan HTKP yarınları kazanma üzerine bir misyon önüne koymuştu.

Ancak TKP hattının   dışına düşen bir hat, HTKP saflarında kendine bir yer bulmuştur. Partimizin örgütsel hattıyla, Leninizm anlayışıyla, sosyalist devrimci çizgisiyle, mücadelesiyle oluşmuş tarihi ve programatik hattıyla hesaplaşma içine giren bir anlayış parti saflarında belirmiş, yaşanan güncel siyasal gelişmelerde kendine hareket alanı bulmuş ve tam anlamıyla ideolojik bir farklılaşmaya doğru evrilmiştir. Bu durumun süreç içinde mi oluştuğu, yoksa başından beri bu çerçevede var olup olmadığının bugün geldiğimiz nokta itibariyle artık bir önemi kalmamıştır



HTKP TKP'deki ayrılık sonucunda ideolojik ve siyasi olarak TKP çizgisini koruyoruz açıklamasını yapmıştı. TKH'nin açıklaması çok farklı. HTKP'nin ideolojik ve siyasi yönden TKP ile farkının kalmadığını söylüyorlar. O zaman otursunlar KP ile birleşme yoluna gitsinler, ayrı bir partiye bence hiç gerek yoktu.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
02.02.2016- 21:14

Kadıköy'e uğradığımda mutlaka NHKM ve HTKP'nin lokaline uğrardım. Şimdi TKH de orada il örgütünü açtı, zamanım olduğumda uğrayacağım yerler üçe çıkmış oldu. Geçen hafta biraz da bu nedenle Kadıköy'e gittim. Üçüne de uğradım.

HTKP lokalinde TKP'den ayrılıştan sonraki heyecan giderek sönümleniyordu. Dışardan bir göz bunu farkedebiliyordu. HTKP'nin TKH bölünmesinden sonra epey durağanlaşmıştı. Geçen hafta gittiğimde ise tamamen boştu. Bahçe kısmındaki bir masada dört öğrenci ders çalışıyordu. Şaşırdım ve üzüldüm. Taşınmış oabilirler miydi, bilmiyorum; soracak birini de bulamadım. Oturup bir sigara bile içmek gelmedi içimden. Gerçekten üzücüydü.

TKH'nin il merkezi yeni açılmış. İçerde bir kişi vardı ve o da HTKP'den tanıdım bir arkadaştı. Bir gün önce geç saatlere kadar çalıştıklarını söyledi, içerde kimselerin olmamasını buna bağladı. Çay ikram edildi ve sohbet ettik. Özellikle Metin Çulhaoğlu'ndan yakınılıyor. TKP ile ayrışma sırasında ideolojik ve siyasi yönden hiçbir farklılık olmadığını söylemelerine rağmen, şimdi geldikleri durumda partinin başka bir partiye dönüştüğünü iddia ediyorlar. Ayrılıklarını buna bağlıyorlar. Arkadaşımdan dinlediklerim, TKP ile ayrışma sırasında bir HTKP'li olarak söylediklerinin benzeriydi. Şimdi TKH çatısı altında aynı şeyleri yineliyorlar. Bu konuda tutarlılar.

Siyasette ''keşke'' denmemeli, hiç de yararı yok; ama TKP'nin bölünmesi komünist siyasetin güç kaybıdır. Türkiye sosyalist hareketin belkemiği iki yerden kırılganlık yaşadı. KP, HTKP ve TKH bu kırılganlık sonucu ortaya çıkan üç yapı. HTKP'nin artık başka bir partiye dönüştüğünü söylemek yanlış olmaz; HTKP başka bir kulvarda yol almaya çalışıyor; ilginç olan ( bana göre) o kulvarı da pek netleştiremiyor. Çünkü netleşecek bir yanı da yok. Metin Çulhaoğlu ''deneyeceğiz ve sonucunu göreceğiz'' diyordu, şimdi aynı konuyu yazılarında   çok daha soyut bir düzemde savunmaya çalışıyor. Ama olmayacağı belli. TKH ise umarım çıktıkları yolda başarılı olurlar.

R2D2  |  Cvp:
Cevap: 3
03.02.2016- 07:34

TİP'ten ayrılış, Gelenek dergisi sürecini saymazsak, sanırım 1992 yılında kurulan Sosyalist Türkiye Partisi'nden itibaren, 24 yıllık aktif parti hayatı bir olan bir siyasi hareketten bahsediyoruz.

24 yıl... Arkadaşlar bu 24 yıl içerisinde, grevi geçtim, bu hareketin elle tutulur, gündeme gelen bir işçi direnişi örgütlediği oldu mu? Bir fabrika işgali?

Çeyrek asır boyunca faaliyet gösterip fabrikaların kapısından bile giremeyen bir hareketin kendisini işçi sınıfı partisi olarak tanımlaması ve daha fenası gerçekten böyle olduğuna inanması normal midir?

Özellikle TKH ve KP'nin açıklamalarını okuyunca, Orta Çağ'da, kendisini, sınırlarından içeri giremediği ülkenin kralı, sultanı ilan eden ve gerçekten böyleymiş gibi davranmaya çalışan sürgündeki monarşi üyeleri geliyor insanın aklına.

Ya da Türkiye'de tek bir faaliyeti olmayan, neydi isimleri şu İngiltere'de dergi çıkarıp kendilerini Türkiye'nin tek komünist partisi ilan edenler geliyor insanın aklına.

Biz neden hep işçi sınıfının uzağında kaldık ve hiçbir zaman bir işçi sınıfı partisi olamadık diye geleneğin kendisini sorgulamak yerine, sanki çok başarılı, çok büyük işlere imza atmış bir geleneği paylaşamıyorlarmış gibi polemik yapmaları...

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 4
03.02.2016- 12:54

Alıntı Çizelgesi: R2D2 yazmış

TİP'ten ayrılış, Gelenek dergisi sürecini saymazsak, sanırım 1992 yılında kurulan Sosyalist Türkiye Partisi'nden itibaren, 24 yıllık aktif parti hayatı bir olan bir siyasi hareketten bahsediyoruz.

24 yıl... Arkadaşlar bu 24 yıl içerisinde, grevi geçtim, bu hareketin elle tutulur, gündeme gelen bir işçi direnişi örgütlediği oldu mu? Bir fabrika işgali?

Çeyrek asır boyunca faaliyet gösterip fabrikaların kapısından bile giremeyen bir hareketin kendisini işçi sınıfı partisi olarak tanımlaması ve daha fenası gerçekten böyle olduğuna inanması normal midir?

Özellikle TKH ve KP'nin açıklamalarını okuyunca, Orta Çağ'da, kendisini, sınırlarından içeri giremediği ülkenin kralı, sultanı ilan eden ve gerçekten böyleymiş gibi davranmaya çalışan sürgündeki monarşi üyeleri geliyor insanın aklına.

Ya da Türkiye'de tek bir faaliyeti olmayan, neydi isimleri şu İngiltere'de dergi çıkarıp kendilerini Türkiye'nin tek komünist partisi ilan edenler geliyor insanın aklına.

Biz neden hep işçi sınıfının uzağında kaldık ve hiçbir zaman bir işçi sınıfı partisi olamadık diye geleneğin kendisini sorgulamak yerine, sanki çok başarılı, çok büyük işlere imza atmış bir geleneği paylaşamıyorlarmış gibi polemik yapmaları...



SİP gelenekli arkadaşlara anlatmaya çalışılan bir gerçeklik... Umarız akıllarına dank eder.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 5
03.02.2016- 13:20

Türkiye sosyalist hareketinde pek çok siyasal parti işçi sınıfında örgütlenmiş ve sınıfı ayağa kaldırabilecek bir yeteneğe mi kavuşmuş; böyle bir ortam var da onun için mi TKP eleştiriliyor? 1980'leden sonra Türkiye sosyalist hareketine bakalım, en doğru siyasi çizgiyi kim savunuyor? TKP'den başka doğru bir çizgide duran komünist parti var mıydı? Türkiye komünist hareketine bir de bu gözle bakın derim. Sosyalist hareketin yarısı liberalizme, yarısı kuyrukçuluğa savrulmuşken TKP'ye dönüp işçi sınıfını hiç örgütleyemedi'' diyerek eleştiri yapmak   artniyetli olmaktır.

R2D2  |  Cvp:
Cevap: 6
03.02.2016- 18:42

Kendisinin işçi sınıfı partisi olduğunu iddia eden bir hareketin 24 yıllık parti tarihinde dişe dokunur tek bir işçi direnişi olmamasını "Ortam müsait değil"le mi açıklıyorsun?

12 Eylül'den bugüne kadar işçi sınıfı mücadele de etti, kazanımlar elde etti. 24 yıl boyunca işçi mücadelesinde seyirci ya da misafir olarak bulunmuşsun. Bu mücadele tarihi anlatılırken işçi grevleri, direnişleri, fabrika işgalleri, mitingleri anlatılırken hiçbirinin mimarı olarak adın geçmezken, işçi sınıfı partisi yakıştırmasını nasıl yapabiliyorsun kendine?

Böyle bir geçmişin, örneğin yok ki.

"En doğru siyasi çizgi"yi savunmak dediğin nedir? Bunun sınaması insanların oturduğu yerden en ortodoks şeyleri savunması değil ki. Başkasının örgütlediği direnişleri yeteri kadar uzlaşmaz olmamakla, tavizkar olmakla falan eleştirmek değildir mesela en doğru çizgiyi savunmak. Kendi örgütlediğin direnişte diğerlerinden daha uzlaşmaz ve kararlı olmaktır.

Senin tarihinde yok ki bir işçi direnişin, en doğru çizgiyi savunduğunu iddia edesin.

İşçi sınıfı mücadelesine liberalizme ya da kuyrukçuluğa kayanlar kadar katkı sağladın mı?

Türkiye'de sol hareketleri tanisfesek, işçi sınıfı ve sınıf mücadelesine en uzak hareket senin hareketindir. Bu da bir iddia değil, ortada olan olgudur. Basitçe, yoktur böyle bir deneyimin.

Önce kendini bilecek herkes.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 7
03.02.2016- 18:44

Alıntı Çizelgesi: R2D2 yazmış

TİP'ten ayrılış, Gelenek dergisi sürecini saymazsak, sanırım 1992 yılında kurulan Sosyalist Türkiye Partisi'nden itibaren, 24 yıllık aktif parti hayatı bir olan bir siyasi hareketten bahsediyoruz.

24 yıl... Arkadaşlar bu 24 yıl içerisinde, grevi geçtim, bu hareketin elle tutulur, gündeme gelen bir işçi direnişi örgütlediği oldu mu? Bir fabrika işgali?

Çeyrek asır boyunca faaliyet gösterip fabrikaların kapısından bile giremeyen bir hareketin kendisini işçi sınıfı partisi olarak tanımlaması ve daha fenası gerçekten böyle olduğuna inanması normal midir?

Özellikle TKH ve KP'nin açıklamalarını okuyunca, Orta Çağ'da, kendisini, sınırlarından içeri giremediği ülkenin kralı, sultanı ilan eden ve gerçekten böyleymiş gibi davranmaya çalışan sürgündeki monarşi üyeleri geliyor insanın aklına.

Ya da Türkiye'de tek bir faaliyeti olmayan, neydi isimleri şu İngiltere'de dergi çıkarıp kendilerini Türkiye'nin tek komünist partisi ilan edenler geliyor insanın aklına.

Biz neden hep işçi sınıfının uzağında kaldık ve hiçbir zaman bir işçi sınıfı partisi olamadık diye geleneğin kendisini sorgulamak yerine, sanki çok başarılı, çok büyük işlere imza atmış bir geleneği paylaşamıyorlarmış gibi polemik yapmaları...



Fabrikalarda örgütlenmiş DİSK bile geriye gitmişken bir komünist partinin fabrikalarda örgütlenmesi hiç kolay değil. İşçi sınıfının gerisinde mi kaldık yoksa işçi sınıfı mı çok geriledi, bu konuyu da gözden kaçırmamak lazım.

R2D2  |  Cvp:
Cevap: 8
03.02.2016- 18:59

Ben salt bugünden, dünden, geçen seneden bahsetmiyorum.

24 yıl... Çeyrek asır. İşçi sınıfının gerisinde, önünde değil kilometrelerce uzağında kalmışsın.

Bu gelenek hep bir küçük burjuva partisi olarak kalmıştır ve bunu değiştirecek, kendisini gerçekten bir işçi sınıfı partisi haline getirecek sorgulamayı yapmaktan uzaktır.

Sen önce Kızıl Bayrak gibi dergi çevreleri kadar işçi sınıfı mücadelesine katkı sağla, sonra kendine işçi sınıfı partisi yakıtşırması yaparsın.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]