Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
melnur  |  Cvp:
Cevap: 9
10.01.2023- 04:20

Sn. proleter-devrimci yazıya giriş cümlen bu: ''Sayın melnur, SGB'nin bildirisinde demokrasiye vurgu yapılmamasını eleştirmiş ve böyle bir yaklaşımın halkta karşılık bulmayacağını belirtmiş. Ben bu görüşe katılmıyorum. Toplumda ne dün, ne de bugün demokrasi konusunda bir hassasiyet bulunmadığını düşünüyorum.'' Ve doğru değil. Burada yazdıklarım, altını sürekli çizmeye çalıştığım şey soyut bir demokrasi güzellemesi yapmak değil. Hiç olmadı. Sözünü ettiğim şey, faşizme karşı demokrasi vurgusudur ki, kisi arasında çok fark var. Hatta benzeşen hiçbir yanı yok.

Sürekli olarak, bir solcunun, sosyalistin ve bilumum demokrat olduğunu iddia edenlerin tamamının bugün içinde bulunduğumuz karanlık süreçte -adını koyalım- tek adam rejimi, saray rejimi, dinci faşizm vb.olarak tanımladığımız süreçte karşıt bir pozisyon alması ve bu karanlık süreçten bir an önce çıkış için sorumluluk almaları gerektiğini söylüyorum. Demokrasi değil bunun adı; faşizme karşı demokrasi. Demokrasi güzellemesi yapmıyorum, demokrasinin   bu tür süreçlerde ve üstelik solun kendi başına sosyalist bir iktidar, sosyalist bir dönüşüm yapabilme olanağının hiç bulunmadığı koşullarda sınıf mücadelesinin merkezine demokrasi mücadelesinin çekilmesi gerektiğini söylüyorum. Benim icadım da değil bu. Toplumsal tarihin söylediği bu.

Ve dolayısıyla, bu emek harcadığın uzunca yazının giriş bölümü böyle bir hatayla başladığında diğer bölümler de o   hatalı girişi doğrulamaya yönelik olduğundan konuyla-sorunla çok da ilgili bir yorum niteliği kazanmıyor. Yani, konuyla bir ilgisi olmuyor.

***

Her şey bir yana kendimize saray rejimine karşı çıkmanın ve başarmanın somut yolu nedir diye soralım. Beğensek de beğenmesek de bunun yanıtı altılı masanın adayını ilk turda desteklemekten geçmektedir. Kimse düzen muhalefetinin siyasi programlarına biat edilmeli demiyor, kimse sınıf mücadelesi terkedilsin demiyor, kimse vesaire vesaire demiyor; altı çizilen şey cumhurbaşkanlığı seçiminde bir günlük ittifak önerisidir. Saray rejiminin karşıtlığının birinci turda somut bir pozisyona dönüşmesidir. Bunu yaparken isteyen istediği kadar ne kadar görkemli bir solcu ve sosyalist olduğunu söylem ve eyleme dökebilir. Ama muhalefete kategorik olarak muhalefet edebilmek bu seçimde tercih edilmemeli. Bu durum özellikle üye ve sempatizan kesimlerde farklı algıya yol açmakta. ''komünistler şöyle yapar, böyle davranır, düzen partilerine yanaşmazlar'' gibi söylemler ve hatta ''Lenin oku'' gibi üsttenci seslenişler bu gereksiz yaratılan iklim nedeniyle ortaya çıkmakta.

Aslında bu faşizm koşullarında sanki böyle bir sorunumuz yokmuş gibi davranmak sadece saray rejiminin değirmenine su taşımak anlamına da gelmiyor, çok daha ötesi o siyasal partinin üye ve sempatizanlarını belki bu çerçevede parti etrafında konsolide edebiliyor ama toplumsal alanda var olan etkisizliğimizi ve işlevsizliğimizi daha da arttırıyor Bence bu sorunun yarattığı daha büyük sıkıntı-sorun da bu noktada ortada çıkıyor.

***

Son söz; partilerimiz üye ve sempatizan kitlesiyle küçük bir kast görünümündeler. Bu yapılarıyla bu görüntüyü aşabilecek siyasetler üretmeleri de neredeyse olanaksız oluyor. Geçenlerde bir yazıda sosyalist partilerimizin toplumsallaşma konusunda yaşadıkları sıkıntının siyaset üretememelerinden kaynaklandığı üzerinde duruluyordu. Doğrudur; partilerimizin siyaset üretmekte sıkıntıları var, üretileni de zaten üye ve sempatizanları aracılığıyla kitleye taşımaları pek mümkün olmuyor.   Bence bu kastlaşmış yapının da kırlması gerekiyor. Sosyalist bireyi parti içinde yaratabilmenin daha özgür ve demokratik yolları da bulunmalıdır. Parti disiplini bu bütünlük içinde sağlanmaya çalışılmalıdır.



Cevap: 10
16.01.2023- 23:16

Sayın melnur, SGB bileşenlerinden olan TKP'nin genel sekreterinin ısrarla   mevcut siyasi iktidarın ömrünü uzatacak bir siyasi tavır almayacağız dediğini unutuyorsunuz sanırım. Halbuki bu beyanı bizzat kendiniz forumda paylaşmıştınız. Durum bu iken ısrarla 6'lı masa muhalefetine eklemlenmeyen söz konusu hareketi iktidar yanlılığı ile suçlamanız pekte doğru bir yaklaşım değil. Söylenmek istenilen düzen muhalefetinin, belirli koşullarda ve şartlarda desteklenebileceği ama Türk toplumunun kurtuluşunun bu muhalefet ile sağlanamayacağı şerhi ile birlikte! Yani kayıtsız-şartsız bir destek değil bu... Söylenmek istenilen bu...

Demokrasi konusuna gelirsek, bu konu Lenin'in 20. yüzyılın başlarında parlamenter demokrasiye ilişkin eleştirileriyle değerlendirilemeyecek kadar kapsamlı bir konu... Zira bugün ne biz 1920'li yıllardayız ne de Lenin hayatta... Hayatın akışı ve mevcut koşullar, o dönemden çok farklı... Bu konu, sadece önümüzdeki seçimlerle yorumlayabileceğimiz bir konu değil. Çok daha kapsamlı ve üzerinde özellikle durulması gereken bir konu... Sosyalist Sol'un demokrasi konusunda fazlaca yüzeysel ve dogmatik bir tutum takındığı konusunda hem fikirim.. Fakat bugün toplumsal mana da demokrasinin, halkta bir karşılığı bulunmamaktadır. Avrupa'da bile insanlar demokratik kurumlara olan tepkilerini, bu sistemi eleştiren aşırı sağ fraksiyonlara oy vererek göstermekte... Türkiye'de de durum pek farklı değil... Bu sebeple bir önceki mesajımda belirttiğim gibi, demokrasi söylemlerinin iddia ettiğiniz gibi toplumda dikkate değer bir karşılığı bulunmamakta... Sosyalist Sol'un bugün üzerinden siyaset üretmesi gereken çizgi demokrasi değil, ekonomi ve anti-emperyalizm olmalıdır.



melnur  |  Cvp:
Cevap: 11
17.01.2023- 00:53

Sayın melnur, SGB bileşenlerinden olan TKP'nin genel sekreterinin ısrarla   mevcut siyasi iktidarın ömrünü uzatacak bir siyasi tavır almayacağız dediğini unutuyorsunuz sanırım. Halbuki bu beyanı bizzat kendiniz forumda paylaşmıştınız. Durum bu iken ısrarla 6'lı masa muhalefetine eklemlenmeyen söz konusu hareketi iktidar yanlılığı ile suçlamanız pekte doğru bir yaklaşım değil. Söylenmek istenilen düzen muhalefetinin, belirli koşullarda ve şartlarda desteklenebileceği ama Türk toplumunun kurtuluşunun bu muhalefet ile sağlanamayacağı şerhi ile birlikte! Yani kayıtsız-şartsız bir destek değil bu... Söylenmek istenilen bu...

Söz konusu başlığı tekrar okursan durumun hiç de öyle olmadığını göreceksin. İBB seçimlerinde takınılan tavır halen devam ediyor. Yani, cumhurbaşkanlığı referandumunda ve birinci turda aday çıkartıldığında mevcut iktidarın ömrünü uzatma yönünde bir pozisyon alacaksın demektir. Bunun başka bir anlamı yok. Anlaşılmadığını söylediğim konu bu.

Demokrasi konusuna gelirsek, bu konu Lenin'in 20. yüzyılın başlarında parlamenter demokrasiye ilişkin eleştirileriyle değerlendirilemeyecek kadar kapsamlı bir konu... Zira bugün ne biz 1920'li yıllardayız ne de Lenin hayatta... Hayatın akışı ve mevcut koşullar, o dönemden çok farklı... Bu konu, sadece önümüzdeki seçimlerle yorumlayabileceğimiz bir konu değil. Çok daha kapsamlı ve üzerinde özellikle durulması gereken bir konu... Sosyalist Sol'un demokrasi konusunda fazlaca yüzeysel ve dogmatik bir tutum takındığı konusunda hem fikirim.. Fakat bugün toplumsal mana da demokrasinin, halkta bir karşılığı bulunmamaktadır. Avrupa'da bile insanlar demokratik kurumlara olan tepkilerini, bu sistemi eleştiren aşırı sağ fraksiyonlara oy vererek göstermekte... Türkiye'de de durum pek farklı değil... Bu sebeple bir önceki mesajımda belirttiğim gibi, demokrasi söylemlerinin iddia ettiğiniz gibi toplumda dikkate değer bir karşılığı bulunmamakta... Sosyalist Sol'un bugün üzerinden siyaset üretmesi gereken çizgi demokrasi değil, ekonomi ve anti-emperyalizm olmalıdır.

Demokrasi konusuna yaklaşımın da doğru değil. Çünkü nesnel olandanın dışında bir doğru tavır arayışında olursan doğruyu bulamazsın. Ekim öncesi koşullarında menşeviklerin demokrasi merkezli tutumlarına demokrasi karşıtıymış gibi bir pozisyon takınır lenin. Doğru tavır odur, o koşullarda. Çünkü sosyalist devrimi gerçekleştirebilmenin koşullarının var olduğunu düşünür. Demokrasinin sınıfsallığını öne çıkarmasının nedeni budur.   Ama bu pozisyon sosyalistlerin demokrasiyi her koşulda göz ardı edebilecekleri bir olgu-kavram olarak görecekleri anlamına gelmez. Bu konuda Demokrasi ve Lenin başlığımız var, istersen bir kez daha okuyabilirsin.

Halkların, kitlelerin demokrasiyi tercih etmedikleri sözü ise doğru değildir. Demokrasiyi tercih etmeyen kitleler sosyalizmi mi yeğliyor, yani, bunu mu söylemeye çalışıyorsun? Souun, daha doğrusu sorunun, hadi bu yorumdaki sorunun diyelim, demokrasiyi faşizm karşıtlığında ele almaman. Kaç defa faşizmin iktidardan indirilmesinin gereklliğini yazıp durdum. Demokrasi kavramını da bu karşıtlık üzerinden kurmaya çalıştım. Yani bu iktidarın karşısında olan kitlelerin tercihlerinin demokrasi olduğu anlamında yorumda bulundum. Demokrasiyi saray rejimi karşıtlığındaki pozisyon olarak yorumladım. Amaç bu tür yazılarda demokrasinin otoriter, totaliter ve doğrudan faşizm gibi yönetim tarzlarına göre tercih edilmesinin ve savunulmasının bir sınınıf siyaseti gerekliliği olduğu yönüne vurgu yapmaktı. Söz konusu kavramı kullanırken içinden geçtiğimiz   nesnellikten soyutlarsak hiçbir şekilde doğru sonuçlara varamayız.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]