Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanları görevden alındı ve bu illerin valileri buralara kayyum olarak atandı. Çok da şaşırtıcı değil. ''Yeni Türkiye''nin ve diğer adıyla AKP Türkiye'sinin en önemli özelliği hukuksuzluğun bir rutine dönüşmesidir. Bu topraklarda artık her gün her şey olabilir. Bugün Diyarbakır, Mardin'se, yarın İstanbul, Ankara olabilir.
Evet, şaşırtıcı değil; bana hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Ama şaşırdığım pek çok şey var. Birincisi, face'te rastladım, eski bir TKP'li, sonra HTKP'li, daha sonra TKH'li olan ve en sonunda ondan da kopan bir solcu-sosyalist(!) bu uygulamayı yerinde bulmuş. ''Muhalif olmak, iktidarın yaptığı her şeye muhalefet etmek değil ki'' diyor. Kayyum atamasını PKK ile eşdeğer tuttuğu HDP'nin önünü kesen ''milli bir tavır'' olarak değerlendiriyor. Aklıma AKP'nin okullardaki ''andımız''ı kaldırdığında destek veren sözde solcular, ya da Ergenekon, Balyoz ve benzeri AKP-cemaat operasyonlarında   AKP'ye destek veren, hani burjuva devriminin tamamlandığı yorumlarında bulunanlar geliyor.   Ne kadar da benzeşen yanları var!

Sosyalizmi, komünizmi savunmak, sosyalist-komünist olmak pratikte ne anlama geliyor soruları bence çok önemli ve üzerinde çokça düşünmek gerekiyor. İnternette bulunan bir iki makaleden   çoğu kez de anlamadan bir iki paragraf almak ve altına üstüne de birşeyler karalamak sosyalist olmak ve hatta ''enternasyonalist komünist'' olmak için yeterli midir? Solculuğu böyle bir pratiğe mi indirgemek gerekiyor?


Konudan çok da sapmadan bir gerçeğin altını kalınca çizmek gerekiyor; solcu-sosyalist olmak hiç kuşkusuz öncelikle sınıf mücadelesini temel bir eksen almak anlamına geliyor. Örgütlü olmayı önemsemek ve siyasal iktidar perspektifiyle donanmış bir siyaseti süreklileştirmeyi amaçlamak... Ne var ki, bu perspektif günceli önemsememek ve değerlendirme dışında tutmak anlamına hiç gelmiyor. Bizim böyle bir sorunumuz var. Yeri geldiğinde AKP'yi ''dinci faşizm''le ilişkilendiriyoruz, sonra unutuveriyor, AKP'nin yaptığı uygulamalarıa destek verici bir siyasal tutum almaya çalışıyoruz. Başörtüsü, türban ''açılımı'' ile başladı bu sapkınlık, daha sonra ''demokrasi ve özgürlük'' masallarıyla sürdü gitti. AKP bugün Türkiye'nin başına bir muktedir olarak çökmüşse işte hep bu yapılan yanlışlıklar sonucu AKP'nin önünün açılmasına destek vermek yoluyla oldu.


Diyarbakır, Mardin, Van belediye başkanlarının görevden alınması ve bu olaya akıllarınca soldan destek vermeyi bu geniş pencereden değerlendirmek gerek, diye düşünüyorum. Anlaşılması gereken, AKP'nin ne olup olmadığını hiç unutmadan ve ona asla alan açıcı bir tutum takınmadan siyasi bir çizgide ısrarcı olabilmektir. Bugünün Türkiye'sinde solcu ve sosyalist olabilmek her şeyden önce AKP karşıtlığını merkeze alan bir siyaseti benimsemekten geçmektedir. AKP'yi hala anlamayan ve siyasi çizgisinde AKP'yi bir kenara koyan siyasal tavırları ciddiye almamak gerekiyor.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]