Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

20.01.2022- 01:17

Resim Ekleme
Rakel Dink 15 yıldır içinde yaşattığı acıyı sevgili eşi Hırant'ın ölüm yıldönümü anmasında, Agos'un penceresinden okurken dudakları titriyordu. TV'den izledim. Yine kalabalıktı, faşizm yine mahkum ediliyordu. Hırant'ın öldürüldüğü o kaldırım yine karanfillerle bezenmişti.. Rakel konuşmasının bir yerinde   "Dua ediyorum Rab, affet onları ne yaptıklarını bilmiyorlar..." derken gözyaşlarını tutamamış, bir müddet konuşamamıştı. Dışarıda biriken kalabalık alkışlarla yanıt verdi, benimse içim ürperiyordu. Bir güzel insanın 15 yıl önce hayattan, ve sevdiklerinden kopartılmasını bir türlü kabullenemiyor ve bir insana yakıştıramıyordum. ''Bunlar insan değil'' demek istiyordum, ama böyle bir tavır kolaycılığa kaçmaktan başka bir şey olabilir miydi?

15 yıl önce öldürüldü Hırant Dink. Soğuk, puslu bir kış günü her zamanki gibi Genel Yayın Yönetmeni olduğu gazetesinden çıkarken hain bir tetikçi tarafından öldürüldü. Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıydı, sosyalistti, yurtseverdi; tehdit alıyordu. Kendi deyimiyle ''güvercin tedirginliği'' yaşıyordu sürekli. Kimi devlet görevlilerinin de içinde bulunduğu ırkçı, faşist bir tezgaha kurban gitti.

Koruyamadık Hırant' bu güzel insanı koruyamadık; ilk değildi, son da olmayacaktı. Sonrasında bir başka güzel insan, Tahir Elçi de benzer bir tezgaha kurban gitmişti. İlle de öldürülmeleri gerekmiyor, özgürlüğünden yoksun kılmak da   bir bakıma faşist tezgah anlamına gelmiyor mu?   Ve bu süreç hala devam etmiyor mu?

Acı veren ölümler, katliamlar, yoksunluklar yaşandı.
Hala yaşanıyor.

****

Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesini sanki sınıf mücadelesinin bir parçası değilmiş gibi, hafife alanların söz ve eylemleri bu yüzden beni müthiş geriyor. Bu ülkenin -elbet öncesi de var- 20 yıllık AKP sürecinde faşizmin dinci bir biçim altında egemenlik kurmasını -nedense- şu ya da bu şekilde önemsizleştirme çabasını anlayabilmek mümkün değil. AKP'nin MHP ile birlikte kurduğu ittifakın ilk seçimde iktidardan gönderilme olasılığının güçlü bir şekilde belirmesi karşısında bu mücadeleye katkı vermemenin herhangi bir açıklamasının anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir yanı olabilir mi?

Resim Ekleme

Hırant ve Tahir Elçi için   gözyaşları akıtmak, Kavala ve Demirtaş için üzüntüleri bildirmek ve milyonlarca emekçi için   ezbere dönüşmüş birtakım sıradan   soyutlamaları sürekli olarak dillendirmek yeterli değil. Elbet bu düzen değişmelidir, ama bu düzeni değiştirmek için verilmesi gereken mücadelenin demokratik mücadeleyi kapsamadığı anlamına gelecek bir tutumun hiçbir inandırıcı yanı olmuyor.

Resim Ekleme

Rakel'e, Hırant'a   söz olsun, bu ülkede sosyalizm mücadelesi demokrasi mücadelesini de kapsayarak sürdürülecektir. Türkiye bu konuda yeterince donanım ve deneyime sahiptir. Gün gelecek bu coğrafyanın insanları hiçbir konuda güvercin ürkekliği duyumsamadan özgürce yaşamanın tadına varacaklardır.

Eninde sonunda...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]