Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Kurtuluş Kılçer GazeteManifesto'daki bugünkü yazısının ( https://gazetemanifesto.com/2020/ortanin-solundan-ortanin-sagina-378679/ ) sonlarında '' Bugün CHP ne yapmak istiyor?'' şeklinde bir soru sormuş ve yanıtı da kendince vermiş. ''CHP, Erdoğan’a karşı “neo-Cumhur” iktidarını kurmak istiyor! Ya da “sağa karşı sağ”ın cephesini!'' Devam etmiş sonra:

'' Bunu siyasi literatürde şöyle söylemek mümkün: AKP, rejim değiştirmiş, İkinci Cumhuriyeti kurmuş ve bugün rejimin 20 yıl sonra restorasyon hükümetinin kurulması gündeme gelmiştir. Özüyle, sözüyle, isimleriyle CHP’nin misyonu ve ufku bundan ibarettir! Ortanın solundan ortanın sağına demir atan bir siyasal hat.''

TKH de uzunca bir zamandır bu yönde yayınlar yapıyor. Kurtuluş Kılçer'ın bu bağlamda söyledikleri doğru bir saptama, kendi sorduğu sorunun her yönden doğru bir yanıtı olarak değerlendirilebilir mi? Bence hayır. TKH ve dolayısıyla Kurtuluş Kılçer bir şeyler yapmak istiyor, bu tür siyasi yorumlarla bir beklenti içinde ama bu tavrın doğru bir tavır olduğunu hiç düşünmüyorum. Üstelik söylemeye çalıştıklarının büyük çoğunlukla doğru olduklarının altını da çizerek...

Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığında CHP'nin yapılırsa, o ilk seçimde Erdoğan AKP'sini tıpkı yerel iktidardan uzaklaştırmış olması gibi merkezi iktidardan da uzaklaştırmayı hedeflediğini söyleyebilirim. ''Bugün CHP ne yapmak istiyor?'' sorusunun doğru yanıtı da budur. Devam edelim, CHP bu amacına tek başına aman aman bir sosyal demokrat siyasetle ulaşabilir mi? Hayır, mümkün değil. Bugün için CHP yönetimi istenildiği kadar sol bir siyaset izlemeye kalkışsın, siyasetin bu kadar parçalı durumunda ve devletin de bir parti devletine dönüştüğü koşullarda CHP bulunduğu yerden bir milim bile öteye gidemez. Yani...Erdoğan her zamanki gibi ilk seçimi de kazanır ve cumhuriyetin yüzüncü yılına son damgasını vurur...

Ya da bugünkü CHP yönetimi Kurtuluş Kılçer'i başkan adayı gösterse ve TKH başta olmak üzere tüm sosyalist parti ve grupları da   bir sol-sosyalist program etrafında toplayıp seçime gitse, durum/sonuç yine bundan farklı olmayacaktır. Böyle bir yapı AKP ve MHP dışındaki sağ yapılardan bir ilgi görmeyecek ve seçim yine Erdoğan'ın mutlak zaferiyle sonuçlanacaktır.

Öyleyse ne yapmak gerekir?

Erdoğan'ı merkezi iktidardan uzaklaştırmanın, tek adam diktatörlüğü yönetiminden parlamenter sisteme geçebilmenin ve daha demokratik bir yapıya kavuşabilmenin nasıl bir yolu yöntemi olabilir?

Kurtuluş Kılçer ''Bugün CHP ne yapmak istiyor?'' sorusunu sorarken bu soruyla birlikte üstteki soruyu da harmanlayarak yanıt vermeliydi. Oysa bu konu somutlaştırılmadan hep es geçiliyor, ortalık bulanık bir hale getirilerek yanıt veriliyor. Sanki CHP sosyal demokrat bir siyasi tavır gösterse Erdoğan'ı merkezi yönetimden uzaklaştıracak bir tılsımlı güce ulaşacak!

CHP başta İYİP ve HDP olmak üzere Erdoğan karşıtı tüm irili ufaklı sağ partilerle bir şekilde ittifak yapmak veya cephe kurmak zorunda. Yerel iktidar böyle kazanıldı. İYİP ve HDP gibi iki farklı ve uç partileri de bir pota içinde eriterek seçim kazanma başarısı gösterdi. Önümüzdeki seçimde de bu yöntem sürdürülmelidir. Bu yapılırken dileğimiz CHP'nin olabildiğince aydınlanmacı, laik aday üzerinde bir uzlaşma sağlayabilmesi. Ama bu durum öyle kolay değil ki. Kolay olmadığı için Ekmeleddin olayı yaşanmıştı. Aday yanlıştı, ama girilen süreç doğruydu. Şimdi de durum farklı değil. Keşke böyle olmasa...Keşke CHP ve HDP'nin kitle tabanları çok daha demokratik, aydınlanmacı ve laik bir adayın seçim kazanabilmesine yeterli gelse. Ama değil, Saadet'in de, DEVA ve Gelecek'in de tabanlarının desteğine ihtiyaç var. Nesnel durum farklı bir yol/çözüm göstermiyor ki...

Sosyalizm açısından şöyle bir soru sorulabilir; düzen partileri Erdoğan'ı iktidardan indirmek adına ''sağa karşı sağ bir cephe'' kurabilir ama sosyalistler neden bu cepheye dahil olsunlar? Bunun yanıtı da bence şudur: Sosyalistler bu ''sağa karşı sağ cepheye'' doğrudan dahil olmadan sosyalizm propagandasına devam edebilir, etmelidir, ama Erdoğan'ı iktidardan edecek toplumsal muhalefeti zayıflatacak bir hamle içine de girmemeliler ve ayrıca, toplumsal alanda böyle bir yarılma varken sosyalistler bu yarılmanın dışında değil içinde kalarak ve içeriden ses yükselterek daha doğru bir siyasi tavır almış olmazlar mı?

Konuyu çok fazla dağıtmadan Kurtuluş Kılçer'ın konunun bu yanını neden es geçtiğini soralım? Neden bu tür yorumlarda Erdoğan'ın iktidardan nasıl indirilmesi gerektiği yolunda bir açıklamada bulunulmuyor da sürekli ''hepsi bir'' anlamında bir tepinme alanı yaratılıyor?

Kısaca Kurtuluş Kılçer ne yapmak istiyor?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
23.08.2020- 04:53

Kurtuluş Kılçer'in sola (TKH'ye) adam devşirmek, güç toplamak dışında bir amacı olduğu ileri sürmek güç. Hatta bir anlamda doğru bir perspektiften yola çıktığı söylenebilir. Türkiye'nin güçlü bir sol-sosyalist odağa ihtiyaç olduğunu hep söylemeye çalıştık, çalışıyoruz.   Bu anlamda Kurtuluş Kılçer'in özellikle sanal ortamda kimi bireysel çıkışların perde arkasındaki ön yargılara veya gizli ajandaya sahip olduğu bu yüzden ''hepsi bir'' modunda bir siyasi duruş gösterdiği asla iddia edilemeyeceği gibi, sola çöreklenmiş, enternasyonalistlik adı altında cumhuriyet ve hatta aydınlanma düşmanlığı yapan kesimlerin ''gizli AKP'ci'' tavırlarıyla da asla bağdaştırılamaz. Sadece doğru ve gerekli saiklerle çıkılan yolun yanlış sulara aktığını ve buralarda da istemeden de olsa gericiliğin değirmenine su taşımaktan öte bir sonuca yol açmadığını-açmayacağını söylüyorum.

Sosyalist sol bağımsız bir sınıf siyasetinde ısrarcı olmalıdır. Sosyalist sol herhangi bir düzen partisinin kuyruğuna takılmamalıdır Sosyalist sol...-bu konularda bir sorun yok. TKH kendi siyasetinin AKP'ye karşı konumlanan partilerden farklı olduğunu da dile getirmeli, ve abartıya kaçmadan bunun propagandasını da yapmalıdır. Abartıya kaçmamalıdır çünkü izlenen siyasetin sağıyla soluyla düzen partilerinin (kısaca) AKP karşıtlığında bir araya gelişlerini sekteye uğratacak ve/veya kendi sempatizanlarının AKP karşıtlığını zayıflatacak bir boyuta taşımaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda yanlış sulara girilmesi ve muhalefete muhalefetlik yapılması konusundaki aşırılığın ve gereksizliğin süreklileşmesi hem sosyalist sol ve hem de ülkenin başına çöreklenen karanlığın kalıcılığı konusunda bağışlanamaz bir yanlışa yuvarlanılması anlamına gelecektir.

Zor günlerden geçiyoruz. Sosyalist solun amacı, hedefi, vizyonu öncelikle cumhuriyet, aydınlanma ve laiklik temelinde rejimi değiştirerek egemenlik kurmuş bir iktidarın önüne dikilmek ve onun 2023 hedeflerinin önüne geçecek somut bir program oluşturmak olmalıdır. Bu somut program hem bağımsız sınıf siyaseti yürütebilmeyi öne çıkarabilir ve hem de AKP karşıtlığını somut bir biçimde ete kemiğe büründürmeyi içerebilir. Solcular bu ikili tavrı bir arada yürütemeyecek kadar beceriksiz olabilir mi? Mümkün mü böyle bir şey?   Hem sonra, toplumsal yarılmanın solunda bulunan kesimlerin yanında bulacağı bir sosyalizm bu kitlelere daha fazla güven vermeyecek, daha fazla ilgiyi üzerine çekmeyecek midir?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]