Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Komünistlerden Erdoğan'a yanıt: Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret din ticaretidir!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH),   10 Kasım vesilesiyle yaptığı konuşmasında "Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticaretidir" diyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıtımızdır diyerek bir basın bülteni yayınladı.

Resim Ekleme


Türkiye Komünist Hareketi (TKH), 10 Kasım vesilesiyle yaptığı konuşmasında “Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticaretidir” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a   “Erdoğan’a yanıtımızdır:   Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve Cumhuriyet değil, din ticaretidir!” başlıklı bir açıklama yaptı.

TKH açıklamasında   “Atatürk’ü anma günü olmasına rağmen yine Cumhuriyet’i satır arasında eleştirmekten vazgeçmemiştir” denildi.

TKH açıklamasının tamamı şöyle:

10 Kasım vesilesiyle Erdoğan bugün yaptığı konuşmada, Atatürk’ü anma günü olmasına rağmen yine Cumhuriyet’i satır arasında eleştirmekten vazgeçmemiştir: “Türk tarihini binlerce yıllık devamlılığı ile kavramak yerine hala bir asra sıkıştırmaya çalışan ideolojik bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticaretidir. Bu kavramlar önde perde olarak kullanılarak arkada ülkemizin yıllarca ekonomik ve demokratik olarak sömürüldüğünü en iyi milletimiz biliyor.” diyerek kendisini övmekten çekinmemiştir: “Cumhuriyetimize en büyük katkıyı başında bulunduğum hükümetler yapmıştır.”

Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticareti değildir. Tersine yıllardır en büyük ticaret hep din ticareti olmuştur. Dinin arkasına saklanarak ticaret ve siyaset yapanlar bellidir. Din, dincilik, tarikat ve cemaat arkasına saklanarak ülkemizin yıllarca ekonomik ve demokratik olarak sömürüldüğünü, evet, halkımız iyi bilmektedir. Tarikatların nasıl holdingleştiği, patronların cemaatleri nasıl beslediği, tarikat ve cemaat kılıfı altında nasıl ticaret yapıldığı ortadadır.

MÜSİAD, bir patron örgütü olarak “Müslüman İşadamları” olarak bilinir. Kimin ticaret ve siyaset yaptığı buz gibi meydandadır!

Binlerce yıllık Türk tarihini kimse bir asra sıkıştırmıyor. Asıl sorun ülke tarihinin en önemli olgusu olan Cumhuriyet’in AKP tarafından “paranteze” alınmasıdır. AKP eliyle kurulan rejim, 1923 Cumhuriyeti’nin reddiyesidir! AKP, bırakın Cumhuriyet’e en büyük katkıyı yapmayı, 1923 Cumhuriyeti’nin bütün kazanımlarını ortadan kaldırmıştır!

Erdoğan tarafından zikredilen bu sözler bir kez daha 1923 Cumhuriyeti’ni değil de Osmanlı’nın feodal ve hanedanlık dönemlerine özlemi göstermesi bakımından manidardır!

Hem de 10 Kasım gününde!

https://gazetemanifesto.com/2019/komunistlerden-erdogana-yanit-ulkemizde-yillardir-en-buyuk-ticaret-din-ticaretidir-311147/

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
12.11.2019- 08:03

TKH'nin açıklamasının bir yerinde şunlar söyleniyor:

Binlerce yıllık Türk tarihini kimse bir asra sıkıştırmıyor. Asıl sorun ülke tarihinin en önemli olgusu olan Cumhuriyet’in AKP tarafından “paranteze” alınmasıdır. AKP eliyle kurulan rejim, 1923 Cumhuriyeti’nin reddiyesidir! AKP, bırakın Cumhuriyet’e en büyük katkıyı yapmayı, 1923 Cumhuriyeti’nin bütün kazanımlarını ortadan kaldırmıştır!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Kasım dolayısıyla söylediklerini bir kenara koyalım. Atatürk'ün mozolesi önündeki saygı duruşunu kendi sempatizanları açısından dengelemek için bir yandan Osmanlı'yı övmüş, öte yandan ''Cumhuriyet'e en büyük katkıyı biz yaptık'' diyebilmiştir. Geçelim. TKH'nin buraya aldığım yanıtında bence eksik olan bir şey var. '' 1923 Cumhuriyeti'nin bütün kazanımlarını ortadan kaldırdırmıştır'' vurgusu bence yalnız bırakılmamalı. Çünkü bu süreç AKP'nin boyunu aşan bir süreçti. AKP tek başına ülkeyi bu hale getiremezdi. Ne ideolojisi, ne entelektüel düzeyi ve ne de iradesi, pratiği ve kitle desteği buna yeterdi. Sağlı sollu liberallerin, Kürt hareketinin ve kuyrukçu kesimin destekleri olmadan gericiliğin toplumsal ve siyasal alandaki bu egemenliği kesinlikle mümkün olmazdı. Bu ''kutsal ittifak'' öylesine etkin olabildi ki, solun toplumsal alandaki etkisizliğinden de yararlanarak yüzü sola dönük   kesimlerde bile cumhuriyet ve aydınlanma düşmanlığı yaratılabilmiş, doğrudan veya dolaylı yoldan AKP gericiliğine destek sağlanabilmiştir. Bu destek görülmeden ve bilince çıkarılamadan AKP'nin birinci cumhuriyet kazanımlarını ortadan kaldırma sürecinin anlaşılabilmesi mümkün değildir.   AKP'ye destek verdiler, solcu ve sosyalist olabilmenin yolunun giderek sağa savrulan Kürt hareketine biat etmekten geçtiği algısı yarattılar ve bütün bu yanlışlıkları da sırtlarken bu ''kutsal ittifak'' dışında kalan sola ağızlarına gelen hakaretleri savurdular. İşte cumhuriyet ve aydınlanma düşmanlığı da bu süreçte ortaya çıktı.

İşin gerçeği şu; bu süreçte yer alıp da kendilerini sosyalist/komünist veya enternasyonalist olarak niteleyenler, yani sürece destek veren ve ülkenin bu hale gelmesinde payı olan solcuları(!) da hiç unutmayalım. ''İşi pişkinliğe vurmaya ve hala hiçbir şey olmamış gibi, olan bitende hiçbir payları yokmuş gibi davranmaya devam ediyorlar'' diyeceğim de, haksızlık etmeyeyim diye hemen kendimi tutuyor, dilimin ucuna gelenleri hemen yutuveriyorum.

Onlar, dün de ne yaptıklarını bilmiyorlardı, emin olun bu gün de ne yaptıklarını bilmiyorlar!

Peşinde oldukları ve kovaladıkları şey, o gün de ego tatmini ve bireysel mutluluk duygusuydu, bu gün de öyle... Anlamak ve çok görmemek gerek. Hani Marks ''ruhsuz dünyanın ruhu'' derken, dinleri ezilen insanın mutluluk aracı olarak da nitelemişti ya, işte öyle, bu akıl dışı düzende insanın yok edilen mutlu olma hakkını kendi kişisel çabalarıyla arayıp bulma ve kısa yoldan tatma duygusu bu...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]