SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 19.03.2015- 06:53


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

..............................

Zaten gücünüz olmadığı için parlementoyu ciddiye almıyorsunuz, seçimleri ciddiye almıyorsunuz, aynen   ete erişemeyen kedinin mındar demesi gibi bir davranış içerisindesiniz.

..............................




Bugün Türkiye'de emekçi halk kitleleri parlamentodan da, seçimlerden de birşey beklemiyor.   Namuslu bir anket yapılsa ve halka "parlamentodan sorunlarınızın çözümünü bekliyor musunuz" sorusu yöneltilse, seçimlerde oy verenlerin büyük çoğunluğu, ki buna AKP'ye oy verenler de dahil, "hayır beklemiyorum" der.

Yalnız bu kadar da değil tabii. İnsanlara kendi seçim bölgesinin, kendi oy verdiği partinin milletvekillerinin, hepsinin değil, birkaçının adını söylemesini isteyin, büyük çoğunluk birkaç ad bile sayamaz.

Size böyle sayısız örnek verebilirim.

Yani sizin eriştiğiniz ve mundar değil dediğiniz et (lafın doğrusu et değil ciğer olacak) böyle bir et işte. Ye yiyebildiğin kadar. Biz sosyalistler bunu yemek istemiyoruz.

Hangi verilere ve araştırmalara dayanarak Türkiye'de emekçi halk kitlelerinin parlementodanda, seçimlerden de bir şey beklemediğini söyleyebiliyorsun? Söylediğin doğruysa neden o bahsettiğin halk hala seçimlerde oy sandığına gidiyor?
Böyle bir bilgiye sahip olduğuna göre halk parlemonto ve seçim yerine neyden sorunlarına   çözüm beklentisi olduğunuda biliyorsundur.
Kendi niyet okumalarını değil araştırma sonuçlarını buraya getir.




Bu niyet okuma filan değildir. Benim anket şirketim yok. Zaten anket yapsam da, havuz medyası, satılık medya yayınlamaz bunu. Halkın içinde olan, halkın nabzını tutan herkes bunu rahatlıkla görebilir. Zaten zaman zaman bazı anketlerde "en güvendiğiniz kurum" diye soruyorlar, meclis asla ilk sıralarda çıkmıyor. Son yıllarda seçimlerde hiçbir coşku da yok, katılmayan da çok. Ben son 50 yılın tüm seçimlerini az veya çok anımsıyorum, halkın hiç bu denli ilgisiz olduğunu görmedim, üstelik bu ilgisizlik giderek de artıyor. Halkı zorla sandığa götürüyorlar. Oy atmayana para cezası da var. Daha neyi tartışıyorsunuz?

Hani desenki son 50 yılın veya son yıllarda seçimlere katılım oranı o kadar düşükki, halk gerçekten senin iddia ettiğin gibi parlementodan ve seçimden bir şeyler beklemesin. Madem halk bu kadar açık bir şekilde parlementoya ve seçimlere güvensizliğini beyan ediyor seçime katılmadığı için vereceği cezadan çekinmemesi gerekli. Bir kere ceza verir ama sonunda seçimlere katılmayarak parlementonun ve seçimlerin   geçersizliğini sağlar. Niyet okumuyorsan gerçeklerle alakası olmayan iddiada bulunuyorsun.
Diğer taraftan halkın parlemento ve seçimden bir beklentileri yoksa neyden bir beklentileri var? Bu soruma değinmemisin. Evet halk kendisine nasıl bir alternatif üretmiş?



Bazı şeyleri biraz da sezgisel olarak görmek başkadır, onun nasıl düzeltileceğini bilmek ve daha sonra da onu düzeltmek için gerekeni yapmak başkadır. Toplumsal bakımdan bu bilinç düzeyi ile ilgilidir öncelikle, ikinci aşama ise örgütlülük gerektirir.

Bireysel bakımdan bile, çoğu kez işin yanlışlığını, mesela bir ilişkinizin sakatlığını hissedersiniz, görürsünüz ama onu nasıl düzelteceğinizi bilemezsiniz veya bir adım ötesi onu nasıl düzelteceğinizi de görmeye başlarsınız ama bunu yapmak için gerekli adımları atacak cesaretiniz yoktur. Kaldı ki toplumsal olaylar, bireysel olaylardan daha karmaşıktır.

Bırakın insanların doğru dürüst eğitim almadığı, siyasal sistemin ne olduğunu kavramak bir yana, doğru düzgün okuma yazma bile bilmediği, üstüne üstlük korkunç bir siyasi baskı altında ezildiği geri kalmış ülkeleri, göreceli olarak daha gelişmiş, eğitim düzeyi daha yüksek ve göreceli olarak demokrasinin hakim olduğu ülkelerde bile, halk düzeni değiştirme iradesini gösterebiliyor mu?

Halk kitleleri alternatifleri kendi kendine üretemez. Örgütlülük bunun için gereklidir. Örgütlülük derken yalnızca siyasi partileri de anlamayın. Bunun içinde derneği de var, sendikası da, kitle örgütleri, STK'lar da. Geri kalmış ülkelerde bu örgütlülük var mı? Bu işler kendi kendine olmaz.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Akıl,   defteri
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS