Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

İzmir'in kurtuluşunun 100. yıl dönümü kutlamalarına yüz binlerce kişi katıldı

İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı kutlamaları dolayısıyla yüz binlerce kişi Konak Gündoğdu Meydanı'nda buluştu.

Resim Ekleme

Tarkan'ın konserinin hemen öncesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bir konuşma yaptı. Kutlamalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardı. Soyer ve Kılıçdaroğlu İzmirlileri sahneden selamladı. Soyer sahneye çıkarak "Bir yandan hafızamızı da tazelemek istedik. Çünkü hafızamız tazelendikçe bu vatana olan bağlılık ve sorumluluğumuz artıyor. Cumhuriyeti barış ve demokrasiyle taçlandırmak bize düşüyor. Özgürlüğün, barışın, kardeşliğin şehridir İzmir" diye konuştu.

İzmir Marşı çalınırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sahneye çıktı.

Sahneye çıkan Tarkan da "Bu sahnede olmak benim için şeref" dedi.

https://haber.sol.org.tr/haber/izmirin-kurtulusunun-100-yil-donumu-kutlamalarina-yuz-binlerce-kisi-katildi-348026

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
10.09.2022- 01:03

İzmir'de 100. yıl şöleni: Gündoğdu Meydanı'nda Tarkan rüzgarı esti

İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı bugün başta İzmir olmak üzere, tüm Türkiye'de coşkuyla kutlandı. Ünlü sanatçı Tarkan, 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu kapsamında Gündoğdu Meydanı'nda konser verdi. Megastar'ı hem konser alanından hem de YouTube'dan binlerce kişi izledi.

Resim Ekleme

İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı Tarkan konseri ile kutlanıyor. İzmirTube adlı YouTube kanalından canlı yayınlanan görsel şöleni, 100 binden fazla kişi izledi.


"BURADA OLMAK BENİM İÇİN ONUR"

Ünlü sanatçı Tarkan, saatler 22.00'yi gösterdiğinde sahneye çıktı.

Binlerce kişinin alandan, binlerce kişinin ise canlı olarak takip ettiği Megastar, 'Yolla' şarkısıyla açılış yaptı.

Resim Ekleme

Sanatçının sevilen şarkılarını hep bir ağızdan söyleyen İzmirliler uzun yıllar unutulmayacak anlar yaşadı. Tarkan, "Burada olmak benim için büyük onur, büyük bir şeref. Çok teşekkür ederim" diye konuştu.

BİR KİŞİ SAHNEYE ATLADI
Tarkan konserinde sahneye atlayan bir kişi güvenlik tarafından engellendi.

Bir yurttaşın kamerasına yansıyan o anlar, sosyal medyada da gündem oldu.

Resim Ekleme

KURTULUŞ COŞKUSU
İzmir'de 9 Eylül etkinlikleri kapsamında Alsancak Vapur İskelesi'nden Gündoğdu Meydanı'na Fener Alayı yürüyüşü gerçekleştirildi. Yürüyüşte 350 metrelik dev Türk bayrağı açılırken, yurttaşlar ellerinde taşıdıkları fenerlerle yürüdü.

Gündoğdu Meydanı'na kurulan sahnede yüz binlerce kişi bir araya geldi. Ünlü sanatçı Tarkan'ın konseri öncesinde Ersin Şov'un gösterisiyle eğlenen yurttaşlar, hep birlikte ritim tutarak dans etti.

Resim Ekleme

Konser alanında izdiham yaşandı. Emniyet birimleri Gündoğdu Meydanı'ndaki girişlerde zaman zaman alımları durdurmak zorunda kaldı.

Konser öncesi gerçekleştirilen gösterilerde yüz binlerce kişi aynı anda cep telefonlarının flaşını açarak coşkuya ortak oldu. Kordon'da ışıl ışıl görüntüler oluştu.

Resim Ekleme

KILIÇDAROĞLU DA KUTLAMALARA KATILDI


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen 9 Eylül kutlamalarına katıldı ve İzmirlileri sahneden selamladı.

Resim Ekleme

Etkinlikte yurttaşlara seslenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Güzel İzmir'in güler yüzlü güzel insanları; İzmir'in kurtuluşunun yüzüncü yılında tarihin akışının değiştiği bu meydanda birlikte olmanın coşku ve heyecanını yaşıyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hoş geldiniz. Rehberliğiniz, liderliğiniz için minnettarız. Bu tarihi gecenin yaşanmasında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum" dedi.

Resim Ekleme
Soyer, şöyle konuştu:

"Megastarımız, dostumuz Tarkan; bu tarihi akşamda gösterdiğin vefayı İzmir asla unutmayacak. Yüzyıl önceydi. Bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet içindeydi. Gençleri, kadınları hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkenin askerleri körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti.

O sabah Kordon Boyu'ndan göğü yırtan bir ses yükseldi. O ses sadece bir kuruluşun sesi değil, bir direnişin müjdecisiydi. 'Sen başla, bitiren bulunur.' Anadolu geleceğin Türkiye'sini inşa etme çağrısını çoktan duymuştu. Babalar işini bıraktı, fırıncılar fırınını, bakkallar dükkanını bıraktı. Anadolu direnmek için hem yardan hem serden vazgeçti. Böylece yeryüzünün gördüğü en büyük yürüyüş başladı. Anadolu'nun kurtuluş yürüyüşünü artık hiçbir güç durduramazdı."

Resim Ekleme

'CUMHURİYET BARIŞIN TATLI GÜNEŞİDİR'

9 Eylül'ün hem İzmir'in hem memleketin kurtuluş günü olduğunu ifade eden Soyer, "Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaşın son gününü zaferle, zaferin ilk gününü barışla taçlandırmış. Hafızamız tazelendikçe bu vatana olan bağlılık ve sorumluluğumuz artıyor. Yüzyıl önce 26 Ağustos'ta top atışıyla başlayan Büyük Taarruz, nasıl büyük bir zaferle taçlandıysa, şimdi o cumhuriyeti yine barışla, demokrasiyle taçlandırmak bize düşüyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi; cumhuriyet barışın tatlı güneşidir. Bu cumhuriyeti demokrasinin tatlı güneşiyle aydınlatacak olan sizlersiniz. Bugün de ülkemizin içinde bulunduğu durumdan kurtarmaya muktediriz. Özgürlüğün, barışın şehridir İzmir. Yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet. İlelebet yaşasın Türkiye Cumhuriyeti" ifadelerini kullandı.

İZMİRLİLER DUYGU DOLU ANLAR YAŞADI
Soyer'in konuşmalarının ardından düzenlenen interaktif teatral şovda bazı oyuncular Yunan askerlerini canlandırıp Türk halkını esir alırken, Gazeteci Hasan Tahsin'in ilk kurşunu atması da sahnede temsil edildi. Kurşun atıldığı anda havai fişek gösterileri ve efektler ile şov desteklendi.

Yurttaşların duygu dolu anlar yaşadığı dakikalarda kalabalıktan heyecan çığlıkları ve alkışlar yükseldi.

Gösterinin devamında Büyük Taarruz'un sembolize olayları sahne sanatçıları tarafından canlandırıldı. 8 bölümden oluşan teatral şov yaklaşık 40 dakika sürdü. 180 sanatçı ve 300 saha çalışanının görevli olduğu etkinlikte 1 orta kule, 6 yan kule ile izleyenlere 360 derecelik bir şov deneyimi yaşatıldı.

Resim Ekleme

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/izmirde-100-yil-soleni-ve-tarkan-sahnede-1979288?utm_medium=Slider%20Haber&utm_source=Cumhuriyet%20Anasayfa&utm_campaign=Slider%20Haber

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
10.09.2022- 01:06

TKP'den 9 Eylül açıklaması

İzmir'in işgalden kurtuluşunun 100. yıl dönümünde bir açıklama yapan TKP İzmir İl Başkanı Başar Özer "Gururlu olduğumuz kadar buruğuz. Ülkemiz imamların ve patronların boyunduruğu altında" dedi.

Resim Ekleme
Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Başkanı Başar Özer, İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı dolayısıyla bir açıklama yaptı.

“100 yıl önce bugün, Anadolu’yu işgal niyetindeki emperyalistlerin planları İzmir’de suya gömüldü. Mustafa Kemal önderliğindeki halk, işgalden kurtuluşu bağımsız bir cumhuriyetle taçlandırdı. Ne yazıktır ki yeni cumhuriyetin başındaki patron sınıfı, cumhuriyetin fikirlerini adım adım tüketti. Laiklik de, bağımsızlık da, cumhuriyet fikri de adım adım yok edildi.” diyen Özer, "Bu nedenle kurtuluşun 100. yılında gururlu olduğumuz kadar buruğuz" dedi.

“Buruğuz çünkü 100 yıl sonra emeğimiz esir, gencimiz umutsuz ve ülkemiz patronların, imamların boyunduruğu altında.” diyen Özer, bu karanlığı yırtmaya kararlı olduklarını ifade etti.

İzmir’in kurtuluşunun 100. yılında bir söz verdiklerini açıklayan TKP İzmir İl Başkanı Özer, “Bu ülke, yerlisiyle yabancısıyla patronların çiftliği olmaktan çıkacak! Kimseye minnet etmeden herkesin insanca yaşayabileceği bir ülkeyi hep birlikte kuracağız!” ifadelerini kullandı.

https://haber.sol.org.tr/haber/tkpden-9-eylul-aciklamasi-347988

melnur  |  Cvp:
Cevap: 3
11.09.2022- 04:14

İzmir'in dağlarında...

Tarihi ezberi bozun! Bozun çünkü geldikleri gibi gitmediler mesela! Geriye büyük trajediler bıraktılar. Yanmadık ev, yıkılmadık köy bırakmadılar. Sonra da Güzel İzmir'in yanmasını seyrettiler...

TOLGA BİNBAY

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Türkiye'nin egemen sınıfı, her rengiyle, yani Batılı ve biraz eskimiş bir tabirle “Anadolu Kaplanı” biçimindeki tüm renkleriyle herhangi bir düşmanın Ege'de, İzmir'de değil de İç Anadolu'da, Sivas, Kayseri dolaylarında denize dökülmesini tercih ederdi...

Oralarda da deniz olsaydı…

***

Tercih ederdi çünkü bu sayede rahat rahat saray, saltanat, hilafet, cihan hükümdarlığı vs. tantanası yapabilirlerdi.

Bunu çok isterlerdi.

Tam da şimdi… Şu günlerde istedikleri gibi!

Ama İzmir... Ah, o Gavur İzmir... Bu tür işlere biraz mesafeli kaldı. Biraz mesafeli oldu hep İzmir.

Ve zaten Sivas'ta, Kayseri'de de malum, deniz yoktu…

Bu nedenle halen telaş içindeler!

Türkiye sermaye sınıfı 1922 dolaylarında kendini hissettiren halk hareketi ve ulusal ruh ile ne yapacağını hâlâ bilemiyor. Bu nedenle de bağırmak ne kelime, İzmir’in kurtuluşunun 100. yılında böğürüyorlar!

Böğürsün saray aşıkları!

Böğürsün ama buradan ülkemizin güzide sosyal-demokrasisine göz kırpacağımız da çıkarılmasın!

Çıkarılmasın, çünkü sosyal-demokrasiye kalsa 9 Eylül 1922 hiç yaşanmayabilirdi!

Ya da tıpkı günümüzde olduğu gibi, ancak çeşitli garantilerin ardından yaşanabilirdi.

Ağustos, Eylül 1922 başka bir şeydi…

Şimdi Ağustos, Eylül ve Kış 2022 ise başka bir şey.

***

Ülkenin, yani Türkiye denen, Türkiye olagelen coğrafyanın farklı yerlerinde "kurtuluş" bir mücadele miydi, soru işaretlerim var! Biliyorsunuz, Urfa'ya, Maraş'a, Antep'e çeşitli unvanlar verildi, kurtuluş ve kuruluştan çok sonra! Ama işgal edilmenin ve kurtuluşun adını koyan İzmir'e bir unvan gerekmedi! Gerekmedi çünkü, Afyon'dan Çeşme'ye kadar o kurtuluş bizzat yaşandı!

Daha doğrusu yaşanmış!

Çünkü bugün bizler, ancak rivayetçisiyiz o yaşananların! Dedelerimizin, büyük ninelerimizin anlattıkları, tanık olduklarıyız.

O kadar!

Ama bizler tam da bugün Ege'yiz. Salihli ovasından başlayıp Sakız'a ve ötesine uzanan; toprağı işleyip, makineyi çalıştırıp karnını doyuran emekçileriz!

Köylülerdik... O zamanlar köylülermişiz...

Ve bir biçimde tarihin rüzgârına kapılıp Türkiye denen, Türkiye olagelen coğrafyanın kaderini değiştirmişiz.

***

Büyük Taarruz ve sonrası olmasaydı daha geçen gün ölümüne tanık olduğumuz kraliçenin babası ve hemen yanında oturan İngiltere başbakanı buraları bırakıp gitmeye razı olur muydu?

Büyük ihtimalle olmazdı...

Bir 30-40 yıl daha, doğrudan buraları mülk edinirlerdi! Ve sonra da II. Dünya Savaşı'nın sonuçları üzerine Anadolu'nun bağımsızlığını mecburen bahşederlerdi.

Muhtemelen...

Tarih sömürgelerde öyle aktığı için...

Ama tarih öyle falan akmıyor! Tarih, kritik dönemeçlere müdahale edenlerle akıyor! Ve İzmir'in dağları bu nedenle halen bir şarkı olarak dillerde yankılanıyor!

Gerisi ise fasarya...

Hem de milliyetçi/dinci ve liberal versiyonlarıyla...

Neymiş mesela!

Saray milli mücadeleyi alttan alta desteklemişmiş!

Ya da İzmir ve çevresi diyar-ı Rum'muş... Onların hakkıymış! Neden Rumlar buralardan gitmek zorunda kalmışlarmış!

Tarih bunlarla akmıyor. Tarih saray düşkünleri ve acabalarla akmıyor!

Tarih hep ama hep mücadele edenlerle akıyor.

Gerisi… Fasarya!

***

Bugünü anlamayan geçmişi de anlayamaz!

Geçmişi anlamayan bugünü hiç ama hiç anlayamaz!

Bilmem söylememe gerek var mı? Anadolu'nun tarihini iki, üç deli imparator, bir-iki padişah ya da sultan yazmadı, yapmadı.

Tarihi tarih yapan sınıflardı. Ve halen de sınıflar.

1800'lerin başında başlayıp 1922'ye kadar Ege'nin iki yakasına uzanan itiş kakış ne antik bir Helenistik takıntıydı ne de toprak beylerinin can çekişmesi! Sermaye sınıfının tüm dünyayı deştirmeye kalkıştığı bir kesitte bu coğrafyanın insanlarına birbirini boğazlamak düştü!

Doğuda ve batıda, sermaye düzenine yetişemeyen bir imparatorluk, insanlarının birbirini kesmesini, doğramasını izledi!

Evet, izledi! İzlemek dışında bir çözüm de bulamadı...

Tüm liberal ve milliyetçi tarih yazımını çöpe atın!

Anadolu'nun kıyılarına sıkışmış Anadolu Rumları ile Anadolu'nun kırlarını, köylerini, dağ başlarını tutmuş Türkler arasındaki mesele tam da kapitalizmin hikayesidir. Başka bir şey değil!

Ve mesele 1919'da ya da 1922'de de başlamamıştı.

Meşhur mübadele mesela... Çok önceleri, daha 19. yüzyıl sonunda sermaye sınıflarının gündemindeydi! Balkan Savaşları sırasında, 1912 gibi Ege kıyılarındaki tüm Anadolu Rumları adalara kaçmak zorunda kalırken Balkanlardan, Selanik'ten üç beş eşyayla akın akın gariban Türk emekçiler geliyordu. Kafilelerle…

Yaklaşık 1,5 milyon insan… Yollarda düşen, dökülen, saçılanıyla 5-6 milyon insan!

Ve İzmir'in gariban mahalleleri de mesela Girit göçmenleri ile dolup taşıyordu!

İşte tamda o sırada Yunanistan'ın egemen sınıfı emperyal hayaller peşindeydi!

Tıpkı şimdi ülkemizin egemen sınıfının olduğu gibi!

***

Tarihi ezberi bozun!

Bozun çünkü geldikleri gibi gitmediler mesela…

Geriye büyük trajediler bıraktılar!

Uşak'ta, Tire'de, Aydın'da, Manisa'da, Alaşehir'de yanmadık ev, yıkılmadık köy bırakmadılar.

Sonra da İzmir'in, Güzel İzmir'in yanmasını seyrettiler...

Seyretmek zorunda kaldılar. Yunan egemen sınıfı ve onlarla özdeşleşen, tarihin bir cilvesi olarak özdeşlemek zorunda da kalan İzmir Rumları…

Herkese ve hepimize seyrettirdiler o büyük yangını!

Bu seyirde öncelikle Yunan egemen sınıfına gaz everen İngiliz emperyalizminin, İngiliz emperyalizminin gazına gelen Yunan egemenlerinin payı büyüktür!

Payı büyüktür ve o yangını, büyük İzmir Yangını’nı çok hafif atlattıklarını da söylemeliyiz!

Söylemeliyiz çünkü birbirine düşen Anadolu emekçilerinin hak ettikleri mübadele değildi!

Sermaye düzeni ve düşünce dünyası bir bütün olarak iktidardan düşmeliydi!

O karmaşa içinde esas yaşanması gereken bu topraklarda sosyalizmin kurulmasıydı!

Ama sosyalizm sadece Rusya'da mümkün olabildi. Bolşevikler sayesinde!

Bizlere kalan ise mübadele ve göz yaşı oldu!

Anadolu Rumları ve Ege Türkler için...

***

Şimdi başka bir yüzyıldayız.

Artık bambaşka insanlarız. Akseli İbram ve Çirkinceli Yorgo değiliz mesela!

Bambaşka iki toplumuz!

İzmir’in dağlarında ise hâlâ çiçekler açıyor!

Mustafa Kemal Paşa o çiçeklere karışalı çok oldu.

Geriye mühim bir mesel kaldı!

Bir mesele ki hâlâ şu İzmir çukurunda dönüp duruyor!

Kimin geleceğine yol vereceğiz?

Yeni sarayın ve eski köşkün mü?

Yoksa…

Emekçi halkın yeni bir ruhla ayağa kalkan birlikteliğine mi?

İzmir’in dağlarında bu sorunun yanıtı cevabını arıyor.

Ve sizleri haftaya, 17 Eylül Cumartesi günü, Karşıyaka’ya, komünistlerin meydanına çağırıyor.

İşte orada…

Buluşmak üzere.  

https://haber.sol.org.tr/yazar/izmirin-daglarinda-348105

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]