Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Türkiye Devrim Tarihi
04.09.2020- 08:42

TÖB-DER 49 yaşında
Resim Ekleme

Volkan Ateş

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük öğretmen örgütlenmesi olan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’nin (TÖB-DER) dün 49’uncu kuruluş yıldönümünü geride bıraktı. Eğitim Sen’den konuyla ilgili yapılan açıklamada “Eğitim emekçilerinin yüz yılı aşan mücadele tarihinde en önemli kilometre taşlarından biri olan TÖB-DER’in 49. kuruluş günü bugün... TÖS’ten TÖB’e; TÖB-DER’den Eğitim Sen’e mücadele yolculuğumuz devam ediyor, devam edecek” ifadelerini kullandı.

3 Eylül 1971’de, Ankara’da kurulan bir öğretmen örgütü olan TÖB-DER’in ilk adı Türkiye Öğretmenler Birliği (TÖB) idi. Dernekler Yasası’nda ‘birlik’ konusu düzenlenmediği gerekçesiyle, ‘TÖB’ ismi İçişleri Bakanlığı’nın müdahalesiyle 23 Kasım 1971’de değiştirildi; Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği ‘TÖB-DER’ ismine dönüştürüldü.

Örgütlü Türkiye öğretmen hareketi tarihinde sekiz yıl sürebilen süreç içerisinde öğretmenlerin, öğrencilerin hakları; eşit, özgür bir Türkiye için mücadele veren TÖB-DER’in Temmuz 1976- Temmuz 1978 arasında 37 üyesi katledildi. 1971-1978 arasında 4073 TÖB-DER üyesi sürgüne gönderildi. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından, TCK 141. ve 142. maddelerine göre, ‘illegal’ faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatıldı. Kapatıldığında ise 650 şubesi, 160 bin üyesi vardı.

https://www.birgun.net/haber/tob-der-49-yasinda-314376

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
05.09.2020- 05:16

Bu başlığı buraya alışımın bir nedeni de TÖB-DER'le ilişkin bir anımın olması ve onu burada anmak isteyişim. 80 darbesinin yakın olduğu dönemde Lise sondaydım, okulumuz Vefa Lisesi devrimcilerin elindeydi. Öyle söylenirdi o zamanlar. Sağcı öğrenciler örgütlü değildi, öyle biliyorduk ve siyasal faaliyetlerimizi de rahatlıkla yürütüyorduk. Böyle olduğu için okulumuz faşizmin hedef tahtası haline getirilmişti. Bir 10 Kasım anması sırasında ceketlerinin altına gizledikleri sopalarla tören salonunu sabote ederek sistemli bir saldırnın başlangıcına imza atıyorlardı. Okulun karşısında bulunan ''İlim Yayma Cemiyeti''nden kantine sıkılan kurşunlar, okul dışından toplanan kalabalıkların okul kapısına dayanması vb. bütün bir yıl sürüp gitmişti.

Bir müdür muavinimiz vardı. Mustafa Kurt. Bir gün beni çağırmış, bir miktar parayı bir zarfa koymuş ve Aksaray semtinde bulunan Töb-Der lokaline götürmemi istemişti. Sanırım okuldaki kimi öğretmenlerin aidatlarıydı. Biraz çekinerek de olsa gitmiştim. O zaman gözüme kocaman gelen bir salonda boş bir masaya oturmuştum. Diğer masalarda ''birileri'' hararetli konuşmalar yapıyordu. Sonra yanıma biri gelmişti. Durumumu sordu, anlattım, hatırladığım kadarıyla bir odaya yöneltmişti. Aidatları öyle yatırdım. Çıkarken yanıma gelen o Töb-Der'li öğretmenle de sohbet etmiştik. O sormuştu, ben yanıtlamış, o anlatmış ben dinlemiştim.   Ürkütücü bir yanı vardı gerçi, o Mustafa Kurt'u, çok geçmedi bir sabah evinden çıkıp bakkala girdiğinde arkadan enseye sıkılan bir kurşunla öldürmüşlerdi. Yüreğimiz yanmıştı ama o tür olaylar, saldırılar, öldürmeler o günün koşullarında bir rutine dönüşmüştü.

Çok zaman geçti aradan, kırk yılda fazla. Bazen düşünüyorum da, acılı günlerdi, ürkütücü yanları olan günlerdi, hiç tanımadığınız birileri tarafından bir yerlerde kıstırılabilir, öldürülebilirdiniz. Ama her şeye rağmen gerçekten güzel günlerdi. Geleceğe dönük umut ve beklentilerimiz vardı. Her şey gerçekten çok güzel olacak, yoksulluk ve umutsuzluğun belini kırabileceğimiz sömürüsüz bir düzeni hep birlikte gerçekleştirecektik. Ölümler, öldürmeler hep buna dairdi. Bizler daha güzel bir dünya, içinde sömürünün yaşanmadığı bir düzen dedikçe ve bunun için de mücadele etmeyi yeğledikçe, birileri de öldürmeyi yeğliyor, bu gidişin önüne set çekebilmek için ellerinden gelen her türlü melaneti gösteriyordu.

Sonuçta, yenildik.
Kazandılar.

Bugünün Türkiye'si yoksulluk ve yoksunluğun pençesinde inim inim inliyor ve her türden gericiliğin egemenlik kurmaya çalıştığı bir ülke haline geliyorsa, işte bundan. Yenildiğimiz, kaybettiğimiz için...

Ne var ki, yenilgimiz bir son değil. Töb-Der'den önce TÖS vardı, şimdi Eğitim Sen. Belki yarın daha farklı bir yapılanma olur; ama mutlaka olur. Belki Aksaray'da bir zamanlar TÖB-Der'in bulunduğu lokalin oralarda bir başka devrimci lokal kurulur. Mustafa Kurt'lar biter mi? Mutlaka olacak, bir lise sona giden öğrenciye içinde öğretmenlerin aidatları bulunan bir zarfı verecektir. Ve o lokalde devrimci öğretmenlerle devrimci öğrenciler   yine, daha güzel bir dünya ve Türkiye üzerine konuşmalar yapacaktır. Tarih bize işleyişin böyle olduğunu söylüyor. Ve eninde sonunda başarıya ulaşılacaktır...

Eninde sonunda!









Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]