SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Barış üzerine acı yazılar-1           (gösterim sayısı: 2.670)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 15.01.2016- 12:52


Barış üzerine acı yazılar-1
Zahit ATAM


1950’li yıllarda dünya genelinde ilk kez barış derneklerinin örgütlenmesi başladı. Onun öncesinde ise Nüremberg   Duruşmasında saptanan işlenmiş suçlardan birisi de Barışa Karşı İşlenen Suçlar idi.

Türkiye’de toplum huzuru ve barışa karşı en büyük suç örgütü hangisi?

PKK’mı? değil.

Dev-Sol mu? değil.

Şimdinin alametifarikası IŞİD ve onun bu topraklardaki destekçileri mi? değil.

Peki, kim? Onu söylemek suç.

Ama bu suça karşı sessiz kalmak da suç, ama bunun için sizi kimse cezalandırmaz, çünkü bu insanlık suçu ve dünyayı da insanlık yönetmiyor.

Bir de vicdan suçu, bir de dinsel bir suç, ama sonuçta manevi üstünlük aşamalarında ‘Barışa’ karşı işlenen suçu görmezden gelen hiçbir aşama yok.

Türkiye’de şu anda varolan siyasi iktidarın politikası net olarak bir devlet politikası değil, geleneksel olarak devletin işleyişi, savundukları ve bekası için bunların yapılması gerekmiyor, hatta tam tersinin yapılması gerekiyor.

PKK, bölücü örgüt müdür?

Net olarak söylüyorum, PKK Türkiye Cumhuriyeti için uzun süredir çok işlevli bir örgüt ve hatta gerçek anlamda gittikçe daha fazla Misak-ı Millici olmuş durumdalar. Kürtlere sorarsanız, Türkiye’den toprak istemek, ayrı bir devlet istemek vs. gibi uçuk kaçık ve olmayacak şeyler istemiyorlar. Tam aksine, siyasallaşmış Kürtlerin talebi daha çok, Türkiye’deki Kürtler yetmez, en uygun koşullarda, diğer üç ülkedeki Kürtler ve onların yaşadıkları yerlerde Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarına eklenmeli diyorlar.

İşte ilk Misak-ı Milli sınırına en yakın siyasal talep bugün bu.

İkinci olarak PKK, Türk askerini öldürüyor, Türk polisini öldürüyor mu?

Kedinin üzerine giderseniz, ilk önce siner, sonra da pençe atar!

Eğer tarihsel ve toplumsal olarak bakarsanız, PKK ruhsal olarak bir çöküş içinde ve bu çok uzun süredir yaşanıyor.

Bırakın mücadeleyi yoğunlaştırmayı, PKK ideolojik siyasal propaganda yapacak halde bile değil. Gerçek bu, hayatlarından bezmişler, geleceğe dair hiçbir umutları yok. Gidecekleri bir yer de yok.

Unutmayın Frantz Fanon’un şu mükemmel sözünü : “Umut, Zaferden daha değerlidir.”

Tükenmişler ve siyasal/ideolojik önderlik yapacak halleri, kurumları ve beyin işlevi görecek yönetici-savaşçı kişileri yok.

Bu örgütün yapısı gereği entelektüel performansı pek yoksuldu, ardından ruhsal enerjisi de tükendi.

Nihai aşamada ise Kürtlerin çoğu canından bezmiş durumda: bunca ölüm, bunca yoksulluk, bunca gayrı-nizami harp, bu insanlarda o kadar derin bir travma yarattı ki, insan olarak ciddi bir tükenme yaşıyorlar.

Bu koşullar altında, PKK’yı terörist ilan edip, baş tehlike olarak gösterip, yüzbinlerce Kürdün fiili olarak sokağa çıkma yasağı altında, günlerce, haftalarca bodruma hapsetmek hiç de akıl kârı değil.

Gerçek şu: Gerçek bir Kemalist’in PKK’nın Türkiye’yi böleceği gibi bir korkusunun hiçbir nesnel temeli yok. Örgüte karşı atılan nutukların çoğu saçma, maç bitmiş, adamlar evine gitmek istiyor, onun ötesi saçma.

PKK, uzun süredir Türkiye Cumhuriyeti için bir tehdit değildir, ne niyet olarak, ne mücadele hattı olarak, ne psikolojik olarak, ne örgütsel olarak…

Bir de şunu unutmayın: 1870 yılında Prusya-Fransa savaşı oldu. Fransa ağır yenilgi aldı. Paris Komünü kuruldu. Sonra Prusyalıların yardımı ile Fransızlar Paris Komünü kanlı şekilde bastırdılar. Prusya’nın bu aşırı yenilgisi için Marx’ın diyalektik yorumu şu oldu:

AŞIRI GALİBİYET YENİ SAVAŞLARIN HABERCİSİ, ESKİ DÜŞMANLIKLARI DİRİ TUTUN BİR AYMAZLIKTIR…

Marx bunu 1871 yılında yazdı, 1914-1918, sonra o barışı yok eden nefret dolu barış anlaşması, 1939-45, sonrasında ise Fransa’nın bulduğu çözüm Ekonomik İşbirliğini artırmak, yoksa bir başka savaştan kaçınmanın çok etkin yolu yoktu.

Bugün AŞIRI ZAFER HAYALİ KURANLAR, GELECEKTEKİ NEFRET DOLU DÜŞMANLIKLARIN TOHUMUNU ATMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY ELDE EDEMEZLER…

TÜRKİYE’DE TEHDİT ALTINDA OLAN MİSAK-I MİLLİ DEĞİLDİR. AKSİNE TÜRKİYE’DE YAŞANAN MODERNLEŞME SÜRECİNİN BUGÜN TARİHİ TERSİNE ÇEVİRMEK İSTEYENLER TARAFINDAN SALDIRIYA UĞRAMASIDIR.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Aysel Tekerek'in bir yazısı üzerine... melnur 0 216 14.10.2023- 20:35
Konu Klasör Yine bir Aydemir Güler yazısı üzerine... melnur 0 117 03.02.2024- 07:51
Konu Klasör Kemal Okuyan'ın,''Türkiye ve Sosyalist Devrim: Bir Hayalin mi Peşindeyiz? yazısı üzerine... melnur 1 255 12.11.2023- 15:32
Konu Klasör Hüseyin Aygün: "Hala tek gündem Apo, Apo yazık çok yazık" melnur 1 2061 05.12.2020- 08:30
Konu Klasör Barışın muhatabı Öcalan'mış! melnur 1 2733 14.05.2019- 04:39
Etiketler   Barış,   üzerine,   acı,   yazılar-1
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS