Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

İkinci ‘Yetmez Ama Evet’çilik! - Kurtuluş Kılçer


İlki, demokrasi gelecek diye AKP’ye verilen destekti. “Asker vesayeti” bitecekti, “statüko sonlanacaktı”, Kürt sorununda iyi şeyler olacaktı, faşizme benzer bir tanım yapılarak “Kemalist diktatörlük” yıkılacaktı; AKP’ye destek verilerek, demokrasinin önü açılacaktı.

‘Yetmez ama evet’çilerin tezleri idi bunlar.

Liberallerin başını çektiği büyük bir kampanyanın kafaları nasıl bulanıklaştırdığı, gerici bir siyasal hareketten demokrasi beklemenin “teorisinin” nasıl yapıldığı bir kez daha hatırlanmalı.
Sınıf mücadelesinin yerine “birey-devlet” sorunsalını koyarak, kendince özgürlükçü kesilirler. Referansları ve beslenme kaynakları “batı entelenjiyansı”! Sınıflar çelişkisinden bağımsız bir “ideal demokrasi”ye insanları inandırmaya çalışırlar. Aslında kapitalizm içi ve tarih dışı bir idealizmdir liberalizm. Türban gündeminde, “türbana özgürlük” diyen de bunlardı. Bugün ABD emperyalizmiyle askeri ve siyasi işbirliği içinde olan Kürt siyasetine olumlu bakan da!
Yanlış teorik kurguların, ideolojik yanılsamaların siyaseten gelebileceği son noktaydı liberallerin yaptıkları. En başta, 1923 Cumhuriyeti’ne tarih dışı bir yaklaşımla “yanlış Cumhuriyet” dediler. Sonra İkinci Cumhuriyet kavramını ortaya attılar. Numaracı Cumhuriyetçi deniyordu bunlara.

Liberalizm, bir burjuva ideolojisi. Ancak kendisini sol diye yutturmayı iyi biliyordu. Yıllardır solun içine yuvalandı, bir virüs gibi solun önemlice bir kısmını hasta etti.

Bugün de benzer bir durumla yeniden karşı karşıyayız. Demokrasi kılıfıyla kendini meşrulaştıran “yetmez ama evetçilik”, bu kez, emperyalizme karşı olmak kılıfıyla karşımızda!
Nasıl ki demokrasi düşmanı AKP’den medet umulması akla ziyan idi, işbirlikçi bir iktidardan anti-emperyalist çıkarmak da bu ülkenin yurtsever insanlarının akıllarıyla bir kez daha oynanmasından başka bir şey değil!

İki cephe varmış, biri ABD diğeri Türkiye imiş! 3 cephe denilirse, emperyalizmin cephesine su taşınırmış. Aynı gemideymişiz, bugün AKP iktidarı ABD’ye karşı bir duruş içindeymiş! Zamanında dillendirilen BOP eşbaşkanlığını gündeme getirmenin yeri değilmiş, bugüne bakmak gerekirmiş!

Kafalar yine karıştırılmış, dün liberallerin yaptığını bugün ulusalcılar yapar hale gelmiştir. İkinci Yetmez Ama Evetçilik, bugün bir kez daha ülkemizin ilerici, cumhuriyetçi ve yurtsever emekçilerinin karşısına çıkarılmıştır.

Ülkemiz ABD emperyalizminden kurtulmalıdır. Bütün bağımlılık ilişkisine son verilmelidir. Askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel! Bugün Türkiye sosyalistlerinin önünde en acil görevi, ABD emperyalizmine karşı mücadeleyi yükseltmektir.

Ancak ABD karşıtı mücadele, işbirlikçileri hesap etmeden yürütülebilir mi? Emperyalizmi dışsal bir olgu olarak görüp, içeride “milli burjuvazi” aramak büyük bir hata! Türkiye sosyalist hareketinin tarihinde benzer tartışmalar çok yapıldı. Ancak hiç değilse o zamanlar ittifak unsuru olarak emperyalizm karşıtı Kemalistler “gösteriliyordu”. Bugün ise emperyalist işgal koşullarında kurulan 1923 Cumhuriyeti’ni yıkanlara verilen destek, aslında emperyalizme verilmiş en büyük destektir!

Emperyalizm dışsal bir olgu değil. Emperyalizme bağımlılık, ülkemizde kapitalist düzenin bizatihi organik ve yapısal bir sonucudur. Emperyalizme karşı mücadele, aynı zamanda işbirlikçilere karşı mücadeledir. İçerideki işbirlikçilere karşı mücadele verilmeden, emperyalizme karşı mücadele iddiası büyük bir palavradır.

Evet iki cephe vardır. Birincisi emekçilerin cephesi, ikincisi sermayenin cephesi! Marx’tan beri tek doğru budur! Bugün emekçilerin cephesinin yaratılması en büyük görevdir. Diğer cephede sermaye sınıfı, sağcı partiler, emperyalist tekeller, işbirlikçi patronlar, emperyalist devletler bulunuyor. Çok kutuplu bir dünyaya doğru evrilen emperyalist-kapitalist sistemde AKP’nin başka kutuplara “oynama” siyasetini anti-ABD’cilik gibi sunmak büyük bir aldatmaca!
AKP, ABD emperyalizminin desteği ile geldi. Misyonu, BOP’un hayata geçirilmesi, 1923 Cumhuriyeti’nin yıkılması, emperyalizme doğrudan bağımlılıktı! AKP’ye bakınca kalan bakiye, tam da emperyalistlerin hedefledikleridir. 1923 Cumhuriyet’i yıkılmış, ABD Ortadoğu’ya Kürt devleti üzerinden yerleşmenin yollarını yapıyor, hedefte ise İran bulunuyor!
Bugün AKP iktidarı, emperyalizmin yeni planları doğrultusunda sıkıştırılıyor. Ve diyoruz ki, bu AKP iktidarda kalmak için ABD emperyalizmiyle masada anlaşacaktır! “Gemliğe doğru denizi göreceksiniz, sakın şaşırmayın!”

Dünün işbirlikçilerinden bugün milli ve yerlicilik çıkmaz, birincisi bu. İkincisi, köküne kadar sermayenin temsilcisi olan bir partiden emperyalizm karşıtlığı beklemek büyük saflık. Emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aşaması ve Türkiye’de köküne kadar kapitalist bir ülke. “Bizim burjuvamız” emperyalizme göbekten bağlı! Eşyanın tabiatı gereği… Sermayenin en güçlü temsilcisi olarak 16 yıllık AKP iktidarının özeti, emperyalizmle sermaye arasında organizatörlük yapmaktır.

ABD’nin ipiyle kuyuya inen AKP, bugün ipin kesileceğinden korkuyor. Yabancı sermaye ile ayakta duran AKP, bugün yabancı sermaye peşinden koşuyor! Almanya’dan, Fransa’dan, yani başka emperyalistlerden sermaye gelsin diyor! Bu mudur AKP’nin emperyalizme karşı çıkışı?
Lenin, Birinci Dünya Savaşı’nı emperyalist bir savaş olarak görmüştü. “Çar”cılık yapmadı!
Türkiye, emperyalizmin boyunduruğunda ulusal kurtuluş mücadelesini 1923 yılında verdi. Atatürk “padişah”çılık yapmadı!

O gün kurulan Cumhuriyet, bugün AKP tarafından yıkıldı. Emperyalist işgal koşullarında kurulmuş Cumhuriyet’i yıkanlar mı anti-Amerikancı olacak?

Bugün ABD karşıtlığı başka, buradan AKP destekçiliği çıkartmak başka. Kimse kafaları karıştırmasın! ABD’sine, sermayesine, üslerine, AKP’sine, işbirlikçisine, sermaye düzenine, topuna birden karşı duruş mümkün!

Emekçilerin cephesi bunlara karşı kurulur.
Kafaları karıştırmak niye?

ABD ülkemizden kovulmalıdır. Bugün solun en önemli siyasal gündemi budur. Ancak ABD karşıtlığının arkasına sığınarak, AKP’cilik yapılması, ikinci ‘yetmez ama evet’çiliktir!
Bir kez daha yinelemek gerekirse: Ülkemiz ABD emperyalizminden kurtulmalıdır. Bütün bağımlılık ilişkisine son verilmelidir. Askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel! Bugün Türkiye sosyalistlerinin önünde en acil görev, ABD emperyalizmine karşı mücadeleyi yükseltmektir.
Emperyalizme, sermayeye ve gericiliğe karşı mücadele ayrıştırılabilir mi? Sözümüz net olmalıdır: ABD kovulmalı, bu düzen değişmeli!

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
11.09.2018- 20:20

Önce Kurtuluş Kılçer'in doğru bir saptamasının altını çizelim.Liberalizm, bir burjuva ideolojisi. Ancak kendisini sol diye yutturmayı iyi biliyordu. Yıllardır solun içine yuvalandı, bir virüs gibi solun önemlice bir kısmını hasta etti. Böyle söylüyor ve doğru da söylüyor. Özellikle sol liberallerin söylediklerinin sanıldığından çok daha geniş bir kesim üzerinde etkili olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. En keskin devrimciler, sabah akşam sola küfür etmeyi amentü haline getirmiş enternasyonalistler(!),   en devrimci komünist algısı yaratmaya çalışan kuyrukçu tipler aslında yıllar yılı bu sol liberallerin yaymaya çalıştığı algının sözcüleri olmaktan başka bir şey yapmadılar, ve bilerek ya da bilmeden hala aynı algının ardından sürüklenmeye devam ediyorlar.

Bu konuya döneriz. Kurtuluş Kılçer'in ''ikinci Yetmez ama evet'çilik'' olarak nitelediği durum konusunda da bir şey söylemek gerekiyor. Kurtuluş Kılçer'in eleştirisi Perincek ve partisine yönelik. Bence doğru da yapmıyor. Perincek'in ABD emperyalizmiyle ilişkilendirip, AKP'yi anti-emperyalist mücadele içinde göstermek söylemini çok fazla ciddiye almamak gerekiyor. Üstelik bunu yemez ama evetçilik'miş gibi göstermek, onunla kıyaslamak akıllara zarar. Yetmez ama evetçilik AKP'nin önünü açmış onun siyasal ve toplumsal alanda geriye doğru büyük bir   sıçrama yapmasına yol açmıştı. Perincek'in bu söz konusu tavrının ise özellikle sol kamuoyunda bir etkisinin olduğunu, karşılık bulduğunu söylemek mümkün değil. ''İkinci yetmez ama evet'çilik'' söylemi Perincek'e gereğinden fazla bir önem vermekten başka bir anlama gelmez. Bu yüzden gereksiz ve bu yüzden Perincek'in bu absurt değerlendirme ve siyasetinin gereksiz bir şekilde gündemde tutulmasına da yol açmakta.

Bu sol liberaller ile Perincek ulusalcılığı arasında bir farkın da altını çizmek gerek. Ne zaman sol liberallere bir eleştiri getirmek gerekse hemen yanına Perincek ulusalcılığını da eklemek alışkanlığı epeydir vazgeçilmez bir hal aldı. Metin Çulhaoğlu da son yazısında aynı paralelde bir yorumda bulunmuş. ( Bu tür yazılarda ulusalcılığın ne anlama geldiğini mutlaka araya sıkıştırmak lazım. Yoksa yazının tam olarak anlaşılabilirlik kazandığını düşünmüyorum. O yazıyı okuyan partili dostlarımızın bile anlatılmak isteneni kavradığını -sırf bu nedenle- sanmıyorum.) Bu sol liberallerin sola yaptıkları en büyük kötülük (akp desteği, ona ideolojik destek vermek, önünü açmak ve referandumda olumsuz anlamda etkili olmak bir yana) bilimsel sosyalizme aykırı, siyasal iktidarın fethinden yoksun, reelde karşılığı olmayan, soyut bir demokratizm düşüncesinin sanki Marksizmmiş, sanki komünist bir mücadeleymiş gibi sol sempatizanların zihnine akıtması ve yine, kuyrukçu tiplerin onlarla paralel bir mevzide UKKTH diyerek ve onu bir ezbere dönüştürerek devrimci demokratizmi sanki solun zorunlu bir uğrağıymış gibi yorumlamaları da sola verilen en büyük zararların başında geliyordu. Böyle olduğu için, böyle yaptıkları için, böyle bir konumlanış içine girdikleri için özellikle sanalda, sol sempatizanların zihinlerini karattılar bunlar. Sağlı sollu liberalleri halen eleştirmeyi sürdürüyorsak nedeni budur. Bu ülkeye, bu ülke insanlarına az şey yapmadılar!

Ulusalcılık konusu ve Perincek ulusalcılığını bu bağlamda değerlendirmek mümkün değildir. Ulusalcıların kimilerinin sosyalist ve Kemalist kavramlarını birlikte kullandıklarını biliyoruz. Ama Marksist olduklarını da iddia etmiyorlar ve attıkları adımlarla da Türkiye'ye karanlık bir süreçte yaşatmadılar. Aksine kendi bilinç ve örgütlülükleri oranında AKP gericiğine karşı da durdular. Hem cumhuriyet mitingleri ve hem de Haziran direnişinin çoğunlukla bu kesimlerce gerçekleştirildiğini de yadsımamak gerek. Bu yüzden Perincek ulusalcılığını çok fazla önemsememek gerektiğini düşünüyorum.



Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]