Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Asıl paket buymuş: Polis devleti

Resim Ekleme

AKP polis devletine doğru, altından kalkamayacağı bir adım attı. Hazırlanan paketle polis, yargı kararı beklemeden istediği vatandaşı gözaltına alacak. İçişleri Bakanı’nın “önleme hapsi” dediği uygulamaya bütün hukukçular “polis devleti” tepkisi verdi. Uzmanlara göre uygulama, 12 Eylül anayasasına dahi aykırı.

Özgür Savaşçıoğlu - soL
Polis tarafından, son yıllarda yapılan keyfi gözaltı uygulamalarına yasal zemin oluşturmaya çalışılıyor. AKP hükümeti, polisin yetkilerini artıran yeni bir paket için kolları sıvadı. Hazırlanması planlanan yeni paket, polise “önleme gözaltısı” adı altında keyfi gözaltı yapma yetkisi veriyor.

Hürriyet ve Türkiye gazetelerinde dün yer alan haberlere göre, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları’nın üzerinde çalıştığı yeni düzenlemeyle, daha önce hakim ve savcı talebiyle uygulanan önleme gözaltılarının, 12-24 saate kadar polis yetkisiyle yapılmasının önü açılacak. Sürenin uzatılması için hakim kararı gerekecek.

Mevcut uygulamaya göre önleyici gözaltı, hakim ve savcı talebi olmadan yapılamıyor. Hazırlanan yeni paketle, “eylem yapma ve olay çıkarma potansiyeli olanlar” hakim ve savcıların talebi olmaksızın polis tarafından gözaltına alınabilecek.

Paketle ilgili gazetelere konuşan İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Bazı ülkelerde önleme hapsi diye bir uygulama var. Bir eylem yapılacaksa, bu eylem sırasında olay çıkarma potansiyeli olanlar 12 saat veya bir gün süreyle gözaltına alınıyor. Şimdi bir düzenlemeyle önleme hapsi uygulamasını getirmek istiyoruz” dedi.

Taslakta, denetim mekanizması olarak yeni kurulacak “Kolluk Kuvvetleri Denetim Kurulu”nun isminin geçmesi bekleniyor. Düzenlemenin, Gezi Parkı eylemlerinin ardından gündeme geldiği belirtildi.

‘Polis devleti yaratılıyor’
Planlanan düzenlemeye ilişkin gazetemize konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, baskıcı devletten polis devletine doğru hızlı bir yolculuğun göstergesi olduğunu söyledi. Seyahat hürriyetinin soyut gerekçelerle kısıtlanamayacağını hatırlatan Feyzioğlu, hazırlanan paketin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti.

Feyzioğlu, paketi barışçıl toplantı, gösteri ve düşünceyi açıklama temel hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırma girişimi olarak nitelendirdi. Bu tarz bir uygulamanın hukuki olmayacağını belirten Feyzioğlu, yurttaşların suç işleme ihtimali olduğu iddiasıyla bu tarz bir uygulamaya gidilemeyeceğini vurguladı.

‘Demokrasiden ne anladıkları ortaya çıktı’
Düzenlemenin kişi güvenliği açısından Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayan eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, “Demokrasi için temel şart, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkıdır. Bu paketle, en temel hak kullanılamaz hale getiriliyor” dedi.

Turgut Kazan’a, paketin bu ayrıntıları, “demokrasi paketi” diye ortaya çıkanların demokrasiden ne anladığını ortaya koyuyor.

Planlanan düzenlemede polis üzerinde güvenilir bir kontrol mekanizmasının bulunmadığına dikkat çeken Kazan, paketle, polisin istihbarat raporu üreterek kendisine dayanak bulmasının önünün açılacağını söyledi.

Polise gözaltı yetkisi verilmesiyle hukuk devletinin ortadan kalkacağını söyleyen Kazan, yargıya ait olan bu yetkinin polise devredilmesinin önünde anayasal engeller olduğunu belirtti.

Korkut Kanadoğlu: Anayasa’nın 19. maddesine aykırı
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Anayasa Profesörü Korkut Kanadoğlu, hazırlanan paketin Anayasa’nın kişi özgürlüğünü güvenceye alan 19. maddesine aykırı olduğunu söyledi. Maddeye göre tutuklama ve yakalama kurumlarının mahkeme kararıyla işletilmesi gerektiğini hatırlatan Kanadoğlu, hakim kararına dayalı olması gereken güvencenin ortadan kaldırıldığını belirtti.

Düzenlemenin gözaltına almakla yakalama arasındaki farkı ortadan kaldırdığını söyleyen Kanadoğlu, uygulamayla polise hakim yetkisi verildiğini vurguladı. Kanadoğlu, yargı kararı olmadan polise önleyici gözaltı yetkisi verilmesini “polis devleti uygulaması” olarak tanımladı ve düzenlemenin hayata geçirilmesi halinde evrensel insan hakları güvencelerinin ihlal edileceğini söyledi.

Haziran Direnişi’nden korktular
AKP’yi bu paketi hazırlamaya iten Haziran Direnişi sürecinde, polisin keyfi uygulamaları tepki toplamıştı. Gezi Parkı eylemleri sırasında, bir saat sonraki eyleme katılma ihtimali olduğu gerekçesiyle Taksim Meydanı’nda yürüyen insanlar gözaltına alınmıştı. Birçok kişinin gözaltına alınma ve tutuklanma gerekçesi olarak baret ve maske taşıması gösterilirken, daha sonra baret ve maskenin silah olarak sayılamayacağı mahkeme tarafından da karar altına alınmıştı. Taksim Dyanışması üyelerinin evleri hukuksuz bir şekilde gerekçe gösterilmeden aranmaya çalışılmış daha sonra mahkeme tarafından Ali Çerkezoğlu’nun evi ile ilgili arama kararı, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmişti. Eylül ayında Kadıköy’de yapılan eylemlerde de hukuksuz uygulamalarını sürdüren polisin keyfi üst arama ve GBT kontrolleri yapması, kamuoyunda tepkilere yol açmıştı.

Keyfi gözaltıya direnmek suç
Pakette temel hak ve özgürlüklerine sahip çıkacak ve polis devleti uygulamalarına direnecek yurttaşlar da düşünülmüş. Hazırlanan düzenlemeye göre, polisin keyfi tutuklamalarına itiraz edenleri ağır cezalar bekliyor.

Paketle birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun “Görevi yaptırmamak için direnme” başlıklı 265’inci maddesi tekrar düzenlenerek verilen hapis cezalarında artışa gidilecek. Polise mukavemet suçlamasıyla verilen cezaların çoğunun cebir ve şiddet eylemlerinden değil, yasal gösteri hakkına sahip çıkmaktan kaynaklandığını söyleyen Avukat Turgut Kazan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Türkiye’den yapılan konuyla ilgili başvuruların yüzde 90’ından fazlasında, kararın devlet aleyhine çıktığını hatırlattı.

‘Toplama kampının başlangıcı olur’
Polise keyfi gözaltı yetkisi verilmesinin hukuki olmadığını söyleyen Avukat Ayhan Erdoğan “Uygulama, toplama kampının başlangıcı. Demokratik bir ülke için kabul edilemez” dedi. Paketin “faşizmin ilanı” anlamına vurgulayan söyleyen Erdoğan, düzenleme hayata geçirilirse, keyfi gözaltıların sonunun gelmeyeceğini söyledi.

Erdoğan, yargı kararı olmadan gözaltı yapılmasını kabul edilemez olduğunu belirterek, savcının yetkisinin polise devredilmesinin hukusal zemini olmadığını vurguladı. Polisin yurttaşlara herhangi bir suçlama yöneltmeksizin gözaltı yapmasının önünün açıldığını söyleyen Erdoğan, savcıların adli tahkikatla ve konuyu adli bir fiille ilişkilendirerek gözaltı kararı verdiğini hatırlattı.

Eskiden askeri vesayetten şikayet edenlerin polis vesayetini görmezden geldiğini belirten Erdoğan, “Bu noktaya gelmemizde yetmez ama evet’çilerin payı büyük. Bunun hesabını mutlaka verecekler” dedi.

SOL

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]