Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Kemal Okuyan: Sol bir gece ansızın gelebilir

Halk TV'de 'Şirin Payzın ile Sözüm Var' programına katılan TKP Genel Sekreteri Okuyan, 'Bu alçak düzen sürekli işsizlik, açlık, adaletsizlik üretiyor. Sol Türkiye'de çok hızlı büyümeye adaydır' dedi.

Resim Ekleme

Halk TV'de Şirin Payzın ile Sözüm Var programına konuk olan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, hem Payzın'ın hem de gazeteciler Barış Terkoğlu ve Emin Çapa'nın sorularına yanıt verdi.

'Giderek daha çok insan fark ediyor'


Konuşmasına Türkiye'deki mevcut tabloyu değerlendirerek başlayan Okuyan, Türkiye'de yoksullar üzerinde büyük bir maddi ve psikolojik baskı olduğunu belirterek, "Bugünkü düzenin kendilerine hiçbir şey sunmadığını giderek daha çok insan fark ediyor ama öte yandan bu baskı o kadar yoğun ki, güncel ve kolay bir çıkış yolu arıyor insanlar. Çünkü insanların cebinde para yok, her gün daha kötü bir tabloyla karşılaşıyor, dolayısıyla çok hızlı bir çözüm bekliyorlar" dedi.

Bugün insanlara ekmeklerini, işlerini nasıl koruyacaklarını, bu kavgayı nasıl sürdürmeleri gerektiğini anlatmak zorunda olduklarını söyleyen Okuyan "Hep birlikte nasıl dayanışırız, nasıl mücadele ederizi göstermeye çalışıyoruz, bir yandan da bu düzenin en kısa sürede değişmesi gerektiğini dile getiriyoruz" dedi.

'TKP Türkiye'nin hiçbir yerinde önyargıyla karşılaşmıyor'

Kemal Okuyan parti çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken TKP'nin Türkiye'nin herhangi bir yerinde önyargıyla karşılaşmadığını, partinin son derece muhafazakar ailelere dahi girebildiğini söyledi ve bunun nedeninin ülkede giderek artan yoksullaşma, açlık, işsizlik olduğunu belirtti.

Gazeteci Emin Çapa'nın "yeni anayasa" sorusuna yanıt veren Okuyan, "Bugünkü mevcut siyasi dengelerde, hele hele AKP-MHP blogunun egemen olduğu bir parlamentodan bu toplumun ihtiyacını karşılayacak sağlıklı bir anayasa çıkamaz. Ama bu toplumun bir anayasaya ihtiyacı var mı? Şöyle var, Türkiye'nin yeni bir toplumsal sisteme ihtiyacı var, o toplumsal sistemin de bir anayasası olacak. Bizim anladığımız anlamda bir meclis, halkın temsilcilerini yolladığı bir meclisin üzerinde hiçbir gücün olmaması lazım, yürütme ve yasa erki o mecliste toplanmalı. Şu anda yargı yasamanın üzerine çökmüş durumda" dedi.

'Meclis profesyonel siyasetçilerden oluşmamalı'

Meclis'in profesyonel siyasetçilerden oluşmaması gerektiğini, emekçi halka açılması gerektiğini vurgulayan Okuyan, "İnsanlar kendi sınıflarından temsil ettikleri kesimlere yabancılaşmamalıdır. Dolayısıyla profesyonel siyasetçilik bizim anladığımız anlamda bir demokraside yanlış bir olgudur ve herkesi kapsamalıdır" ifadesini kullandı.

'Konut ücretsiz olmalı, bu ülkenin kaynağı var'

Yeni anayasa tartışmaları bağlamında konut hakkı tartışmasına işaret eden Okuyan, herkesin insanca yaşayacağı birer konutunun olması gerektiğini, bugünkü Türkiye'nin bunu karşılayacak kaynakları olduğunu, boş halde duran milyonlarca konut olduğunu vurguladı. Eğitim, sağlık, elektrik, su ve doğalgazın ücretsiz ve eşit olarak sunulacağının anayasada garanti altına alınması gerektiğini söyleyen Okuyan, "Bunları içermeyen anayasa tartışmasının hiçbir önemi yok. Kesin TÜSİAD'dan kaynakları, hepsi hallolur. Bunlar konuşulmadan yapılan bir anayasa halka çözüm olmaz" diye konuştu.

'Toplumda heyecan yaratacak bir arayıştayız'

Gazeteci Barış Terkoğlu'nun "Sol, sosyalist partiler Cumhur İttifakı'nın, Millet İttifakı'nın ve muhtemelen HDP'nin göstereceği aday dışında bir sosyalist aday çıkaracak mı?" sorusuna yanıt veren Okuyan, "Biz küçük hesaplar, koltuk hesapları yapan partilerden değiliz. Daha çok nasıl bir Türkiye istiyoruz, güçlerimizi birleştirmekten ne anlıyoruz, sokağın, fabrikanın, okulun gücü nasıl birleştirilir, seçimden sonra Türkiye'yi neler bekliyor sorularına yanıt için bir yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Bu sorudaki gibi bir ortak adayı da içerecek kimi şeyleri kapsayabilir ya da bunun dışındaki şeyleri de içerebilir. Toplumda heyecan yaratacak, halkın örgütsüz kesimlerini örgütlü mücadeleye çekecek bir arayıştayız. Aynı yayında olduğumuz için söylüyorum, SOL Parti'nin alacağı mesafe TKP'nin alacağı mesafedir ve tersi de doğru. Biz önümüzdeki dönemi birlikte örmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz, buna herkes inansın" ifadesini kullandı.

'Sol Türkiye'de çok hızlı büyümeye adaydır'
Okuyan şunları söyledi:

"Sol eğer görevini iyi yerine getirirse, bu toplumdaki arayışa hitap ederse çok hızlı büyür. Bu kış zor geçecek, espriler yapılıyor, komünizm gelecek mi, gelmeyecek mi? Ben bir TKP üyesi olarak öncelikli şunu söyleyeyim, komünizmden korkmayın. Evet, komünist partiler, devrimci partiler çok hızlı büyür, çünkü insanların sabrının bir sınırı vardır, bugünkü sistem insanların sabrını taşırmak üzere. Bu alçak düzen sürekli işsizlik, açlık, adaletsizlik üretiyor. Sol Türkiye'de çok hızlı büyümeye adaydır, biz görevimizi yaparsak, halkımız da biraz kolaycılıktan uzak durursa ve cesur olursa" diye konuştu.

'Sol, 'bir gece ansızın gelebilirim' diyebileceği bir ülkede mücadele ediyor'
"Süper kahramalar çıkararak bu işi çözemeyiz, örgütlü toplumdan ve kolektif eylemden yanayız. Tabii ki bireylerin önemi var ama esas problem bireyler üzerine kurgulanan ve sistemin devamına yol açan model" diyen Okuyan, "En gelişkin ülkeler, ABD dahil fokur fokur kaynıyor, hızlı yer değiştirmeler olabilir. Türkiye ise istikrarsızlık abidesi bir ülke, o yüzden Türkiye'de sol, 'bir gece ansızın gelebilirim' diyebileceği bir ülkede mücadele ediyor. Hep faşistler söylerdi bu sözü, şimdi de biz söylemiş olalım" dedi.

'Sosyalist solun örgütlü bir kuvvet kazanması gerekiyor'
Programın diğer konuğu olan SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen ise, "Sosyalist solun niteliksel öneminden söz etti Barış Bey, buna katılıyorum. Burada şu vurgunun altını çizerek devam edeceğim. Türkiye'nin önümüzdeki döneminde CHP ve HDP'nin dışında, sosyalist solun örgütlü ve bu niteliksel etkiyi yapabileceği bir kuvvet kazanması gerekiyor. Önümüzdeki dönemin temel sorunsalı, birleşmek birleşememek değil, Türkiye'nin dönüşümünde eksik olan sosyalist solun etkisi" diye konuştu.

Türkiye'nin çok geniş ilerici, devrimci, cumhuriyetçi bir birikimi olduğunu söyleyen, kadınların sokaklardaki mücadeleci gücüne işaret eden İşleyen, "Bu mücadeleleri Davutoğlu'nun, Babacan'ın temsil edeceğini düşünemeyiz. İşçilerin, emekçilerin büyük eylemleri oldu, bunları sermaye partilerinin temsil edeceğini düşünemeyiz. Bu manada soldur Türkiye toplumu, sağ değil. Bunu bastırmak üzere harekete geçmiş durumda düzen" ifadesini kullandı.

İşleyen, önümüzdeki dönemde sosyalist sola büyük görevler düştüğüne vurgu yaptı.

https://haber.sol.org.tr/haber/kemal-okuyan-sol-bir-gece-ansizin-gelebilir-316400

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
22.10.2021- 00:15

GÜNDEM | 'AKP rejimini Erdoğansız sürdürme projesidir bu'


soL TV'deki Gündem programında Gökhan Kazbek'in konuğu TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan oldu.

Resim Ekleme

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, soL TV'deki Gündem programında Gökhan Kazbek'in sorularını yanıtladı.

Okuyan programda öncelikle Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirirken, "Ben düşük faizle birlikte yürütülen ekonomi politikalarının sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum, çok ciddi bir problem bekliyor. Ama bir avantajları var, sermaye çok örgütlü, işçi sınıfı çok örgütsüz. Biz de burayı güçlendirmeye çalışıyoruz" dedi.

Erdoğansız AKP projesine ve üçüncü ittifak tartışmalarına dair de açıklamalarda bulunan Okuyan, "Biz Erdoğan'ın gitmesi için her şeyi yapacağız, daha doğrusu Erdoğan'ın işine gelecek hiçbir şeyi devrimciler yapamaz ama mutlaka ve mutlaka bağımsız bir duruş gerekiyor. Dolayısıyla bir yeni ittifak, bu özle kurulmalı. Bunun zemini var, görüşmeleri sürüyor. Daha ortaya bir şey çıkmadığı için kuruldu diyemiyorum ama fazla da vaktimiz yok, mutlaka bu alternatif ortaya çıkacak. Türkiye'de bunu TKP dışında da savunanlar var. 'Hepiniz bir arada olsanız'dan Babacanlar çıkıyor, buradan hiçbir şey çıkmaz. Bu blok Türkiye'nin hiçbir sorununu çözemez. Türkiye sağını tepemize çıkaracaklar, kurtarıcı diyecekler, buna izin veremeyiz" diye konuştu.

'Erdoğan ipleri elinde tuttuğunu gösterdi'

Okuyan'ın açıklamaları şöyle:

"Öncelikli olarak işin siyasi boyutuna değinmek istiyorum. Erdoğan ipleri elinde tuttuğunu, taviz vermeyeceğini gösterdi. Bu kararın böyle bir boyutu var. Kılıçdaroğlu'nun hamlelerine yanıt içeren bir yanı var bu kararın.

Herkes seçimlere, iktidar değişikliğine odaklandı ama bir yandan da Türkiye ekonomisinin yapısal bazı ihtiyaçları var. Türkiye ekonomisinde teknolojik yenilenme, kapasite, verimlilik, yabancı sermaye çekme sorunu var, bütün bunlarla ilişkili bir şeyi denediğini düşünebiliriz Erdoğan'ın bu kararla. Yabancı sermayeyi çekmek istediği, bunun için her şeyi yaptığını biliyoruz.

Ancak bizim asıl bakmamız gereken, bunun yurttaşlara, yoksul insanlara nasıl yansıyacağı. Türk parası değer kaybedince tablo daha da ağırlaşıyor. Türkiye'de iş gücünün ucuzluğu derinleşiyor, yabancı sermayeyi çekmek için yapılan hamleler sürüyor.

Faiz indirimine gelecek olursak, burada önemli başlıklardan biri Erdoğan'ın bunu nasıl yöneteceği. Bunun önümüzdeki seçimlerde pozitif olarak etki etmesi iktidar açısından çok zor. Yoksulluk, hayat pahalılığı başlıklarında iyileştirme olmadan nasıl götüreceği, sadece sopayla götürebilir mi, bu oldukça tartışmalı. Ben bu sürecin yönetilebilir olduğunu düşünmüyorum. Bu yönetilebilir bir süreç mi?

'Türkiye'de toplumun bu kış boyunca iktidara yönelik tepkilerinin artacağını söyleyebiliriz'

Bu enerji kriziyle birlikte ele aldığımızda, ek ekonomik göstergelerle birlikte baktığımızda Türkiye'de toplumun bu kış boyunca iktidara yönelik tepkilerinin artacağını söyleyebiliriz. Bunu söyleyince dava açıyorlar, panik yaratıyorlar diye. Ne alakası var? Paniği kendileri yaratıyorlar. İktidar sorumlu tüm bu olup bitenlerden. Ben düşük faizle birlikte yürütülen ekonomi politikalarının sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum, çok ciddi bir problem bekliyor. Ama bir avantajları var, sermaye çok örgütlü, işçi sınıfı çok örgütsüz. Biz de burayı güçlendirmeye çalışıyoruz.

'Erdoğan'ı eleştireceğiz diye saçma sapan bir neoliberal tezi desteklememek gerekiyor'

Burada çok konuşulmayan bir şeye işaret etmek istiyorum. Muhalefet ve bazı iktisatçılar sürekli Merkez Bankası'nın bağımsızlığından dem vuruyorlar. Bu söylem Derviş geldiğinde gündeme getirildi. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı denilen şey, Merkez Bankası'nın topyekün sermayeye bağlı olması. Erdoğan'ı eleştireceğiz diye saçma sapan bir neoliberal tezi desteklememek gerekiyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı denilen şey, sermayenin istediği düdüğü öttürmesi demek. Bizim iktidarımızda Merkez Bankası ya da Türkiye'deki finans sistemi tamamen toplumsal çıkarlar üzerine kurulacak, özerklik olur mu, halkın yararına olacak her şey.

'TÜSİAD laiklik, özgürlük ve demokrasiden bahsedince bana bir gülümseme geliyor'

(TÜSİAD'ın son dönemdeki açıklamaları ve toplantıları) TÜSİAD konuşmaya başlayınca bir ürkmek lazım. Belli ki bir stratejiyle hareket ediyorlar, ortada bir de rapor var ve oldukça kapsamlı. TÜSİAD kokuyu aldı, iktidarın bu tabloda riskli bir alana doğru gittiğini ve bunun kendilerine zarar vereceğini hissetmeye başladı. TÜSİAD laiklik, özgürlük ve demokrasiden bahsedince bana bir gülümseme geliyor. Bu alanlarda ne kadar tahribat varsa onun merkezinde TÜSİAD var.

'AKP çok zayıfladı, seçmenini yitiriyor ama asıl problem AKP'nin kendi yapısı daraldı'

TÜSİAD AKP'ye şunu demiş oldu, ya kendine çeki düzen verirsin ya da biz kararımız verdik. Erdoğan da demek ki dövüşerek gitmek gibi... Yani ben Erdoğan'a hâlâ bir çıkış yolu gösterilebileceğini düşünüyorum. Direnen bir Erdoğan'dan kolay kolay vazgeçmeyebilirler şimdiye kadar çok yaşandı. Yeter ki biraz normalleşme, biraz daha az gürültü çıkarsın ama bu Erdoğan'a uygun değil. Bu yüzden de ilginç bir döneme gireceğiz. Ancak AKP çok zayıfladı, seçmenini yitiriyor ama asıl problem AKP'nin kendi yapısı daraldı. AKP'den kopanlar muhalefete ekleniyor. Bu kolay baş edilebilir bir şey değil, bir de Türkiye'de gerçek iktidar patronlardır, Erdoğan ona kafa tutacak buna kafa tutacak, arkasında ne var Erdoğan'ın.

'Türkiye'de sonunda sermaye sınıfının dediği olur bugünkü düzende, ta ki...'

Türkiye'de sonunda sermaye sınıfının dediği olur bugünkü düzende, ta ki emekçi halk benim dediğim olacak deyinceye kadar, bunun için örgütlenmek gerekiyor. Ama şu anda sermaye sınıfı karar verirse, buna bir de uluslararası sermayeyi eklersek Erdoğan'ın günleri sayılıdır. Alternatifini hazırladılar, bu açık. Yıkılmayan bir blok var karşısında. Bunu sağlayan Kılıçdaroğlu'nun becerisi değil sadece. Erdoğan'ın beceriksizliği var ve tutkal sermaye, uluslararası tekeller.

'Erdoğan o kadar rahat değil, oyun kuramıyor'


(Erdoğan'ın büyükelçilere misafir etmek zorunda değiliz sözleri) 20 yılda Erdoğan'ı iyi tanıdılar. Bu defalarca gazetelere haber de oldu. Erdoğan'ın bu tür demeçlerini ciddiye almayın, iç politikada bu tip çıkışlar yapıyor diyorlar. Erdoğan'ın bu tarzına alışkınlar ama üç yıl önceki dengeler yok artık. Erdoğan o kadar rahat değil, oyun kuramıyor hâlâ Erdoğan. Yaklaşık bir yıldır bir karşı hamle üretemedi.

'Anayasa'da yazacağız, insanının insanı sömürmesi yasaktır'

(Anayasa tartışmaları) Anayasa'ya yazacağız, insanının insanı sömürmesi yasaktır. Bir insan beslenmeden yaşayamaz, ısınmadan yaşayamaz, aydınlanmak zorundasın, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim... Bunların hepsi zorunlu ihtiyaçlar. Hepsi soygun başlığı haline gelmiş. Dünyada sömürücülerden kurtulalım, bu kaynakları topluma döndürelim, bunların hepsini bedelsiz karşılayabiliriz.

Anayasa yepyeni bir ruhla yazılmalı, bizim bir önerimiz var, yıllardır dile getiriyoruz ama özünü belki daha iyi anlatmamız lazım. Anayasa bir toplum sözleşmesidir, o sözleşmede herkesin eşitliğini sağlayacak bir zemin olmalıdır, gerisi hikaye.

Üçüncü ittifak tartışmaları

(Üçüncü ittifak çağrıları) Şu anda ete kemiğe bürünmüş bir şey var mı, hayır. Çeşitli çağrılar var ve üç rakamı tılsımlı bir şeye dönüştü ve belki de bundan vazgeçmek gerekiyor. Yeni, devrimci bir ittifak, cephe demek gerekiyor. Bizim üzerinde durduğumuz şey şu, evet iki ittifak var ama Cumhur ve Millet İttifakı ama bunların birçok şeyde ortaklaştığını görmemiz gerekiyor. Bir de mesele çok fazla Erdoğan'ın şahsına indirgenmiş durumda. Saadet Partisi'nin laiklik gibi bir derdi yok. Orada iki tane de AKP kökenli parti var ve AKP eskiden iyiydi diyorlar, bunu CHP'ye de kabul ettirmiş durumdalar.

Türkiye'de sermaye sınıfı bu muhalefet bloğunun önümüzdeki bir dönemi garantilemesini istiyor. Bu yüzden de çatlak ses çıkmaması için bu ittifakın dışında kimse olmasın istiyorlar. HDP'yi doğrudan ittifak içinde değil, dışardan bir destekçi durumuna getirecekler gibi görünüyor. Sonrasında HDP'yi dışarıda bırakabileceklerini ben sanmıyorum. Ortada büyük bir blok var dolayısıyla.

'AKP rejimini Erdoğansız sürdürme projesidir bu, buna milim yaklaşan sol adına, yakar kendisini'

Bu blok mevcut düzenin restore edilmesi, bazı sorunlardan arındırılmış, daha az acı verici olan bir ilaçla sürdürülmesini isteniyor. Daha batıcı, daha NATO'cu şekilde. Burada çok uyanık olmak gerekiyor. Erdoğan karşıtlığı Türkiye solunun zaten varlık nedenlerinden. Ancak Erdoğan alerjisi yüzünden bu tür bir projeye milim yaklaşan yanar. Bu tür kirler temizlenmez. Yetmez ama evetçiler hâlâ bize neden sataşıyorsunuz diyor, o rezalet temizlenemez. O rezaleti yapan birisinin siyaset yapmaması, yazarlık yapmaması lazım eğer rezalet olduğunu düşünüyorsa. Bu oluşan proje, yani AKP rejimini Erdoğansız sürdürme projesidir bu, buna milim yaklaşan sol adına, yakar kendisini. Bir daha çıkmayacak bir kir bulaşır. Burada çok dikkatli olmak, bir alternatif örmek gerekiyor. Türkiye toplumu çok uzun süredir büyük acılar çekiyor. Neden? Hep bir şeyleri ertelediği için. Türkiye'de bugün meselenin özü şudur, sermaye sınıfının dikensiz gül bahçesi yaratmasıdır. Dolayısıyla emekçi halkın bağımsız bir şekilde sesini yükseltmesi lazım. Bunu söyleyen partiler var Türkiye'de. Bu partilerin göbeğini kesmesi lazım.

'Erdoğan'ın işine gelecek hiçbir şeyi devrimciler yapamaz'

Biz Erdoğan'ın gitmesi için her şeyi yapacağız, daha doğrusu Erdoğan'ın işine gelecek hiçbir şeyi devrimciler yapamaz ama mutlaka ve mutlaka bağımsız bir duruş gerekiyor. Dolayısıyla bir yeni ittifak, bu özle kurulmalı. Bunun zemini var, görüşmeleri sürüyor. Daha ortaya bir şey çıkmadığı için kuruldu diyemiyorum ama fazla da vaktimiz yok, mutlaka bu alternatif ortaya çıkacak. Türkiye'de bunu TKP dışında da savunanlar da var.

'Bu blok Türkiye'nin hiçbir sorununu çözemez'

Burada 'hepiniz bir arada olsanız'dan Babacanlar çıkıyor, buradan hiçbir şey çıkmaz. Bu blok Türkiye'nin hiçbir sorununu çözemez. Türkiye sağını tepemize çıkaracaklar, kurtarıcı diyecekler, buna izin veremeyiz."

Programın tamamını izlemek için:



https://haber.sol.org.tr/haber/gundem-akp-rejimini-erdogansiz-surdurme-projesidir-bu-316493

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]