SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Gecikmiş Haziran Mektupları           (gösterim sayısı: 3.850)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.022
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 31.08.2013- 16:09



Resim Ekleme

"Diğerleri dedim de... Çoktunuz, çok fazlaydınız. Umulmadık kadar hem... Ama kimse bu kalabalığı yadırgamadı. İlginç olan, herkesin her şeye hazır olmasıydı. Milyonlar her gün sokağa, barikata çıkıyormuş da bütün olup bitenler kanıksanmış gibiydi."

Kemal Okuyan

Gecikmiş Haziran Mektupları-1


Mayıs'ın son akşamı "vakit tamam" dedin, sokağa çıktın. Düşünmedin, tartmadın, öfkeni yüreğine yerleştirdin, aklını başına topladın, dikildin karşısına zorbanın. Panik yok, hezeyan yok... Ne sende ne diğerlerinde.

Diğerleri dedim de... Çoktunuz, çok fazlaydınız. Umulmadık kadar hem... Ama kimse bu kalabalığı yadırgamadı. İlginç olan, herkesin her şeye hazır olmasıydı. Milyonlar her gün sokağa, barikata çıkıyormuş da bütün olup bitenler kanıksanmış gibiydi.

Siyaseten örgütlü olan bizim gibiler epey şaşırdı. Kalabalığa, çoğaldıkça azalması beklenir aklın korunmasına...

Sen, sizler şaşırmadınız. İnsanlık tarihinin en vakur halk hareketlerinden birini yarattınız.

Herkes sizin için bir şey dedi. "Tuzu kuruların hareketi" demeye getirdi biri, "hükümet istifa" sloganının harekete sonradan katılan birilerince dayatıldığını iddia etti bir diğeri. "Ergenekoncu bunlar" en güzeliydi! Daha tuhafı, elinizdeki ay yıldızlı, Mustafa Kemalli bayrakları toplamaya kalkıp "bunlarla yürüyemezsiniz" diye buyuranlardı. Oralı bile olmadınız, müdahale edenleri kenarda bırakıp yolunuza devam ettiniz...

Hiç düşündünüz mü?

Bu çocukça tepkinin, hatta açık konuşayım, kinin nedeni ne ola?

Uzun konular bunlar, hem de çok uzun. Ama hiç değilse elindeki bayrağın zorla alınmaya çalışılmasıyla insanlara aynı bayrağın zorla taşıtılması, onun bir baskı aracına dönüştürülmesinin aynı kapıya çıktığını ve ne kadar zalimce olduğunu anlamışsındır.

Lafı nereye getireceğimi de hissettin herhalde.

Haziran'da lümpenliği bastırdınız, öfkenizi Tayyip'e odakladınız, aydınlık ve bağımsız bir Türkiye özlemini haykırdınız. Milliyetçilik, Kürt düşmanlığı pek az hissedildi. Lice'de de saldırınca diktatörün polisi, Gezi'yle Lice'nin bağlanmasına, (biliyorsundur, solcuların, sosyalistlerin, komünistlerin işiydi bu) ses etmedin. Bundan "halkların kardeşliği meselesi halloldu", "çözüm sürecini halk destekliyor" sonucu çıkaranlara sinirlendin ama bunu belli etmemeye çalıştın. Çoğunluk böyle yaptı zaten.

Öte yandan...

Şimdi tam fırsatı be kardeşim. Kürtlerin yaşadığı çileyi, bir insanın anadiline konan yasağın korkunçluğunu, polisin-askerin yıllardır nasıl bir zorbalıkla Kürt yoksulunun üzerine çullandığını anlamanın tam fırsatı.

"Ama onlar ülkeyi bölmek istiyorlar" itirazını duyar gibiyim. Böldürtmeyelim. Bunun birlikte yaşamaktan geçtiğini unutmadan...

"AKP ile ittifak yapıyorlar" "ABD'nin maşası bunlar..."

Güzel. Buradan başlayalım işte. Bir halkı, bir ulusu topyekun yaftalamak ne kadar saçma! ABD maşası Türk görmüşsündür muhakkak. Üstelik çok var onlardan.

Sanırım geçmişi biraz olsun unutmak gerekecek. Geleceği kurarken dönüp yeniden ve cesaretle bakabilmek için... Hem görmüyor musun? Evet AKP ile ABD ile meselelerini çözmek isteyenler var Kürtler arasında ama olmuyor, çözemiyorlar işte.

Olmuyorsa...

Ortak düşman, ortaklaştırır. Kürt kardeşlerimize "biz de bu ülkede özgür değiliz, bu ülkede kimse için eşitlik yok" diyoruz her fırsatta. Diyoruz demesine ama her şeyin bu kadar basit olmadığını da biliyoruz. Basit olan şu: Türkiye eşitlikçi ve özgürlükçü bir ülke olacaksa, orada Kürtler de kendini eşit ve özgür hissedecek!

Emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadele bu ülkede yaşayan herkesi birleştirir.

Haziran Direnişi'ne, sana kuşkuyla baktılar doğru...Açığı hoşlanmadılar da bu işten. Ama Türkiye'nin askerden, polisten, gericiden ibaret olmadığını da gördüler. Bu, birlikte yaşam kurmanın ilk adımı olabilir.

Siz isterseniz olur. Siz isterseniz emperyalizmin, cemaatlerin açtığı yolda ısrar edenlerle hesaplaşmak da kolaylaşır.

Siz büyük iş başardınız kardeşim, gerisi gelecek kuşkumuz yok.

Siz ve biz...

Sanırım sıra buna açıklık getirmede...Sizden ve bizden söz etmede...

Yarın. O zamana kadar hoşça kalasın.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/gecikmis-haziran-mektuplari-1-78878




Bu ileti en son melnur tarafından 31.08.2013- 16:16 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.022
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.09.2013- 15:10


Gecikmiş Haziran mektupları (2)

Kemal Okuyan


Haziran'da hep birlikteydik. Sonra birileri bizi "siz ve biz" yapmaya karar verdi. Diktatörün "masum çevrecilere sözüm yok" demesinden söz etmiyorum. Onun lafının hükmü bulunmuyor gayri.

Örgütlülerle örgütsüzler ayrımına ne diyorsun? Rahatsız olduğunu biliyorum ilk günlerde. "Biz burada herhangi bir parti için ya da bir partinin kararıyla bulunmuyoruz"   diye düşündün büyük olasılık. Rahatsızlığını paylaşanlar da vardı, başka türlü düşünen de. "Sol partiler asıl böyle bir hareketin aktif unsuru haline gelmezlerse yanlış yapmış olurlar" diyene rastlamışsındır.

Sonra bu konuyu birileri özellikle kaşıdı. Liberal gazetelerde işlendi, "halkın eylemini çalmak isteyenler"den söz ediyorlardı. İşi o noktaya taşımadın, zaten herkes diktatöre karşı bütün olanakların seferber edilmesi gerektiğini biliyordu. Sokakta, meydanda, barikatta siz-biz kalmadı, herkes birbirinin yol arkadaşlığına sahip çıktı.

Ama biliyorsun ki, Haziran Direnişi siz ve biz meselesini çözemedi. Çünkü halkımız büyük oranda örgütsüz. Örgütsüzlüğü bir yana, çok büyük bir bölümü oy verdiği partiye bile inanmıyor. Bir de örgütlüler var, siyasi parti ya da hareketlerde çalışmalarını yürütenler...

Hiç düşündün mü, "örgütsüzlük neden propaganda ediliyor bu kadar" diye?

Halkın iradesine gölge düşmesin, birtakım partiler yönlendirmeye kalkmasın düşüncesindesin. Bir yandan da "bir şeyler yapmak gerek"   diyorsun.

Siyasi partiler programı eylemi, kadroları ortada olan oluşumlar. Hepsi aynı kefeye konamaz ama insanlar neyi söylediklerine ve ne yaptıklarına bakarak siyasi partilere ilişkin tutum alabilirler.

Örgütsüz bir halkın birlik içinde, kararlı ve etkili olabileceği inancının karşılığı olduğunu bir an için kabul edelim.

Siyasi partiler kenara çekildiğinde halkı kendisiyle baş başa kaldığı nereden çıkıyor ki? Diğer örgütsel biçimleri de bir kenara koyalım, dernekleri, sendikaları... Görünür olmayan, bunun avantajlarını kullanan yapılar ne olacak? Vakıflar, istihbarat örgütleri, halk temsilcisi gibi hareket eden örtülü unsurlar? Partilerin kimliği, görüşü bellidir, sorumluları da...

Siyasi aidiyet, adres gösteren bayrak ve flamaların taşınmasının böyle bir yararı yok mu sence? Provokatörün işi zorlaşır, düzen ve disiplin sağlanır, kararlılık artar.

Zaten bir noktadan sonra örgütlü kesimlerin varlığının seni rahatlattığını da biliyorum.

Ama son tahlilde siz ve biz olarak kalmaya devam ediyoruz.

Haziran Direnişi'nde sokağa dökülen kitle, bu ülkenin gelecekte de göreceği en kalabalık kitle. Şimdilik sonuç alınmamasının çok nedeni var ama bir neden de örgütsüzlük değil mi?

Bir dizi seçenek var. Bu seçenekleri Haziran günlerinde yakından gördün, tanıdın, test ettin. Kafana en çok yatana omuz vermenin zamanı gelmedi mi?

Unutma, senin örgütsüzlüğüne övgü yağdıranlar, örgütlü insanlardır. "Biz'den farkları açık, dürüst ve samimi olmamalarıdır. Senin örgütsüzlüğünden nemalanmakta, seni asıl onlar istismar etmektedir.

İyisi mi, sen bu işi bir düşün

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/gecikmis-haziran-mektuplari-2-78920




Bu ileti en son melnur tarafından 01.09.2013- 15:13 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Flaubert’in mektuplarında “1848 Devrimi, Paris Komünü ve Sınıflar” melnur 0 1928 17.08.2019- 09:11
Konu Klasör 7 Haziran’da +1 olan, 8 Haziran’a -1 olarak girer umut 0 3388 04.06.2015- 11:21
Konu Klasör Haziran’dan sonra Haziran denizcan 2 3138 06.07.2015- 08:36
Konu Klasör İki Haziran umut 0 3799 24.05.2014- 22:13
Konu Klasör 15-16 Haziran'da ne oldu? melnur 7 2460 17.06.2022- 05:09
Etiketler   Gecikmiş,   Haziran,   Mektupları
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS