Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

07.03.2016- 16:44

Nurettin Demirtaş, Başkanlık için Abdullah Gül dedi

Nurettin Demirtaş, "Başkanlık sistemine geçilse bile, ilk başkan Kürt düşmanı Erdoğan değil, demokratik çözümün muhatabı olabilirse Gül olabilir" dedi.

Resim Ekleme  

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi, eski Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanı olan ve sonrasında PKK'ya katılan Nurettin Demirtaş, "Başkanlık sistemine geçilse bile, ilk başkan Kürt düşmanı Erdoğan değil, demokratik çözümün muhatabı olabilirse Gül olabilir" dedi.

PKK’nın yurtdışındaki yayın organı Yeni Özgür Politika’da yazı kaleme alan Nurettin Demirtaş, öz yönetim ilan eden belediye başkanları hakkında hapis istendiğini ve AKP’nin bir yandan HDP’yi Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na davet ederken diğer taraftan HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırmaya çalıştığını ifade etti.

GÜL’ÜN GELECEĞİNİ O SORUYA VEREEĞİ YANIT BELİRLEYECEK

AKP’nin Türkiye’deki demokratik ilerlemeyi frenlediğini belirten Demirtaş, “Bu durum objektif olarak Abdullah Gül’ün önünü de açıyor.” dedi.

“Erdoğan karşısında farklı bir çıkış arayışında olan Gül ve ekibi bu süreçte demokratik bir çıkış yapabilecek mi?” diye soran Nurettin Demirtaş, Abdullah Gül’ün 2010 yılı sonrasındaki sözlerine atıf yaparak şöyle yazdı:

“2010 sonrasında Ortadoğu’da halk direnişleri gelişirken, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘Liderler halkın taleplerini dikkate almadığı zaman, bunu halklar kendileri yaparlar!’ demişti. Kürt halkı şu anda bunu yapıyor. Gül buna ne diyecek?”

Abdullah Gül’ün AKP’nin Kürt politikasına ne kadar destek verdiğini sorgulayan Demirtaş, “Bu soruya vereceği yanıt Gül ve ekibinin geleceğini belirleyecektir.” diye yazdı.

İLK BAŞKAN ABDULLAH GÜL OLABİLİR

“Yeni bir siyasi çizgi ve yeni bir parti kuruluşuna öncülük yapacaksa Gül ve ekibi için en önemli fark Kürt halkına ve öz yönetim hakkına yaklaşım konusunda olabilir.” diye yazan Demirtaş, “Bu farkı ortaya koymadan Gül ve ekibinin Erdoğan karşısında şansı yoktur.” İfadelerini kullandı.

Demirtaş yazısının son bölümünde Başkanlık sistemine geçildiği takdirde ilk Başkan olacak kişinin Gül olması gerektiğini şu ifadelerle anlattı:

“Bu durumda başkanlık sistemine geçilse bile ilk başkan Kürt düşmanı Erdoğan değil, şayet demokratik çözümün muhatabı olabilecekse Gül’ün kendisi olabilir.”

NOT: Biji Serok Abdullah Gül (Yaşasın Önder Abdullah Gül)

Odatv.com

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 1
08.03.2016- 13:13

Erdoğan'ı gönderecek tek aktör olarak Abdullah Gül-Özgür Şen


Abdullah Gül'ün Türkiye'yi felaketten kurtarması gerekiyormuş. Cemil Bayık öyle söylüyor. KCK yöneticisi Bayık, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir önceki cumhurbaşkanı ve dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin eski başkomutanını göreve çağırıyor.

Kime karşı? Halihazırda görevde olan Erdoğan ve ekibine karşı.

Bayık'ın sözlerinin hareketi bağladığı açık, ama aynı gün Nurettin Demirtaş tarafından yazılan yazıda da Gül'ün ismi Türkiye'nin ilk başkanı olarak zikredilmesi konunun Kürt hareketi tarafından enine boyuna tartışıldığını gösteriyor.

Kürt ulusal hareketi AKP'nin Hamamönü hizbine açıkça ittifak öneriyor.

Üstelik teklif AKP'nin 2002 ruhuna, kuruluş felsefesine geri dönmesi çağrısını içerdiğinden Gül ve Arınç'ın başını çektiği hizbin siyasi doğrultusuyla da uyumlu. Belli ki ciddiler.

Tabii taraflardan yalnızca birisinin ciddiyeti işin sonucunu tek başına belirlemez. Gül bu açıklamalardan tedirginlik duymuş, bunların kendisine karşı kullanılabileceğini bile düşünmüş olabilir.

Ancak Gül'ü göreve çağıran yalnızca Kürt cephesi değil ki...

CHP'lilerin genel merkezin bulunduğu Söğütözü'nü değil, Gül-Arınç hizbinin merkezi olan Hamamönü'nü daha fazla takip ettikleri açık. Kurtuluşu orada görüyorlar çünkü.

Dahası da var. Askeri darbe fısıltılarından, renkli devrim senaryolarına kadar Türkiye'nin geleceği hakkında ortaya atılan her iddiada kendi adının geçiyor olması Gül'ü büyük ihtimalle mutlu ediyordur. Üstelik yapacağı da belli. Sabırla zamanının gelmesini bekleyecek ve uygun zamanda harekete geçecek.

Tamam Gül bundan rahatsız olmaz.

Peki ama biz... Türkiye halkı, ilericiliği bundan rahatsız olmuyor mu?

AKP'nin alternatifinin AKP olmasında, Erdoğan'ın yerine Gül'ün düşünülmesinde, 2016 model AKP'nin 2002 modeliyle değiştirilmek istenmesinde bir gariplik yok mu?

Abdullah Gül'ün ne kadar değişebileceği tartışmasını şimdilik bir kenara bırakın, ama çağrı değişen bir Gül'e bile değil, bilinen Gül'e yapılıyor ve ondan fabrika ayarlarına dönen bir AKP'ye liderlik etmesi bekleniyor.

Abdullah Gül bir zihniyet ve dönemin temsilcisidir.

Dolayısıyla, senaryoların ortak noktasında Gül'ün durması, yalnızca geleceğe dönük bir yaklaşım olarak okunamaz. Bu aynı zamanda geçmişi meşrulaştırma çabasıdır. Zaten geçmişi meşrulaştırmadan o geçmişin çizdiği bir çerçevede hareket etmek siyaseten imkansızdır.

AKP'yi temize çekmeden AKP veya AKP zihniyeti ile devam edemezsiniz.

Türkiye'nin geleceğini AKP veya AKP benzeri bir yapıya emanet etmeyi düşünen herkes Türkiye'nin AKP'li geçmişini meşrulaştırmak zorundadır.

Bu zorunluluğun tek nedeni AKP'nin alternatifsizliği olamaz.

2016 Türkiyesi'nin içler acısı halinin, bu felaket tablosunun şüphesiz en büyük sorumlusu AKP. Erdoğan'ın özel katkısı ve liderliği ise hiçbir durumda unutulamaz.

Ancak AKP'li yıllarda AKP tek başına hareket etmedi ki.

Bugünkü senaryoların baş yazarlarından ABD ve müttefikleri bu süreç boyunca AKP'yi hiç yalnız bırakmadılar. Yine muhtemel aktörlerden askerler AKP'ye karşı çıkarken, onunla mücadele ediyor görünürken bile AKP'nin ekmeğine yağ sürüyorlardı. Şimdi farklı aktörlerin arasını yapmaya soyunan liberallerin AKP'ye yaptıkları iyilikleri anlatmaya sayfalar yetmez ama evet bu ülke AKP'ye karşı sağcı adaylar çıkaran, Erdoğan'la dinselleşme ve gericilik yarışına giren CHP'yi, Gezi'de Erdoğan'a destek olmayı tercih eden ve aydınlanma düşmanlığında İslamcıları yalnız bırakmayan HDP'yi de gördü. Putin'in Rusyası dahi Erdoğan'a renkli devrim senaryolarına karşı koruma teklif etmişti. Peki Gülen Cemaatinin kaç kişinin canını yaktığını hatırlayan var mı?

Erdoğan yalnızca AKP'ye değil aslında bu sürece liderlik etti. 2016 Türkiyesi hepsinin eseridir.

Şimdi bu yılların en önemli aktörlerinden, sicili, düşüncesi, karakteri gayet iyi bilinen Gül'ün elbirliğiyle parlatılmasıyla hem o günlere dair sorumluluklarını kabul etmiş oluyor, hem de aynı zamanda yaptıklarının yanlış olmadığını iddia ediyorlar.

Demek ki bunca yıl boyunca ABD yanlış yapmamış, askerler yapmamış, liberaller yapmamış, CHP, HDP ve Gülen cemaati yapmamış ve hatta Erdoğan'ın çetesine girip çıkanlar bile yapmamış. Bunların hiç suçu yokmuş. Yanlışı Erdoğan ve çetesi yapmış, sadece onlar suçluymuş. Onları gönderince de Türkiye düzelecek, felaketten kurtulacakmış.

Bu tek başına Erdoğan'ı gönderme senaryosu olamaz. Yalnızca Erdoğan'ı göndermiyor, kendilerini de kurtarıyorlar.

Kurtardıkları Erdoğan ve AKP'yi yaratan bu düzendir. Kurtaramasınlar.

Kurtarırlarsa Erdoğan'sız da olsa, Erdoğan'ın bıraktığı yerden aynı şekilde devam ederiz. Türkiye'ye bakıp buna onay verecek aklı başında birisi var mı?

Sol

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]