SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.043
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.05.2024- 09:21


Resim Ekleme
''Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeble Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz.''

Savunmasında böyle söylüyordu Deniz. 20'li yaşlardaydı henüz. Arkadaşlarıyla birlikte omuzlarına   kaldıramayacakları bir sorumluluk yüklemişlerdi. O mücadelenin ölümle sonuçlanacağını biliyorlardı.

İdam edildiler. Hiç kimseyi öldürmemişlerdi, oysa. Askerlerle çatışmaya girmek zorunda kaldıklarında   ''ya başlarının üzerine ateş ederdim, ya da ayaklarının dibine'' diyordu. Asker elbisesi giymiş o yoksul gençlere   kurşun sıkmayı aklının ucuna bile getirmemişti.

''Ölüm hiç ürkütücü değil.'' diyordu.

''Ölümle burun buruna gelmedikçe, yani ölüm, karşında somutlaşmadıkça, ölüme pek aldırmıyorsun. Hem de hiç aldırmıyorsun. Takmıyorsun ölümü.''

''Ama ölümle karşı karşıya kalınca, o zaman. İşte o zaman, garip bir hüzün başlıyor. Böyle bir duyguyla ilk ne zaman karşılaştım, biliyor musun? Garip, hüzün yüklü bir korkuydu. Yusuf vurulunca yaşadım bu karmaşık duyguyu.''

''Evet, idama gidiyor bu işin sonu. Bunu biliyorsun. Yakalandığın andan sonra bunu hep biliyorsun. Sonu idama gidiyor bu işin. Hele hücreye kapatılıp da, düşünme rahatlığına erince. Bildiğin tek şey var. İdam Ölüm.''


Deniz gecenin kör karanlığında Gemerek'de, pusuya düşürüldüğünde, bir tarlada, bir çukurun içindedir.

''Tarla. Vıcık vıcık bir çamur. Bir yandan da aralıksız yağmur yağıyor, sulusepken. Parkamın başlığını başıma geçiriyorum. Ellerim üşüyor. Hava buz gibi. Bir çukurun içindeyim. Çepeçevre sarmışlar. Çukurun dibinde kar var. Altım kar, üstüm sulusepken yağmur ve mermiler. Yattığım yerden yukarıyı gözlüyorum, çukurun üstünü. Ara sıra doğrulup, başımı çukurdan yavaşça çıkarıyorum, bir el ateş ediyorum boşluğa, öldürmeye atmıyorum ama.''

''İşte orada ölümü düşündüm bak.
Ölüm ürkütücü gelmiyor insana. Ama insan ölümü kabullenemiyor. Kesin bir gerçek bu.''


Çok şey geçiriyor aklından Deniz. Bilimi, örnekse. İki yüz yıl üç yüz yıl sonra dünyanın nasıl olacağını....

''İnsanlığın geleceğini; ve senin o günleri göremeyeceğini düşünüyorsun; insanı hüzünlendiriyor bu. Bir yanda güzel, eşsiz bir gelecek, bir yanda o güzelim günleri göremeyeceğin duygusu.''

O çamur çukurunda ve başının üzerinden mermiler geçip giderken, çocukluğu da geçiyor gözlerinin önünden.

''Bahçeli bir evimiz vardı. Çiçekler doluydu bahçemiz. Onların, o çiçeklerin arasında koşup oynayışım. Sonra gözümün önünden gelp geçen şeyler arasında ansızın, bir sevgili. Çok buruk bir duygu bu. Kızın gülüşü, oturuşu, düşünüşü.   ...öylesine canlı ki. Dipdiri. Karşımda sanki. Renkli bir film gibi. Sen o durumdayken, o anda, onun evinde oluşu, belki de neşeli oluşu, gülüyor oluşu...''

İdam ettiler Denizi. Daha 20'li yaşlardaydı ve hiç kimseyi öldürmemişti. Ülkesini sevmek, ülkesinin bağımsızlığını istemek ve halkının çok daha güzel bir hayatı yaşama hakkı olduğuna inanmak ve bu uğurda mücadele etmekten başka hiçbir ''suçu'' bulunmuyordu.

Kıydılar ona.
Sadece Deniz'i değil, Hüseyin'i, Yusuf'u da değil; yüzlerce 68'liyi kırdılar ve ölümden geçirdiler. Deniz'in sözü ile ''yahu bu çocuklar aşık bile olamadılar.''

Bilinmeli ve hiç unutulmamalı, bugün ülkenin başına çöreklenen karanlığın yolu böyle döşendi; bu günlere böyle geldik. O avluda Deniz, Hüseyin ve Yusuf için kurulan darağacı sadece o gençler ve sadece 68'liler için değildi. O acmasızlık, o nefret ve o ölümler daha sevdalık bile yaşayamadan ölümü tattırdığımız o gençler bu günün karanlıklarına ışık olmasınlar diyedir.


NOT: Alıntılar, Deniz Gezmiş'in SAVUNMAsından ve Erdal Öz'ün Cem Yayınlarından çıkan Deniz Gezmiş Anlatıyor adlı eserindendir.






Bu ileti en son melnur tarafından 07.05.2024- 14:59 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Demirtaş’tan “Hakan Fidan’dan Öcalan teklifi” açıklaması: Oyunun parçası olamazdım... melnur 1 653 08.12.2022- 08:51
Konu Klasör Sabahattin Ali'ye saygıyla... melnur 4 3844 15.04.2021- 05:39
Konu Klasör Bugün 10 Kasım, Sevgi ve Saygıyla... melnur 8 1990 10.11.2023- 06:20
Konu Klasör Marksizm'i aşıyoruz! melnur 2 2448 24.10.2019- 10:59
Konu Klasör Neden kitle kazanamıyoruz, sorun ne? melnur 3 566 18.06.2023- 09:53
Etiketler   Üç,   fidanı,   saygıyla,   anıyoruz.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS