Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Her şey serbest Türkiye’si- Ender HELVACIOĞLU


24 Haziran seçimlerine 24 Haziran sonrası hesap edilerek gidilmeli. 24 Haziran gecesi başlayabilecek olan süreçlere hazırlıklı olmayan siyasal odaklar, seçimlerde hangi sonuçları alırlarsa alsınlar iktidar olamazlar.

Bugün Türkiye’nin başında, ülkenin rejimini değiştirmiş, ulusal ve uluslararası düzlemde sayısız suç işlemiş, iktidarını korumayı hayat memat meselesi olarak gören bir çete var. AKP-Erdoğan iktidarının “demokratik seçimler” sonucunda iktidarı devredeceğini sanmak kanımca safdillik olur.

Ya her türlü yolu (hileyi) kullanarak kendilerini galip ilan edecekler, ya da -eğer mızrak çuvala sığmazsa- sonucu kabul etmeyecekler. Ülkeyi bir kargaşaya sürükleme pahasına…

Bunu daha önce de yaptılar. İktidara geliş ve pekiştiriş süreçlerinde neler yaptıklarını söylemiyorum. İktidarlarının sarsıldığı son üç yıl içinde iki kez, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında ve Başkanlık Referandumu sonrasında yaptılar ve muhalefetten ciddi bir tepki görmediler. Yeniden aynı yola başvurmamaları için bir neden yok.

Sanıyorum Erdoğan’ın 24 Haziran’a giden süreç ve 24 Haziran sonrasına ilişkin bir hazırlığı var. Seçimlerin korsan bir biçimde erkene alınması dahi bu hazırlığın göstergesi. Peki, muhalefetin var mı? Yoksa şenlikli bir biçimde iktidara gelebileceğini mi düşünüyor muhalefet?

Seçim kazanmak iktidara gelmeye yetmez Türkiye’de. Daha öncesini bırakalım, AKP de ilk yıllarında seçim kazanmasına karşın iktidar değildi. Sonraları ABD ve küresel sermayenin abanmasıyla, Fethullah ile işbirliği yaparak, bir dizi komplo ve sivil darbe sonucunda iktidara el koyabildi.

Bugünkü muhalefet aynı yolu izleyerek iktidar olabileceğini sanıyorsa fena yanılır. Çünkü ne Dünya ne ABD ne de Türkiye on yıl önceki gibi. Halka ve emekçinin gücüne başvurmak zorundadır bugün iktidarı AKP’den almak isteyen. “Hazırlık” derken bunu kastediyoruz. Böyle bir hazırlık yoksa/oluşturulmazsa, seçim kazanmak çok zordur; kazanılsa bile iktidar olmak olanaksızdır. 7 Haziran’da kazanılmıştı işte; sonuç ne oldu?

***

Bu yazdıklarımızdan 24 Haziran’da yapılacak seçimlerin sonuçlarının fazla öneminin olmadığı gibi bir sonuç çıkarılmasın. Hatta bu nedenlerle daha da önemlidir 24 Haziran seçimleri.

Türkiye’nin bu iktidardan kurtulması gerekiyor. Muhalefetin parçalı yapısı, beş benzemez olduğu, güvenilmez olduğu, bir kısmının emperyalist projelerde rol almaya teşne olduğu herkesin malumu. Fakat bütün bu tehlikeler, mevcut iktidarın devamı halinde çok daha fazlasıyla gündemde. 16 yıldır ve özellikle son 3 yıldır yaşadıklarımızla bunu kavramış olmamız gerekiyor.

Bu seçimler, iktidardaki çeteyi alaşağı edebilmek için çok önemli bir mevzi kazanmak açısından değerlendirilmelidir. Cumhur ittifakının oyları ne kadar düşerse, ne kadar zayıflatılırsa, toplumun nezdinde gayrı-meşruluğu da o kadar belirginleşecektir. Sonraki çatışmalı süreçte o denli güçlü bir mevzi kazanılacaktır.

***

Türkiye hızla “her şey serbest!” ortamına sürükleniyor. AKP-Erdoğan cephesi için zaten bir süredir böyle. Baksanıza, Genelkurmay Başkanı Abdullah Gül ile konuşmaya gidiyor… Bunlar kamuoyundan saklanılmasına gerek duyulmayan uygulamalar. Kim bilir başka neler dönüyor?

Fakat kendisine “her şeyi serbest” gören, karşısındakine de ister istemez aynı hakkı tanımış olur. Karşı taraf bu hakkı kullanabilir veya kullanamaz, o ayrı konu; bir güç meselesi. Ama önünde sonunda bu hakkı kullanabilenler çıkacaktır. “Hazırlık” derken kastettiğimizin bir yönü de bu.

Türkiye’nin devrimci ve sosyalist güçlerinin hali perişan! Bağımsız politika izleyememe konumunun dibine vurulmuş durumda. Kılıçdaroğlu’nun ağzına bakılıyor. İyi bir şey çıkmazsa, HDP seçeneği mevcut; hem biraz “solcu” da olunur.

Boykot veya geçersiz oy gibi tutumlar da Türkiye arenasına (Türkiye halkına) bir politika önermek anlamına gelmiyor; sadece kendini kurtarmaya çalışan, hiçbir şeyi kurtaramaz “her şey serbest Türkiye’si”nde. “Korunaklılık” ilkesi, çatışmaya ve kargaşaya giden bir ülkede geçerli değil. Sadece korunmaya çalışanları toplarsınız.

Bu süreç “Cumhur ittifakına verme de ne yaparsan yap” denilip pas geçilecek, belli… Ama “önümüzdeki maçlara” hazırlanmak gerek. Büyük olasılıkla mevcutlar içinden değil; ama bu hazırlığı yapacak olanlar çıkacaktır.

Bu saatten sonra her şey serbest. Bu serbestlikten sımsıkı bir zorunluluk çıkaran, iktidarı da alır. Devrimler de, karşı-devrimler de böyle serbestlik ortamından çıkarlar.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
09.05.2018- 02:58

''Boykot veya geçersiz oy gibi tutumlar da Türkiye arenasına (Türkiye halkına) bir politika önermek anlamına gelmiyor'' diyor, E.Helvacıoğlu. Katılıyorum. Boykot ve benzer her türlü tutum sonuçta Erdoğan'a yarayacaktır. Ve Erdoğan'a yaradığı gibi, sosyalistlere hiçbir yarar sağlamayacak, işçi sınıfına da bir genişlik yaratmayacaktır. Yine Helvacıoğlu'nun söylediği gibi:

''Türkiye’nin bu iktidardan kurtulması gerekiyor. Muhalefetin parçalı yapısı, beş benzemez olduğu, güvenilmez olduğu, bir kısmının emperyalist projelerde rol almaya teşne olduğu herkesin malumu. Fakat bütün bu tehlikeler, mevcut iktidarın devamı halinde çok daha fazlasıyla gündemde. 16 yıldır ve özellikle son 3 yıldır yaşadıklarımızla bunu kavramış olmamız gerekiyor.

Bu seçimler, iktidardaki çeteyi alaşağı edebilmek için çok önemli bir mevzi kazanmak açısından değerlendirilmelidir. Cumhur ittifakının oyları ne kadar düşerse, ne kadar zayıflatılırsa, toplumun nezdinde gayrı-meşruluğu da o kadar belirginleşecektir. Sonraki çatışmalı süreçte o denli güçlü bir mevzi kazanılacaktır.''

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]