Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

İnönü Alpat yazdı… Türkiye sağının yalanlarla örülen kanlı tarihi

Türkiye sağıyla yakın tarihteki katliamların bağını “yalanlar” üzerinden ele alan yazar İnönü Alpat, yeni kitabı Türkiye Sağının Öteki Yüzü Yalanlar ve Katliamlar ile 1950’lerden Gezi Direnişi’ne geniş bir panaroma çiziyor.

Resim Ekleme

Yazar İnönü Alpat, son kitabı Türkiye Sağının Öteki Yüzü – Yalanlar ve Katliamlar ile Türkiye tarihindeki kimi katliamlara zemin hazırlayan yalanları deşifre ediyor.

Türkiye’de sağın iddia edildiği gibi hiçbir dönem “yerli ve milli” olmadığını belirten Alpat, 1950-1990 yılları arasında azınlıklara ve sol kesimlere yönelik gerçekleştirilen kanlı saldırıların arka planlarını derleyerek, bilinçli şekilde “toplumu köksüzleştirmeye” yönelik üretilen yalanları gözler önüne seriyor.

Siyah Beyaz Yayınları’ndan yayınlanan kitapta, 40 yılı aşkın süreçte gerçekleştirilen 9 kanlı saldırı ele alınıyor:

Ortaca katliamı, Kanlı Pazar katliamı, TÖS Genel Kurulu’na saldırı, Kırıkhan katliamı, Malatya katliamı, Kars Kalesi’nde kızıl bayrak, Kahramanmaraş katliamı, Çorum katliamı, Madımak katliamı.

Resim Ekleme

“Fotoğrafı flulaştırmak isteyenler ‘sol’ liberaller”

Çalışmanın girişinde solun şimdiye dek görülmemiş şekilde etkisizleştiğine işaret eden Alpat, şu ifadeleri kullanıyor:

“Solun şimdiye dek görülmedik derecedeki etkisizliği, birkaç “küçük örnek” dışında medyadaki İslami sağın egemenliği, bilgilendirme kanallarının kapatılması toplumu köksüzleştiriyor. Bu elbette bilinçli yapılıyor; her rengiyle Anadolu sağının bu ülkeye yaptığı büyük kötülükler unutturulmaya çalışılıyor

Türkiye sağında ‘devamlılık’ esastır. 6-7 Eylül olaylarında ‘talan ve yağmayı komünistler yaptı’ yalanıyla ‘camide bira içtiler’ yalanı arasındaki ilişki Türkiye sağının açık ve net fotoğrafıdır. İlginç bir noktadır: Fotoğrafı flulaştırmak isteyenler sağcılar değil ‘sol’ liberaller oldu.

Ancak belirtilmelidir ki sağ 70 yıldır iktidardadır; derin devletin ideolojik-politik zemini ve kadroları ile sağın ideolojik-politik hassasiyetleri ve kadroları aynı şemsiye altındadır. Bunu tespit etmeden yapılacak her değerlendirme, Kahramanmaraş’ta hamile kadınları karnındaki çocukla bıçaklayarak öldüren sağcı canileri aklamak olacaktır.”

“Yalanın örgütleme gücü, onu sahiplenecek kitlelerin varlığıyla da mümkündür”

Çağrı Bulut tarafından yazılan sunuş yazısında da yalanların üretildiği ve genelleştiği dönemlerin siyasal özelliklerine bakılması gerektiği vurgulanarak şu ifadelere yer veriliyor:

“Yalanın toplumsal tabanı örgütleme gücü, salt yalanın varlığıyla değil onu sahiplenecek kitlelerin varlığıyla da mümkündür.

Bu toplulukların ne kadarlık bir nüfusa sahip olduğundan daha önemli olarak, yalanın siyasette bu şekilde yer etmesine dönük durum, üzerinde düşünülmeyi gerektiriyor. Burada can alıcı nokta hem toplumda hem de siyasetin çeşitli boyutlarında yalanla kurulan bu yeni ilişki tarzı ve bunun giderek olağanlaşması, makulleşmesidir. Bu, yeni bir siyasal-toplumsal varoluş biçimi olarak değerlendirilebilir. Toplumların, siyaset alanında yalana maruz kalmasından yalana ihtiyaç duyar hale gelmesine varan bir süreçten bahsedilebilir.

Bu süreçte yalnızca derin manipülasyon ve yeni yönetim/denetim stratejilerinin başarısından söz etmek eksik olacaktır. Yalanın bu yeni biçimine gönüllü olarak katılan, onu genişleten ve toplumsallaştıran kitlelerin bu tavırlarının altında hangi maddi toplumsal ihtiyaçların yattığı düşünülmelidir. Bu ihtiyaçların neoliberal dönemle ve giderek otoriterleşen yeni kapitalizmin ekonomik, siyasal ve toplumsal koşullarıyla ilişkisi incelenmelidir.”

İnönü Alpat kimdir?

Alpat, 1962 yılında Ankara Polatlı’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Polatlı ve Ankara’da
tamamlayan yazar, 1980’de Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ne (AİTİA) girdi ancak 12 Eylül sonrası tutuklandığı için öğrenimini tamamlayamadı.

Cezaevi sonrası çeşitli dergi ve gazetelerde muhabir olarak çalıştı. Birgün gazetesi ve sendika.org’da köşe yazarlığı yaptı. Bazı kurumlarda basın danışmanlığı görevinde bulundu.

Şiirler de kaleme alan Alpat’ın pek çok eseri bestelendi. Bunlar arasında en bilineni, Eylem Güzeli oldu. Kitapları ise şunlar: Yaralı Oğluyum Hayatın, Kendini Anlatırsa Bir kız, Sosyalistler ve İnsan Hakları, Randevuyu Dağa Verdik, Şimdi Solun Zamanı, ÖDP Polemikleri, Hamamböcekleri, Ateştopu ve Askerler, Popüler Türkiye Solu Sözlüğü, Fenerbahçe Sözlüğü, Günlüğe Düşen Notlar, Solun Milli Meselesi, Devrime Hangi Mevsim Kucak Açacak.

https://www.gazeteruzgarli.com/inonu-alpat-yazdi-turkiye-saginin-yalanlarla-orulen-kanli-tarihi/

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]