Birleşik Haziran Hareketi'nin ilk Türkiye Meclisi toplantısı, forumlardan belirlenen delegelerle, toplandı. İki gün sürecek toplantılar devam ederken BHH'nin parçası olan kurucu üyeler ve çeşitli forum delegeleriyle yaptığımız görüşmeleri soL okurlarıyla paylaşıyoruz. BHH bileşenlerinin çeşitliliğine rağmen ortak dili yakalayabilmesine dair kaygıların azaldığı görüşü ön plana çıkan öğelerden biri olurken en büyük mesafe ise BHH'nin seçim odaklı bir oluşum olarak algılanmasına dönüktü. Katılımcıların önemli kısmı BHH'nin geniş bir muhalefet havuzu olması gerektiği ve bu yüzden de seçim endeksli bir odağa sürüklenmemesi tarafıyken umudun yaratılmış olduğu gözlemi ise neredeyse herkeste hakim olan bir başka görüştü. Aralarında İlhan Cihaner, Hüseyin Aygün, Barış Atay gibi BHH sürecinin önemli unsurlarının da yer aldığı görüşler ise şöyle:
Hüseyin Aygün (BHH Kuruluş Çağrıcısı - CHP Dersim Milletvekili)
Bu toplantıya gelenler çok şey anlatıyor. Özellikle Gezi'deki yolun güçlenmesinde hemfikirler. Bu toplam Gezi'nin öğrettiklerinin BHH'de somutlanmasını istiyorlar. Buna da inanıyorlar. Bu ne demek? Kısaca parlamentodan umudu kesmek demek. Herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi olmamak demek. Benden şu kadar, senden bu kadar kavgasına girmeden bir mücadele örgütü olmak kaygısı gütmekte bu insanlar. Ama bu hareket için şöyle bir tehlike var: seçim hesaplarına boğulmak. İnsanlar daha şimdiden bunun tartışmasını güdüyor. Eğer bu kısır döngünün içerisine girerse BHH, başka bir takım güçlerin yedeklenmesine kadar gider bu yol. Oysa BHH'yi güçlü kılan şey ne CHP ne HDP'ye yedeklenmediği gerçeğidir. Bu çok önemli. Türkiye'de devrimci, demokrat, sol olan yeni bir yol açıldı Gezi'de. Mizahi, eğlenceli, canlı, güçlü, kadının ve çocuğun çok fazla ön planda olduğu güçlü bir yol. Bu yol ülkedeki geleneksel solu da krize soktu. Gezi'den dolayı sarsılan ve yenilenen bir sol var ortada. Bu enerjinin bir yere kanalize edilmesi gerekiyor. İşte BHH bugün burada bunun kararını vermenin peşinde. Bu hareketin partileşmemesi gibi, seçimlere odaklanmaması gibi, tabelalarının, bürolarının olmaması gibi öneriler geldi kürsüden. Bunları çok önemsiyor ve doğru buluyorum. Bu hareket muhalefet odağı olarak yoluna devam etmeli şimdilik. BHH'nin Gezi'fen anlamaya öğrenmeye yatkın bir yanının, yolunun olması gerekiyor. Bunu da er geç başaracağız.
Cennet Burcu Sarı (Mühendis - Samsun Vezirköprü delegesi)
AKP'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana oluşturduğu bir zemin ve taban var. Bugün bu toplantıya gelen yüzlerce insan da benim gibi bu zemin ve tabanın yıkılması için mücadele ediyor. Toplam elli iki ilden temsilcler geldi buraya. Şimdiye kadar bu illerden gelen temsilciler kürsüden kendi özgür ifadeleriyle konuşmalar yapıyorlar. Bu konuşmalardan öne çıkan görüş de yine bu minvalde seyrediyor. Ben bu ortamın çok sağlıklı olduğunu ve önümüzü açacak bir sürecin burada örüldüğünü düşünüyorum.
Şimdiye kadarki süreçte ülkemizdeki gelişmelerin neler olduğunu ve nereye varacağını hepimiz biliyoruz. Buradaki toplamın çok zor koşullar altında belli başlı mücadeleler içerisine girerek AKP'yi yıkacak ve çok daha fazlasını yapacak. Bu umudun yaratılması ve geleceğe devredilmesi beni heyecanlandırıyor.
Serpil Çelenk (soL Portal yazarı)
BHH Türkiye için çok önemli bir hareket. Öyle görünüyor ki AKP'yi devirmek, padişah bozuntusunun sarayını başına yıkmak için Haziran'da ayaklanan halkın örgütlenmesi ve hareketi geçmesi gerekiyordu. BHH yaklaşık iki buçuk aydır bu amaçla forumlar ve meclisler örgütlemeye çalışıyor. Bugün kü toplantı şu anlamda daha da önemli, artık burdaki toplamla birlikte bu niyet gerçek bir yapıya dönüşüyor. Kuruluş aşamasını tamamlıyor. Örgütlenmenin sancılarını yaşıyordu, artık bebeğimiz doğdu ve bu sancılar bitti. Ben açıkçası hem heyecanın hem de siyasi aklın bu güzellikte bir araya gelebileceğini pek düşünmüyordum ama bu kanım burada yıkıldı sevindirici bir şekilde. BHH ülke için, ülkedeki sorunlara bakış için, daha iyiye ve güzele gidecek bir Türkye için nasıl ve neler yapılabileceğini özetleyen bir tablo ortaya çıkardı. Umudum son derece yüksek. İyi ki varız, iyi ki buradayız. Kahrolsun AKP. 'Kralımızın' kaç-ak sarayını başına yıkacağımız günler yakındır!
Buradaki buluşmanın çok verimli ve umut aşılayıcı bir yanı olduğunu düşünüyorum. Umudun var olması tek başına ülkenin bu kadar farklı noktasından buraya kadar gelen bu insanların buradaki varlığıdır. Bu bir çabadır. Son derece değerli bir çabadır. Ben de bu çabaya etrafımızda kimse kalmasa bile sonuna kadar varım. Ben bir iş yapacakken arkamdan kim gelecek diye bakmam, yapılacak mı yapılmayacak mı ona karar veririm. Bu kararı vermiş bir insanın yalnız olmadığını görmesi son derece önemli bir umut kaynağıdır. Burada olmaktan çok mutluyum. Çünkü buradaki toplamın ve havanın ülkenin siyasi geleceğinde çok önemli rol oynayacağını düşünüyorum. Gündem belirleyebilen ve gündemlere değiştirici müdahaleler yapabilen bir oluşumun burada var edildiğini görüyorum. AKP'nin sandıkla gideceğine inanmıyorum ve bu de sokağa, eyleme ve mücadeleye işarettir. Burası onu yapabilecek coşkuyu, heyecanı ve katılımı gösterdi!
Atilla Özdemir (PSAKD Genel Sekreteri - Sancaktepe delegesi)
BHH'nin yapısı ve buraya yansıması geleceğe yönelik bir umut taşıyor. Buradaki toplamda da aydınlar, çeşitli sol özneler, tekil katılan bireyler bu umudu yaratmanın ve taşımanın üzerine buradalar. Toplumsal yaşamın ve eğitim sisteminin gericileşmesinin başta yer aldığı bir dizi soruna yönelik önümüzdeki süreçte yol haritası çizecek ve belirlenimlerde bulunacak yeni yürütmenin seçileceği bir toplamdır. Bu sorunlarla uğraşacak yeni yürütmenin işinin zor olacağını göz önünde bulundurursak bu toplamın da işi hayli zor olacak. Gericiliğe karşı verilecek mücadelenin başlığa alınmasını bu anlamda doğru buluyorum. Yine gençliğimizin uyuşturucudan kurtarılmasına dönük yapılacak merkezi araştırmaların ve çalışmaların doğru olacağını düşünüyorum. Aynı şekilde emeğin sömürülmesinin bir gündem olması gerektiğini düşünüyorum. Aleviler ise bugüne kadar hep bir akımın peşinden gitti. Bu yüzden BHH'nin Alevileri kapsayacak bir yöne girebilmesi için oraya yönelik politika da izlemesi gerekir. BHH olursa Aleviler de olur! Bugün doğru, ısrarlı ve kararlı bir yol izlemek gerekiyor. Bunun yolu da gerek uluslararası güçlerin saldırılarına gerek Kürt hareketinden gelecek basınca gerekse de sermayenin oyunlarına karşı doğru tavırlar alarak bağımsız bir hattın çizilmesinden geçiyor. BHH bunu başarabildiği ölçüde umut taşıyacaktır. Son olarak da seçim başlığının daha altı ay kala BHH'nin gündemine getirilmesini doğru bulmuyorum. Seçimler elbette önemlidir bu ülkede. Fakat böyle yaptığınızda sandığa gitmeyen 17 milyon insanı nereye koyacaksınız? Bir insanın oyuna talip olmak için önce o insanlarla bir araya gelebilmenin yollarını bulmalıyız!
İlhan Cihaner (BHH Kuruluş Çağrıcısı - Denizli Milletvekili)
Bugün burada Türkiye'nin her yerinden gelen binden fazla delegenin katılımıyla aslında şu oluyor, ben varım diyen insanların kendi temsilcilerini göndererek BHH Geçici Yürütmesinden görevin devralınıp kuruluşunun tamamlanması gerçekleşiyor. Bağımsız bir şekilde burada olan binlerce insanın çok önemli işler yapacağının göstergesi ise kürsüdeki konuşmalarıdır. Bugüne kadar tartışma boyutunda ilerleyen bazı şeylerin artık somutlandığı, somutlanmaya çalışıldığı bir yerdir burası. İşin en önemli boyutu ise bir niyet çağrısına cevap vermiş onbinlerin, temsilcileri aracılığıyla, işi pratiğe dökme ve somutlama adımının atılmasıdır. Tarih bize şunu çok iyi gösterdi, somut kazanımlar olmazsa ne kadar görkemli olursa olsun her türlü başlangıç yok olur. Burada bulunan binlerce insan arasında bu kadar gencin var olması son derece önemli bir kazanımdır. Ülkedeki hiçbir siyasi yapının bu kadar fazla genci yok. Bu dinamizmi olduğu yerde bırakmamalıyız. Şehir dışından gelenlerle dayanışma standlarının kurulduğu, toplu otobüs kaldırılması organizasyonuna girişilmeden gençlerimizin ve diğer delegelerimizin burada olması çok önemli kalkış noktalarıdır. Bunun elbette siyasi mecraya yansımaları da olacaktır. Umudu yükseltmenin zamanıdır şimdi!
Barış Atay (Tiyatro sanatçısı)
BHH Geziden sonra oluşan çoksesliliğin yansımasını yapabilecek bir oluşum. Geleceğe bazı çerçevelerden bakarak, yön verecek bir projedir. Bu anlamıyla sokaktan beslenecek ve geçmişi olan bir hareket. Bunu seçim endeksli bir oluşum olarak değerlendirmemek gerekir. Sonuç itibariyle yaşadığımız şu dönemi aşabilecek, alt edebilecek en doğru yol bir halk muhalefetini örgütlemektir. BHH bu muhalefet adayıdır. Güçlü bir adaydır. İçindeki bileşenlerin biraz daha kendi keskinliklerini kenara bırakmasıyla bu hareket daha da genişleyecektir. Peki bu hareket geleceğe güç aktarır mı? Siyaseti belirler mi? Buna şöyle yaklaşmak gerekiyor. Daha kuruluş aşamasında bile iktidar aygıtları tarafından karalanıp saldırıya maruz kaldı BHH. Yani siyaseti belirleme gücü şimdiden vardır. Fakat ilerleyen süreçte nasıl olacağı sorusu ise gidişatta belirlenecek biraz da. Kesinlikle güç ve umut var. Olmaya da devam edecek!
Asiye Beriölcüklü (Ankara Yüzüncü Yıl Çiğdem Delegesi)
BHH Tüm ezilenlerin, sesi kesilenlerin, işçilerin, Gezicilerin sesi olma iddiasıyla burada bulunuyor. Zaman zaman farklı yaklaşımlar sergileniyor ama genel olarak insanlar ve hava ılımlı. Çok net fark edilen bir şey var, buradaki insanlar tüm bu farklılıklara rağmen bir arada olabilmenin sıcaklığını yaşıyorlar. Bir ortaklaşma sorunsalını yavaş yavaş aştığımızı düşünüyorum. Buradaki havanın siyasete çerçeve çizebilmesi için ortadaki ılımlı havanın bir an önce farklılıkları da yok edip asgari müştereklerdeki ortaklaşmayı sağlaması gerekiyor. Bu konuda da hayli yol katedilmiş durumda.
Türkiye sosyalist solunun 80 sonrası için kitleselleşememe gibi bir sorunu olduğu çok açık. Bu sorunun çok nedenli olduğu da ortada. Bu sorunu sadece sol örgütlerin veya partilerin durumları-özellikleriyle sınırlandırmak da doğru değil. Hatta bence parti ve örgütlerin niteliği bu nedenlerin en sonunda yer alıyordur. Başka bir konu ama, sıralarsak eğer 80 öncesindeki partili gelenek ile hareket geleneğinin 80 sonrasına geçişlerinin çok sorunlu olduğunu en başa yazmak gerekir diye düşünüyorum. 80 öncesi koşulların kitleselleşmiş sol tabanda sosyalist bir bilinç yaratamadığını söyleyebilirim. Kitleselleşebilmiştik, sol örgüt ve partiler o dönemde kitleyi mobilize edebilecek güçteydiler. Ama 12 eylül faşizmi o kitleyi yeterli bir sosyalist bilince ulaştıramadan hazırlıksız yakalamıştı. Solun üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül faşizmi, 80 sonrasındaki dağınıklığın en önemli nedeniydi. Sol toparlanmaya çalışırken bunun üstüne reel sosyalizmin çözülüşü geldiğinde, dağınıklığın üzerine yılgınlık, umutsuzluk, döneklik ve sola sağa savrulma da eklendi. Reel sosyalizmin çözülüşü bütün dünyada solu geri çekilmeye zorlarken, bu durum Türkiye'de çok daha fazla etkisini gösterdi. Nedeni buydu. 12 Eylül faşizmiyle yenilgi yaşayan Türkiye solu üzerinde çözülüşün etkisi çok daha büyük oldu. Bu koşullarda ortaya çıkan kürt hareketinin solun bütün kesimleri tarafından desteklenmesinin bir nedeni de buydu. Kürt hareketinin sola alan açabileceği umutları da vardı. Bu da olmadı. Kürt hareketi bir yandan sağa savruldu, hareketin yöntemindeki şiddet giderek her iki ''tarafta'' da milliyetçiliğin artmasına neden oldu. Bu koşulların kitleselleşme konusunda Türkiye solunun önüne büyük engeller çıkardığını söylemek hiç de yanlış bir yorum sayılmamalı. Bu olumsuzluğa AKP gericiliğinin son 12 yıldaki gerici-faşist ideolojisiyle toplumun üzerine bir kabus gibi çöktüğünü de ekleyebiliriz.
Bu olumsuz koşullar sürerken ''beklenilmedik'' olan Haziran Direnişiydi. Türkiye toplumunda kendini özne olarak kabul edenlerin yaşadıkları sorunlar nedeniyle beceremediğini AKP faşizmine karşı kendiliğinden ayaklanan kitlelerin göstermesi sol açısından bir can simidi sayılabilir. Sol Cephe, Birleşik muhalefet hareketi toplumda yeterince karşılık bulmazken, BHH'nin hem üstten ( sol-sosyalist öznelerden) ve hem de alttan ( yüzü sola dönük kesimlerden-kitlelerden) karşılık bulması onu bir umut haline getiriyor. Çünkü hem kitlelerin ve hem de solun böyle bir birlikteliğe ihtiyacı var(dı). Bu yüzden BHH desteklenmelidir. Kendini solda gören herkes tarafından destek görmelidir. BHH sosyalist bir hareket değildir. Bu koşullarda, solun yaşadığı zorluklar ve içinden geçtiği koşullar düşünüldüğünde böyle bir hareketin, böyle bir örgütlenme arayışının sadece ''keskin sosyalist söylemlerle'' gerçekleştirilemeyeceği çok açık. BHH doğru bir kavrayış ve doğru bir yöntemle, doğru ilkeler doğrultusunda en geniş bir toplumsal birlikteliği amaçlamaktadır. AKP gericiliğini başka türlü geriletmenin olanağı olmadığı için, bu toplumda yüzü sola dönük kitlelerin de bir örgütü olduğu ve gerektiğinde sokağa çıkmaktan hiç çekinilmeyeceğini dosta düşmana verilebilmesi için, buralardan devrimci kadrolar çıkartılabilme olanağı olduğu için ve bence en önemlisi, Türkiye solu açısından bu konjöktürde başka hiç bir reçete olmadığı için... BHH bu yüzden destek görmelidir. Ve bu yüzden Türkiye'nin dört bir yanında destek görüyor, ve geniş bir kesime umut veriyor.
Hüseyin Aygün (BHH Kuruluş Çağrıcısı - CHP Dersim Milletvekili)
Bu toplantıya gelenler çok şey anlatıyor. Özellikle Gezi'deki yolun güçlenmesinde hemfikirler. Bu toplam Gezi'nin öğrettiklerinin BHH'de somutlanmasını istiyorlar. Buna da inanıyorlar. Bu ne demek? Kısaca parlamentodan umudu kesmek demek. Herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi olmamak demek. Benden şu kadar, senden bu kadar kavgasına girmeden bir mücadele örgütü olmak kaygısı gütmekte bu insanlar. Ama bu hareket için şöyle bir tehlike var: seçim hesaplarına boğulmak. İnsanlar daha şimdiden bunun tartışmasını güdüyor. Eğer bu kısır döngünün içerisine girerse BHH, başka bir takım güçlerin yedeklenmesine kadar gider bu yol. Oysa BHH'yi güçlü kılan şey ne CHP ne HDP'ye yedeklenmediği gerçeğidir. Bu çok önemli. Türkiye'de devrimci, demokrat, sol olan yeni bir yol açıldı Gezi'de. Mizahi, eğlenceli, canlı, güçlü, kadının ve çocuğun çok fazla ön planda olduğu güçlü bir yol. Bu yol ülkedeki geleneksel solu da krize soktu. Gezi'den dolayı sarsılan ve yenilenen bir sol var ortada. Bu enerjinin bir yere kanalize edilmesi gerekiyor. İşte BHH bugün burada bunun kararını vermenin peşinde. Bu hareketin partileşmemesi gibi, seçimlere odaklanmaması gibi, tabelalarının, bürolarının olmaması gibi öneriler geldi kürsüden. Bunları çok önemsiyor ve doğru buluyorum. Bu hareket muhalefet odağı olarak yoluna devam etmeli şimdilik. BHH'nin Gezi'fen anlamaya öğrenmeye yatkın bir yanının, yolunun olması gerekiyor. Bunu da er geç başaracağız.
Hüseyin Aygün resmen tribünlere oynuyor ve CHP icerisinde gelecek secimlerde adayligini pekistiriyor. Madem BHH'yi güclü kilan ne CHP ne HDP'ye yedeklenmeme gercegi ise neden hala CHP'de milletvekilisiniz, neden istifa edipte bagimsiz olarak parlementoda yerinizi almiyorsunuz? H. Aygün gelecek secimde Tunceli'den asla secilemeyeceginin bilincinde oldugu icin BHH icerisinde calisip onlarin söylemlerini söyleyerek güya o kesimden insanlarin oyuyla CHP'den secilebilmek.
H. Aygün'ün izledigi bu strajeyiyi normal ve dogal karsiliyorum, adamcagiz secilmek icin kendi partisi olan CHP'de etkin rol oynamak istiyor. Anlamadigim bu adamin niyetini BHH icerisindekilerin anlamamalari veya göz yummalari.
Türkiye sosyalist solunun 80 sonrası için kitleselleşememe gibi bir sorunu olduğu çok açık. Bu sorunun çok nedenli olduğu da ortada. Bu sorunu sadece sol örgütlerin veya partilerin durumları-özellikleriyle sınırlandırmak da doğru değil. Hatta bence parti ve örgütlerin niteliği bu nedenlerin en sonunda yer alıyordur. Başka bir konu ama, sıralarsak eğer 80 öncesindeki partili gelenek ile hareket geleneğinin 80 sonrasına geçişlerinin çok sorunlu olduğunu en başa yazmak gerekir diye düşünüyorum. 80 öncesi koşulların kitleselleşmiş sol tabanda sosyalist bir bilinç yaratamadığını söyleyebilirim. Kitleselleşebilmiştik, sol örgüt ve partiler o dönemde kitleyi mobilize edebilecek güçteydiler. Ama 12 eylül faşizmi o kitleyi yeterli bir sosyalist bilince ulaştıramadan hazırlıksız yakalamıştı. Solun üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül faşizmi, 80 sonrasındaki dağınıklığın en önemli nedeniydi. Sol toparlanmaya çalışırken bunun üstüne reel sosyalizmin çözülüşü geldiğinde, dağınıklığın üzerine yılgınlık, umutsuzluk, döneklik ve sola sağa savrulma da eklendi. Reel sosyalizmin çözülüşü bütün dünyada solu geri çekilmeye zorlarken, bu durum Türkiye'de çok daha fazla etkisini gösterdi. Nedeni buydu. 12 Eylül faşizmiyle yenilgi yaşayan Türkiye solu üzerinde çözülüşün etkisi çok daha büyük oldu. Bu koşullarda ortaya çıkan kürt hareketinin solun bütün kesimleri tarafından desteklenmesinin bir nedeni de buydu. Kürt hareketinin sola alan açabileceği umutları da vardı. Bu da olmadı. Kürt hareketi bir yandan sağa savruldu, hareketin yöntemindeki şiddet giderek her iki ''tarafta'' da milliyetçiliğin artmasına neden oldu. Bu koşulların kitleselleşme konusunda Türkiye solunun önüne büyük engeller çıkardığını söylemek hiç de yanlış bir yorum sayılmamalı. Bu olumsuzluğa AKP gericiliğinin son 12 yıldaki gerici-faşist ideolojisiyle toplumun üzerine bir kabus gibi çöktüğünü de ekleyebiliriz.
Bu olumsuz koşullar sürerken ''beklenilmedik'' olan Haziran Direnişiydi. Türkiye toplumunda kendini özne olarak kabul edenlerin yaşadıkları sorunlar nedeniyle beceremediğini AKP faşizmine karşı kendiliğinden ayaklanan kitlelerin göstermesi sol açısından bir can simidi sayılabilir. Sol Cephe, Birleşik muhalefet hareketi toplumda yeterince karşılık bulmazken, BHH'nin hem üstten ( sol-sosyalist öznelerden) ve hem de alttan ( yüzü sola dönük kesimlerden-kitlelerden) karşılık bulması onu bir umut haline getiriyor. Çünkü hem kitlelerin ve hem de solun böyle bir birlikteliğe ihtiyacı var(dı). Bu yüzden BHH desteklenmelidir. Kendini solda gören herkes tarafından destek görmelidir. BHH sosyalist bir hareket değildir. Bu koşullarda, solun yaşadığı zorluklar ve içinden geçtiği koşullar düşünüldüğünde böyle bir hareketin, böyle bir örgütlenme arayışının sadece ''keskin sosyalist söylemlerle'' gerçekleştirilemeyeceği çok açık. BHH doğru bir kavrayış ve doğru bir yöntemle, doğru ilkeler doğrultusunda en geniş bir toplumsal birlikteliği amaçlamaktadır. AKP gericiliğini başka türlü geriletmenin olanağı olmadığı için, bu toplumda yüzü sola dönük kitlelerin de bir örgütü olduğu ve gerektiğinde sokağa çıkmaktan hiç çekinilmeyeceğini dosta düşmana verilebilmesi için, buralardan devrimci kadrolar çıkartılabilme olanağı olduğu için ve bence en önemlisi, Türkiye solu açısından bu konjöktürde başka hiç bir reçete olmadığı için... BHH bu yüzden destek görmelidir. Ve bu yüzden Türkiye'nin dört bir yanında destek görüyor, ve geniş bir kesime umut veriyor.
BHH'ye tepki ve eleştiri kürt hareketinin kuyruğuna yapışanlardan geliyor. Bu kişiler artık iyice koptular. Solcu olduklarını söylüyorlar, solun atmaya çalıştığı her adıma da karşı çıkıyorlar. Bunu yaparken alternatif de getirmiyorlar. Varsa yoksa kuyrukçuluk, varsa yoksa kürt siyasal hareketi. Solun çabalarını sosyalist olmamakla eleştiren bu kişilerin kürt siyasalından başka hiç bir şeyi görmemeleri ne kadar samimiyetsiz olduklarını göstermektedir. BHH'yi sosyalist olmamakla eleştirenler hiç olmazsa sosyalist bir birliği savunsalar kendileriyle daha tutarlı davranmış olmazlar mı? Bu adamlar gerçekten komedi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
