SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 02.10.2014- 12:43


IŞİD'ime dokunma
Ahmet Abakay


Ne yapıp edip IŞİD’e destek olmak gerekiyor. Dünya ahret kardeş sayılırlar. Bütün dünya bu kanlı eylemcilere karşı birleşiyor. Böyle psikolojik ortamda savunmak da zor. Ama uyanıksan ve ikiyüzlülüğü beceriyorsan, kurnazlıkta ustalaşmışsan söyleyecek söz bulunur.

Cumhurbaşkanı RTE İstanbul’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forum’unda kürsüye çıktı, “ne yani?” dedi, “sadece IŞİD mi terör örgütü, başka örgüt yok mu?” diye ekledi. Neden sadece bunların üzerine çullanıyorsunuz, demeye getirdi.

Aynen şöyle dedi: “Eyy dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da PKK gibi terör örgütü çıkınca neden ayaklanmıyorsun. Ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Şam’daki rejime gösterilen müsamaha ortaya böyle bir tablonun çıkmasına zemin hazırlamıştır.”

IŞİD’i saklama, üçüncü, beşinci plana atma ancak böyle olur. Kahramanca savunuma, dayanışma, vefa bu kadar olur.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise CNN International televizyon kanalında ünlü gazeteci Christiane Amanpour’a konuşurken RTE’yi işaret ediyor, “Vaktiyle Esad’ı devirmek uğruna IŞİD ve benzeri radikal gruplara destek olanların bu krize sebep olduğuna” vurgu yapıyor.

Kim Kerry? Petrol çıkarları için Irak’ı, genelde Ortadoğu bölgesini kanlı senaryolarla dizayn eden ülkenin dışişleri bakanı.

RTE kim? Bir başka ülkenin devlet başkanını devirmek için çırpınan, o ülkedeki Özgür Suriye Ordusu başta olmak üzere silahlı muhalif eylemcilere destek veren kişi.

RTE bununla da kalmadı... "Ey Avrupa’lılar, PKK'ya neden aynı tavrı göstermediniz, çünkü PKK’nın adının önünde 'İslam' kelimesi yok" diyecek kadar ileri gitti. IŞİD’in adında “İslam” kelimesi varmış.

Bunlar, yenilir yutulur sözler değil. IŞİD bizde iktidar ortağı olmuş haberimiz yok.

“Ey dünya, IŞİD için ayaklanıyorsun da PKK için neden ayaklanmıyorsun?” diyene ilk soru şu; “Ayaklansana, yok etsene dediğin PKK lideri ile sizin öncülüğünüzde hükümet el sıkışıp masaya oturmadı mı? Ne diye başkalarını ayaklanmaya çağırıyorsun. Onlar ayaklanırsa, her seçimde oy’a tahvil ettiğin 'barış süreci' sona ermez mi?"

İktidar temsilcilerine sorarsanız, PKK (PYD) Kobani’de IŞİD ile çarpışırken, dağları, çölleri aşarak sınırımıza dayanan özellikle kadınların, çocukların yaşlıların bu duruma düşürülmesinde IŞİD’in suçu, rolü yok.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da ustasına yakın durmak için boş durmuyor, ”Kandil yan gelip yatıyor, gidip IŞİD ile savaşsana” diye talimat veriyor.

Başa dönersek, RTE dünyaya, ”bırak IŞİD’in yakasını, PKK ile uğraş“ derken, bu kanlı örgüt ile mücadele etmek için oluşturulan “ortak güç”e katılmak, aktif silahlı destek vermek için de şartlar sıralıyor:

“Atmamız gereken üç önemli başlık var. Suriye’de uçuşa yasak bölgenin ilan edilmesi, Suriye topraklarında güvenli bir bölgenin Suriye tarafından tesis edilmesi, bu güvenli alanın nasıl tesis edileceğinin belirlenmesi.”

RTE’nin ABD dönüşü İstanbul’da havalimanında Türkçe yaptığı bu açıklamanın Türkçe tercümesi şu:

Ben Suriye topraklarının bir bölümünü işgal etmek, bu topraklara askeri güçlerimle yerleşmek istiyorum!

Bu talepler Suriye topraklarını bir başka ülkenin (Türkiye’nin) işgal etmesi demektir. İşgal planıdır.

Bunun kabul görmeyeceğini, kendisine pahalıya patlayacağını bilerek bunu söylüyor.

Sihirli sözcük,”IŞİD’ime dokunma”, gerisi önemli değil.

Din-mezhep adına ortaya çıkan bu kanlı örgüte karşı uluslararası güç’e destek çağrıları yapılıyor. Suriye’de, Irak’ta. Sınır boyunda.

Ne Suriye’si ne sınır hattı. IŞİD İstanbul’da, Fatih Camii'nde ölen IŞİD militanları için gıyabi cenaze namazı kılıp, bayrak açıp gösteri yapıyor.

“Müslüman Gençlik” adı altındaki grup ellerinde çivili sopalarla Cuma günü İstanbul’da üniversite binasında gençlere saldırıyor. Güvenlik güçlerinin desteğinin arkalarında olduğunu biliyorlar.

RTE'nin kahraman polisleri yok ortada, mecbur kalıp gelince de seyrediyor. Hoşgörülü. Laf olsun diye, gözaltı bile yok.

Bunların ağabeyleri, büyükleri de İstanbul sokaklarında eli bıçaklı dolaşıp “kanlı Pazar”larda devrimci gençleri öldürürlerdi. Onlar da arkalarında iktidarın gücünü alırlardı.

Komünizmle Mücadele derneklerinde bir araya gelirlerdi.

Şimdi mi?

Onlar şimdi iktidar oldular.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 03.10.2014- 13:00


Kobane düğümü-Kurtuluş Kılçer  



Suriye’ye dönük emperyalist müdahale başladığında bölgesel güçlerin, Suriye konusunda tutumları önemliydi. Örneğin Rusya, İran ve Hizbullah Suriye yanlısı bir tutum almıştı. ABD başta olmak üzere batı emperyalizmi ile Türkiye ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap ülkeleri diğer yanda. İsrail zaten belliydi, uzun yıllardır Suriye ile kavgalı. Ortaya çıkan bu iki odaktan hangisine yakın bir pozisyon alacağı önemliydi Kürt hareketinin. Hatta dönem dönem bu noktada Kürt siyasi hareketinin Türkiye politikaları dahil nasıl bir yönelime gireceğini belirleyici yerin burası olduğunu düşünmüş, tartışmıştık.

Suriye’nin kaybetmesi, İsrail’in ve ABD’nin kazanmasıydı. Marx, Osmanlı-Rus harbinde Osmanlı’nın kazanmasının önemli olduğunu yazmıştı. Burada da mesele Esad rejimine karşı olup olmamak değil, uluslararası emperyalizmin ve gericiliğin kaybetmesi önemliydi. Ne Marx saltanatçıydı, ne de bugün sosyalistler Esadçı olmuştu. Meseleyi dar pencereden gören başta liberaller bu konuda da yine lafazanlığı elden bırakmamıştı.

Kürt siyasi hareketi, bazılarına göre Esad’ı karşısına almadı. Örneğin Davutoğlu son dönemde bunu talep ediyor. Suriye konusunda meşru Suriye hükümetinin yanında yer alanlara göre ise Kürt siyasi hareketi emperyalizm tarafından beslenen dinci gericilere karşı sesini çıkarmadı.

Kürt siyasi hareketine göre ise 3. yoldu bu. Başka bir ifadeyle oluşan boşluğu doldurmak. Rojava, bu denklem içinde doğdu ve Kürt siyasi hareketinin etkili olduğu bir bölge haline geldi.

Konu Suriye dışına çıkınca örneğin Irak eklenince ve Arap Baharı süreci devreye girince Suriye’deki taraflaşmanın birebir yansıması yerine başka bir tablo var karşımızda. Irak’ta ABD-İran nüfus çekişmesi sürerken ABD-İran görüşmeleri gündeme geldi. Türkiye, İhvan kartını kaybedince Mısırla kavga etti. Suriye’de süren aslında bir vekalet savaşı. Bölgesel güçlerin değişik argümanlarının devreye sokulduğu bir savaş. Daha geniş tabloda, iki taraf var, sadelik yerine karmaşık çıkar ilişkilerini görüyoruz.

Kürt siyasi hareketinin bu tabloda tutumu da önemli. Ancak uluslararası büyük güçlerin sahnede olduğu bir tabloda alınacak tutumun nesnel sınırları olduğunu bilelim. Bu yüzden, öznel beklenti ve söylemler dışında nesnel gerçeklikler ve sınırlarına bakılarak yorum en sağlıklısı olacaktır.

IŞİD, ipleri emperyalizmin elinde olan bir piyondur. Kuruluşu, ortaya çıkışı, desteklenmesi, yönlendirilmesi, Irak’ta devreye sokulması gibi bütün bu süreç iyi okunmalıdır. Kontrolden mi çıktı sorusu sonuçları itibariyle değer kazanır. Bu yüzden bugün emperyalizmin bölgeye müdahalesinin önünü açması, Türkiye’yi daha saldırgan bir pozisyona itmesi, Suudilerin çıkarı gibi olgular bize başka bir şeyi gösteriyor.

Çıkan tezkere ile birlikte Türkiye ABD ile masaya oturacak. 1 Mart tezkeresinde önce anlaşılmış, sonra tezkere gündeme gelmişti, şimdi tersi olacak. Ne çıkacak bakacağız. Güvenli bölge ve tampon bölge talebi nasıl bir pazarlık konusu olacak?

Bu pazarlığın sonuçları ile Suriye, Rusya ve İran’ın konumları ne olacak, göreceğiz.

Türkiye, IŞİD gerçeği sonrası tezkere kararıyla kuzey Suriye’de beslediği terör gruplarına dönük bir adım atmak istiyor. Yaşanan sıkışma nasıl açılacak,   göreceğiz.

Bugün hükümet ile Kürt siyasi hareketi arasında süren müzakerede yeni adımlar atıldı. Bu müzakere sürecinin pazarlık unsuru edildi Kobane. Bu sürecin sonuçları nasıl olacak, göreceğiz.

Kürt siyasi hereketi, çok denklemli böyle bir tabloda elde ettiği mevziyi korumak, buradan yeni bir yol açmak isterken Türkiye müzakere sürecinde bu kartı düşürmek istiyor.

Kobane düğümü çözülecek. IŞİD’in kazanması başka bir tablo, Kobane halkının kazanması başka bir tablo. Bu düğümün nasıl çözüleceğini de göreceğiz.

Ama bildiğimiz tek bir şey var. İşgalciler her zaman kaybeder!








Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 03.10.2014- 13:06


Rojava Kürdistan ve minibüs durağı-Onur Emre Yağan  

     
Rojhilat, rojava, bakur, başûr ya da doğu, batı, kuzey, güney...

“Rojava”nın yani “batı”nın artık özgül ağırlığını ortaya koymuş yeni bir “ülke”yi (Batı Kürdistan) tanımladığını kabul edelim. Çünkü olgusal ve politik gerçeklik, objektif olarak böyle bir saptamanın ve kabulün önünü açıyor.

Batı Kürdistan (Rojava Kurdistan), mayasında direniş ve dayanışma gibi fırsatçılık da olan maddi bir sonuçtur. Ortadoğu'da siyaseti belirleme maksadı olan bütün politik öznelerin mevcut gerçekliği hesaba katması ve bu “tarihsel eşiği” farketmesi önemlidir. Zira bu yeni ülke dinamiği özgün bir siyasi güç olarak bölge siyasetindeki yerini alacaktır.

Peki bu yeni ülke nasıl kuruldu ya da yeni bir ülke nasıl kurulur?

Toprak, dil, bayrak hep en başa yazılır... Başka? Verimli tarım arazileri, petrol kuyuları, değerli madenler, zeki insanlar, varlığınızı kabul edecek başka ülkeler... İşinizi kolaylaştırır.

Ancak bu sayılanlar yetmeyebilir. Yeni bir ülke kurmak istiyorsanız siyasal birlik, toplumsal paylaşım ve yurtseverlik, toprağını korumak için ordulaşan bir halk da gerekebilir.

Ve kadınlar... Ülkenin kuruluşunda yerini alır.

Sırtına attığı çuvala artık ne koyabildiyse, koynuna küçüğünü alıp lise çağındaki çocuğunu cepheye savaşmaya gönderen ya da bileği zincirlenip pazarda cariye olarak satılan başka bir kadını kurtarmak için elinde silah savaşan kadınlarınız varsa olur. Yahut yaşamak kaygısıyla evini terk eden insanlar için uyumayıp, sabaha kadar ekmek pişiren kadınlar...

Rojava'yı Kürdistan yapan işte bu özelliklerin hepsidir. Şengal'i peşmergeden, Musul'u Irak ordusundan bir günde alan IŞİD'in üç yandan kuşattığı Kobane, 18 gündür ancak bu sayede direnebiliyor.

Bu cümleleri Kobane'nin kaybetme olasılığını bilerek yazıyorum. Velev ki IŞİD, Kobane'yi, sonra asıl hedefi olan Cizire'yi düşürmeyi başarsa dahi, karşısında bulacağı manzara, işgale karşı direniş olacaktır.

*****

Yukarıdaki değerlendirmeyi bir kenara koyalım ve farkında olmamız gereken (olduğumuz) başka gerçekleri hatırlatanlara da kulak verelim.

Örneğin, emperyalizm Ortadoğu'da laiklik ve yurttaşlık ideolojisinin son temsilcisi olan Suriye'yi yıkmaya çalıştı ve vazgeçmiş değil.

Veya, emperyalist politikaların bazı boşluklara ve fırsatlara kapı açtığı, diğer öznelere serpilme alanları sunduğu da biliniyor. Kürtlerin de boşlukları kullanıp, oradan güçlenmeye çabalaması, uluslaşma (devletleşme) mücadelelerini böylece kerte kerte ilerletmeye çalışması ise sır değil.

Rojava'daki Kürt iktidarının da benzer bir dönemde ve olanaklarla ortaya çıktığı da doğru.

Her yandan kuşatılmış Esad hükümeti iki yıl önce Kürtlerin yerel iktidarları ele geçirmesine göz yumdu, hatta yer yer destek oldu. Kürtler bir kriz dinamiği olacaksa bana değil Türkiye'ye olsun, bir cephe daha açmayayım demişti muhtemelen. Güçsüzdü, sıkışmıştı kendince doğrusunu yaptı.

Ve şimdiki zamanda IŞİD; emperyalizmin dizginlerinden boşalttığı gericiliğin bir sonucu olarak, bölgeye dönük yeni bir müdahalenin zeminini yaratmıyor mu? Yaratıyor.

ABD'nin Suriye Kürdistanı dahil bütün bir Kürt coğrafyası üzerinde gölgesi, kirli hesapları yok mu? Var.

*****

Bütün bunlar var ancak, bugün Rojava'da, Kobane'de, Şengal'de karşımıza çıkan, o coğrafyanın sureti bu kadarından ibaret değil.

Öte yanda, sınırları yıkıp mayınlı arazileri koşan gençler, toprağın üzerinde yatan aç insanlar, aylardır susuz kalan bir kent, saldırıya uğrayan kadınlar, mavi gözleri kirden görünmeyen çocuklar ve düşmanını durdurması için başka bir düşmana sarılmış çaresiz yüz binler, bir ölü canlar diyarı var.

Ekleyelim, Rojava'daki Kürt kantonları bugün, Şam hükümetiyle birlikte, sağında solunda şeriat, halifelik, emirlik ilan edilen Ortadoğu'nun en ilerici, modern ve laik iktidar anlayışını temsil ediyor. Bölgesinde bulunan Arapların ve Süryanilerin dilini “resmi dil” olarak kabul eden, halk meclisleri kuran, yeni inşa ettikleri üniversitenin “özgürleştirici” bir eğitim sistemi oluşturacağını söyleyen ve ilk faaliyetlerinden biri “kadın sığınma evleri” açmak olan Rojava'yı, Esad iktidarının da kabullenip korumaya çalışmasının, direnişlerine destek vermesinin bir anlamı ve değeri de var.

Rojava'daki direniş ilerici bir mevzinin savunulmasıdır aynı zamanda.

Çünkü Rojava kaybederse Türkiye'nin 900 kilometrelik Suriye sınırınının IŞİD'in eline geçeceği ve bunun Türkiye ve bölge gericiliğinin önünü binlerce insanı katlederek açacağı yeterince açık.

Gelgelelim bütün bunlara rağmen elbette sadece şunu söyleyenler olabilir; komünistlerin bölgede yerine getirmeleri gereken görev dayanışma değil, amerikanperverliğin yükseldiği bu coğrafyada emperyalist planları anlatarak anti-emperyalist mücadeleyi örgütlemektir. Güzel.

Ancak devrimci siyaset lafzi düzeyde idealize edilmiş bir siyasi doğruyla yetinmek değil, o doğruyu kitlelere taşıyarak reel bir güce dönüştürmektir. Bir devrimci parti, ülkenin her karış toprağına dokunmaya, havaya, suya, sadece kağıda değil insanın aklına da yazmaya, ilerici olan birikimi korumaya ve geliştirmeye niyetliyse masa başında değil olay yerinde çalışmalıdır...

İdeolojik titizlik, ilkeli siyaset ve anti-emperyalizm, komünistlerin mücadelesinde, üstelik söz konusu olan Ortadoğu ise önemli başlıklardır.

Fakat bu söylenen ne kadar doğruysa, bölgedeki gelişmelerin emperyalizmin kurduğu ve aykırılık barındırmayan müthiş bir düzenek olduğunu, direnişe hayırhah bakmanın bir tuzak olduğunu söylemek de o kadar yanlıştır ve keskin kisveli bir apolitizmi doğurur. Apolitizmden ise ne devrimci siyaset ne de iktidar çıkar.

Yani birileri çıkıp, IŞİD de, diğer şeriatçı çetelerin saldırısı da, Türkiye'nin adımları da, Kürtlerin direnişi de birleşik bir planın ve organizasyonun parçasıdır, ilkeli siyaset bu fotoğrafa girmemek uzak durmaktır diyerek, 10 tane iktidar kazanmış, teorisini elemiş manifestosunu duvara asmış devrim terbiyecisi edasıyla konuştuğunda, siyasetsizliğin teorisini yapıyor demektir.

*****

Şimdi şunu da hatırlayabiliriz: Komünist siyaset akıl ve vicdan ahengini korumaktır.

Ve illa ki devrimcilik, olumsuz bir olaya şahit olmak veya uzak durmak değil, müdahil olmaktır...

Yıllar önce, işçi sınıfının önemini sürekli vurgulayan ama sonra yerinde sayanlara istinaden anlatılan bir örnek vardı: Bir grup komünist aralarına yeni örgütlenmiş bir işçiyi de alıp civardaki bir işçi havzasını nasıl örgütleyeceklerini, işçilere nasıl ulaşacaklarını tartışmaya başlamış. Analizler, teoriler havada uçuşmuş ve yeni örgütlü işçi haliyle yeterince dahil olamamış sohbete. Bütün sözler tüketilince dönüp işçiye sormuşlar “sence nasıl ulaşırız şuradaki işçilere” diye.

Cevap safça ve basitmiş, “ilerdeki duraktan minibüse binip ulaşabiliriz”.

Kürtlere anti-emperyalizmi ve “gerçek barışı” mı anlatacaksınız. Biner otobüse gider ve şansınızı denersiniz. İyi de yaparsınız.








Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 05.10.2014- 18:22


İslami Cephe, IŞİD ile savaşmaktan vazgeçti

Ağustos ayında IŞİD ile savaşacaklarını duyuran İslami Cephe, koalisyon güçleri ve Suriye Ordusu'nun saldırılarına yanıt verebilmek için ateşkes kararı aldıklarını açıkladı.

İslami Cephe Dış İlişkiler Sorumlusu Ebu Mustafa, muhalif çetelerin Suriye'de hükümet güçlerinin elinden alınan bir dizi bölgeyi "fırsatçılık yaparak işgal ettiğini" bu sebeple 25 Ağustos'ta "Nehravanu'ş Şam Operasyonu" adı altında IŞİD'e (Irak Şam İslam Devleti) karşı saldırı başlattıklarını duyurmuştu.

Ebu Mustafa'nın dün yaptığı açıklamada ise, ABD öncülüğündeki koalisyon kuvvetlerinin ve Suriye Ordusu'nun saldırılarının yoğunlaşması sebebiyle IŞİD ile savaş halinin devam ettiği ancak sıcak temasta bulunulmadığını bildirildi.

İslami Cephe'ye ait mevzilerin ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından hedef alındığına dikkat çeken Ebu Mustafa ayrıca Halep kırsalında Suriye Ordusu ve Hizbullah militanlarının saldırılarının yoğunlaştığını, bu çatışmalar sebebiyle IŞİD ile savaşmama kararı alındığını söyledi.

Ebu Mustafa, IŞİD ateşkesi kabul edinceye kadar taraflar arasındaki savaş durumunun düşük yoğunluklu olarak süreceğini ancak İslami Cephe'nin mevzilerini koruyup nöbet halinde "kurtarılmış toprakları" koruyacağını aktardı.

sol




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleter
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 03:29


Kobanê’de çatışmalar devam ediyor

Resim Ekleme

Resim Ekleme


IŞİD’in ağır silahlarla saldırdığı Kobanê’de direniş sürüyor. Dün gece kentin doğu ve güneyinde şiddetli çatışmaların yaşandığı, onlarca IŞİD’linin öldürüldüğü bildirildi.
  01.11: IŞİD çetelerinin saldırıları nedeniyle ağır yaralanan bir Kobanêli sınırdan geçirilmesine izin verilmediği için kan kaybından yaşamını yitirdi.

IŞİD çeteleri ve YPG güçleri arasında çatışmalar devam ediyor. Saldırılarını sürdüren IŞİD, Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın karşısındaki, Suruç tarafında bulunan tepeye bir top atışı daha gerçekleştirdi.

18.00: Miştenur'da bir YPJ savaşçısı çetelere fedai eylem düzenledi. Yerel saatle 16.30 sularında düzenlenen fedai eylemde, YPJ savaşçısı Arîn Mîrkan kod adlı Takım Komutanı yaşamını yitirirken çok sayıda çete üyesinin öldüğü bildirildi.  

17.30: Miştenûr tepesinin güneyden batıya kadar uzanan 50 ayrı noktasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

14.00: YPG, Kobanê’de yaşanan çatışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada, Kobanê’de direnişin 20. gününde IŞİD çetelerinin Rakka, Dera Zor, Hol ve Irak'tan takviye edilen yedek güç, tank, top ve silahlarla yoğun bir şekilde saldırıyı sürdürdüğü ifade edildi. YPG, son iki gün içerisinde saldırı ve çatışmaların Miştenur Tepesi’nde yoğunlaştığını belirtti.

Kobanê’nin güney ve doğu ucundaki bir dizi noktada çetelerin ağır silahlarla saldırısı sürürken göğüs göğüse bir çarpışmanın yaşandığı belirtildi. Çetelerin kent merkezini ağır silahlarla top atışına tuttuğu bilgisi de paylaşıldı.

Açıklamada, son 24 saat içerisinde yaşanan çatışmalarda 86 IŞİD üyesinin öldürüldüğü, 17 YPG/YPJ gerillasının da yaşamını yitirdiği belirtildi.



***

IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı YPG-YPJ gerillaları ve Kobanê halkı tarafından sürdürülen direnişte dün gece şiddetli çatışmalar yaşandı. Kentin doğu ve güney cephelerinde yaşanan çatışmalar gece boyunca sürdü. Çatışmaların merkezi ise Miştenur Tepesi ve çevresi oldu.

ANF’nin haberine göre, IŞİD çeteleri gece boyunca ağır silahlar, tank ve top desteğiyle saldırılar düzenledi. YPG-YPJ gerillaları saldırılara sert bir direnişle karşılık verirken çatışmalarda onlarca çete üyesinin öldürüldüğü bildirildi.

Öte yandan “IŞİD’e karşı” kurulduğu söylenen uluslararası koalisyon dün gece Kobanê çevresindeki IŞİD mevzilerine yönelik olarak hava bombardımanları gerçekleştirdi. Uçaklar doğu ve güney cephelerine altı ayrı bombardıman yaptı.

Bombardımanların ardından çatışmalar bir süre kesilirken sabaha karşı yeniden başladı. IŞİD sabah saatlerinde Kobanê’ye havan topu saldırılarını sürdürdü.

Kızıl Bayrak



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 22:33


Kobanê'de kent savaşı başladı

Kobanê'de kent savaşının başladığı bildiriliyor. HDP MYK, Kobanê için bir çağrı yayınlayarak, kentte durumun kritik olduğunu belirtti.

Güncelleme 22.27: PYD Eş Başkanı Asya Abdullah: Büyük bir saldırı altındayız. Büyük teknikler kullanılıyor. Koalisyon sessiz, dünya kamuoyu sessiz. Bütün demokratik kurumlar harekete geçmeli, görevini yerine getirmeli. Bölgede binlerce sivil var. Sivillerin olduğu bölgeler IŞİD’in denetimine girdi, katliam korkusu var. Dünya kamuoyu uyandırılmalı.

Güncelleme 21:29

IŞİD'in Miştenur Tepesi'nden YPG ve sivil halkin bulundugu alana atış yaptığı ve çatışmaların doğu cephesinde yoğunlaştığı belirtildi. Kobanê'den gelişmeleri aktaran bölge muhabiri İsmail Eskin'in Twitter'da paylaştığı bilgilere göre, IŞİD an itibariyle sivillerin bulunduğu alanlara girmeye çalışıyor.

Güncelleme: 21:10

DİHA'nın haberine göre, IŞİD saldırılarının sürdüğü Kobanê'ye açılan Mürşitpınar Sınır Kapısı'nı bırakan TSK, bölgede bulunan hafif zırhlı araçları ile askerlerin önemli bir kısmını geri çekti.

Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, Irak ve Suriye'den getirdiği ağır silahlarla saldıran IŞİD militanları ile kentin doğu cephesindeki çatışmalar şiddetlendi.

Kent çatışmalarının başladığı bildirilirken, binlerce sivil tehlike altında.

Halkların Demokratik Partisi(HDP) MYK , IŞİD'in Kobane'deki ilerlemesine ilişkin bir çağrı yayınladı. HDP'nin çağrısı şöyle;

    Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:

    Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz…

Bugün Reuters'in geçtiği bir haberle, IŞİD'in Kobane'de bir binaya bayraklarını diktiği, Türkiye sınırının 1 km uzağında olduğu bildirilmişti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 07.10.2014- 20:25


cumhurbaşkanı erdoğan kobanenin düşmek üzere olduğunu söyledi. hedefinde suriye ve esat var. bunu açıkça söylüyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 08.10.2014- 19:29


ABD - PYD gizli görüşmeleri: Ya ÖSO'ya katılın ya da Barzani'ye yol verin


Kobanê'deki çatışmalar devam ederken, ortaya çıkan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kayıtlarında, ABD'li yetkililerin PYD ile uzun zamandır görüşme halinde oldukları, PYD'yi ÖSO ile bir araya getirmeye çalıştıkları görülüyor.

(SoL-Dış Haberler) ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye'de Demokratik Birlik Partisi'yle (PYD) olan ilişkilerini resmi olarak reddetmişti fakat Amerikan ve Kürt diplomatlar arasında geçen görüşmeler Washington'ın PYD ile dolaylı görüşme sürecinin yıllar öncesinden başladığını gösteriyor.

Foreign Policy'nin haberine göre, Washington'un PYD'nin resmi görüşme taleplerini reddetmesine rağmen ABD aslında 2012'de dolaylı yoldan görüşmeleri açmıştı. Suriye'nin Eski ABD Büyükelçisi Robert Ford yaptığı açıklamada, "PYD ve ABD arasında aracılık eden birisiyle görüşmüştük, kendisiyle birçok vesileyle karşı karşıya geldik. Ben bir defa, diğer diplomatlar da birkaç defa görüştük. Görüşmeler yaklaşık 6 ayda bir ve Avrupa'da yaşayan bir Suriye vatandaşının aracılığıyla gerçekleşti." dedi.

Görüşmelerden haberdar olan 2 Kürt ailenin verdiği bilgilere göre, görüşmeler Ford'un görevinin bitişine kadar ve Paris'teki ABD Büyükelçiliği üzerinden sürdürülüyor. Kürt aileler, görüşmelerin Suriye'deki gelişmeler konusunda tarafların birbirini bilgilendirdiğini söylerken, "Görüşmelerin devam edip etmeyeceğinden emin değildik" şeklinde konuştu.

Sonrasında ise hem Ford hem de Kürtler aracı olan kişiyi reddettikleri belirtilirken, Washington'un da Ankara'dan gelecek olası bir tepkiye karşı dikkatli olduğu belirtiliyor. Eski Büyükelçi Robert Ford konuşmasında, Türkiye'nin görüşmelerden haberdar olduğunu bildiklerini, Türkiye'nin kendilerine karşı şeffaf olma ve PYD ile doğrudan iletişim kurma taleplerinde bulunduğunu belirtiyor. Ford, "Bazen Türkiye'nin görüşmelerden ve gidip gelen mesajlardan haberdar olduğunu düşünüyordum. PYD ile kendi iletişimlerini kurmak istiyorlardı. Bizden PYD ile görüşmelerimizde çok yavaş ilerlememizi söylediler. Bize; "Acele ederseniz, PYD nezdindeki ağırlığınız azalır" diye uyarıda bulundular" şeklinde konuşuyor.

IŞİD'in Kürt bölgelerinde saldırılarını yoğunlaştırdığı dönemde, PYD Batı'dan askeri destek istediği, ABD'nin ise PYD'yi ÖSO'yla işbirliği yapmasını istediği belirtiliyor. ÖSO'yla anlaşmama durumda ise PYD'ye, Barzani'yi güçlendirilmesi gerektiği söyleniyor. ABD'nin böylelikle PYD'yi Beşar Esad'dan uzaklaştırma çabasında olduğu görülüyor. PYD ile ÖSO ve Tevhid Tugayları arasında IŞİD'e karşı birlikte hareket etme amacıyla "Burkan El Fırat" ismiyle bir grup kurulmuştu.

Ford aynı zamanda Türk yetkililerle Türkiye'den Suriye'ye cihatçıların geçişi konusunu MİT müsteşarı Hakan Fidan'la, bizzat defalarca konuştuğunu söylüyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sadece değil hepsi melnur 0 3916 02.10.2016- 20:47
Konu Klasör Sadece soruyoruz… -Metin Çulhaoğlu denizcan 2 3790 19.10.2015- 09:28
Konu Klasör Bu bomba sadece Ankara'da patlamadı! melnur 0 3274 18.02.2016- 20:51
Konu Klasör ‘Sadece Kesab değil tüm Suriye hedef’ ilkay 0 2699 13.04.2014- 17:11
Konu Klasör Sadece liberal ve gericilerin kardeşliği değil... melnur 1 3067 28.11.2018- 10:38
Etiketler   Kobané,   her,   düşebilir,   ama,   Türkiye,   sadece,   izliyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS