Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 9
14.06.2022- 12:08

TKP lideri Kemal Okuyan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ve Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu’nun kendileri için destek veremeyecekleri isimler olduğunun altını çizdi...
Resim Ekleme

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Yeni Birlik gazetesinden Micheal Kuyucu’ya dikkat çeken bir Altılı Masa değerlendirmesi yaptı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ve Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu’nun kendileri için destek veremeyecekleri isimler olduğunun altını çizen Okuyan, “Kılıçdaroğlu’nun hayatı boyunca özgür ve demokratik bir Türkiye ile yan yana gelmeyen kişilerin içinde yer aldığı bir koalisyonu sırf Erdoğan gitsin diye desteklersek yeni bir vaka ile karşılaşacağız” ifadelerini kullandı.

“Altılı masadaki durum da enteresan. Kılıçdaroğlu illa aday olacaksa eğer, masadakiler ‘sadece Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamayız kabineyi de programı da açıklayalım’ diyorlar. Şimdi Babacan’ın, Davutoğlu’nun, Karamollaoğlu’nun kabine üyeleri ya da cumhurbaşkanı yardımcıları olarak halka prezante edildiği, tamamen NATO’cu piyasacı bir programı Erdoğan gidecek diye TKP destekleyecekse o zaman TKP’ye ne ihtiyaç var bu ülkede?

Seçim sabahı diyelim ki Erdoğan yeniden kazandığında, ilkelerimizle bu toplumun karşısına çıkacak yüzümüz olsun isteriz. Ya da muhalefet kazanırsa, altı ay içinde ülkeyi getirdikleri hal karşısında, ‘biz demiştik’ demeyiz. Ama buna hazır olun, bu muhalefet iktidara gelirse, Türkiye altı ay içerisinde bugünkünden daha beter hale gelecektir. Net söylüyorum. Mümkündür.

https://www.odatv5.com/siyaset/altili-masadaki-uc-isim-icin-uyardi-241529

melnur  |  Cvp:
Cevap: 10
03.07.2022- 03:25

Kemal Okuyan'a soruyorlar:

'' Size göre CHP'nin ya da AKP'nin merkezinde durduğu iktidarlar ülkenin en büyük sorunu olarak altını çizdiğiniz sermaye sınıfına hizmette aynı noktada duruyorlarsa iktidar değişikliğinin ne anlamı var? AKP'ye direnen toplumsal kesimlerin mücadelesinin bir anlamı yok mu bu açıdan bakınca?''

Yanıt veriyor:

''Sermaye sınıfına hizmet eden bir hükümetin gidip yerine yenisinin gelmesi bizim açımızdan tek bir açıdan önem kazanabilir: Bu değişikliğin emekçi halkın örgütlülüğüne, emekçi halkın bu düzeni değiştirme isteği ve yeteneğine olumlu bir katkısı var mı? Buna bakılmalı. Yoksa bugünkü sistemde hükümetler kaçınılmaz olarak yıpranır, toplumda tepki yükselir ve yerine yeni bir hükümet kurulur ve tepki düzen içi kanallara aktarılmış olur. Sonra tekrar başa döneriz.

AKP çok özel bir parti. Karşı devrimci bir güç. Bu kadar yıldan sonra onun toplumda yarattığı tepkiden yararlanarak yeni bir piyasacı patron yanlısı koalisyonun, NATO’cu-Amerikancı bir hükümetin, laikliği umursamayan bir toplamın hükümet olmasını zil takıp oynayarak karşılayamayız. AKP’nin gitmesi önemli. Ancak yerine ne gelecek? Bu soruya sağlam yanıt vermek zorundayız. “Şimdi sırası değil” deniyor. Dün de öyle deniyordu, daha öncesinde de, beş yıl, on yıl önce de, kırk yıl önce de… Ve hep daha kötüye gittik.''

https://haber.sol.org.tr/haber/soylesi-kemal-okuyan-ulke-sevgisini-ve-yasama-sevincini-geri-getirecegiz-340554

melnur  |  Cvp:
Cevap: 11
23.08.2022- 07:19

Kemal Okuyan'ın Sosyalist Güç Birliği kurulduktan sonra HalkTV.'de katılduğı bir programda kendisine sorulan bir soruya verdiği yanıt:

Soru:

"Siz bir cumhurbaşkanı adayı gösterecek misiniz? İkinci turda Millet ittifakı adayını destekleyecek misiniz"

"Biz bu güç birliğini seçim dahil her platformda gerçek bir alternatifi ortaya koymak için kurduk.

Önceliğimiz mevcut alternatiflere teslim olmamak. Ama bu oluşum Erdoğan'ın yeniden seçilmesine yardımcı olacak bir tutum sergileyemez. Biz bu çelişir gözüken iki tutumu biz devrimci yaratıcılığımızla çözeriz diyoruz. Seçenekler arasında aday göstermek var, o adayla sonuna kadar gitmek var, aday göstermemek var. Değerlendireceğiz.

Mevcut alternatiflere teslim olmayacağız ama aynı zamanda Erdoğan'ın yeniden seçilmesine yardımcı olmayacağız."

https://haber.sol.org.tr/haber/tkp-genel-sekreteri-okuyan-onceligimiz-mevcut-alternatiflere-teslim-olmamak-345967

melnur  |  Cvp:
Cevap: 12
25.08.2022- 07:40

Kemal Okuyan'ın özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yapacakları konusundaki son açıklaması:

Şunu yapmayacağımızı ilan ettik: Erdoğan’ın yeniden seçilmesine yardımcı olacak bir tutumumuz olmayacak. Bunu nasıl hayata geçireceğimizi kafa kafaya verip bulacağız. Artık sadece TKP olarak karar verme şansımız yok.

Ortak davranma iradesi geliştireceğiz. Zaten bunu taahhüt ettik. Sol Parti için, TKH için, Devrim Hareketi için de aynı şey geçerli. Bunu buluruz.  


https://www.solpaylasim.com/k8596-sosyalist-guc-birligi-yola-cikiyor.html#c27019

melnur  |  Cvp:
Cevap: 13
31.08.2022- 07:03

Bana öyle geliyor ki, sosyalizmin bağımsızlığını korumak ve saray rejimini devirmeye yönelik somut bir siyasal tutum arasında bir sıkışmışlık yaşıyoruz. Sanki gereksiz bir biçimde cumhurbaşkanlığı seçiminin ik turunda aday çıkaracağız açıklaması yapıldı ve sonra da bu tutum inatla savunulmaya çalışıldı. Yanlıştı, gereksizdi, partinin bu güne kadar AKP gericiliğine yönelik mücadelesini sıfırlayacak bir anlama sahipti ve geniş kitleler, yüzü sola dönük kesimler tarafından da kabullenilemiyor, tepkiye yol açıyordu. Sosyalizmin bağımsızlığına önem vermek ne kadar önemliyse, saray rejimini iktidardan edecek bir siyasete bir günlük de olsa destek vermek ve bir şekilde katılmak da o kadar önemliydi. Bu günün nesnelliğinin birbirinden   ayrılamaz, ayrılmaması gereken   gerçekliğiydi bu durum.

Bu kadar yalın bir konuda hatalı bir siyasal tutum takınmak ve bu yanlışlığı ısrarla sürdürme çabası içinde olmak sadece bir büyük tepkiye yol açmıyordu ve aynı zamanda bir güvensizlik durumunun ortaya çıkmasına da neden oluyordu. Ve güvensizlik duygusu bir kez yerleştiğinde o duyguyu onarmak da o kadar kolay olmazdı. Ülke için, ülke solu için böylesine yaşamsal bir konuda bu kadar büyük,bir hata yapmak, bu kadar anlamsız, yararsız ve gereksiz bir siyaseti bağıra çağıra işlemeye çalışmak...-bu böyle sürmeyecektir, eminim, umud ediyorum, dönülecektir. Umarım yarattığ gri bulutlar da kalıcılaşmaz, bir şekilde dağılır gider.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 14
24.09.2022- 05:29

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça haliyle seçimde ne yapılması gerektiğine ilişkin yorumlar da sıklaşarak devam ediyor. Kemal Okuyan'ın bu konuyla ilgili açıklamalarının ardından buraya bir de Aydemir Güler'in SOLportal'daki bu günkü yazısında konuyla ilgili bölümü ekleyerek devam etmek sanırım yanlış olmayacaktır.

Aydemir Güler ''Başkan Manipulasyonu'' başlıklı yazısının son bölümünde ''Sosyalistler Erdoğan’ın karşısındaki alternatif isme oy vermeli mi, vermemeli mi?'' diye sormuş ve yanıtını da vermiş. Daha önce bir televizyon programında ve nedense ''faşizm sandıkla yenilgiye uğratılmaz'' saptamasında bulunan arkadaşımız bu kez daha ''net'' yanıt vermiş. ''Nâzım Hikmet’i tekraren, gericilerin ana rahmine düşmesini milletimizin en talihsiz gecesi sayanlar olarak bugünün baş gericisini uğurlamaktan geri durmayacağımız açıktır.'' Böyle söylemiş de sonrasında yine ''ancak'' diye başlayan bir cümle kurmak gereğini hissetmiş:

''Ancak bunun için Kılıçdaroğlu’nun laikliği telaffuzdan taktik icabı geri durduğunu, aslında NATO’culuğun başkalarını küstürmemek için çekilen bir karttan ibaret olduğunu, hakikaten beşli çetenin dışındaki sermaye çevrelerinin de gidişattan mağdur olduklarını, ABD ziyaretiyle uluslararası demokrasi güçleriyle bağ kurulabileceğini söylemek gerekmez. Bu gidişle olsa olsa solculuk adına CHP’ye olmadık sıfatlar yakıştırılan bir seçim sezonuna daha girilir.''

Ve sonra da   son bir noktayla yazısını noktalamış:

''Ama dedik ya, artık solun onun bunun kuyruğuna takılmayacağı bir dönem açıldı. Eski hastalıklara bağışıklık edindiğimiz bir dönem. Sosyalist iktidar hedefinin karartılamayacağım bir dönem.''

Evet, yazı böyle bitmiş.

Sanırım   halkımızın daha net bir şekilde anlayabilmesi için daha açık ve daha ''basit'' kaleme alınmış bir yazıya ihtiyaç devam edecek. Seçimlere de daha birkaç ay olduğu düşünülürse sanırım o açıklık ve somutlukta bir yazıyı da bu başlıkta okumuş olacağız.

Umuyorum.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 15
13.11.2022- 10:05

Aydemir Güler'im SOLportal'daki cumartesi yazısında ilginç saptamalar. Yazı HDP milletvekili Ebru Günay'ın bir yazısına yanıt olarak yazılmış. Ebru Günday'ın yazısını okumamıştım. Ama öteden beri Kürt ulusalcılığının liberallerin öncülüğünde Cumhuriyet ve demokrasi üzerine söyledikleri ve ilginçtir, AKP'yle birlikte hem ülkeye ve hem de bölgeye bir demokrasi baharı yaşatacağına ilişkin görüşlerin savunulacak bir yanı yoktu. Aydemir Güler'in yazısının tartışılır bir yani yok. Hakkını da yemeyelim, TKP öteden beri bu konulardaki dik duruşunu hep korumuş ve her koşulda da sürdürmüştür.

Aydemir Güler'in yazısnda dikkat çeken bir saptama AKP döneminin bittiğini kesin sözcüklerle ifade etmesi ve ardından da ''devrimin öngününde'' olduğumuzu söylemesi. Bu yorumu bu başlığa taşımamın nedeni de yazının bu kısmı.

Gerçekten öyle mi, AKP dönemi bitti mi? Saray rejimi çöktü mü? Sosyalistlerin artık bu konuya fazla takılmadan tıpkı Ekim Devrimi öngünlerinde olduğu gibi ortaya çıkıp ''bütün iktidar sosyalistlere'' diyerek ''farklı'' bir siyasi konumlanış içine girmesi mi gerekiyor?

Aydemir Güler aynen şunları söylüyor: ''Net olalım. Bu dönem bitti. (...) büyük hesaplaşmanın öngünündeyiz. Devrimi burjuvaziden özgürleştirmenin mümkün olduğu bir andayız. Bırakın çürük tahtalar çöksün, son çıkışı kaçırmayın.'' https://haber.sol.org.tr/yazar/son-cikis-355117 Böyle mi gerçekten?

Gerçekten de AKP dönemi bitti mi ve bu ülkede sosyalist bir devrimin öngününde miyiz?


melnur  |  Cvp:
Cevap: 16
06.12.2022- 01:04

SOLhaber Kemal Okuyan'la br söyleşide bulunmuş. CHP karşı devrimci bir parti değilmiş ama karşı devrime teslim omuş bir parti dendikten sonra K. Okuyan kendisine sorulan ''Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin başını çektiği bir ittifakın adayını desteklemeyecek misiniz? En azından böyle bir olasılık yok mu? sorusuna yanıt veriyor.''Cumhurbaşkanlığı seçiminin TKP açısından zor bir başlık olduğu muhakkak. (...) Bu nedenle izninizle biraz ayrıntıya girmek istiyorum. ''

Ayrıntı biraz uzunca, isteyen SOLportal'da bu ''ayrıntı''ları okuyabilir.

Soruyu soran tatmin olmamış olacak ki, soruyu tekrar hatırlatıyor: ''Cumhurbaşkanlığı seçiminde TKP’nin tavrı, bütün bu söylediklerinizden sonra ne olacak?''

Yanıt geliyor: ''TKP, AKP karşı devrimi ile hesaplaşmayı savunan bir parti olarak Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesinin önüne geçilmesi gerektiği düşüncesinde. Bu hesaplaşmanın sandıktan ibaret olamayacağı ortada olduğu için...'' falan... Devam ediyor K.Okuyan ama soruyu soran kişinin tatminsizliği de devam ediyor. Bu kez ''TKP bundan bir yıl kadar önce Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak gerektiğini söyledi'' hatırlatmasında bulunuyor.   ''Evet tam da böyle yaptık.'' diye yanıt veriyor K.Okuyan. ''Çünkü Türkiye’de bu kadar önemsenen, toplumun bu kadar bel bağladığı bir seçimde emekçi halkın seçeneğinin ortaya konması, sosyalizmin sesinin duyulması gerekir.'' diyor ve başka şeyler de ekleme ihtiyacı duyuyor.

Soruyu soranın tatminsizliği hala devam ediyor. ''   TKP bunu bilerek “Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak gerek” diyordu. Bu düşüncenizde bir değişiklik mi var?'' diye soruyor bu kez. Kemal Okuyan bu kez ''Hayır bir değişiklik yok'' diye yanıt veriyor. Ve ekliyor:. ''Bizim görevimiz bugünkü sömürü düzenine karşı her platformda gerçek bir seçenek oluşturmak ve bu düzenin yıkılması için gerekli toplumsal-siyasal enerjiyi örgütlemek. Cumhurbaşkanlığı seçimini boş geçemeyiz.''

Daha önceki konuşmalardan da anladığım kadarıyla K.Okuyan Erdoğan'ın seçilmemesi için gereken tavrı gösterecek ama, bir cumhurbaşkanı adayı da çıkartacak. Cumhurbaşkanı adayı çıkarttığında Erdoğan'ın seçilmemesi için gereken tavrı göstermiş oluyor mu? Elbette hayır. Ama Sosyalist Güç Birliği'ni araya sokuyor. ''TKP Sosyalist Güç Birliği’nin ortak davranma iradesini güçlendirmek konusunda özenli davranmaya devam edecek. '' diyor bu kez. Oysa SOLpartinin muhalif adaya bir günlük destek vereceği çok açık. Sanırım K.Okuyan bir açık kapı brakmak istiyor. Gelen tepkilere göre hem aday gösterecek ve hem de havayı koklayarak bu adayı geri çekebilecek. Ama açıktan da pek söylememeye çalışıyor. Yazı boyunca bu ikilem sürüp gidiyor. Soruyu soran kişinin “Millet İttifakı ilk turda kazanacak ve kabulleneceğimiz bir aday çıkarsın” görüşünü benimsiyor musunuz?'' sorusu son soru oluyor ve Okuyan bu soruya ''Hayır. Neden benimseyelim? Biz düzen partilerinin etkisini kırmaya çalışan bir partiyiz.'' diye yanıt veriyor. Ve kimsenin itiraz edemeyeceği son cümlesini ekliyor:

''TKP ise yeni bir Devrim diyor. Yeniden Cumhuriyet diyor. Sosyalizm diyor.''


Söyleşinin tamamı: https://haber.sol.org.tr/haber/soylesi-kemal-okuyan-chp-karsi-devrimle-uzlasma-pesinde-357783

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]