Erdoğan AKP'si 31 Mart seçimlerini ülkenin bekası üzerine kurmuştu. Kendisini vatan kurtaran aslan pozisyonunda tutmuş, muhalefeti ise Fetoculukla, PKK'den yana olmakla suçlamıştı. Seçim sonuçları istediği gibi olmayınca bu siyasetin yanlış olduğuna karar verdiler. YSK'ya aldırdıkları tekrar seçim kararında bu kez bekayı falan boşverip, Öcalan açılımının kendilerine seçim kazandırabileceği kararına vardılar. ''Bebek katili Öcalan'' gitti, ''Sayın Öcalan'' geldi. MHP Genel Başkanı Bahçeli bile kendisinden beklenmeyen bir tavırla Öcalan adını kullanarak ''avukatıyla görüşebilir, bir sorun olmaz'' dedi.

Öcalan açılımının perde arkası bu kadar basit ve net! Kimse ''dış baskılar'' ve ''açlık grevleri'' falan diyerek işi yokuşa sürmemeli. HDP yönetiminden gelen tepkiler bu makas değişikliğinin anlaşıldığı izlenimi verse de, arada çatlak sesler çıkmıyor değil. Erdoğan 23 Haziran'daki seçimi kazanmanın yolunun Kürt seçmende olduğunu farkına varmıştır. Seçime kadar bu ''Öcalan açılımı''nda ısrar edecektir. HDP yönetiminin sadece kuru bildiriler ve açıklamalarla yetinmemesi gerekir, diye düşünüyorum. Sahaya inmeli ve seçime kadar Kürt yurttaşları AKP karşıtlığına konsolide edebilmenin bir yolunu bulmalıdır.