SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Diktatörü ayakta tutan ne?           (gösterim sayısı: 3.622)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 19.05.2014- 19:48


Diktatörü ayakta tutan ne?
Kemal Okuyan


Nasıl oluyor da hâlâ orada? Nasıl oluyor da hâlâ orada olduğu gibi, gözünü daha yukarılara dikebiliyor, Cumhurbaşkanlığı’nı da fethedip kendisi için yeni bir enstrümana dönüştürmeyi düşünebiliyor?

“Seçmen desteği” deniyor, evet var. Ama öte tarafta diyelim ki yüzde 50’nin herhangi bir muhalifliği değil, mutlak karşıtlığı, öfkesi de var. Toplumun en az yarısının (karşıtlık demiyorum) düşmanlığını kazanan birinin, kendi temsil ettiği sınıflar, güçler açısından bir vazgeçilmezliğinin olması gerekir ayakta kalabilmek için.

Oysa, Haziran-Gezi Direnişi ile birlikte bu düşmanlığın akacağı bir kanal yaratılmadığı takdirde daha ötelere taşınacağını, başka şeyleri de sorgulamaya başlayacağını gördü diktatörün arkasında duran güçler. Üstüne koca bir ülkeye dönük mühendislikte ayar kaçtığını, İslamcılaşmanın hem Türkiye hem bölgesel düzeyde büyük dertlere yol açtığını fark etmişlerdi.

İktidarın kendileri açısından değerli ve vazgeçilmez kısmını ceplerine koyup, diktatörden kurtulmayı planladılar. AKP ruhu daha makul bir bir çerçeveyle korunacak, yanına CHP eklenecekti.

Darbe dışı yöntemler gerekiyordu. Daha “meşru”, “sivil” bir operasyon.

Bu operasyon, öncelikle Haziran’ın enerjisini kendine mahkum etmeliydi. Solun etkisizliği ve yanlış okuması, mahkumiyeti kolaylaştırdı. 2013 Aralığı’nda gözler artık sistemin iç dinamiklerine çevrilmiş, toplumsal tepkiler o dinamiklere tâbi kılınmıştı.

Emperyalist merkezler ve Türkiye burjuvazisinin geleneksel bölmesi, AKP’nin değerli kısmını korumak ve meşruiyet sınırları içinde kalmak koşuluyla, yapılabilecek neredeyse her şeyi yaptılar. 30 Mart’a gelirkenki birkaç ay boyunca diktatörün başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi.

Hesap edemedikleri iki şey, diktatörün direnci ve burjuva siyasetinin iç dinamiklerindeki kurumaydı. AKP’nin değerli kısmı olarak varsayılan toplam, diktatörün direnci ile kısa sürede değer yitirdi. Örnek olsun, Gül, kısa sürede küme düştü ve bir seçenek olmaktan çıktı. Daha önemsiz bazı aktörler, diktatörün şantajına boyun eğdi, bir bölümü ise onun kötücüllüğü toplumsallaştırabilme yeteneğinin büyüsüne kapılarak, gemiyi terk etmekten vazgeçti.

Burjuva siyasetinin iç dinamiklerindeki tıkanma ise doğrudan CHP ile ilgiliydi. CHP yönetimi emperyalist merkezler ve burjuva sınıfının geleneksel unsurlarının operasyonuna hiçbir şey ama hiçbir şey katmadı. “Meşruiyet krizi çıkmasın, AKP’nin değerli kısmı yıpranmasın” zihniyetinin doğal uzantısı olan sağcılaşma ve sağcı adaylar CHP açısından bir yenilik, yaratıcılık filan değil, “ben bu operasyona bağlıyım”ın ilanıydı.

Ancak bu operasyonun “siyaset” düzleminde ve ancak o düzlemin ürünü olabilecek anlık hamlelere gereksinimi vardı. CHP “kriz çıkmasın” düsturunu mutkaklaştırarak operasyonu iktidarsızlaştırdı. Aylar boyunca diktatörü oyun alanında yalnız bırakıp direncini kırabilecek bütün fırsatlar tepildi. Meclis’te dayaktan tuhaf yasaların oldubittiyle çıkarılmasına, yolsuzluklara ilişkin tavırdan seçim hilelerine, “biz bu oyunun parçası değiliz” diyerek bazı kurumları terk etmek için en az on kez “meşru” gerekçe ortaya çıkmışken, bu yapılmadı ve diktatör paçayı kurtardı, hatta elini güçlendirdi.

Şimdi CHP çok daha zayıf ve iddiasız, AKP içinden diktatörsüz bir “değer” çıkar mı, pek kuşkulu!

Hatırlarsanız, diktatörün sermaye operasyonuyla gitmesinin hayırlı olmayacağını söylüyor, hatta şakayla “diren Tayyip” diye yazıyorduk. Halk başladığı işi kendi bitirmeliydi.

Öte yandan diktatör orada durdukça her gün daha çok ölüyor, daha çok çürüyoruz.

Sermaye operasyonun şu ana kadar tutmamasını zil takıp oynayarak kutlayacak, diktatörün emperyalist planları bozduğunu söyleyecek değiliz. Efendileri tarafından gözden çıkarılan ya da ayar verilmek istenen her burjuva siyasetçisine sahip çıkılacak olsaydı, dünyada devrim cephesi diye bir olgu hiç var olamazdı. Buradaki ilke, karmaşık süreçlerde öne çıkmak, inisiyatifi almaya uğraşmaktır. Türkiye’de devrim cephesi, yüzde 50’nin öfkesine yaslanarak bu işi bitirmenin ve daha ötelere taşımanın yolunu bulmak durumundadır.

Siyaset olmadan, siyasi derinlik yartılmadan hiçbir mevzinin elde edilemeyeceği açık. Üstelik diktatörün direnci ülkeyi öyle bir noktaya getirdi ki, siyasi derinliği olmayan bir öfke patlamasının düzen sağlayıcı bir müdahaleye meşruiyet kazandırabileceği de hesap edilmeli.

Oysa siyasi derinlik, öfkeden eksilmeye izin vermeden bu “tıkanma”ya müdahalede bulunabilir. Ve bunun ilk koşullardan birisi -kimilerine şaşırtıcı gelecek ama- diktatörü bugüne kadar kurtaran öznenin, yani CHP’nin, halk güçleriyle diktatör arasında yastık görevini yapamaz duruma getirilmesi, krize girmesidir.

Ve bilinmelidir ki, bu kriz kaçınılmazdır.




Bu ileti en son umut tarafından 19.05.2014- 19:49 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hacettepe işçisi ayakta! melnur 0 2973 21.11.2013- 17:37
Konu Klasör Türkiye AKP'ye karşı ayakta melnur 2 3809 25.02.2014- 21:38
Konu Klasör İstanbul Berkin için ayakta umut 2 3923 12.03.2014- 09:45
Konu Klasör Türkiye Soma için ayakta abbas 24 11191 16.05.2014- 05:46
Konu Klasör İstanbul Soma için ayakta solcu 2 3861 14.05.2014- 21:51
Etiketler   Diktatörü,   ayakta,   tutan
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS