Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
melnur  |  Cvp:
Cevap: 17
30.03.2020- 19:50

Resim Ekleme


Bugünkü tablo: İnsanın içini karartıyor.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 18
31.03.2020- 09:34

Dün corona'dan ölenlerin sayısı 37 olmuş.   Ve üstelik bu sayıyı saptanan corona olarak aldığımzda hiç yanlış olmayız. Özetle salgının ivmesi artıyor. Önlemler yetersiz. İBB Başkanı İmamoğlu ve aklı başında bilim insanları bas bas bağırıyor. Türkiye'deki salgının özellikle İstanbul'da etkili olduğu ve vakaların yüzde 60'ının burada gerçekleştiği verilerle sabit. Çok geç kalmadan İstanbul'da genel bir sokağa çıkma yasağı uygulanmalıdır. Corona temas yoluyla geçiyor ve sokağa çıkma yasağıyla bu temasın önüne geçilmelidir.

Günlük test yapma sayımız 10 bini aştı ama hala çok az. Dünya bunu 20-30 binlere çekti. Bizim de en kısa zamanda bu sayıları bulmamız ve corona'ya yakalananla yakalanmayanı birbirinden ayırmamız gerekiyor.

Ve en az bunlar kadar önemli konu, insanlarımızın işlerini kaybetmeme güvencesi almaları ve devletin de para musluklarını açmasıdır. İşsizlik sigortası, gizli ödenekler, devletin kasası ne güne duruyor. Büyük devlet değil miydik biz? Yeni Türkiye'nin eski Türkiye'den farkı da halkını düşünmesi ve çok değer vermesi falan değil miydi?

( Cumhurbaşkanı dün önlemler konusuna açıklık getirdi. Vatandaşa para verebilmek için vatandaştan para toplanacakmış! ha, bir de İspanya'ya koca bir tır tıbbi yardımlarda bulunulacakmış! Gerçi kimi hastanelerimizden tıbbi araç gereçin eksikliğinden yakınılıyor ama olsun, böyyük devlet böyle olur!)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 19
01.04.2020- 07:54

Bir gün önce rekordu, 37'ydi, dün 46 dediler, eğilim sürekli artıyor, bakanın açıklamalarına göre Corona'dan yitirdiğimiz   hasta sayısı toplamda   214 oldu. Sayı, rakam, toplam; ne kadar da kolay söylemesi. İnsan utanıyor, nasıl tanımlamalı, o da ayrı bir sıkıntı!

Hiç kuşku yok, Corona, kapitalist krizin tam ortasına doğdu. Ülkelerin, ülkemizin iöine düştüğü çaresizliğin bir nedeni de bu. Bizler için çaresizliği de, umutsuzluğu da arttıran şey, kapitalizmin krizinin üzerine eklenen yönetim krizidir. Bu güzelim ülke yıllardır kötü, çok kötü yönetiliyor. Yıllardır, ta 2002'den beri böyle...Tamam, önce Cumhuriyet mitingleri ve sonra Gezi direnişiyle patlak veren toplumsal tepkiler, başından beri bu siyasal anlayışa karşıt bir kesimnin varlığını da ortaya koydu. Son belediye seçimleriyle bu teslim alınamayan toplam çok daha fazla katlandı. Eminim bugün çok daha fazladır. Ama hala bir güç halindeler ve muhalefette de asla yapamaz, silinir giderdi... Bu yüzden   MHP'nin de desteğiyle iktidarda kalma konusunda direniyorlar. Çünkü hep söylemiştik, hep tekrarlanmıştı, AKP sıradan bir burjuva partisi değildi...

Üniversitedeydim, 12 Eylül faşizmi gerçekleşmiş, cunta, solcu, devrimci, ilerici olan her şeye savaş açmıştı. Dünyanın en güzel insanları toplanmış, cezaevlerine tıkılmış, sokaklar ve   onunla birlikte kitapçı raflarından kitaplar boşaltılmıştı. Tıpkı sokaklar gibi, kültür hayatımız da ıssızlaşmıştı. O koşullarda bile direnenler vardı. Selam olsun onlara, daha güzel bir dünya için hemen her koşulda bayrağı yere düşürmeyenlere selam olsun.

O dönemde getirilmişti ve sinema salonlarında gösterime açılmıştı, Fellini'nin   AMARCORD'u... Faşizmin iktidara nasıl geldiği, hangi koşullarla sürdüğü büyük usta Fellini'nin çocukluk anılarına dayanılarak anlatılıyordu. ''Filmi anlayabilmek için birkaç kez izlemek gerek'' yorumları yapılıyordu. Fellini'nin anlatım tarzının tadına da her izleme sonrasında daha çok varılıyordu. Sıradan insanın hüzün dolu aptallıkları...Faşizmi dayatan koşulların eğitim sistemi içindeki   etkileri, hepsi, izlerken rahatsız edici bir hüznü de dayatıyordu. Filmde kimi sahneler ise aradan geçen onca yıllara rağmen gözlerimin önünden hiç gitmiyordu. Örnekse, faşizmin simgesi olan o devasa geminin karanlıklar içinden çıkagelmesi ve onu karşılamak için sandallarla denize açılan insanların dayanaksız, nedensiz coşkuları...Sonra eğitim sistemindeki aptallıklar... Ve faşizmin sürdürülmesinin en büyük dayanağı olan propaganda sanatı, yalanlar, dolanlar...

Yaşadıklarımız yaşananların bir tekrarı sanki...

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan,dün Corona önlemlerini açıklarken ben sanki o Fellini'nin Amarcord'unu bir kez daha izliyordum. Ama bu kez   faşizmin translantiğinin geçişinde onu karşılayan kalabalıklar yoktu.Erdoğan'ın ''vatandaş için vatandaştan para toplama çabası'' bir çaresizliğin dışa vurumuydu. Bu açıklama bir tükenmişiğin, bir duvara çarpmanın ve artık bu işin bittiğinin
televizyonlar önünde kabullenişiydi. Koca bir yalan dolan siyasetinin vardığı noktaydı bu. Bugün Fatih Yaşlı'nın yazısını mutlaka okuyun. O gerici siyaseti var eden yalan dolanların duvara tosladığının kanıtlarıdır o açıklamalar...

Fellini'nin AMARCORD(hatırlıyorum) filmini en az altı yedi kez izlemiştim. O zamanlar İstanbul Üniversitesi şenliğine de gelmişti. Koltukta izlerken sadece bir hüzün sarıp sarmalamıyordu ve aynı zamanda bir toplumun en azından belli bir kesiminin kendisine nasıl da düşman hale getirilebileceğinin öyküsünü izliyordunuz. Rahatsız ediciydi bir yanıyla, üzüntü vericiydi. Sonrasında...o hüzün verici aptallıkların rahatsızlık veren etkisi, yıllar sonra...evet, izleyemiyordum.

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
O gemi, o translantik,
o pırıltılı, o şaşalı günler...
Yalan dolanla uyutulmuş o coşkulu kalabalıklar...
Artık yoklar...

Ama bu kez çaresiz, izleyeceğiz.


melnur  |  Cvp:
Cevap: 20
02.04.2020- 02:42

Coronavirüs'ün yükseliş ivmesi de siyasi iktidarı çaresizliği de   sürüyor. Dünkü açıklama can kaybının 277'ye ulaştığını gösteriyor. Bir günde 63 insan. Bugün ne olacak, 100 mü?

Çaresizliğin ısrarı bu yaşadığımız. Ne yapsınlar, bir yanda temas olmamalı diyorlar, öte yandan teması sıfırlayacak bir çözüme, sokağa çıkma yasağına direniyorlar. Yarattıkları kötü tabloyla yüzleşmekten ürküyorlar. İşçisi, işsizi, esnafı, emeklisi evden dışarı çıkmadığında nasıl geçinecek; dünya kapitalizmi bunun çaresini bulmuş, para veriyor, işini kaybetmeyeceği umudunu veriyor, birtakım ödemeleri öteliyor. Ya bizimkiler, kasa boş, tamtakır. Tarım, hayvancılık allaha emanet. Ot'u, samanı bile dışarıdan alır haldeyiz. Merkez bankası sıfırı tüketmiş. Devlet, yardım etmek için yardım dileniyor...Geldiğimiz hale bakın!


1 Nisan şakası gibi!


melnur  |  Cvp:
Cevap: 21
03.04.2020- 00:49

Resim Ekleme

melnur  |  Cvp:
Cevap: 22
05.04.2020- 09:05

Resim Ekleme

melnur  |  Cvp:
Cevap: 23
06.04.2020- 05:26

Resim Ekleme

melnur  |  Cvp:
Cevap: 24
07.04.2020- 06:12

3 bin 148 vaka daha

Resim Ekleme
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs salgınında son tabloyu açıkladı. Tabloya göre bugün 75 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 148 yeni vaka daha tanımlandı.

Türkiye'deki toplam vaka sayısı 30 bin 217 olurken toplam vefat sayısı da 649 olarak kayıtlara geçti. Bugün toplam yoğun bakım hasta sayısı 1415 oldu. Bugünkü iyileşen hasta sayısı ise 284 olarak açıklanırken toplamda 1326 hasta iyileşti.

Bakan Koca yaptığı açıklamada ise “Günlük test sayımız yakında 30.000’i bulacak. İyileşen hasta sayımızdaki artış hızı devam ediyor. Artan test sayısına göre vaka sayısındaki artış düşük seyrediyor. Virüs, gücünü temas ortamından alıyor. Virüse bu fırsatı tanımayalım. Evde kalalım” ifadelerini paylaştı.

İşte o tablo:

Resim Ekleme

https://odatv4.com/3-bin-148-vaka-daha-06042053.html

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]