SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kavramlar hangi dilden?/Aydemir Güler           (gösterim sayısı: 3.151)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.020
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 17.01.2014- 13:32


Kavramlar hangi dilden?/Aydemir Güler

Milliyetçilik ve ulusçuluk sözcüklerinin, Türkçeye kavram ithal ettiğimiz Batı dillerinde farkı yok. Ama biliyoruz ki, bu ikisi, kendilerinden daha güçlü bir olguyu ifade eden emperyalizmle ilişkilerinde ayrışırlar.

Milliyetçilik, Türk milliyetçiliğinin, Osmanlı coğrafyasını paylaşan emperyalizme tepki gösterdiği kısa mücadele yılları dışında, emperyalizme demagojik bağımlılıktır. “En bi” milliyetçilerin yuvalandığı istihbarat teşkilatında maaşı Amerikalılar öder. Faşist komandocuklar CIA’de eğitilir. Milliyetçi darbeciler “bizim çocuklar”dır.

Ulusçuluk, o kısa periyotta, kemalizmde kendine tarihsel kaynak arar. Ama asıl neo-liberal küreselleşme çağında emperyalizmin bağımlı ülkelerin varlığını bir kez daha reddetmesi direnç anlamına gelir.

Direnç özgün değil evrensel. Ama buradan bir yeni kuruluş çıkıp çıkmayacağının yanıtı değişir. Latin Amerika örnekleri yeniden kuruluş seçeneğini gündemde tutuyor.

Emperyalistlerin, paramparça etmeyi arzuladıkları ama bunun mümkün olmadığı iri ülkeler var. O kadar iriler ki, onları mazlum saymak zorlaşıyor. Kendileri de, emperyalist olma hayali kuruyorlar. Başlarını Rusya ve Çin çekiyor.

Bizim ulusalcılık da bir direnç. Milliyetçilikten ne denli ayrıştığı tartışmalı. En azından Ergenekon senaryosunda aynı pakete sokulma saçmalığını geri püskürtemediler.

Bizimkiler, tarihsel referansları Kemalizmi güncelleyememişler ve kendilerini güdükleştirmişlerdir. Örnek: Atatürk’ün aydınlanma harekatını devletten aşağı doğru tasarlamasının pratik rasyonalitesi, yani kendince olanağı vardı. Çünkü bu harekat iktidardaydı.

Değilseniz, halkçılaşmak zorundasınız. Radikal bir değişimdir. Türkiye’de burjuva siyaseti hiç bu kadar radikal olmadı. Keskin manevralar, sert çıkışlar solcu işidir.

Ulusalcılar yapamadılar. İktidarın tepesinden reform tasarlamak ile aydınlanmacı bir muhalefet örgütlemek farklı. Bizde emperyalist basınca gösterilen ulusalcı tepki bir halk direnişine dönüşmedi. Latin Amerika’dan farkımız orada.

Madem öyle, kavram ithal ettiğimiz Batı’da olmayan bir ayrıma daha işaret edebiliriz. Popülizm ile halkçılık çoktandır farklı anlamlarda kullanılan kavramlar; ve bizim kalkıp, demagojiyle, sahtecilikle, kamusal kaynakların burjuvalara peşkeş çekilmesiyle özdeşleşmiş popülizm sözcüğünü, içerdiği “halk” kökünün yüzü suyu hürmetine aklamamız söz konusu olamaz.

Biz halkçıyız.

Halk kategorisinin içine kim girer peki? Biz, solcular, halkçıysak eğer, kimi alırız sevdamızın alanına, kimi sokmayız eşikten içeri?

Halk terimini sınırları belli, iyi tanımlanmış bir kavram haline getirmeyi herhangi bir dilde beceren duymadım. Eşyanın tabiatına aykırı.

Halk sadece işçi sınıfı veya emekçilerden ibaret olsaydı, ne gerek kalırdı ki kendisine? Hayır, halk sınırları konjonktüre göre esnek, ama her zaman olumlu anlamlarla yüklenmiş, tereddütsüz “bizim insanımız” diyeceğimiz güçleri içerir. Bugün bizim halkımız aydındır, emeğiyle ve onuruyla geçinir, özgürlüğüne düşkün ve cesurdur, kızlı-erkeklidir, yobazdan, namussuzdan nefret eder, yalanı ayıplar, eğlencelidir... Yaygın biçimde örgütsüzdür ama örgüt düşmanlığıyla işi olmaz.

En önemlisi, halk, örgütlü solcu için örgütleyeceği bir nesneden ibaret değildir.

En güzel yanı da buradadır: Halk ve halkçılık doğruda durmanın referansıdır. Sol siyasete ayar verirler.

Şimdi, halkta, halkçılıkta pusula bulamayanlar, Haziran Direnişi hiç olmamış gibi, tercihlerini, iki halk düşmanı akım, gericiliğin cemaati ile gericiliğin partisi arasında kullanıyorlar.

Popülizm demagoglara kalsın. Bizim tercihimiz bir an tereddüt etmeksizin halkımızdır. Bunu beceremeyenler halkçılık kapısından içeri adım atamaz.

* * *

Salı sabahı sevgili Halet Çambel için üniversitede tören yapıldı. İmam kökenli biri, başka ne bilsinler, her faninin ölümlü olduğunu hatırlattı. Arada soyadını yanlış söyleyip duran “memurlar” da vardı. Elbette çok doğru ve güzel şey de söylendi. Herkes seviyordu Halet hanımı. Renkli törendi anlayacağınız. Tek şey eksik kaldı. Kimse “sevdalınız komünisttir” demedi.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/aydemir-guler/kavramlar-hangi-dilden-86081



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hangi Türkiye Hangi Ütopya: Kapitalist? Sosyalist? melnur 0 4642 05.10.2013- 18:00
Konu Klasör Evrimsel Kavramlar melnur 0 2318 31.08.2013- 22:47
Konu Klasör Vahdettin hangi camileri yıktı hangi camileri sattı NOLAN 0 5395 04.02.2014- 01:07
Konu Klasör Kelimeler çöplüğü ve kavramlar sözlüğü dayanışma 0 3844 07.12.2015- 11:43
Konu Klasör Hangi Kürtler, hangi sol? dayanışma 1 4236 31.08.2014- 23:05
Etiketler   Kavramlar,   hangi,   dildenAydemir,   Güler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS