SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 21.12.2014- 23:26


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

kapitalizmin yeterince gelişmemiş olması demek, işçi sınıfının nicelik ve nitelik olarak güçlü olmaması demektir. Böyle ülkelerde sosyalizme geçiş kolay değil tabii. Burada var olan, "kapitalizmin daha ömrü var, önce onu yaşayacak, ömrü bitmeden bitmez" mantığı değil, onu yıkacak güç henüz yeterli düzeye gelmemiş olabilir ki, esas sorun burada ve yazıda açılmayan yön bu. Aslında kapitalizmin gelişmediği ülkelerde, sosyalist devrimi yapacak olan hareketin yeterince güçlü olmaması ve sağ ve sol sapmaların yaygınlığını Türkiye'de de rahatça görüyoruz.


Kapitalizmin yeterince yada ileri kapitalist ülkelerde gelişmediği kadar gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfı belki nicel olarak belli ölçülerde zayıf olsa da nitel olarak zayıf olacak diye bir zorunluluk yok.Tam tersine kapitalizmin Avrupa ve ABD'ye göre daha az geliştiği ülkelerin proleterleri nitel olarak çok daha gelişkinlerdir bence.20.yy devrimlerine baktığımızda sosyalist devrimin yaşandığı Rusya da işçi sınıfı nicel olarak batıya göre çok daha zayıftı keza Rus kapitalizmi de öyle ancak ekonomik verilerin tersine Rusya işçi sınıfı nitel olarak çok daha gelişkindi batıya göre.Bunun nedeni de emperyalizm dediğimiz olguyla ilişkili içindedir.Emperyalizm olgusunun oluşmasıyla birlikte emperyalist ülkelerin proleterlerinin önemli bir bölümü kendi burjuvazileriyle işbirliği yapmaya başlamış,onlar da burjuvalarının sömürülerinden nemalanmaya başlayıp bir nevi burjuvalaşmış ve emperyalizm mekanizmasının içine batı proleterleri de büyük ölçüde dahil olmuştur.Kapitalizmin az geliştiği ülkelerde ise bu ülkelerin burjuvalarının kendi proleterlerini işbirlikçiliğe sürükleyecek güce sahip olamamaları ve emperyalizmle birlikte sömürüyle,baskının geri ülkeler üzerinde yoğunlaşması az gelişmiş ülkelerin komünist öncülerinin ve proleterlerinin ve köylülerinin daha keskin bir yapıda olmasına yol açmış ve devrimler rusya,çin,küba,vietnam,kore gibi az gelişmiş ülkelerde olmuştur.Dolayısıyla emperyalizm olgusunun ortaya çıkması ve buna bağlı olarak yaşanan pratikler bize göstermiştir ki kapitalizmin gelişmişliği ve işçi sınıfının nitel olarak gelişmişliği arasında birbirini tamamlayan bir yapı yoktur.

Ayrıca Türkiye de solun çok fazla bölünmüşlük içinde bulunmasının ve yeteri kadar güçlü olmamasının nedeni Türkiye kapitalizminin yeterince gelişmemişliği değil,solun kendisine ait bazı öznel hataların ve yanılsamaların,uluslararası alanda yaşanan bir takım gelişmelerle birleşmesidir.




Bence tartışmaya açık bir konu. İşçi sınıfının nitel gelişmesinden anlamamız gereken sınıf bilincine sahip olup olmamasıysa, geri kalmış bir ülkede veya az gelişmiş bir kapitalist ülkedeki işçilerin sınıf bilincine sahip olabileceği çok doğru bir tespit sayılamaz. Örnek olarak fazla uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye'deki işçi sınıfı nitel olarak daha mı ilerde Alman ya da İsveç işçi sınıfından? Bence değil.



Geri kalmış ülkedeki işçi sınıfı ileri kapitalist ülke işçi sınıfından niteliksel olarak daha gerideyse, o zaman Lenin devrimin geri kalmış ülkelerde daha çok gündeme geleceğini söyledi.?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 22.12.2014- 00:22


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış



Ayrıca Türkiye de solun çok fazla bölünmüşlük içinde bulunmasının ve yeteri kadar güçlü olmamasının nedeni Türkiye kapitalizminin yeterince gelişmemişliği değil,solun kendisine ait bazı öznel hataların ve yanılsamaların,uluslararası alanda yaşanan bir takım gelişmelerle birleşmesidir.




Türkiye'de solun çok fazla bölünmüş olmasının nedeni bana göre de işçi sınıfının nicel ya da nitel durumu değildir. Sol örgütlerin parçalanmış olmasının nedeni de bu değildir. Belki etkisi vardır, ama bana göre de nedeni bu   değildir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 22.12.2014- 17:02


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

kapitalizmin yeterince gelişmemiş olması demek, işçi sınıfının nicelik ve nitelik olarak güçlü olmaması demektir. Böyle ülkelerde sosyalizme geçiş kolay değil tabii. Burada var olan, "kapitalizmin daha ömrü var, önce onu yaşayacak, ömrü bitmeden bitmez" mantığı değil, onu yıkacak güç henüz yeterli düzeye gelmemiş olabilir ki, esas sorun burada ve yazıda açılmayan yön bu. Aslında kapitalizmin gelişmediği ülkelerde, sosyalist devrimi yapacak olan hareketin yeterince güçlü olmaması ve sağ ve sol sapmaların yaygınlığını Türkiye'de de rahatça görüyoruz.


Kapitalizmin yeterince yada ileri kapitalist ülkelerde gelişmediği kadar gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfı belki nicel olarak belli ölçülerde zayıf olsa da nitel olarak zayıf olacak diye bir zorunluluk yok.Tam tersine kapitalizmin Avrupa ve ABD'ye göre daha az geliştiği ülkelerin proleterleri nitel olarak çok daha gelişkinlerdir bence.20.yy devrimlerine baktığımızda sosyalist devrimin yaşandığı Rusya da işçi sınıfı nicel olarak batıya göre çok daha zayıftı keza Rus kapitalizmi de öyle ancak ekonomik verilerin tersine Rusya işçi sınıfı nitel olarak çok daha gelişkindi batıya göre.Bunun nedeni de emperyalizm dediğimiz olguyla ilişkili içindedir.Emperyalizm olgusunun oluşmasıyla birlikte emperyalist ülkelerin proleterlerinin önemli bir bölümü kendi burjuvazileriyle işbirliği yapmaya başlamış,onlar da burjuvalarının sömürülerinden nemalanmaya başlayıp bir nevi burjuvalaşmış ve emperyalizm mekanizmasının içine batı proleterleri de büyük ölçüde dahil olmuştur.Kapitalizmin az geliştiği ülkelerde ise bu ülkelerin burjuvalarının kendi proleterlerini işbirlikçiliğe sürükleyecek güce sahip olamamaları ve emperyalizmle birlikte sömürüyle,baskının geri ülkeler üzerinde yoğunlaşması az gelişmiş ülkelerin komünist öncülerinin ve proleterlerinin ve köylülerinin daha keskin bir yapıda olmasına yol açmış ve devrimler rusya,çin,küba,vietnam,kore gibi az gelişmiş ülkelerde olmuştur.Dolayısıyla emperyalizm olgusunun ortaya çıkması ve buna bağlı olarak yaşanan pratikler bize göstermiştir ki kapitalizmin gelişmişliği ve işçi sınıfının nitel olarak gelişmişliği arasında birbirini tamamlayan bir yapı yoktur.

Ayrıca Türkiye de solun çok fazla bölünmüşlük içinde bulunmasının ve yeteri kadar güçlü olmamasının nedeni Türkiye kapitalizminin yeterince gelişmemişliği değil,solun kendisine ait bazı öznel hataların ve yanılsamaların,uluslararası alanda yaşanan bir takım gelişmelerle birleşmesidir.




Bence tartışmaya açık bir konu. İşçi sınıfının nitel gelişmesinden anlamamız gereken sınıf bilincine sahip olup olmamasıysa, geri kalmış bir ülkede veya az gelişmiş bir kapitalist ülkedeki işçilerin sınıf bilincine sahip olabileceği çok doğru bir tespit sayılamaz. Örnek olarak fazla uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye'deki işçi sınıfı nitel olarak daha mı ilerde Alman ya da İsveç işçi sınıfından? Bence değil.


Alman,İsveç yada Fransız işçi sınıfları bugün için Türkiye'nin emekçilerinden daha fazla niteliğe sahip olabilirler ama bu durum onları on yıllardır bir devrimci kalkışmaya götürdü mü? Yada bundan sonra yakın gelecekte devrimci dalgaların buradan başlayacağı beklenebilir mi? Bence cevap hayır.Devrimci dalga Lenin'in bahsettiği gibi kapitalizmin daha az geliştiği,emperyalizmin zayıf halkalarından başlayacak.Bu da bize göstermektedir ki kapitalizmin gelişmişliği ve buna bağlı olarak işçi sınıfının niteliği arasında doğrusal bir ilişki yok.Tersi bir ilişki var.Belli süre aralıklarında batı proleteryası,doğu,afrika yada güney Amerika proleteryasına göre daha nitelikli görülebilir ama zayıf halkaların proleteryası bir kere uyandı mı,bundan sonra durdurmak,batıdaki gibi işbirlikçiliğe,düzen içi mücadeleye sürüklemek mümkün olmayacak ve bu coğrafyalardan devrimci dalga yayılacaktır.Yani zayıf halkaların proleterleri daha nitelikli olduklarını bir kez daha pratikte kanıtlayacaktır.Tıpkı 20.yüzyılda Rusya,Çin,Kore,Vietnam,Küba da olduğu gibi.Nitelikten bahsederken sırf şu ana değil geleceğe,potansiyellere de bakmak lazım.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 22.12.2014- 17:03 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 22.12.2014- 17:07


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

kapitalizmin yeterince gelişmemiş olması demek, işçi sınıfının nicelik ve nitelik olarak güçlü olmaması demektir. Böyle ülkelerde sosyalizme geçiş kolay değil tabii. Burada var olan, "kapitalizmin daha ömrü var, önce onu yaşayacak, ömrü bitmeden bitmez" mantığı değil, onu yıkacak güç henüz yeterli düzeye gelmemiş olabilir ki, esas sorun burada ve yazıda açılmayan yön bu. Aslında kapitalizmin gelişmediği ülkelerde, sosyalist devrimi yapacak olan hareketin yeterince güçlü olmaması ve sağ ve sol sapmaların yaygınlığını Türkiye'de de rahatça görüyoruz.


Kapitalizmin yeterince yada ileri kapitalist ülkelerde gelişmediği kadar gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfı belki nicel olarak belli ölçülerde zayıf olsa da nitel olarak zayıf olacak diye bir zorunluluk yok.Tam tersine kapitalizmin Avrupa ve ABD'ye göre daha az geliştiği ülkelerin proleterleri nitel olarak çok daha gelişkinlerdir bence.20.yy devrimlerine baktığımızda sosyalist devrimin yaşandığı Rusya da işçi sınıfı nicel olarak batıya göre çok daha zayıftı keza Rus kapitalizmi de öyle ancak ekonomik verilerin tersine Rusya işçi sınıfı nitel olarak çok daha gelişkindi batıya göre.Bunun nedeni de emperyalizm dediğimiz olguyla ilişkili içindedir.Emperyalizm olgusunun oluşmasıyla birlikte emperyalist ülkelerin proleterlerinin önemli bir bölümü kendi burjuvazileriyle işbirliği yapmaya başlamış,onlar da burjuvalarının sömürülerinden nemalanmaya başlayıp bir nevi burjuvalaşmış ve emperyalizm mekanizmasının içine batı proleterleri de büyük ölçüde dahil olmuştur.Kapitalizmin az geliştiği ülkelerde ise bu ülkelerin burjuvalarının kendi proleterlerini işbirlikçiliğe sürükleyecek güce sahip olamamaları ve emperyalizmle birlikte sömürüyle,baskının geri ülkeler üzerinde yoğunlaşması az gelişmiş ülkelerin komünist öncülerinin ve proleterlerinin ve köylülerinin daha keskin bir yapıda olmasına yol açmış ve devrimler rusya,çin,küba,vietnam,kore gibi az gelişmiş ülkelerde olmuştur.Dolayısıyla emperyalizm olgusunun ortaya çıkması ve buna bağlı olarak yaşanan pratikler bize göstermiştir ki kapitalizmin gelişmişliği ve işçi sınıfının nitel olarak gelişmişliği arasında birbirini tamamlayan bir yapı yoktur.

Ayrıca Türkiye de solun çok fazla bölünmüşlük içinde bulunmasının ve yeteri kadar güçlü olmamasının nedeni Türkiye kapitalizminin yeterince gelişmemişliği değil,solun kendisine ait bazı öznel hataların ve yanılsamaların,uluslararası alanda yaşanan bir takım gelişmelerle birleşmesidir.




Bence tartışmaya açık bir konu. İşçi sınıfının nitel gelişmesinden anlamamız gereken sınıf bilincine sahip olup olmamasıysa, geri kalmış bir ülkede veya az gelişmiş bir kapitalist ülkedeki işçilerin sınıf bilincine sahip olabileceği çok doğru bir tespit sayılamaz. Örnek olarak fazla uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye'deki işçi sınıfı nitel olarak daha mı ilerde Alman ya da İsveç işçi sınıfından? Bence değil.


Alman,İsveç yada Fransız işçi sınıfları bugün için Türkiye'nin emekçilerinden daha fazla niteliğe sahip olabilirler ama bu durum onları on yıllardır bir devrimci kalkışmaya götürdü mü? Yada bundan sonra yakın gelecekte devrimci dalgaların buradan başlayacağı beklenebilir mi? Bence cevap hayır.Devrimci dalga Lenin'in bahsettiği gibi kapitalizmin daha az geliştiği,emperyalizmin zayıf halkalarından başlayacak.Bu da bize göstermektedir ki kapitalizmin gelişmişliği ve buna bağlı olarak işçi sınıfının niteliği arasında doğrusal bir ilişki yok.Tersi bir ilişki var.Belli süre aralıklarında batı proleteryası,doğu,afrika yada güney Amerika proleteryasına göre daha nitelikli görülebilir ama zayıf halkaların proleteryası bir kere uyandı mı,bundan sonra durdurmak,batıdaki gibi işbirlikçiliğe,düzen içi mücadeleye sürüklemek mümkün olmayacak ve bu coğrafyalardan devrimci dalga yayılacaktır.Yani zayıf halkaların proleterleri daha nitelikli olduklarını bir kez daha pratikte kanıtlayacaktır.Tıpkı 20.yüzyılda Rusya,Çin,Kore,Vietnam,Küba da olduğu gibi.Nitelikten bahsederken sırf şu ana değil geleceğe,potansiyellere de bakmak lazım.



Ayaklanma türü hareketlenmelerin geri kalmış ülkelerde daha çok görülmesi işçi sınıfının nitel bir gelişim içinde olmasıyla ilgili değil. Ayaklanma türü hareketlenmeler sadece işçi sınıfı ile ilgili de değil. Toplumun pek çok katmanı geri kalmışlığın etkisiyle gündelik yaşamını sürdüremez hale geldikleri için tepki koyuyorlar. Emperyalist sömürünün de bunda payı var. Geri kalmış ülkelerde devrim potansiyelinin olmasının nedeni bence bu olgu, yoksa işçi sınıfının bilinçlenmesi değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 22.12.2014- 17:33


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

kapitalizmin yeterince gelişmemiş olması demek, işçi sınıfının nicelik ve nitelik olarak güçlü olmaması demektir. Böyle ülkelerde sosyalizme geçiş kolay değil tabii. Burada var olan, "kapitalizmin daha ömrü var, önce onu yaşayacak, ömrü bitmeden bitmez" mantığı değil, onu yıkacak güç henüz yeterli düzeye gelmemiş olabilir ki, esas sorun burada ve yazıda açılmayan yön bu. Aslında kapitalizmin gelişmediği ülkelerde, sosyalist devrimi yapacak olan hareketin yeterince güçlü olmaması ve sağ ve sol sapmaların yaygınlığını Türkiye'de de rahatça görüyoruz.


Kapitalizmin yeterince yada ileri kapitalist ülkelerde gelişmediği kadar gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfı belki nicel olarak belli ölçülerde zayıf olsa da nitel olarak zayıf olacak diye bir zorunluluk yok.Tam tersine kapitalizmin Avrupa ve ABD'ye göre daha az geliştiği ülkelerin proleterleri nitel olarak çok daha gelişkinlerdir bence.20.yy devrimlerine baktığımızda sosyalist devrimin yaşandığı Rusya da işçi sınıfı nicel olarak batıya göre çok daha zayıftı keza Rus kapitalizmi de öyle ancak ekonomik verilerin tersine Rusya işçi sınıfı nitel olarak çok daha gelişkindi batıya göre.Bunun nedeni de emperyalizm dediğimiz olguyla ilişkili içindedir.Emperyalizm olgusunun oluşmasıyla birlikte emperyalist ülkelerin proleterlerinin önemli bir bölümü kendi burjuvazileriyle işbirliği yapmaya başlamış,onlar da burjuvalarının sömürülerinden nemalanmaya başlayıp bir nevi burjuvalaşmış ve emperyalizm mekanizmasının içine batı proleterleri de büyük ölçüde dahil olmuştur.Kapitalizmin az geliştiği ülkelerde ise bu ülkelerin burjuvalarının kendi proleterlerini işbirlikçiliğe sürükleyecek güce sahip olamamaları ve emperyalizmle birlikte sömürüyle,baskının geri ülkeler üzerinde yoğunlaşması az gelişmiş ülkelerin komünist öncülerinin ve proleterlerinin ve köylülerinin daha keskin bir yapıda olmasına yol açmış ve devrimler rusya,çin,küba,vietnam,kore gibi az gelişmiş ülkelerde olmuştur.Dolayısıyla emperyalizm olgusunun ortaya çıkması ve buna bağlı olarak yaşanan pratikler bize göstermiştir ki kapitalizmin gelişmişliği ve işçi sınıfının nitel olarak gelişmişliği arasında birbirini tamamlayan bir yapı yoktur.

Ayrıca Türkiye de solun çok fazla bölünmüşlük içinde bulunmasının ve yeteri kadar güçlü olmamasının nedeni Türkiye kapitalizminin yeterince gelişmemişliği değil,solun kendisine ait bazı öznel hataların ve yanılsamaların,uluslararası alanda yaşanan bir takım gelişmelerle birleşmesidir.




Bence tartışmaya açık bir konu. İşçi sınıfının nitel gelişmesinden anlamamız gereken sınıf bilincine sahip olup olmamasıysa, geri kalmış bir ülkede veya az gelişmiş bir kapitalist ülkedeki işçilerin sınıf bilincine sahip olabileceği çok doğru bir tespit sayılamaz. Örnek olarak fazla uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye'deki işçi sınıfı nitel olarak daha mı ilerde Alman ya da İsveç işçi sınıfından? Bence değil.


Alman,İsveç yada Fransız işçi sınıfları bugün için Türkiye'nin emekçilerinden daha fazla niteliğe sahip olabilirler ama bu durum onları on yıllardır bir devrimci kalkışmaya götürdü mü? Yada bundan sonra yakın gelecekte devrimci dalgaların buradan başlayacağı beklenebilir mi? Bence cevap hayır.Devrimci dalga Lenin'in bahsettiği gibi kapitalizmin daha az geliştiği,emperyalizmin zayıf halkalarından başlayacak.Bu da bize göstermektedir ki kapitalizmin gelişmişliği ve buna bağlı olarak işçi sınıfının niteliği arasında doğrusal bir ilişki yok.Tersi bir ilişki var.Belli süre aralıklarında batı proleteryası,doğu,afrika yada güney Amerika proleteryasına göre daha nitelikli görülebilir ama zayıf halkaların proleteryası bir kere uyandı mı,bundan sonra durdurmak,batıdaki gibi işbirlikçiliğe,düzen içi mücadeleye sürüklemek mümkün olmayacak ve bu coğrafyalardan devrimci dalga yayılacaktır.Yani zayıf halkaların proleterleri daha nitelikli olduklarını bir kez daha pratikte kanıtlayacaktır.Tıpkı 20.yüzyılda Rusya,Çin,Kore,Vietnam,Küba da olduğu gibi.Nitelikten bahsederken sırf şu ana değil geleceğe,potansiyellere de bakmak lazım.



Ayaklanma türü hareketlenmelerin geri kalmış ülkelerde daha çok görülmesi işçi sınıfının nitel bir gelişim içinde olmasıyla ilgili değil. Ayaklanma türü hareketlenmeler sadece işçi sınıfı ile ilgili de değil. Toplumun pek çok katmanı geri kalmışlığın etkisiyle gündelik yaşamını sürdüremez hale geldikleri için tepki koyuyorlar. Emperyalist sömürünün de bunda payı var. Geri kalmış ülkelerde devrim potansiyelinin olmasının nedeni bence bu olgu, yoksa işçi sınıfının bilinçlenmesi değil.


İşçi sınıfı bilinçlenmeden nasıl bu geri kalmışlığa tepki gösterecek? Sanki bugün ezilen ülkelerde işçi sınıfı çok mu iyi koşullarda da ayaklanmıyor? Bugün de son derece geri koşullarda bir çoğu.Ayrıca varsayalım ki şartlar yaşanamayacak hale geldiğinde ayaklanıyorlar peki herhangi bir bilinç olmadan bu ayaklanmanın devrime gitmesi mümkün mü? Ekonomizm temelli bu ayaklanma bir kaç ekonomik talebin karşılanmasıyla bastırılır ve bu devrimci dalga yutulur.Sizin dediğiniz gibi geri kalmış ülkelerde devrimci potansiyelin daha fazla olmasının nedeni bu ülkelerin proleteryasının batı ülkelerine göre çok daha yoğun bir baskı ve sömürüyle karşı karşıya kalması.Zaten bu durumda bu ülkelerin proleteryasını ve proleteryanın öncü partisini daha uzlaşmaz,radikal ve devrimci yapıyor,bu sayede daha nitelikli oluyorlar.Krizin derinleşmesi ve buna bağlı olarak niteliğin gelişmesi ise devrim dediğimiz olguyu yaratıyor.Yani ekonomik gerilik,emperyalizmin zayıf halkası olma durumu,proleteryanın ve onun öncülerinin niteliğini doğrudan olumlu bir yönde etkiliyor.Ama ileri kapitalist ülke,emperyalizmin güçlü halkalarından biri olma durumu proleteryanın niteliğini doğrudan olumsuz bir şekilde etkiliyor.Dolayısıyla doğunun,afrikanın,güney amerikanın proleterleri batının proleterlerine göre çok daha devrimcidir yani niteliklidir.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 22.12.2014- 17:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.026
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.12.2014- 19:38


Evet, geri kalmış bir ülkede işçi sınıfı ve emekçi kesimlerin daha devrimci bir potansiyele sahip olmasının nedeni batı proletaryasından çok daha fazla baskı ve sömürüyle karşı karşıya bulunmasından kaynaklanmaktadır. ( Bunun nedeni de emperyalizmin kapitalist çelişkileri geri kalmış ülkelere ihraç edebilme olanaklarının olmasıdır.) Ve bu çelişki devrimin batıdan doğuya kaymasına neden olmuştur. Bu tartışmadaki   sisli alan, sanırım, sınıfın bilinçlenmesinden ne anlaşıldığı konusunda ortaya çıkıyor. Önemli bir konu aslında bu. Önemi de devrimin gerçekleşmesi konusundaki başat parametrenin ne olduğu konusunu da anlaşılabilir hale getirebilir.

Şöyle bir örnekten yola çıkalım: sınıfın ve emekçi halkın uykuya yattığı dönemde değil, kitlelerin ayaklandığı ve iktidarı ele geçirmenin eşiğindeki bir devrimci durumda-dönemde bile işçilere, kitle içinde ayaklanmaya katılanlara ''neden iktidarı deviriyorsunuz, neden devrim yapıyorsunuz'' diye sorulduğunda alınacak yanıt ne olur? Ayaklanmaya katılan ve devrimi gerçekleştirmenin eşiğine gelmiş bu kitlelerden '' üretim araçlarının özel mülkiyeti ile üretimin toplumsal niteliği arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak için'' şeklinde bir yanıt alabilir miyiz? Bence mümkün değil. Sınıfın bilinçlenmesiyle kast edilen sınıfın kitlesel olarak tarihsel çıkarlarının farkına varabileceği ise, sınıflı toplumsal yapı içinde böyle bir bilinçlenme olmaz. Ne gelişmiş kapitalist ülkelerde ve ne de geri kalmış ülkelerde böyle bir sınıf bilinci kitlelerde oluşmayacaktır. Hatta eğitim düzeyinin yüksekliği nedeniyle gelişmiş ülke proletaryasında (bu oranda olmasa bile) ''sınıf bilinci'' geri kalmış ülkelerdekinin daha yüksek olabilme olasılığı da vardır. Zaten bu yüzden ''Leninizm olmadan siyasal devrim olmaz'' diyoruz. Çünkü Lenin'in öncü ve örgüt kuramıyla bu açığı kapatabilme olanağımız var. Eğer sınıflı bir toplumda işçi sınıfı kendiliğinden sınıf bilincine kavuşabilme olanağına sahip olsaydı,   o zaman komünist öncüye de pek ihtiyaç olmazdı. Yönetiminde sınıf bilinci kazanmış proleterlerin bulunduğu doğrudan işçi sınıfı partileriyle siyasal devrim amaçlanırdı. Oysa durum hiç böyle değil. Leninist partinin öncülüğünü üstlenenlerin ''sınıf dışından'' olması gerektiğine vurgu bu nedenle yapılıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 25.12.2014- 13:47


Buradan anlaşılması gereken tarihsel ilerlemenin atlanabilir oluşu mudur? Geri kalmış bir ülkede kapitalizm nüve olarak ortaya çıksa bile, gelişmiş işçi sınıfının olmaması devrime engel değildir ifadesi mi? İşçi sınıfının gelişmediği bir ülkede sosyalist devrim yapılamaz mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 25.12.2014- 15:01


Alıntı Çizelgesi: spartakus yazmış

Buradan anlaşılması gereken tarihsel ilerlemenin atlanabilir oluşu mudur? Geri kalmış bir ülkede kapitalizm nüve olarak ortaya çıksa bile, gelişmiş işçi sınıfının olmaması devrime engel değildir ifadesi mi? İşçi sınıfının gelişmediği bir ülkede sosyalist devrim yapılamaz mı?



Neden yapılamasın, kapitalizmin yoksulluğa terk ettiği kitlelerle birlikte iktidar alınabiliyorsa, sosyalizme yönelik bir yürüyüş başlatılabilir. Buna engel bir şey yok. İşçi sınıfının gelişmemiş olması, örgütsüz bir toplum olunduğunu gösterir. Bu durumda iktidarı almak zorlaşır ancak imkansız değildir. İktidar alındıktan sonra ise kamulaştırma yoluyla sosyalist kuruculuk gerçekleştirilir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Marx, tarihsel ilerlemeyi şemalaştırmış mıydı? melnur 1 4078 23.09.2013- 20:35
Konu Klasör Tarihsel materyalizm nedir? melnur 0 7475 03.08.2013- 16:06
Konu Klasör Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm melnur 9 9368 09.09.2013- 12:55
Konu Klasör Liberalizm-AKP ilişkisinin tarihsel serüveni melnur 0 1194 05.05.2020- 09:07
Konu Klasör Yeniden 'tarihsel blok' üzerine melnur 1 2675 09.06.2019- 10:19
Etiketler   Marx,   tarihsel,   ilerlemeyi,   şemalaştırmış,   mıydı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS