SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Siyasetin ABC’si           (gösterim sayısı: 2.942)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: toplumcu
Konu Tarihi: 27.02.2014- 21:17


Siyasetin ABC’si
Metin Çulhaoğlu

17 Aralık’tan 24 Şubat’a kadar uzanan zaman diliminde durum şöyle görünüyordu:

Erdoğan, 17 Aralık’a direnecekti; 30 Mart’a odaklanacak, bu seçimlerde anketlerin işaret ettiği “başarıyı” yakalayınca da gücünü ve alternatifsizliğini cümle âleme ilan edecekti…

Bu arada elbette başka alanlarda da boş durmayacaktı. HSYK’sıyla, MİT’iyle, iletişim alanındaki düzenlemeleriyle vb. hükümet-devlet özdeşleşmesinde çok daha ileri adımlar atacaktı. Ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşam üzerinde “kaçakları” asgariye indiren bir denetim kuracaktı…

Derken 24 Şubat olayı patladı…

İlk soru şu: “Fail” kim?

Failin, metafizik çağrışımlardan arındırılması kaydıyla bir “üst akıl” olduğu söylenebilir. Kendi başına bağımsız bir özne olmayıp hassas operasyonlar için görevlendirilen (ya da ittirilen) Cemaat’ in de duhul olduğu bir akıldır. Erdoğan’ın üzerini bir süredir çizmiş olan dışarıdaki ve içerideki güç odaklarından oluşmaktadır. Öyle “lobi”, “diaspora” falan değildir, uluslararası kapitalizmin güç merkezleri ve onların tetikçileridir.

İkinci soru: Neden?

Birincisi: “Üst akıl”, Erdoğan’ın şiddetle direneceğini anlamıştır. Abdullah Gül, “AKP içi huzursuzlar” gibi potansiyel aktörlerin Erdoğan’a şöyle ya da böyle biat ettiklerini; parlamentodaki muhalefetin de sünepeliğini görmüş, “hadi ne duruyorsunuz” aşısı yapma gereğini duymuştur.

İkincisi: “Üst akıl” Erdoğan’ın her şeye rağmen 30 Mart seçimlerinden başarı denebilecek sonuçlarla çıkabileceğini de görmüştür. Görmüştür ve “daha aşağılara çekici” bir hamle gerektiğini düşünmüştür.

Üçüncüsü: “Üst akıl”, AKP’deki üç dönem sınırının Erdoğan’ın siyasal hesaplarıyla kaldırılabileceği sinyallerini almış, böyle bir ihtimale karşı Erdoğan’ı iyice bitirmek üzere harekete geçmiştir.

Dördüncüsü: “Üst akıl”, özellikle Haziran Direnişini dikkate alarak AKP ve Erdoğan karşıtı toplumsal muhalefetin hiç istenmeyen, apayrı bir cephe olarak güçlenebileceğini sezmiş, böyle bir gelişime meydan vermemek üzere düzen içi muhalefeti canlandırıp harekete geçirecek yeni bir operasyona gerek duymuştur.

Bu sonuncusu özellikle önemlidir: Haziran olmasaydı, belki Türkiye’ye özgü bir “turuncu devrim” bile gündeme getirilebilirdi…

* * *

Siyasette saflaşma ve cepheleşmelerin üç ayrı odak üzerinden yürümesi ancak kısa bir süre için mümkün olabilir.

Günümüze bakalım:

Eğer Erdoğan’ın Türkiye’de kalıp kendi çevresi ve destekleyicileriyle direnmeye devam edeceğini varsayarsak, bir cephe budur (A).

Direnen Erdoğan’a “üst akıl” doğrultusunda, doğrudan onun güdümünde ya da etkisinde, bu akıl tarafından tasarlanan projeler çerçevesinde muhalefet edecekler ikinci cephede yer alacaktır (B).

Bir de, ikirciksiz AKP iktidarı-Erdoğan karşıtlığına rağmen ülkelerinin geleceğini emperyalist odaklara, artık AKP’leşmiş siyasetlere, büyük sermaye çevrelerine, cemaatlere, kısacası düzen içi unsurlara teslim etmeyecek olanlar vardır: Üçüncü cephe (C).

Gelgelelim, az önce de söylendiği gibi siyasette üçlü cepheleşme ilanihaye süremez: Bir yerde, bir uğrakta sayı ikiye inecektir…

Bu saatten sonra, (C) ne kadar güçlenirse güçlensin (A) ile (B)’nin kaynaşarak yeniden tek cephede buluşması mümkün değildir.

Ancak, (B)’nin (C)’yi kenarlarından tırtıklaması, birtakım illüzyonlara sürüklemesi, yolundan saptırması, pasifize etmesi vb. mümkündür.

Tehlikeli bir ihtimaldir ve (A)’ya karşı sergilenen direncin (B)’nin içinde erimeye karşı da gösterilmesi gerekir.

Bu durumda en iyisi, (A)’nın bir an önce devreden çıkması, çıkarılmasıdır.

Çıksın, çıkarılsın ki cephe sayısı olması gerektiği gibi ikiye insin.

* * *

Bitirirken bir not: 30 Mart’tan sonra (normal koşullarda) bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi vardır ve belirli durumlarda (B)’nin (C)’yi “yeme” operasyonunun önemli uğraklarından biri olma ihtimali vardır.

sol



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Burjuva Siyasetin Büyüsü Ve... dayanışma 0 3098 03.04.2015- 11:22
Konu Klasör CHP özelinde siyasetin ahvali... melnur 0 228 08.07.2023- 07:26
Konu Klasör Siyasetin ‘maddesi’- Haluk Yurtsever melnur 0 2651 03.01.2018- 10:07
Konu Klasör Tarihsel kavşakta siyasetin dört yolu umut 0 3990 18.05.2014- 14:20
Konu Klasör Önder İşleyen: ''Toplum bu siyasetin sınırlarına hapsolmayacak'' melnur 0 188 25.09.2023- 08:15
Etiketler   Siyasetin,   ABC’si
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS