Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

06.01.2020- 09:11

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün akşam yine yandaş medyanın karşısına çıkmış. ve KanalD ile CNNtürk'ün ortak yayınında Kanal İstanbul ile Montrö'nün delineceğinin, hatta Montrö'nün delinmek istendiğini söyleyivermiş. Aynen öyle: Söyledikleri şu: '"Seyir güvenliğini, can ve mal güvenliğini sağlamış olacak, 10 binin üstünde yeni istihdam olacak. Yeni bir uluslararası su yolu ve yeni bir kent olacak.

"Montrö'yü hiç kafaya takmayın ya. Montrö sadece Boğaz'ı bağlar. Kanal İstanbul, Montrö kapsamında değildir. (Savaş gemileri Boğaz'dan geçmeye devam edecek mi?)Ona da da o zaman çözüm buluruz. Gerekirse savaş gemileri de (Kanal İstanbul'dan) geçebilir.''

2020'nin sıcak geçeceğini söylemiştim daha önce. Bunlardan biri Kanal İstanbul ise, diğeri de Libya ''çıkarması''dır. AKP gözünü karatmış, sıkıştıkça   daha büyük oynamayı yeğliyor. Bir anlamda içerideki sıkışmışlığın sürekli gündem oluşturmasının da önüne geçmek istiyor. Bu uğurda ülkenin olmayan parasıyla, yoksul insanlarının hayatlarının harcanması hiç umurunda değil.

Bu kadar da değil.

ABD emperyalizminin İranlı generali bombalaması da yanıbaşımızda bir büyük kapışmanın eşiğinde olduğumuzun göstergesi. Şaka değil. İran bölgede ne Irak'a benzer ve ne de Suriye'ye. Büyük bir devlet geleneği var ve hiç kuşku yok, çok da uzak olmayan bir gelecekte ABD'nin bu saldırısına misliyle karşılık verecektir. Ya sonrası... ABD bu saldırıya da ''güçlü bir karşılık'' vereceğini açıklamış durumda. Kısaca içeride AKP eliyle yaşatılan hukuksuzluk ve otoriter yapı dışarıda da AKP emperyalizmi yoluyla dayatılmak istenmektedir. AKP'nin böyle bir ortamda hem içeride ve hem de dışarıda neler yapacağı ve nelere eklemleneceği bir büyük gizem olmasa gerek.

Osman Çutsay bu koşullardan devrimin ayak seslerini çıkarmış. '' Bu kaostan sosyalizmle çıkılabilir ancak. Oraya gidiyoruz, evet, görünen o.'' demiş. Bu da bir görüş. Doğru da olabilir. Ama bu doğrultuyu işaret edenlerin atlamaması ve önemsemesi gereken bir konu var:

AKP'yi hafife almayın ve ülkede AKP karşıtlığında bir araya gelmeye çalışan düzen muhalefetini zayıflatacak bir eylem ve söylem birliği içinde olmayın. Tarihi değiştirecek bir mücadeleyi bu ülkenin önüne koymaya çalışırken, tarihi bir hata yapmayın.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
29.01.2020- 07:39

Dün akşam   Halk tv.'de izlemiş ve gerçekten çok şaşırmıştım.   Birkaç genç (sanırım) kendilerine sorulan soruya verdikleri yanıtta, depremin önüne geçilemeyeceğinden söz edip bu konuda hükümete eleştiri yöneltenlerin vatan haini olduklarını söylüyorlardı. Bu   kaderci anlayışın toplumda belli bir karşılığı olduğu bilinen bir şey, ama şaşırtıcı olan görünüşüyle de olsa böyle bir tepki vermesi beklenilmeyen kişilerin böyle bir tavrı sahiplenmesi ve üstelik bunu da büyük bir özgüvenle yapması... Spesifik bir örnek de değil. Toplumsal alanın hemen her bölümünde bu tür örneklere rastlayabilmek mümkün. Örnek sözü de uygun değil sanırım, AKP toplumsal alanda önemli bir konsolidasyonu sağlamış durumda, ne yaparsa yapsın, hangi tür yanlışlığı savunursa savunsun toplumda o yanlışlığa biat edebilecek hatırı sayılı bir kesim ortaya çıkarmış. Şu ya da bu nedenle inanıyorlar ve desteklerini asla AKP'den çekmiyorlar. Evet, anketlere göre AKP'nin yüzde ellilerden yüzde otuzlara kadar düşmesi hiç şaşırtıcı değil, şaşırtıcı olanın hala yüzde otuzlarda bir kitleye sahip olması...

AKP'nin 2002'den bu yana sıradan bir burjuva partisi olmadığını hep söyleyegelmiştik. AKP'nin aydınlanmayla,cumhuriyet ve onun kazanımlarıyla sorunu var. AKP 1923'ü parantez olarak gören bir neo-osmanlıcı bir parti ve bu parantezi kapatma konusunda elinden gelen her şeyi yapıyor, yaşananlardan bile ders çıkarmadan devleti cemaatlere ve tarikatlara teslim ediyor, siyasal alanı geçtik toplumsal alanda da istediği dönüşümü yapma konusunda etkin bir çaba gösteriyor. Halk tv.'de gördüğüm fotoğraf da bu çabanın rahatsız edici sonucundan başka bir şey değil.

AKP'nin bir gerileme içinde olduğu kesin. Ne var ki, böyle bir sürecin yaşanıyor olması, AKP'nin bu süreç sonunda ve kendiliğinden iktidardan düşeceği anlamına gelmez. Muhalefetin bu konuda bir hata yapmaması gerekiyor. Özellikle sosyalist muhalefet için ''tarihi bir hata''dan söz ederken bu süreci sekteye uğratacak ve düzen muhalefeti de olsa muhalefete muhalefeti yeğleyecek bir tavrın benimsenmemesinin altını çizmeye çalışıyorum.

Gerçekten tarihi bir hata olur bu!





Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]