Küba'da devrim bir grup gerillanın denizden karaya ayak basmasıyla başladı. Doğrudan silahlı mücadele ile faşist diktatörü iktidardan alaşağı ettiler. Paris komününde barikat savaşları vardı. Köylü Rusya bu işi ayaklanmalarla halletti. Bugünün Türkiye'sinde daha farklı olacak. Bunun bir reçetesi yok. Bu kadar farklı fraksiyonun olması da zaten bu konudaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Erkan Baş'ın yazısında KP'ye karşı bir ''dokundurma'' da var. Daha fazla sokağa çıkıp, her türlü muhalif hareketlere katılarak dahil olmayı, ve benim anladığım bu yolla partiyi büyütmeye çalışıyorlar. Bunu söylüyor. Siyasetin aynı zamanda bir ''güç'' işi olduğunun altını çizerken de bunu kastediyor. Türkiye sosyalist solunun güç haline gelmesi için partinin sadece öncü güç olma iddiası taşımasının yeterli olmadığını, doğrudan bir güç haline gelmesi gerektiğini söylüyor. Bu gücün de CHP'ye veya kürt hareketine karışarak değil, sokakta muhalefete karışarak oradan devrimci kadrolar çıkartarak gerçekleştirilebileceğini vurguluyor. HTKP'ye gittiniz mi hiç bilmiyorum, gerçekten de bu konuda çok etkinler. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Umarım haklı çıkarlar.
HTKP bana göre KP'den daha doğru bir tespitte bulunuyor, daha sağlam bir duruş sergiliyor. Türkiye Haziran direnişini yaşadıktan sonra sosyalistler bu yeni koşullara göre kendilerini yeniden yapılandırmalı. Daha fazla sokakta görülmeli, daha fazla sokak muhalefetine katılmalı ve daha fazla ittifaklar içinde yer almalı. KP bu konuda daha durağan bir siyaseti tercih ediyor. Haziran olmamış gibi davranıyor. Faşizmin ayak seslerinin sokakta duyulur hale geldiğini görmemeye çalışıyor. Faşizm sokağa inmiştir. İki gündür Cumhuriyet'e yapılan baskılar bunun sonucu. Her yerde birbirinden kopuk işçi direnişleri var. Halkımız kamucu bir anlayışla doğanın ve çevrenin yıkımına karşı direniyor. Sosyalist bir parti buna kayıtsız kalmamalı. HTKP kayıtsız kalmayacağını ve daha etkin bir muhalefet yürüteceğini deklare ediyor. Siz de hakkını vermişsiniz, bu konuda HTKP'de büyük bir hareketlilik ve canlılık var. Sosyalist solda daha etkin bir güç olmaya çalışıyor. Bu konuda HTKP'nin KP'ye göre bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Kim haklı çıkarsa çıksın sonuçta komünistler kazanacaktır.
Küba'da devrim bir grup gerillanın denizden karaya ayak basmasıyla başladı. Doğrudan silahlı mücadele ile faşist diktatörü iktidardan alaşağı ettiler. Paris komününde barikat savaşları vardı. Köylü Rusya bu işi ayaklanmalarla halletti. Bugünün Türkiye'sinde daha farklı olacak. Bunun bir reçetesi yok. Bu kadar farklı fraksiyonun olması da zaten bu konudaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Erkan Baş'ın yazısında KP'ye karşı bir ''dokundurma'' da var. Daha fazla sokağa çıkıp, her türlü muhalif hareketlere katılarak dahil olmayı, ve benim anladığım bu yolla partiyi büyütmeye çalışıyorlar. Bunu söylüyor. Siyasetin aynı zamanda bir ''güç'' işi olduğunun altını çizerken de bunu kastediyor. Türkiye sosyalist solunun güç haline gelmesi için partinin sadece öncü güç olma iddiası taşımasının yeterli olmadığını, doğrudan bir güç haline gelmesi gerektiğini söylüyor. Bu gücün de CHP'ye veya kürt hareketine karışarak değil, sokakta muhalefete karışarak oradan devrimci kadrolar çıkartarak gerçekleştirilebileceğini vurguluyor. HTKP'ye gittiniz mi hiç bilmiyorum, gerçekten de bu konuda çok etkinler. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Umarım haklı çıkarlar.
HTKP bana göre KP'den daha doğru bir tespitte bulunuyor, daha sağlam bir duruş sergiliyor. Türkiye Haziran direnişini yaşadıktan sonra sosyalistler bu yeni koşullara göre kendilerini yeniden yapılandırmalı. Daha fazla sokakta görülmeli, daha fazla sokak muhalefetine katılmalı ve daha fazla ittifaklar içinde yer almalı. KP bu konuda daha durağan bir siyaseti tercih ediyor. Haziran olmamış gibi davranıyor. Faşizmin ayak seslerinin sokakta duyulur hale geldiğini görmemeye çalışıyor. Faşizm sokağa inmiştir. İki gündür Cumhuriyet'e yapılan baskılar bunun sonucu. Her yerde birbirinden kopuk işçi direnişleri var. Halkımız kamucu bir anlayışla doğanın ve çevrenin yıkımına karşı direniyor. Sosyalist bir parti buna kayıtsız kalmamalı. HTKP kayıtsız kalmayacağını ve daha etkin bir muhalefet yürüteceğini deklare ediyor. Siz de hakkını vermişsiniz, bu konuda HTKP'de büyük bir hareketlilik ve canlılık var. Sosyalist solda daha etkin bir güç olmaya çalışıyor. Bu konuda HTKP'nin KP'ye göre bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Kim haklı çıkarsa çıksın sonuçta komünistler kazanacaktır.
İttifaklara katılmak gerekiyorsa, HDK'ya katılmaya sıcak bakar mısın?
Küba'da devrim bir grup gerillanın denizden karaya ayak basmasıyla başladı. Doğrudan silahlı mücadele ile faşist diktatörü iktidardan alaşağı ettiler. Paris komününde barikat savaşları vardı. Köylü Rusya bu işi ayaklanmalarla halletti. Bugünün Türkiye'sinde daha farklı olacak. Bunun bir reçetesi yok. Bu kadar farklı fraksiyonun olması da zaten bu konudaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Erkan Baş'ın yazısında KP'ye karşı bir ''dokundurma'' da var. Daha fazla sokağa çıkıp, her türlü muhalif hareketlere katılarak dahil olmayı, ve benim anladığım bu yolla partiyi büyütmeye çalışıyorlar. Bunu söylüyor. Siyasetin aynı zamanda bir ''güç'' işi olduğunun altını çizerken de bunu kastediyor. Türkiye sosyalist solunun güç haline gelmesi için partinin sadece öncü güç olma iddiası taşımasının yeterli olmadığını, doğrudan bir güç haline gelmesi gerektiğini söylüyor. Bu gücün de CHP'ye veya kürt hareketine karışarak değil, sokakta muhalefete karışarak oradan devrimci kadrolar çıkartarak gerçekleştirilebileceğini vurguluyor. HTKP'ye gittiniz mi hiç bilmiyorum, gerçekten de bu konuda çok etkinler. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Umarım haklı çıkarlar.
HTKP bana göre KP'den daha doğru bir tespitte bulunuyor, daha sağlam bir duruş sergiliyor. Türkiye Haziran direnişini yaşadıktan sonra sosyalistler bu yeni koşullara göre kendilerini yeniden yapılandırmalı. Daha fazla sokakta görülmeli, daha fazla sokak muhalefetine katılmalı ve daha fazla ittifaklar içinde yer almalı. KP bu konuda daha durağan bir siyaseti tercih ediyor. Haziran olmamış gibi davranıyor. Faşizmin ayak seslerinin sokakta duyulur hale geldiğini görmemeye çalışıyor. Faşizm sokağa inmiştir. İki gündür Cumhuriyet'e yapılan baskılar bunun sonucu. Her yerde birbirinden kopuk işçi direnişleri var. Halkımız kamucu bir anlayışla doğanın ve çevrenin yıkımına karşı direniyor. Sosyalist bir parti buna kayıtsız kalmamalı. HTKP kayıtsız kalmayacağını ve daha etkin bir muhalefet yürüteceğini deklare ediyor. Siz de hakkını vermişsiniz, bu konuda HTKP'de büyük bir hareketlilik ve canlılık var. Sosyalist solda daha etkin bir güç olmaya çalışıyor. Bu konuda HTKP'nin KP'ye göre bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Kim haklı çıkarsa çıksın sonuçta komünistler kazanacaktır.
İttifaklara katılmak gerekiyorsa, HDK'ya katılmaya sıcak bakar mısın?
Kürt hareketiyle dayanışmadan yanayım. Sosyalist partiler güçlü bir özne olmadan kürt hareketinin içine girmemeli. Kürt halkının demokratik haklarının elde edilmesi konusunda her türlü dayanışmaya girilebilir bu konuda harekete destek de verilebilir. Ancak HDK'ya girilmesi taraftarı değilim. HTKP'nin de böyle düşündüğünü düşünüyorum.
Küba'da devrim bir grup gerillanın denizden karaya ayak basmasıyla başladı. Doğrudan silahlı mücadele ile faşist diktatörü iktidardan alaşağı ettiler. Paris komününde barikat savaşları vardı. Köylü Rusya bu işi ayaklanmalarla halletti. Bugünün Türkiye'sinde daha farklı olacak. Bunun bir reçetesi yok. Bu kadar farklı fraksiyonun olması da zaten bu konudaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Erkan Baş'ın yazısında KP'ye karşı bir ''dokundurma'' da var. Daha fazla sokağa çıkıp, her türlü muhalif hareketlere katılarak dahil olmayı, ve benim anladığım bu yolla partiyi büyütmeye çalışıyorlar. Bunu söylüyor. Siyasetin aynı zamanda bir ''güç'' işi olduğunun altını çizerken de bunu kastediyor. Türkiye sosyalist solunun güç haline gelmesi için partinin sadece öncü güç olma iddiası taşımasının yeterli olmadığını, doğrudan bir güç haline gelmesi gerektiğini söylüyor. Bu gücün de CHP'ye veya kürt hareketine karışarak değil, sokakta muhalefete karışarak oradan devrimci kadrolar çıkartarak gerçekleştirilebileceğini vurguluyor. HTKP'ye gittiniz mi hiç bilmiyorum, gerçekten de bu konuda çok etkinler. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Umarım haklı çıkarlar.
HTKP bana göre KP'den daha doğru bir tespitte bulunuyor, daha sağlam bir duruş sergiliyor. Türkiye Haziran direnişini yaşadıktan sonra sosyalistler bu yeni koşullara göre kendilerini yeniden yapılandırmalı. Daha fazla sokakta görülmeli, daha fazla sokak muhalefetine katılmalı ve daha fazla ittifaklar içinde yer almalı. KP bu konuda daha durağan bir siyaseti tercih ediyor. Haziran olmamış gibi davranıyor. Faşizmin ayak seslerinin sokakta duyulur hale geldiğini görmemeye çalışıyor. Faşizm sokağa inmiştir. İki gündür Cumhuriyet'e yapılan baskılar bunun sonucu. Her yerde birbirinden kopuk işçi direnişleri var. Halkımız kamucu bir anlayışla doğanın ve çevrenin yıkımına karşı direniyor. Sosyalist bir parti buna kayıtsız kalmamalı. HTKP kayıtsız kalmayacağını ve daha etkin bir muhalefet yürüteceğini deklare ediyor. Siz de hakkını vermişsiniz, bu konuda HTKP'de büyük bir hareketlilik ve canlılık var. Sosyalist solda daha etkin bir güç olmaya çalışıyor. Bu konuda HTKP'nin KP'ye göre bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Kim haklı çıkarsa çıksın sonuçta komünistler kazanacaktır.
İttifaklara katılmak gerekiyorsa, HDK'ya katılmaya sıcak bakar mısın?
Kürt hareketiyle dayanışmadan yanayım. Sosyalist partiler güçlü bir özne olmadan kürt hareketinin içine girmemeli. Kürt halkının demokratik haklarının elde edilmesi konusunda her türlü dayanışmaya girilebilir bu konuda harekete destek de verilebilir. Ancak HDK'ya girilmesi taraftarı değilim. HTKP'nin de böyle düşündüğünü düşünüyorum.
Bu söylediklerin TKP zamanında da savunuluyordu, şimdi KP tarafından da savunuluyor. Bu konuda HTKP ile KP arasında bir fark mı görüyorsun? KP ile HTKP kürt sorununda farklı yerde durmuyorlar.
HTKP daha sıcak ilişkiden yana. Kürt sorununa bakışta genel olarak TKP çizgisini koruyor. Ancak kürt hareketi ile ya da sokakta ortaya çıkan her türlü halk hareketiyle daha yakın temas etmeyi yeğliyor. KP bu konuda daha mesafeli duruyor. TKP'nin Haziran öncesindeki duruşunu muhafaza ediyor. Fark burada.
bedrettin, TKP'ye de KP'ye de haksızlık yapıyorsun. Yazdıklarını okuyunca aralarında hiç fark gözükmüyor. Örgütlenme konusunda KP HTKP'den daha ince eleyip sık dokuyor. Fark var diyorsan, bence fark burada. Tartışılacaksa bu konu tartışılmalı. Hangisinin doğru olduğuna sen karar ver.
bedrettin, TKP'ye de KP'ye de haksızlık yapıyorsun. Yazdıklarını okuyunca aralarında hiç fark gözükmüyor. Örgütlenme konusunda KP HTKP'den daha ince eleyip sık dokuyor. Fark var diyorsan, bence fark burada. Tartışılacaksa bu konu tartışılmalı. Hangisinin doğru olduğuna sen karar ver.
Umut, benim eleştirim Haziran'dan sonra hiç bir şeyin aynı olmayacağı konusundaki tespitten kaynaklanıyor. TKP de bu tespiti yapmıştı. Anlaşmazlık da bu konuda ortaya çıktı. HTKP yöneticileri hiç bir şey aynı olmayacaksa sokaktaki muhalefetle biraraya gelmemiz gerektiğini söyledi. KP bu konuda daha ihtiyatlıydı. Ve farklı açıklamalarına rağmen haziran öncesindeki duruşunda büyük değişiklik olmayacağını söyledi. Aralarında böyle bir fark var. İdeolojik açıdan bir fark yok.
bedrettin, TKP'ye de KP'ye de haksızlık yapıyorsun. Yazdıklarını okuyunca aralarında hiç fark gözükmüyor. Örgütlenme konusunda KP HTKP'den daha ince eleyip sık dokuyor. Fark var diyorsan, bence fark burada. Tartışılacaksa bu konu tartışılmalı. Hangisinin doğru olduğuna sen karar ver.
Umut, benim eleştirim Haziran'dan sonra hiç bir şeyin aynı olmayacağı konusundaki tespitten kaynaklanıyor. TKP de bu tespiti yapmıştı. Anlaşmazlık da bu konuda ortaya çıktı. HTKP yöneticileri hiç bir şey aynı olmayacaksa sokaktaki muhalefetle biraraya gelmemiz gerektiğini söyledi. KP bu konuda daha ihtiyatlıydı. Ve farklı açıklamalarına rağmen haziran öncesindeki duruşunda büyük değişiklik olmayacağını söyledi. Aralarında böyle bir fark var. İdeolojik açıdan bir fark yok.
Bu kadar kusur için mi TKP'yi böldünüz Değer miydi? Sanki TKP sokağa çıkmayan bir partiydi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
Değer miydi? Sanki TKP sokağa çıkmayan bir partiydi.
