''Laik bakan'' yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir tarikat/cemaate terkedildiği uzunca bir zamandır biliniyor. O bakanlıktaki uygulamalardan biri de bu haberde yatıyor: ''Milli Eğitim Bakanlığı’nın dağıttığı kitapta çocuklara cinsel istismar ve şiddet uygulayan kadınların başı açık, şefkat gösteren kadınların ise türbanlı olarak resmedildiği görüldü.'' Resim de bu:


Haberi bu şekilde GazeteManifesto vermiş. ''İstismar'' sözcüğünü kullanıyor. Sanki her şey yolunda gidiyor da, arada bir de olsa belki ''şehven'' bu tür örneklere rastlanıyor! Oysa ortada laiklik diye bir şey kaldı mı kalmadı mı, tartışmalı;   ''kindar ve dindar nesil'' oluşturma konusunda tam gaz yol alınıyor!

Biliyor muyuz, farkında mıyız, laiklik solcu olabilmenin temelidir. ''laikçilik'' olarak çıkılan yolun, ''laikçi teyze'' denilerek küçümsenenlerin ''türban karşıtı'' olarak ötekileştirilmeye çalışılanların ne kadar haklı kaygıları olduğu şimdilerde anlaşılmış mıdır? Bu ülkede solcu olabilmenin de solcu kalabilmenin de önceliğinin laiklikten yana olmak ve bu gerici uygulamaların karşısına dikilmekten geçmektedir. Bu kadar basit. Referansı 1923 öncesine taşımaya çalışan neo-osmanlıcı bir siyasi anlayışın bir kısım örnekleri var bu başlıkta. İçinizi acıtmalı, önemsenmeli, siyasi pratiğinizin bir belirleyeni haline gelmeli!

Yoksa...

Boşuna çabalamayın, bu zihinden, bu pratikten solculuk falan çıkmaz!