Hüseyin Aygün'den HDP tepkisi: "Hala tek gündem Apo, Apo yazık çok yazık"

Aygün: Partinin başta genel başkanı, milletvekilleri ve belediye başkanları hiç tutuklanmamış gibi konuşuyor. Hala tek gündem Apo, Apo… Yazık, çok yazık…
 


HDP Sözcüsü Ebru Günay, bugün Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi.

Günay açıklamasında, “Bugün ülkedeki sosyal-siyasal-hukuksal tüm tecridin kaynağı da İmralı’da uygulanan insanlık ve hukuk dışı tecrittir. İmralı’da uygulanan tecrit artık ülkenin tamamında uygulanmaktadır” dedi.

HDP’li Günay, “11 yıl önce yazılan bir ‘Yol Haritası’nı bahane ederek Sayın Öcalan’a disiplin cezası vermek, darbe mekaniğinin aslında içeride işlediğinin göstergesidir. Çözüm sürecinin yol haritasına yasak getirenler, mafya ve kirli yapılara ön açıyor. Bu mu sizin yolunuz?” ifadelerini kullandı.

Günay açıklamasında ayrıca, “20 yıldır bütün imkânsızlıklara rağmen, barış için, çözüm için, diyalog için kapıları aralamaya çalışan Öcalan ve onun çözüm iradesi var. 2,5 yıl İmralı'da kendisiyle görüştünüz. Ondan önce 2 yıl Oslo'da dolaylı görüşmeler yaptınız. Bu sorunu bir haftada çözerim diyen bir lidere tecrit uygulamak sorunu daha da büyütmekten başka bir anlama gelmez. Ülkenin kurtuluşu Dolmabahçe Mutabakatına dönmekten geçiyor. Demokratik siyasette ısrar eden Öcalan’a kulak vermekten geçiyor. Öcalan konuştukça ölümler duruyor, tecrit oldukça silahlar konuşuyor” diye konuştu.

AYGÜN’DEN TEPKİ: HALA TEK GÜNDEM APO, APO… YAZIK, ÇOK YAZIK

HDP’li Günay’ın sözlerine eski CHP Milletvekili Hüseyin Aygün tepki gösterdi.


Aygün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

“HDP bugün Diyarbakır'da yaptığı basın açıklamasında şu görüşleri dile getirmiş:

‘Türkiye'de uygulanan ekonomik-siyasal-sosyal tecridin kaynağı Öcalan'a İmralı'da uygulanan insanlıkdışı tecrittir.’

‘Öcalan'a verilen disiplin cezası, darbe mekaniğinin işlediğini göstermektedir.’

‘20 yıldır barış için çabalayan bir Öcalan var’

‘Ülkenin kurtuluşu Dolmabahçe mutabakatına dönmekten geçiyor’

HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Saray-Kandil işbirliğiyle hendeklerde yüzlerce asker/genç öldürülmemiş, PKK'nın insanlık dışı saldırılarında siviller öldürülmemiş, savaşı kullanan AKP seçimleri yenileyerek tek başına iktidar olmamış, o yaz ayları boyunca yaşanan "muvazaalı savaş" bahane edilerek partinin başta genel başkanı, milletvekilleri ve belediye başkanları hiç tutuklanmamış gibi konuşuyor.

Kandil'deki modası geçmiş şeflere veya tüm hayatı, dünyanın merkezinde kendini görmekle geçen ve Türkiye emekçi hareketine ve sosyalist mücadelesine en büyük zararı veren, hapiste bile her şeyi yönetmeye yeltenen Öcalan'a -5 yıl sonra dahi- en küçük bir eleştiri yapmıyor.

Hala tek gündem Apo, Apo… Yazık, çok yazık…”


https://odatv4.com/hala-tek-gundem-apo-apo-yazik-cok-yazik-04122021.html

Aygün'e katılmamak mümkün mü? Türkiye'nin gündemi ne, HDP sözcüsü neleri önüne koymuş? Demokrasi dendiğinde aklınıza Öcalan mı geliyor? Ya da Sürekli Öcalan'ı gündeme taşıyarak Türkiyelileşme nasıl sağlanabilir?

Bir iki gün önce KRT'de bir açık oturum vardı ve katılımcılardan biri de Ufuk Uras'dı. Ufuk Uras HDP'ye yönelik sıradan bir eleştiri karşısında eş genel başkan Mithat Sancar'ın 23 Nisan'da yaptığı bir konuşmanın okunmasını önerdi. Sanırım o konuşmada Sancar'ın hem Türkiyelileşme ve hem de demokrasi konusunda kamuoyunda ''HDP algısı'' dışında bir anlatımda bulunmuş. Ufuk Uras o konuşmayı örnek göstererek HDP'nin Türkiyelileştiğini ve ülkenin demokratikleşmesinden yana olduğunun altını çizmek istemiş. Ufuk Uras gerçekten böyle mi düşünüyor, bunu inanarak mı söylüyor, bilemiyorum. Ufuk Uras çapında birinin, bir akademisyen ve uzunca yıllar aktif siyasetin içinde olan birinin bu konuda söyleyeceği bunlar mı olmalı? Zaten Mithat Sancar örneğini verince açık oturumda MHP kökenli bir gazeteci-siyasetçinin söyledikleriyle apışıp kaldı. ''Mithat Hoca'yı tanıyorum'' demişti. ''Onun görüşlerinin HDP'nin tamamı tarafından kabul edildiğini mi sanıyorsunuz?'' Mealen söylenen buydu ve tabi Ufuk Uras da inandırıcı hiçbir şey söyleyemedi.

HDP'nin Türkiye'lileşme konusunda homojen bir yapıya sahip olması çok kolay değil. Eski alışkanlıklarından ve hemen her konuda topu Öcalan veya Kandil'e havale etme çabasından kurtulmak gerçekten kolay değil. Ama böyle bir amaç ve çaba gerçekten ve samimi bir şekilde dillendirilecekse bu anlayışta olmayan insanların yönetime, yönetimde etkili yerlere gelmesinin önüne geçilmeli. Aygün'ün söylediği gibi ülke yangın yerine dönmüş, partinin genel başkanı aylardır içerde, parti adeta kevgir gibi delik deşik edilmiş parti sözcüsünün dilinde hala Öcalan var! Şimdi bu söylemin Türkiye kamuoyunda bir sempati yaratacağını iddia edebilmek ve partinin Türkiyelileşme konusunda samimiyet taşıdığını iddia edebilmek mümkün mü?

Bir sözüm de Ufuk Uras'a. Mithat Sancar'ın Eş Genel Başkan olarak bile HDP'yi ne kadar temsil ettiğini konusuna hiç mi kafa yormamış. HDP Demirtaş'tan sonra genellikle liberal, sol liberal ve ışarıdan kişileri/aydınları partinin başına geçirmeyi tercih ediyor. Öyle uygun görüyorlar ve partinin görüntüsünü beki de bir ölçüde ''uyumlu'' hale getirmeye çalışıyorlar. Yoksa Sancar'ın genel başkanlığının geçici bir özellik taşıdığı bilinmez mi? Belki de ilk seçimli kongrede yerini bir bakasına devredecek, uygun görülen bir başkası genel başkanlık koltuğuna oturacaktır. Parti dinamiği böyle işliyor.

HDP yönetimden gelen bu söylemlere devam ettiği sürece kendi kamuoyunun dışında bir etki yaratamaz. HDP bu konuda tekrar tekrar düşünmeli ve bir karara varmalıdır. Bu tür söylemler partinin gizli bir ajandası olduğu ve Türkiyelileşme konusunda samimiyet taşımadığı algısını pekiştirmekten başkaca bir işe yaramamaktadır.