Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ustalardan ve yazarlardan

Biraz büyük düşünsek?/Metin Çulhaoğlu


“Büyük düşünmek” denince yanlış anlamayın. Kastedilen, şu andaki küçük şirketimizi zamanla büyütüp onu uluslararası bir tröst haline getirmenin yolları değildir.

Türkiye’nin bölgesel, giderek küresel bir güç konumuna gelmesi için nelerin gerektiğini anlatma niyetimiz yok.

Nihayet, “komünizmin ikinci evresinde” nasıl bir Türkiye göreceğimizi betimleyecek de değiliz.

Aslında mesele çok daha basittir: Türkiye’de solun önünün açılması için “biraz” büyük düşünmek gerekmektedir.

O zaman daha yakından bakalım.

* * *

Bugün Türkiye’de iktidarı alın, kendinden söz ettiren, kimilerince “ele gelir” durumda olan muhalefetteki öbekleri alın. Aslında bunların her biri pratikte kendi özel sürdürülemezliğini yaşamaktadır. AKP, CHP, MHP, HDP diye gidersek, her birinin kendine göre açmazları, sorunları ve tıkanmaları vardır. Ne var ki, bu ülkede siyaset dendiğinde akla ilk bunlar gelmektedir.

Nasıl olabiliyor?

Nasıl olup da Türkiye’de siyaset her biri özel sürdürülemezlik sorunu yaşayan bu öbeklerden soruluyor?

Bir tek açıklaması vardır: Türkiye’de siyaset, tikel sürdürülemezlikleri örten, gizleyen bir ortam sürekliliğinde yürümektedir. “Ortam sürekliliği” (continuum) aslında birbirinden farklı olması gereken ya da gerçekten öyle olan özneleri belirli bir zeminde bitiştirmekte, onları çeşitli “gündemler” etrafında toplamakta ve “meşgul etmektedir”. Bu meşguliyet, öznelerden her birinin kendi özel sürdürülemezlik durumunu örtmekte ya da bir anlamda yatıştırmaktadır.

En son türban meselesinde böyle olmadı mı?

Bir süredir her alanda sıkışan AKP bu meseleyle bir çıkış denemiş oldu. CHP arada Sarıgül’le uğraşırken aynı meselede “tarih yazdı”. MHP “tamam” dedi. HDP de meclise türbanlı vekil girmesinde “kadın özgürlüğü” buldu. Yarın başka meseleler çıkacaktır. Atışmalar, çekişmeler ve karşıtlıklar olacaktır elbette; ama sonuçta özneler bu yeni meseleleri gündeme getiren ortam sürekliliğinde bitişik duracaklar, kendi sürdürülebilirliklerinin yolunu bunda bulacaklardır.

* * *

Şimdi, sol adına, sosyalizm adına konuşuyorsak, bu oyunun, yani “ortam sürekliliğinin” bozulması o kadar da zor bir iş olmasa gerek.
Gelgelelim, ortada Cruyff’ün futbol konusunda söylediğine benzer bir durum vardır: Oyunu bozmak kolay bir iştir; ama bu kolay işin “düşünülmesi” zordur!

Basit bir iş için “büyük düşünmek” gerektiğinden…

“Büyük düşünmek”, bunları inkâr etmeden, küçümsemeden, kalkıp tarihin çöplüğüne atmaya kalkmadan, kendimizi tarihin ve literatürün kimi pratiklerinden, deneyimlerinden ve kavramlarından özgürleştirmek demektir.

Bugün Türkiye’de sol adına yapılması gereken, sözünü ettiğimiz ortam sürekliliğini bozup dağıtacak hamlelere girişmek, böylece kerli ferli özneleri özdeki sürdürülemezlikleriyle baş başa bırakmaktır.

Tarihte örneği var mı?

Literatür böyle konularda ne diyor?

Bu tür konularda partinin, kitle örgütlerinin, ittifakların, cephelerin vb rol ve görevleri nasıl tanımlanmış?

Eğer bunlara fazla dalarsak, büyük düşündüğümüzü sanıp aslında tefekküre kapılmış oluruz.

Daha önce de yazılmıştı: “Rumination” sözcüğü tefekkür anlamına geldiği gibi aynı zamanda geviş getirmek demektir.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/metin-culhaoglu/biraz-buyuk-dusunsek-82184

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]