Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kültür-Sanat haberleri

Dünya Tiyatro Günü Yürüyüşü: Bir replikle değişir dünya, bir haykırışla

Kadıköy Tiyatroları Platformu’nun Kadıköy Belediyesi ile birlikte üç yıldır düzenlediği Dünya Tiyatro Günü Yürüyüşü, Kadıköy Kaymakamlığı'nın engelleme girişimine rağmen yoğun tiyatrocu ve seyirci katılımıyla gerçekleşti. 'Özgür Sanat, özgür tiyatro'', '' Sanat asla susturulamaz'' ve ''Sahneler bizim, sokaklar bizim'' diyen tiyatrocular Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı.


Resim Ekleme

Kadıköy Tiyatroları Plarformu’nun üç yıldır gerçekleştirdiği Dünya Tiyatro Günü Yürüyüşü, Kadıköy Kaymakamlığı'nın engelleme girişimine rağmen çok sayıda tiyatrocunun katılımıyla yapıldı.

Yürüyüş öncesi tiyatrocular 27 Mart'la ilgili düşüncelerini ve yasaklamalarla ilgili değerlendirmelerini soL'a anlattı.

Genco Erkal,   "Bizim için her gün tiyatro günü. Tiyatroda 60. yılımı kutluyorum. Bir ömür geçti. Her şeyimi tiyatroya verdim. Çok öğrendim. Çok mutluyum. Yasaklamalar, engellemeler, yargılamalarla geçti hayatım. Bizim ülkemiz maceralı bir ülkedir. Bugünkü   yürüyüşü de yasakladılar. Güzel, özgür günler olsun istiyorum tüm ülkemiz için'"

Enis Fosforoğlu 'Bizim günümüz, sevinebildiğimiz bir gün. Sanat ve tiyatro insanı adam eder. Adamı insan eder. Bunun farkına varanlar estetik daha zarif bir hayat yaşarlar. Ben de bu yaşta gençlerle birlikte bu günümüzü kutluyorum. Tiyatrodan çekiniyorlar. Tiyatro doğruları söyler, halkla buluşur tiyatro. Çıkarı yoktur. Aslında günümüzün dünyasının hızlı yaşanan hayatın maalesef o ritimde yitirilen değerlerini hatırlatır tiyatro. Ahlak gibi, etik değerler gibi, daha güzel bir yaşam gibi. Tiyatro daha iyi bir yaşamı anlatır...''

Orhan Aydın, ''Tiyatro korkakların işi değildir. Ülkemizde sanata, tiyatroya dair herşeyi yıkıp, yağmaladılar. Tiyatrolardan çok hoşlanmıyorlar, onu bir tehdit unsuru olarak sayıyorlar. Egemenler yayılacak estetik duyguya, görgüye engel koymaya çalışıyorlar. İnsanlar onlara karşı örgütlenmesin istiyorlar. Biz bütün yağmaya, yasaklara, tehditlere rağmen buradayız. İnadına sanat, inadına tiyatro"

Emre Tandoğan, '''Dünya Tiyatro Günü'nde işimizi hem ekonomik olarak hem manevi olarak yapmaya devam etmek istiyoruz. Onun için elimizden geleni ardımıza koymayacağız. Yasaklar eskiden beri bitmiyordu, bitmeyecek de. Yasaklar karşısında bizim ne kadar sağlam durduğumuz önemli. Yasaklara ne kadar boyun eğdiğimiz önemli, eğmeyeceğiz, devam edeceğiz''

Metin Coşkun, ''Ne diyelim kalan kadarıyla kutlamaya çalışıyoruz tiyatrolar gününü. Geri kalan bazı ipsiz sapsızlarda Cumhurbaşkanın yanında onlar orada kutluyor biz burada kutluyoruz. Bu ülkede her şey yasak, sadece bizim günümüz değil.''

Tunç Tatoğlu,'Yasaklı ve yasaksız uygulamaya kalktılar, yer göstermeye kalktılar. Kabul etmedik ve yürüyeceğiz dedik. Tiyatro yaparken onlara sormadığımız gibi yürürken de onlara soracak halimiz yok. Seyirciler de geldi bugün. Tepki gösterenler oldu. Şenlikli bir gün olacak.''

Nevzat Süs
, ''Bildiğiniz gibi biz üç yıldır sürdürüyorduk Kadıköy'deki etkinliklerimizi, yürüyüşlerimizi ama bu yıl maalesef Kadıköy Kaymakamlığı ve Emniyeti izin vermedi yürüyüşe. Bu da aslında bir takım şeyleri gösteriyor. İktidarın sanattan nasıl korktuğunu gösteriyor. Yani işte seçimlere üç gün kala, AKP karşıtı   bir yürüyüşe dönüşmesinden korktuklarından bir yasaklama durumu oldu. Ama tiyatrocular sır saklayamazlar, gerçeği olduğu gibi söylerler. Biz basın açıklamasında sır saklayamadık ve her şeyi söyledik. Daha fazla ses getirerek toplamış olduk.''

Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi önünde buluşan tiyatrocular, ''Özgür Sanat, özgür tiyatro'', '' Sanat asla susturulamaz'' ve ''Sahneler bizim, sokaklar bizim'' sloganlarını atarak Süreyya Operası önüne yürüdüler. Çok sayıda tiyatrocunun katıldığı yürüşüye, seyirciler ve sanat severlerin ilgisi yüksekti.


Resim Ekleme
Süreyya Operası önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Kadıköy Tiyatrolar Platformu adına oyuncu Enis Fosforoğlu basın açıklamasını okudu:

''BİR REPLİKLE DEĞİŞİR DÜNYA, BİR HAYKIRIŞLA''

Milyonlarca yıl önce kayadan alet yapmayı öğrenen insan ataları, bilinir ki dik durmayı da öğrenmiştir. Karanlığı aydınlatmayı da buldu zamanla, ateşi bilgiye katmayı da. Bilgiyi devretmek için coşkuyla mağara duvarlarına çizdi, heceleri dizelere dönüştürdü ve yaşamı yeniden var eden sanatın dokunuşlarını kazıdı insanlığa, zamana. Bütün bunları yaparken, en önemlisi, hiç tek başına kalmadı; hep beraber, birlikte ve yan yana üretmenin gücüyle yaşadı insan, tüm yarattığı değerlerle. Bildi, ekti, üretti, paylaştı, eyledi tarihi var eden insan.

Artık karanlığı da daha çok hisseder olduk, sessizliği de. Yaşanan an içinde bize yalnız kalmak öğretildikçe çığlığımız içimizde boğuluyor. Nasıl sesimiz kısılıyor, konuşamadıklarımız nasıl da boğazımızda düğümleniyor… Birileri bizlere parmağını salladığında, ardındaki en karanlık, en ıssız patikalar yüzümüze çarpıyorken, oynayan, üreten, aydınlığın ateşiyle harlanan insan sessizlikte ve karanlıkta kaybolup gidecek mi tarih sahnesinden?

Hayır! Hayır! Bin kere hayır!

En karanlık, en sessiz anı yaşadığını sandığında, sokaktan, hayattan, sahneden ve kendinden sakın vazgeçme! Bir replikle değişir dünya, bir haykırışla… Sahnede düş kuranların gücü yetebilir sokakları ve hayatı aydınlatmaya, sesine ses olmaya. Bak, sahnedeki hikâye sen–ben, sokaklar sen-ben, gülen, ağlayan, öfkelenen, âşık olan sen-ben, her günü yeniden kuran, her anı biricik kılan sen-ben. Yani BİZ.
Yüzyıllara meydan okuyan Pişekâr’dan, Kavuklu’dan, Prometheus’dan, Antigone’den, Romeo’dan, Juliet’den, Zilha’dan, Nazım’dan, mahallenden, memleketten al gücünü; izle, eyle, katıl bu yüzyıllardır akan nehre; yüzünü dön sahneye.

27 Mart Dünya Tiyatro günü bizim, hepimizin!
Resim Ekleme
Oyuncular Sendikası adına Serdar Orçin, ''Yaşasın Tiyatro, yaşasın insan'' diyerek açıklama yaptı. Orçin, Tiyatronun toplumu iyileştirdiğini, erklerin çürütmeye çalıştığı toplumu iyileştirdiğini, bu yasakların ve baskıların bundan kaynaklı olduğunu vurguladı. Orçin, ''Yasaksız, sansürsüz, engelsiz bir tiyatro umuduyla, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.'' dedi.
Resim Ekleme
Açıklamanın ardından Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin bahçesinde Kolektif İstanbul Grubu’nun vereceği konserle kutlamalar sona erecek.

http://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/dunya-tiyatro-gunu-yuruyusu-bir-replikle-degisir-dunya-bir-haykirisla-259384

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
27.03.2021- 07:48

Serhat Özcan 'Dünya Tiyatro Günü' için yazdı: 'Saray dalkavukluğu yapmak değildir tiyatro...'

Hayattır tiyatro. Gezi’dir, Berkin'dir, Ali İsmail'dir, Nazım ustadır, şiddete maruz kalan kadındır, tecavüze uğrayan evladımız, ülkemin yoksulluğu, dünya kardeşliği, en sağlam muhalefet, dik duruştur tiyatro. Bu yüzden sadece bir tek omurgalılar taşıyabilir ağırlığını.

Resim Ekleme
Serhat Özcan

7 yıldır aynısını yazıyorum, bir şey değişmedi.

Yürek ister tiyatro.

Zor iştir. Çok zor iştir tiyatro…

Sevgi, emek, dürüstlük, çalışma, özveri, cesaret gerektirir, disiplin gerektirir tiyatro.

Sözünü esirgemez ve adamına göre sözcükler değiştirilmez, kıç yalamaz tiyatro.

Her saygın meslek gibi saygınlığı yok edilmeye çalışılan işlerden en önemlisidir üstelik.

Cahil siyasilerin, kürsülerinden seslenirken her kavgada "artizlik yapmayın lan" ya da "Tiyatroya çevirdiniz burayı kardeşim" diyerek basite indirgemeye çalıştığı veya "kaldır kıçını yere vur seyirci güler" mantığıyla arkanı belediyelerin sanatı öldürmek üzere kurduğu “Kültür A.Ş.'lere dayayıp saray dalkavukluğu yapmak, kral sofralarından atılan kemiği havada kapmak da değildir tiyatro. "Çok amaçlı" diye kakalanmaya çalışılan ucube "sözüm ona" tiyatro salonlarını yapan sanat düşmanlarını elleri patlayıncaya kadar alkışlamak, aynı yoldan gidip, aynı suyu içip, içine ettiğin kaptan yemek yemek de tiyatrocunun işi değildir.

Bilimdir tiyatro. Bunun için çok okunması, araştırılması gerekir ve hiç bitmeyen bir eğitim sürecidir.

Hayattır tiyatro. Gezi’dir, Berkin'dir, Ali İsmail'dir, Nazım ustadır, şiddete maruz kalan kadındır, tecavüze uğrayan evladımız, ülkemin yoksulluğu, dünya kardeşliği, en sağlam muhalefet, dik duruştur tiyatro. Bu yüzden sadece bir tek omurgalılar taşıyabilir ağırlığını.

Onun için bir kez daha söylüyorum meslektaşlarıma. Bırakın devletin tiyatrosu olur mu olmaz mı saçmalıklarını. Bir kaç yüzyıl sonra belki tartışılabilir. Ama şu an ülkenin en önemli gereksinimlerinden biri olduğunu unutmayalım.

Ya da aydın insanlar olarak doğru soruları bulalım. Örneğin: “Devletin Diyanet işleri olur mu?” gibi…

Bende emeği olan, olmayan bütün ustalarıma ve genç yürekli kardeşlerime, tiyatroya gönül vermiş canım meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyor, hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

Yolunuz açık, alkışınız bol, tiyatro gününüz kutlu olsun.

https://ilerihaber.org/icerik/serhat-ozcan-dunya-tiyatrolar-gunu-icin-yazdi-saray-dalkavuklugu-yapmak-degildir-tiyatro-124493.html

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
28.03.2021- 02:29

KRT'de Şebnem Yiğit'in programında duydum. O da Dünya Tiyatrolar Günü diyormuş, 27 Mart'taki söz konusu anmaya. Müjdat Gezen aramış ve doğrusunun Dünya Tiyatro Günü olduğunu söylemiş. Yanlış biliyormuşuz, pek çoğumuz gibi uzunca yıllar hep yanlış kullanmışız. Bu yüzden başlığı bir iki kez değiştirmiş olduk.

Alman faşizmi Moskova önlerine dayandığında, Paris Düşerken, ya da   Avrupa'nın pek çok kenti savaş yıllarında bile tiyatro kapılarını açık tutmaya çalıştı. Tiyatronun can olduklarının bilincine varmışlar. Bizde ''lebaleb'' kongreler yapılıyor; on binler çoğu maskesiz olarak yan yana getirilebiliyor ama, tiyatrolar yasak! Umut, yaşam sevinci, moral bunların hepsini geçtik, bu insanlar ne yer, ne içer, düşünen var mı?

27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nüz kutlu olsun.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 3
27.03.2022- 09:52

27 Mart Dünya Tiyatro Günü: Bu düzeni sessizce kabul etmeyeceğiz!


Bizim size sözümüz vicdanlı, emekten yana, ilerici, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı tiyatro üretmektir.

Resim Ekleme

TUNÇ TATOĞLU

Tiyatro, çok badireler atlattı ilk sözünü söylediğinden beri. Her seferinde seyircisini, seslendiği toplumu ikna ederek yoluna devam etti. Tiyatro, çok ihanete uğradı, hiçbir zaman çatısı altındaki emekçilere ihanet etmedi. Tiyatro, en çok zengin güç sahiplerince satın alınmaya çalışıldı, kanmadı, sözünü satmayanların kolunda emekçilerin safında yer almaktan geri durmadı.

Tiyatro sokaklarda, meydanlarda, salonlarda seyircisiyle buluştu usanmadan. Kamusal insanın bireyselleştirilmesine karşı tiyatro üretilen her alan kamusal alana çevrildi ilk günden itibaren. Topluma ait sanat alanları/sahneler kâr etmenin esaslarına göre her gün küçültülerek, kapatılarak hızla yok edilirken tiyatrocular kalan tüm güçleriyle yeni sahneler açmaya devam ettiler. Ülkemizde bu inatçı çabaya destek veren kamusal bir kaynak çıkmadı. Neredeyse destek vermek bir yana, bu kamuya maliyeti sıfır gayret, esnaflığın cenderesinde nefessiz bırakıldı. Tiyatro ekonomik verilerde yer aldığı kadar önemsendi iktidarlar tarafından. Birkaç aylık kira bedellerine masalarda razı edildi yorgun tiyatrocular. Yoksulluk sınırının altında desteklere razı edildiler.

Bugün 27 Mart. Bugün, Dionysos dizeleri, Shakespeare replikleri kullanarak edebi metinler yazılacak günlerden geçmiyoruz. Bugün kutlanacak bir şey bırakmamaya kararlı düzen ile anlayacağı dilden konuşulacağı günlerden geçiyoruz. Topluma olan sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan, daha önce olmayan sahneleri kamusal alana dönüştüren, egemenlere boyun eğmeyen tiyatrocuların sözünün duvarlara yazılması gereken bir gün bugün.

Açık konuşalım sevgili seyircilerimiz. Kamu kaynakları ile maliyetlerinin %90’ı karşılanan ödenekli tiyatrolar gibi biz de 25 TL.’ye oynamak istiyoruz. Kâr etmeden, kamuya açık şeffaf bir denetim ile kamuya kazandırdığımız sahnelerimizde üretmeye devam etmek istiyoruz. Artan keyfi vergi, prim, fatura, kira gibi maliyetleri bilet fiyatları üzerinden size yıkmak istemiyoruz. Tiyatro asla muhasebenin konusu olamaz, olmamalı.

Bizim size sözümüz vicdanlı, emekten yana, ilerici, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı tiyatro üretmektir. Sizin için bugüne kadar yükünü üstlendiğimiz kamusal tiyatro alanlarını açık tutmak belimizi kırmak üzere. Olmak ya da olmamak kadar basit bir meselenin anlaşılmasını istiyoruz. Bu alanları/sahneleri kaybedersek on yıllarca yıllık çabanın heba olacağını hatırlatmak istiyoruz. Biz zenginlerin daha da zenginleşeceği bir düzeni sessizce kabul etmeyeceğiz son günlerdeki emekçi direnişleri gibi, Moda Sahnesi'nin Enerjisa'ya kafa tutması gibi. Siz de kabul etmeyin yanımızda, tiyatronun yanında yerinizi alın.

https://haber.sol.org.tr/haber/27-mart-dunya-tiyatro-gunu-bu-duzeni-sessizce-kabul-etmeyecegiz-330617

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]