Sezai Temelli'den 'yeni çözüm süreci' açıklaması: Yeni bir süreç başlayacak ama bu AKP ile olmayacak

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 'Türkiye'de yeni bir süreç başlayacak ama AKP ile başlamayacak. Gerçekten barış isteyen toplum bir süreç başlatacak. Bunu da demokrasi zeminini genişleterek başlatacak' dedi.


HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, DW Türkçe'den Nevşin Mengü'nün programına katıldı. Temelli, Öcalan'dan HDP'nin 23 Haziran seçimlerindeki tutumuna kadar birçok soruya yanıt verdi.
Abdullah Öcalan'ın sekiz yıl sonra yeniden avukatları tarafından ziyaret edilmeye başlamasını değerlendiren Temelli, "Çok geç kalınmış bir karar, sekiz yıl boyunca avukatlarının görüşmemesi ciddi bir hak ihlaliydi" dedi.

'SİYASETE MALZEME EDİLECEK BİR KONU DEĞİL'

"AKP'nin Öcalan hamlesi" olarak değerlendirilen ziyarete ilişkin Temelli, iktidara çok sayıda çağrıda bulunduklarını söyledi.

Temelli, "Bu siyasete malzeme edilecek bir konu değil. Bu konu ile diğerlerinin birbirinden ayrılmasını çok net vurguladık" diye konuştu.

'BİR SÜREÇ BAŞLAYACAK AMA AKP İLE OLMAYACAK'

Sezai Temelli, Öcalan'ın avukat yasağının kaldırılmasının ardından yeni bir çözüm sürecinin başlayabileceği yönünde ortaya atılan iddialarını da değerlendirdi.

Temelli, "Türkiye'de yeni bir süreç başlayacak ama AKP ile başlamayacak. Gerçekten barış isteyen toplum bir süreç başlatacak. Bunu da demokrasi zeminini genişleterek başlatacak" dedi.

'BEŞ BİN HDP'LİYİ İÇERİDE TUTAN BİR YASA DEĞİL'

Eski eş genel başkan Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu beş bin HDP'linin hapiste olduğuna dikkat çeken Temelli, "Bu beş bin HDP'liyi içeride tutan şey savcıların ve yargıçların yorumu, bir yasa değil" diye konuştu.

"Biz HDP olarak karşımızdakilerin bize davranışına göre siyasetimizi belirlemiyoruz" diyen Temelli, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimlerini bir demokrasi referandumu olarak değerlendirdiklerini dile getirdi.

'İMAMOĞLU MAĞDUR OLDU'

​Seçimlerde CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun mağdur olduğunu söyleyen Temelli, "İmamoğlu'na desteğimiz bir demokrasi ittifakı anlayışıyla var ettiğimiz bir destektir. Yoksa herhangi bir sandık sonucuna endeksli bir destekli değildir" dedi.

İstanbul'da tekrarlanacak olan seçimlere ilişkin partisinin öngörülerini de paylaşan Temelli, İmamoğlu'na olan desteğinin biraz daha artmasını beklediklerini söyledi. HDP seçmeninin İmamoğlu'na oyunu "stratejik olarak verdiğini" belirten Temelli, "HDP seçmeni İmamoğlu ile yeni tanıştı. İmamoğlu da bu oyların hakkını umarım verecektir" diye konuştu.

http://haber.sol.org.tr/turkiye/sezai-temelliden-yeni-cozum-sureci-aciklamasi-yeni-bir-surec-baslayacak-ama-bu-akp-ile

''Barış'' görüşmelerinin bundan böyle AKP ile yapılmayacağının açıklanması Kürt hareketinin bütününe teşmil edilecekse önemli bir gelişmedir. Barışın AKP ile olamayacağı, AKP'nin sağlı sollu liberaller tarafından demokrasi ve özgürlük yanlısı bir siyasi oluşum olarak nitelenmesi baştan beri yanlıştı. Siyasal İslam'ın içinden çıkmış bir partinin böyle bir işlevinin olamayacağı, böyle bir misyonla hiçbir ilintisinin bulunmayacağı çok daha önceden anlaşılmalıydı. Bu gerçek Kürt hareketi tarafından anlaşılamadığı ve ''çözerse Erdoğan çözer'' yanlışlığında ısrar edildiği için hem AKP'nin önü açılmış ve hem de kendi üye ve sempatizanlarında farklı ve hatalı bir konumlanışın önüne geçilememiştir. İnternetin sözde sol-sosyalist   forumlarında ülke nesnelliği ile hiçbir ilintisi bulunmayan bir siyasi söylem ve konumlanışın enternasyonalizm makyajı altında savunulması da bu iklim nedeniyle olmuştur. AKP dinci faşizmini adım adım örerken kendilerini   solcu-sosyalist   veya enternasyonalist komünist olarak niteleyenlerin ulusalcılık ile kafayı bozmaları ve kendileri gibi olmayan hemen her siyasi parti ve oluşumu adeta bir hakaret ve küfür olarak kullandıkları bu kavramla nitelemeleri hep o yaratılan iklimin bir sonucuydu. Temelli'nin başlıktaki açıklaması bu yüzden önemsenmelidir. Kürt hareketinin legal ve illegal bölmeleri gerçekten de böyle bir noktaya gelmişlerse bu Türkiye'nin geleceği   için de bir kazanç olacaktır.

Sürekli yineleniyor, sürekli bir özlem halinde belki biraz da içi tam olarak doldurulamayan bir kavram/olgu bu barış konusu. Türkiye'nin artık şiddetten uzak gerçek bir barışın hakim olduğu bir ülke olmaya ihtiyacı var. Şiddet yıllar boyu taraflaşan insanları gerçekten yordu. Bunu savunabilmek, gerçek bir barış özleminin yanında olmak öncelikle AKP'nin ne olup ne olmadığının anlaşılmasıyla olanaklı. Kürt hareketinin hem 31 Mart seçimlerindeki duruşu ve hem de barışın AKP ile gerçekleştirilemeyecek olmasının anlaşılabilirlik kazanması çok değerlidir. Kürt hareketi bunlarla yetinmemeli ve gerektiğinde bir öz eleştiride de bulunarak kendi kaderlerinin Türk halkının kaderiyle ortak olduğunun bilincine varmalıdır. Yolların birleştirilmesine yönelik her adım   hem barışın ve hem de umudun artması yönünde bir çarpan etkisi yaratacaktır.

Umarım bu yol oraya çıkar, oraya varır ve umarım başarılabilir.