SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 00:10


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

böyle bakarsan ortada hitap edeceğin kitle kalır mı alişan. düşünmeden konuşuyorsun.

nasıl yani, biraz açıklık getirirmisniz söyleminize?
Bakış açımın neresi yanlış? Bir insan 12 Eylül faşizmini desteklerken veya sesini çıkartmazken nden şimdi geçmişini masaya yatırmadan faşizme karşı olduğunu kabul ettirsin?
Yoksa size göre "iyi ve kötü faşızimmi" var?



faşizme karşı emekli albaylar da mücadele eder sözünden, 12 eylül faşizminin destekleyenlere mesaj gönderildiğini nasıl çıkartıyorsun? faşizme karşı mısın değil misin? karşıyım ve mücadele etmek istiyorum diyenlere neden karşı çıkasın?

yura konuları bilerekmi böyle rayından çıkartıyorsun veya gerçektende yazılanlarımı anlamıyorsun tam olarak kestiremiyorum.
Faşizme karşıyım diyenler olarak tanımladıkların emekli albaylar.
1. Bu albaylar faşizmi yenimi keşfettiler?
2. Bu albaylar 12 Eylül faşizmine neden karşı çıkmadılar? Veya çıktılarda bizmi bilmiyoruz?
3. Bu albaylar e zaman kendilerini 12 Eylül faşist cuntasından ve yapanlardan soyutladılar?
Bu soruların cevabını verebilirsen en azından konuyu rayından çıkartmadan tartışmış oluruz.



12 Eylül'ün üzerinden 34 yıl geçti. O zaman ki albayların birçoğu şimdi emeklidir, şimdi ki albayların ise birçoğu ya o zaman çocuktu yada yeni doğmuştu. Dolayısıyla bu albaylar neden 12 Eylül'e karşı çıkmadılar demek gerçekçi değil. Şunu diyebilirsin; TSK bu darbeyle hesaplaşmadı, 12 Eylül'cü zihniyetten tam anlamıyla kendini soyutlamadı. Buna çok fazla itirazım olmaz. Zaten TSK'nın yapısı gereği böyle bir şey mümkün değil. Ancak bu durum TSK'nın şu anda içinde hiç yurtsever veya sosyalist bireyler yok anlamına gelmez. Verilecek antiemperyalist, antikapitalist savaşımda askeriyenin içindeki bu kişiler tabi ki devrim saflarına katılmaya çağrılacak yada güçlü bir devrim hareketi tabi ki ordunun üzerinde etkin olmaya çalışacak. İktidarın namlunun ucunda olduğunu bilen herkes bu gerekliliği kabul eder.

Ben onu bunu bilmem, anti-faşist olan çıkar söyler, 12 Eylülle hesaplaşan veya hesaplaşmak isteyende çıkar mertce gerekçelerini söyler. Yoksa niyet okuyarak bir yerlere varılmaz. Açıkca 12 Eylülü ret etmeyen, hesaplaşmayan,...... benim için asla anti-faşist olamaz. Diğer taftan emekli albaylardan bahsediyoruz. Onlar büyük ihtimalle 12 Eylül döneminde küçük rütbeli subaylardı, tabiiki hepsi için konuşmuyorum ama olanları vardı.
Siz bana şu emekli albay anti-faşist diyebilirmisiniz? O emekli albay neler yapmış faşizme karşı?


Ordunun içindeki yurtsever veya sosyalist subaylar tabi ki bulundukları kurumun yapısını gözeterek hareket etmek durumundalar. Hatta bunlar çıkıp sizin dediğiniz gibi konuşmalar yapacak olsa bilakis siviller engellemeli onları. Açık cepheleşme ancak bir devrimci durum da olabilir, şu anda böyle bir şey mümkün değil.

Metin Çulhaoğlu'nun yazısındaki ''emekli albaylar'' deyimine gelirsek; burada demek istediği ordunun içinde de emekli veya değil bir takım dinamikler olduğu, bunların AKP karşıtı oldukları, yurtseverlik ve laiklik konusunda duyarlı oldukları ve bu kesimlerin dışlanmaması gerektiği bilakis mücadele cephesine katılmalarının gerekliliği. Burada dikkat edersen önderlik atfetmiyor, mücadele cephesine çağırıyor bu nokta önemli. Bu dinamiği sırf neden ''12 Eylül'ü açıktan eleştirmiyor'' diye dışlamak doğru değil. Bazısı bulundukları konum gereği, bazısı da askerlikten gelme muhafazakarlığından ötürü bunu yapmıyor olabilir Ancak bu öncelik meselesi değil. Sonuçta zihinsel anlamda 12 Eylül'cü olsalar yurtsever ve aydınlanmacı muhtevada ki bir cepheye katılmazlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 00:37


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

böyle bakarsan ortada hitap edeceğin kitle kalır mı alişan. düşünmeden konuşuyorsun.

nasıl yani, biraz açıklık getirirmisniz söyleminize?
Bakış açımın neresi yanlış? Bir insan 12 Eylül faşizmini desteklerken veya sesini çıkartmazken nden şimdi geçmişini masaya yatırmadan faşizme karşı olduğunu kabul ettirsin?
Yoksa size göre "iyi ve kötü faşızimmi" var?



faşizme karşı emekli albaylar da mücadele eder sözünden, 12 eylül faşizminin destekleyenlere mesaj gönderildiğini nasıl çıkartıyorsun? faşizme karşı mısın değil misin? karşıyım ve mücadele etmek istiyorum diyenlere neden karşı çıkasın?

yura konuları bilerekmi böyle rayından çıkartıyorsun veya gerçektende yazılanlarımı anlamıyorsun tam olarak kestiremiyorum.
Faşizme karşıyım diyenler olarak tanımladıkların emekli albaylar.
1. Bu albaylar faşizmi yenimi keşfettiler?
2. Bu albaylar 12 Eylül faşizmine neden karşı çıkmadılar? Veya çıktılarda bizmi bilmiyoruz?
3. Bu albaylar e zaman kendilerini 12 Eylül faşist cuntasından ve yapanlardan soyutladılar?
Bu soruların cevabını verebilirsen en azından konuyu rayından çıkartmadan tartışmış oluruz.



12 Eylül'ün üzerinden 34 yıl geçti. O zaman ki albayların birçoğu şimdi emeklidir, şimdi ki albayların ise birçoğu ya o zaman çocuktu yada yeni doğmuştu. Dolayısıyla bu albaylar neden 12 Eylül'e karşı çıkmadılar demek gerçekçi değil. Şunu diyebilirsin; TSK bu darbeyle hesaplaşmadı, 12 Eylül'cü zihniyetten tam anlamıyla kendini soyutlamadı. Buna çok fazla itirazım olmaz. Zaten TSK'nın yapısı gereği böyle bir şey mümkün değil. Ancak bu durum TSK'nın şu anda içinde hiç yurtsever veya sosyalist bireyler yok anlamına gelmez. Verilecek antiemperyalist, antikapitalist savaşımda askeriyenin içindeki bu kişiler tabi ki devrim saflarına katılmaya çağrılacak yada güçlü bir devrim hareketi tabi ki ordunun üzerinde etkin olmaya çalışacak. İktidarın namlunun ucunda olduğunu bilen herkes bu gerekliliği kabul eder.

Ben onu bunu bilmem, anti-faşist olan çıkar söyler, 12 Eylülle hesaplaşan veya hesaplaşmak isteyende çıkar mertce gerekçelerini söyler. Yoksa niyet okuyarak bir yerlere varılmaz. Açıkca 12 Eylülü ret etmeyen, hesaplaşmayan,...... benim için asla anti-faşist olamaz. Diğer taftan emekli albaylardan bahsediyoruz. Onlar büyük ihtimalle 12 Eylül döneminde küçük rütbeli subaylardı, tabiiki hepsi için konuşmuyorum ama olanları vardı.
Siz bana şu emekli albay anti-faşist diyebilirmisiniz? O emekli albay neler yapmış faşizme karşı?


Ordunun içindeki yurtsever veya sosyalist subaylar tabi ki bulundukları kurumun yapısını gözeterek hareket etmek durumundalar. Hatta bunlar çıkıp sizin dediğiniz gibi konuşmalar yapacak olsa bilakis siviller engellemeli onları. Açık cepheleşme ancak bir devrimci durum da olabilir, şu anda böyle bir şey mümkün değil.

Metin Çulhaoğlu'nun yazısındaki ''emekli albaylar'' deyimine gelirsek; burada demek istediği ordunun içinde de emekli veya değil bir takım dinamikler olduğu, bunların AKP karşıtı oldukları, yurtseverlik ve laiklik konusunda duyarlı oldukları ve bu kesimlerin dışlanmaması gerektiği bilakis mücadele cephesine katılmalarının gerekliliği. Burada dikkat edersen önderlik atfetmiyor, mücadele cephesine çağırıyor bu nokta önemli. Bu dinamiği sırf neden ''12 Eylül'ü açıktan eleştirmiyor'' diye dışlamak doğru değil. Bazısı bulundukları konum gereği, bazısı da askerlikten gelme muhafazakarlığından ötürü bunu yapmıyor olabilir Ancak bu öncelik meselesi değil. Sonuçta zihinsel anlamda 12 Eylül'cü olsalar yurtsever ve aydınlanmacı muhtevada ki bir cepheye katılmazlar.


Emekli olan bir albay neden görüşünü söyleyemesin? Neden 12 Eylüle ve 12 Eylülcülere karşı olduğunu söyleyemesin? Bunların 12 Eylülcülere destek vermediklerinden ne kadar eminsiniz?
Ülkede bir kavram kargaşası var, AKP'ye karşı olmak eşittir yurtsever, ilerici, anti-faşist, aydınlanmacı,..... olarak tanımlanıyorki bu tümüyle doğru değil. AKP karşıtlığı bunun ölçüsü değil ve olamazda. Şöyle bir araştırırsan 12 Eylülü yapanlar, destekleyenlerde,.... AKP'ye karşı olabiliyor, 1990 yıllarda binlerce insanı faili meçhulle öldüren, yok eden güçlerde AKP'ye karşı olabiliyor, Susurluk çetesi mensuplarıda AKP'ye karşı olabiliyor, Çiller ve benzerleride gene AKP'ye, MHP'de AKP'ye karşı oluyorlar, Emin Çölaşanlar da karşılar,....... Ama bunların hiçbirisi ne devrimci, ne demokrat, ne aydınlanmacı, ne de anti-faşist. Bakma sen onların AKP karşıtlığı üzerinden Sol'culara yanaşmalarına, yarın kendi iktidarlarında aynı zulmü yapmaya devam ederler. Bakınız örnek olsun diye söylüyorum, Emin Çölaşan 1 Mayıs kutlamalarında   AKP'ye çatıyor, Haziran direnişinde gene AKP'ye çatıyor ve eylemcileri destekliyor ama aynı şahıs AKP öncesi dönemide 1 Mayıs için, bölücüler, komunistler, terörüstler,   dış güçlerin maşası,   Türkiye düşmanları,........ derken, Diyarbakır'da, Gazi Mahallesinde direnişler yapanlara gene terörüstler, bölücüler,...... derken polisi ve iktidarı koruyordu. Ama bugünlerde en keskin demokrat oluverdi, sırf AKP karşıtlığı üzerinden. Bu adamlara güvenilmez, bunlarla beraber demokrasi mücadeleside verilmez, özgürlük mücadelside verilmez.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 08:41


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

böyle bakarsan ortada hitap edeceğin kitle kalır mı alişan. düşünmeden konuşuyorsun.

nasıl yani, biraz açıklık getirirmisniz söyleminize?
Bakış açımın neresi yanlış? Bir insan 12 Eylül faşizmini desteklerken veya sesini çıkartmazken nden şimdi geçmişini masaya yatırmadan faşizme karşı olduğunu kabul ettirsin?
Yoksa size göre "iyi ve kötü faşızimmi" var?



faşizme karşı emekli albaylar da mücadele eder sözünden, 12 eylül faşizminin destekleyenlere mesaj gönderildiğini nasıl çıkartıyorsun? faşizme karşı mısın değil misin? karşıyım ve mücadele etmek istiyorum diyenlere neden karşı çıkasın?

yura konuları bilerekmi böyle rayından çıkartıyorsun veya gerçektende yazılanlarımı anlamıyorsun tam olarak kestiremiyorum.
Faşizme karşıyım diyenler olarak tanımladıkların emekli albaylar.
1. Bu albaylar faşizmi yenimi keşfettiler?
2. Bu albaylar 12 Eylül faşizmine neden karşı çıkmadılar? Veya çıktılarda bizmi bilmiyoruz?
3. Bu albaylar e zaman kendilerini 12 Eylül faşist cuntasından ve yapanlardan soyutladılar?
Bu soruların cevabını verebilirsen en azından konuyu rayından çıkartmadan tartışmış oluruz.



12 Eylül'ün üzerinden 34 yıl geçti. O zaman ki albayların birçoğu şimdi emeklidir, şimdi ki albayların ise birçoğu ya o zaman çocuktu yada yeni doğmuştu. Dolayısıyla bu albaylar neden 12 Eylül'e karşı çıkmadılar demek gerçekçi değil. Şunu diyebilirsin; TSK bu darbeyle hesaplaşmadı, 12 Eylül'cü zihniyetten tam anlamıyla kendini soyutlamadı. Buna çok fazla itirazım olmaz. Zaten TSK'nın yapısı gereği böyle bir şey mümkün değil. Ancak bu durum TSK'nın şu anda içinde hiç yurtsever veya sosyalist bireyler yok anlamına gelmez. Verilecek antiemperyalist, antikapitalist savaşımda askeriyenin içindeki bu kişiler tabi ki devrim saflarına katılmaya çağrılacak yada güçlü bir devrim hareketi tabi ki ordunun üzerinde etkin olmaya çalışacak. İktidarın namlunun ucunda olduğunu bilen herkes bu gerekliliği kabul eder.

Ben onu bunu bilmem, anti-faşist olan çıkar söyler, 12 Eylülle hesaplaşan veya hesaplaşmak isteyende çıkar mertce gerekçelerini söyler. Yoksa niyet okuyarak bir yerlere varılmaz. Açıkca 12 Eylülü ret etmeyen, hesaplaşmayan,...... benim için asla anti-faşist olamaz. Diğer taftan emekli albaylardan bahsediyoruz. Onlar büyük ihtimalle 12 Eylül döneminde küçük rütbeli subaylardı, tabiiki hepsi için konuşmuyorum ama olanları vardı.
Siz bana şu emekli albay anti-faşist diyebilirmisiniz? O emekli albay neler yapmış faşizme karşı?


Ordunun içindeki yurtsever veya sosyalist subaylar tabi ki bulundukları kurumun yapısını gözeterek hareket etmek durumundalar. Hatta bunlar çıkıp sizin dediğiniz gibi konuşmalar yapacak olsa bilakis siviller engellemeli onları. Açık cepheleşme ancak bir devrimci durum da olabilir, şu anda böyle bir şey mümkün değil.

Metin Çulhaoğlu'nun yazısındaki ''emekli albaylar'' deyimine gelirsek; burada demek istediği ordunun içinde de emekli veya değil bir takım dinamikler olduğu, bunların AKP karşıtı oldukları, yurtseverlik ve laiklik konusunda duyarlı oldukları ve bu kesimlerin dışlanmaması gerektiği bilakis mücadele cephesine katılmalarının gerekliliği. Burada dikkat edersen önderlik atfetmiyor, mücadele cephesine çağırıyor bu nokta önemli. Bu dinamiği sırf neden ''12 Eylül'ü açıktan eleştirmiyor'' diye dışlamak doğru değil. Bazısı bulundukları konum gereği, bazısı da askerlikten gelme muhafazakarlığından ötürü bunu yapmıyor olabilir Ancak bu öncelik meselesi değil. Sonuçta zihinsel anlamda 12 Eylül'cü olsalar yurtsever ve aydınlanmacı muhtevada ki bir cepheye katılmazlar.


Emekli olan bir albay neden görüşünü söyleyemesin? Neden 12 Eylüle ve 12 Eylülcülere karşı olduğunu söyleyemesin? Bunların 12 Eylülcülere destek vermediklerinden ne kadar eminsiniz?
Ülkede bir kavram kargaşası var, AKP'ye karşı olmak eşittir yurtsever, ilerici, anti-faşist, aydınlanmacı,..... olarak tanımlanıyorki bu tümüyle doğru değil. AKP karşıtlığı bunun ölçüsü değil ve olamazda. Şöyle bir araştırırsan 12 Eylülü yapanlar, destekleyenlerde,.... AKP'ye karşı olabiliyor, 1990 yıllarda binlerce insanı faili meçhulle öldüren, yok eden güçlerde AKP'ye karşı olabiliyor, Susurluk çetesi mensuplarıda AKP'ye karşı olabiliyor, Çiller ve benzerleride gene AKP'ye, MHP'de AKP'ye karşı oluyorlar, Emin Çölaşanlar da karşılar,....... Ama bunların hiçbirisi ne devrimci, ne demokrat, ne aydınlanmacı, ne de anti-faşist. Bakma sen onların AKP karşıtlığı üzerinden Sol'culara yanaşmalarına, yarın kendi iktidarlarında aynı zulmü yapmaya devam ederler. Bakınız örnek olsun diye söylüyorum, Emin Çölaşan 1 Mayıs kutlamalarında   AKP'ye çatıyor, Haziran direnişinde gene AKP'ye çatıyor ve eylemcileri destekliyor ama aynı şahıs AKP öncesi dönemide 1 Mayıs için, bölücüler, komunistler, terörüstler,   dış güçlerin maşası,   Türkiye düşmanları,........ derken, Diyarbakır'da, Gazi Mahallesinde direnişler yapanlara gene terörüstler, bölücüler,...... derken polisi ve iktidarı koruyordu. Ama bugünlerde en keskin demokrat oluverdi, sırf AKP karşıtlığı üzerinden. Bu adamlara güvenilmez, bunlarla beraber demokrasi mücadeleside verilmez, özgürlük mücadelside verilmez.


AKP karşıtı herkes tabi ki de yurtsever değil. Ancak yazıda Metin Çulhaoğlu'nun kastettiği laiklik konusunda duyarlılığı olan, antiemperyalist ve yurtsever özü içinde barındıran, dönüşüme açık cumhuriyetçi, Kemalist kitleler. Bunların faşist deyip dışlanmaması bu kesimlerle gericiliğe karşı bir savaşım verilmesini savunuyor Çulhaoğlu. Burada yanlış bir şey yok. Yazıdaki bir noktaya takılıp darbecilik çıkarmaksa affedersin ama öküzün altında buzağı aramaktır.

Emekli bir albayın neden 12 Eylül'ü açıktan eleştirmeyeceğini açıkladım. Bunun nedeni askerlikten gelme bir muhafazakarlık yani üstüne yada tarihine saygısızlık yapmama duygusu olabilir. Ancak hiç eleştiri yapılmıyor da değil. Genel de darbe o dönemki siyasilerin beceriksizliği sonucu oluştu dolayısıyla burada askerler değil siyasiler asıl olarak suçlanmalı, siyasilerin yaptıklarının sonucu olarak darbe zorunlu oldu yaklaşımı var. Darbe sonrası yapılan işkenceler ve katliamlar ise eleştirilebiliyor. Yani darbe gerekliydi ama işkenceler, katliamlar yanlıştı şeklinde bir yorumlama var.  




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 14.01.2015- 08:42 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 11:13


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

böyle bakarsan ortada hitap edeceğin kitle kalır mı alişan. düşünmeden konuşuyorsun.

nasıl yani, biraz açıklık getirirmisniz söyleminize?
Bakış açımın neresi yanlış? Bir insan 12 Eylül faşizmini desteklerken veya sesini çıkartmazken nden şimdi geçmişini masaya yatırmadan faşizme karşı olduğunu kabul ettirsin?
Yoksa size göre "iyi ve kötü faşızimmi" var?



faşizme karşı emekli albaylar da mücadele eder sözünden, 12 eylül faşizminin destekleyenlere mesaj gönderildiğini nasıl çıkartıyorsun? faşizme karşı mısın değil misin? karşıyım ve mücadele etmek istiyorum diyenlere neden karşı çıkasın?

yura konuları bilerekmi böyle rayından çıkartıyorsun veya gerçektende yazılanlarımı anlamıyorsun tam olarak kestiremiyorum.
Faşizme karşıyım diyenler olarak tanımladıkların emekli albaylar.
1. Bu albaylar faşizmi yenimi keşfettiler?
2. Bu albaylar 12 Eylül faşizmine neden karşı çıkmadılar? Veya çıktılarda bizmi bilmiyoruz?
3. Bu albaylar e zaman kendilerini 12 Eylül faşist cuntasından ve yapanlardan soyutladılar?
Bu soruların cevabını verebilirsen en azından konuyu rayından çıkartmadan tartışmış oluruz.



12 Eylül'ün üzerinden 34 yıl geçti. O zaman ki albayların birçoğu şimdi emeklidir, şimdi ki albayların ise birçoğu ya o zaman çocuktu yada yeni doğmuştu. Dolayısıyla bu albaylar neden 12 Eylül'e karşı çıkmadılar demek gerçekçi değil. Şunu diyebilirsin; TSK bu darbeyle hesaplaşmadı, 12 Eylül'cü zihniyetten tam anlamıyla kendini soyutlamadı. Buna çok fazla itirazım olmaz. Zaten TSK'nın yapısı gereği böyle bir şey mümkün değil. Ancak bu durum TSK'nın şu anda içinde hiç yurtsever veya sosyalist bireyler yok anlamına gelmez. Verilecek antiemperyalist, antikapitalist savaşımda askeriyenin içindeki bu kişiler tabi ki devrim saflarına katılmaya çağrılacak yada güçlü bir devrim hareketi tabi ki ordunun üzerinde etkin olmaya çalışacak. İktidarın namlunun ucunda olduğunu bilen herkes bu gerekliliği kabul eder.

Ben onu bunu bilmem, anti-faşist olan çıkar söyler, 12 Eylülle hesaplaşan veya hesaplaşmak isteyende çıkar mertce gerekçelerini söyler. Yoksa niyet okuyarak bir yerlere varılmaz. Açıkca 12 Eylülü ret etmeyen, hesaplaşmayan,...... benim için asla anti-faşist olamaz. Diğer taftan emekli albaylardan bahsediyoruz. Onlar büyük ihtimalle 12 Eylül döneminde küçük rütbeli subaylardı, tabiiki hepsi için konuşmuyorum ama olanları vardı.
Siz bana şu emekli albay anti-faşist diyebilirmisiniz? O emekli albay neler yapmış faşizme karşı?


Ordunun içindeki yurtsever veya sosyalist subaylar tabi ki bulundukları kurumun yapısını gözeterek hareket etmek durumundalar. Hatta bunlar çıkıp sizin dediğiniz gibi konuşmalar yapacak olsa bilakis siviller engellemeli onları. Açık cepheleşme ancak bir devrimci durum da olabilir, şu anda böyle bir şey mümkün değil.

Metin Çulhaoğlu'nun yazısındaki ''emekli albaylar'' deyimine gelirsek; burada demek istediği ordunun içinde de emekli veya değil bir takım dinamikler olduğu, bunların AKP karşıtı oldukları, yurtseverlik ve laiklik konusunda duyarlı oldukları ve bu kesimlerin dışlanmaması gerektiği bilakis mücadele cephesine katılmalarının gerekliliği. Burada dikkat edersen önderlik atfetmiyor, mücadele cephesine çağırıyor bu nokta önemli. Bu dinamiği sırf neden ''12 Eylül'ü açıktan eleştirmiyor'' diye dışlamak doğru değil. Bazısı bulundukları konum gereği, bazısı da askerlikten gelme muhafazakarlığından ötürü bunu yapmıyor olabilir Ancak bu öncelik meselesi değil. Sonuçta zihinsel anlamda 12 Eylül'cü olsalar yurtsever ve aydınlanmacı muhtevada ki bir cepheye katılmazlar.


Emekli olan bir albay neden görüşünü söyleyemesin? Neden 12 Eylüle ve 12 Eylülcülere karşı olduğunu söyleyemesin? Bunların 12 Eylülcülere destek vermediklerinden ne kadar eminsiniz?
Ülkede bir kavram kargaşası var, AKP'ye karşı olmak eşittir yurtsever, ilerici, anti-faşist, aydınlanmacı,..... olarak tanımlanıyorki bu tümüyle doğru değil. AKP karşıtlığı bunun ölçüsü değil ve olamazda. Şöyle bir araştırırsan 12 Eylülü yapanlar, destekleyenlerde,.... AKP'ye karşı olabiliyor, 1990 yıllarda binlerce insanı faili meçhulle öldüren, yok eden güçlerde AKP'ye karşı olabiliyor, Susurluk çetesi mensuplarıda AKP'ye karşı olabiliyor, Çiller ve benzerleride gene AKP'ye, MHP'de AKP'ye karşı oluyorlar, Emin Çölaşanlar da karşılar,....... Ama bunların hiçbirisi ne devrimci, ne demokrat, ne aydınlanmacı, ne de anti-faşist. Bakma sen onların AKP karşıtlığı üzerinden Sol'culara yanaşmalarına, yarın kendi iktidarlarında aynı zulmü yapmaya devam ederler. Bakınız örnek olsun diye söylüyorum, Emin Çölaşan 1 Mayıs kutlamalarında   AKP'ye çatıyor, Haziran direnişinde gene AKP'ye çatıyor ve eylemcileri destekliyor ama aynı şahıs AKP öncesi dönemide 1 Mayıs için, bölücüler, komunistler, terörüstler,   dış güçlerin maşası,   Türkiye düşmanları,........ derken, Diyarbakır'da, Gazi Mahallesinde direnişler yapanlara gene terörüstler, bölücüler,...... derken polisi ve iktidarı koruyordu. Ama bugünlerde en keskin demokrat oluverdi, sırf AKP karşıtlığı üzerinden. Bu adamlara güvenilmez, bunlarla beraber demokrasi mücadeleside verilmez, özgürlük mücadelside verilmez.


AKP karşıtı herkes tabi ki de yurtsever değil. Ancak yazıda Metin Çulhaoğlu'nun kastettiği laiklik konusunda duyarlılığı olan, antiemperyalist ve yurtsever özü içinde barındıran, dönüşüme açık cumhuriyetçi, Kemalist kitleler. Bunların faşist deyip dışlanmaması bu kesimlerle gericiliğe karşı bir savaşım verilmesini savunuyor Çulhaoğlu. Burada yanlış bir şey yok. Yazıdaki bir noktaya takılıp darbecilik çıkarmaksa affedersin ama öküzün altında buzağı aramaktır.

Emekli bir albayın neden 12 Eylül'ü açıktan eleştirmeyeceğini açıkladım. Bunun nedeni askerlikten gelme bir muhafazakarlık yani üstüne yada tarihine saygısızlık yapmama duygusu olabilir. Ancak hiç eleştiri yapılmıyor da değil. Genel de darbe o dönemki siyasilerin beceriksizliği sonucu oluştu dolayısıyla burada askerler değil siyasiler asıl olarak suçlanmalı, siyasilerin yaptıklarının sonucu olarak darbe zorunlu oldu yaklaşımı var. Darbe sonrası yapılan işkenceler ve katliamlar ise eleştirilebiliyor. Yani darbe gerekliydi ama işkenceler, katliamlar yanlıştı şeklinde bir yorumlama var.  


Ben darbecilik falan aramiyorum ama acik ve net olmayan her sey sorgulanir, saga sola cekilir. Kusura bakmayin ama ben fasit bir darbeyi elestiremeyen birilerine saygi gösteremem, yok efendim üstüne yada tarihine saygisizlik yapamama duygularina taviz vermem. Bu tip adamlardan tabiiki her sey beklenir, yani yarin baskalari bir emir verse onada itiraz etmeden uygularlar. Tarihten binlerce subayin, komutanlarin, askerlerin,.... fasist emirlere uymadigini ve bunuda herhangi bir sekilde bedel ödeyerek yasadiklarini biliyoruz. Binlerce devrimci, demokrat, isci, genc,.... fasist cuntanin zindanlarinda cürürken bu beyefendiler emirleri yerine getirmek zorundaydi gibi bir mazeretle afedilmez.
"Darbe gerekliydi ama iskenceker ve katliamlar gereksizdi" diyen birsi icin söyleyecegim sadece özürü kabahatinden daha beter. Beni dahi Solcu, ilerici, aydinlanmaci,.... olarak kabul etmeyenlerin bu tip adamlardan medet ummalari gercekten düsündürücü.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 17:29


Çulhaoğlu ''emekli asker'' yerine proletarya deseydi, alkış mı tutulacaktı? Hayır, kimse böyle bir şey beklememeli. Amaç karşı çıkmak olduktan sonra, ne söylersen söyle, ne yazarsan yaz karşı çıkılacaktır. Çünkü, artık bu ülkede normal tartışma zemini yitirilmiştir. Kerameti kendinden menkul bir solculuk(!) türemiştir. Bu sözde solculuk ya liberal bir sapmayla emperyal-kapitalizme ve onun ideolojisine teslim olmuş, ya da ''keskin solculuk'' adına kürt ulusal hareketinin kuyruğuna yapışarak kendisine ayna tutan her yazıya önlenemez bir öfkeyle karşı çıkmak durumunda kalmıştır. İkisi de kötü. Birincisi Çulhaoğlu'nun yorumuna pek itibar göstermez, onların gerçekliği çok farklı, ikincisi ise daha da kötü, bunlar ise, hala komünist oldukları algısını yitirmemek istiyorlar.

Çulhaoğlu'nun yazısına karşı yorum yazmanın tek bir yolu var; öncelikle yorumdaki saptamanın yanlışlığını ortaya koyabilmek. Saptama yanlış ise doğrusu yapılır, o doğru üzerinden yine doğru bir siyasi hat önerisinde bulunularak kimlere çağrı yapılabileceği ortaya konulabilir. Bir başkası, Çulhaoğlu'nun saptamasının doğru olduğu ancak seslendiği kitlenin yanlışlığı ortaya konulur. Bu konulara hiç değinilmeden yanlıştır, ''şovenizmdir'', ''proletarya içermiyor'' demek, çoğu zaman yapıldığı gibi abesle iştigal etmektir. Ve yapılan da budur.

Türkiye'de artık açıkça ortaya çıktığı biçimiyle bir faşizm tehlikesi vardır. Hiç abartmadan söylüyoruz, AKP 21.yüzyıl patentli ve Orta Doğu menşeli dinci bir faşizmi yürürlüğe sokmuştur. Bir yandan fiili uygulamalarıyla bunu gerçekleştirmek, diğer yandan emniyet, yargı, medya vb.dan sonra eğitim yoluyla da bu dinci faşizmi yerleştirmeye çalışmaktadır. Bu arada islamcı terör örgütleriyle yakın ilişkisi nedeniyle sistemin vurucu gücünü de oluşturma potansiyelini ihtimal dışı bırakmamak gerek. Bir kere sorunun kaynağında bu saptama yatmaktadır. Bu saptama hayali bir senaryo mu, yoksa nesnel bir gerçeklik mi? Bu sorudan kaçmamak gerek. Bizim kuyrukçu takı, kuyrukçuluktan başka bir şey yapmaz oldu. Yaptıkları tek şey bu. Kürt ulusal hareketi ne diyorsa, ne yapıyorsa, nasıl bir siyaset izliyorsa, bir aşağı iki yukarı aynı konumlanış içine giriyor, Öcalan'la yürütülen sözde barış sürecini ''dolaylı'' yoldan destekleyerek o doğrultuda bir duruş sergiliyorlar. Bir solcunun asla gözardı edemeyeceği dinci faşizm konusunda bile tutum almayarak ne kadar solcu olduklarını gösteriyorlar!

Peki böyle bir konumlanış içine girildiğinde Çulhaoğlu'nun yazısına nasıl tepki koyulur; nasıl eleştiri(!) getirilebilir, nasıl karşı çıkılabilir?

Çok basit, yazının içeriğini yine görmezlikten gelerek, Türkiye'nin içinde bulunduğu nesnel durumu göz ardı ederek, dinci faşizm konusuna hiç girmeyerek; başka? Bir solcunun böyle bir konumlanış içine girmesi, fazlasıyla insanın içini acıtır, rahatsız eder. Bu yazılar ve benzer yorumlar bu kuyrukçulara bir ayna tutmaktadır. Solun ne olduğunu hatırlatır bunlara. Aynada solun ne olması gerektiğini gördüklerinde, bunlar önüne geçemedikleri   bir refleks gösteriyorlar. Ayna, bunlara ''siz komünist değilsiniz, siz solcu bile olamazsınız'' dedikçe, bunlar daha da çılgına dönüyor, daha daha keskin komünist görüntüsü vermek istiyorlar!

''Bunlar sosyal şovendir!''

''Bunlar ulusalcıdır!''

''Bunlar Kemalisttir!''

''Bunlar nasyonal komünistir.''


Bu tür cümleler kurmalarının nedeni budur.

''Emekli albay diyerek TSK'ya selam çakıyorlar!''

''Proletarya yerine ergenekon paşalarından medet umuyorlar!''

''Bugünün sorunu laiklik değil, işsizliktir, işçi sınıfına yapılan baskıdır.''


Karşı çıkış gerekçeleri bunlar ve benzer söylemlerdir. Oysa dinci faşizm diyoruz; nesnel gerçekliğin ne olduğunu söylüyoruz ve bu koşulda ne yapılması gerektiğini de siyah puntolarla sürekli haykırıyoruz:

Gün, gericiliğe, yobazlığa, fanatizme karşı ödünsüz mücadele günüdür.

Anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar, saflarını yedeklenme olarak seçtikleri için hiç bir zaman da anlamaya çalışmayacaklar. Lafta solcudur bunlar, lafta komünisttirler. Hep söylüyoruz kuyrukçuluğun ilerlemiş halinin varacağı yer hastalıklı bir ruh halidir. Okuduğunu bile anlayamaz hale getirir insanı.

Ne yazık ki, sanaldaki kuyrukçuların geldiği nokta bu!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 14.01.2015- 20:48


''Bunlar sosyal şovendir!''

''Bunlar ulusalcıdır!''

''Bunlar Kemalisttir!''

''Bunlar nasyonal komünistir.''

Bu tür cümleler kurmalarının nedeni budur.

''Emekli albay diyerek TSK'ya selam çakıyorlar!''

''Proletarya yerine ergenekon paşalarından medet umuyorlar!''

''Bugünün sorunu laiklik değil, işsizliktir, işçi sınıfına yapılan baskıdır.''

Karşı çıkış gerekçeleri bunlar ve benzer söylemlerdir.


Bunları söyleyip, bu gerekçeleri ileri sürerken, böyle bir mücadeleyi savunmaları lazım değil mi? Onu da yapmıyorlar. Kürt hareketine yedekleniyorlar. Kürt hareketine yedeklenirken, işçi sınıfı mücadelesinde bulunmuş mu oluyorlar, işçi sınıfına yapılan baskıya karşı çıkmış mı oluyorlar? Çelişki içinde olduklarını da anlamıyorlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 02:10


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Çulhaoğlu ''emekli asker'' yerine proletarya deseydi, alkış mı tutulacaktı? Hayır, kimse böyle bir şey beklememeli. Amaç karşı çıkmak olduktan sonra, ne söylersen söyle, ne yazarsan yaz karşı çıkılacaktır. Çünkü, artık bu ülkede normal tartışma zemini yitirilmiştir. Kerameti kendinden menkul bir solculuk(!) türemiştir. Bu sözde solculuk ya liberal bir sapmayla emperyal-kapitalizme ve onun ideolojisine teslim olmuş, ya da ''keskin solculuk'' adına kürt ulusal hareketinin kuyruğuna yapışarak kendisine ayna tutan her yazıya önlenemez bir öfkeyle karşı çıkmak durumunda kalmıştır. İkisi de kötü. Birincisi Çulhaoğlu'nun yorumuna pek itibar göstermez, onların gerçekliği çok farklı, ikincisi ise daha da kötü, bunlar ise, hala komünist oldukları algısını yitirmemek istiyorlar.

Çulhaoğlu'nun yazısına karşı yorum yazmanın tek bir yolu var; öncelikle yorumdaki saptamanın yanlışlığını ortaya koyabilmek. Saptama yanlış ise doğrusu yapılır, o doğru üzerinden yine doğru bir siyasi hat önerisinde bulunularak kimlere çağrı yapılabileceği ortaya konulabilir. Bir başkası, Çulhaoğlu'nun saptamasının doğru olduğu ancak seslendiği kitlenin yanlışlığı ortaya konulur. Bu konulara hiç değinilmeden yanlıştır, ''şovenizmdir'', ''proletarya içermiyor'' demek, çoğu zaman yapıldığı gibi abesle iştigal etmektir. Ve yapılan da budur.

Türkiye'de artık açıkça ortaya çıktığı biçimiyle bir faşizm tehlikesi vardır. Hiç abartmadan söylüyoruz, AKP 21.yüzyıl patentli ve Orta Doğu menşeli dinci bir faşizmi yürürlüğe sokmuştur. Bir yandan fiili uygulamalarıyla bunu gerçekleştirmek, diğer yandan emniyet, yargı, medya vb.dan sonra eğitim yoluyla da bu dinci faşizmi yerleştirmeye çalışmaktadır. Bu arada islamcı terör örgütleriyle yakın ilişkisi nedeniyle sistemin vurucu gücünü de oluşturma potansiyelini ihtimal dışı bırakmamak gerek. Bir kere sorunun kaynağında bu saptama yatmaktadır. Bu saptama hayali bir senaryo mu, yoksa nesnel bir gerçeklik mi? Bu sorudan kaçmamak gerek. Bizim kuyrukçu takı, kuyrukçuluktan başka bir şey yapmaz oldu. Yaptıkları tek şey bu. Kürt ulusal hareketi ne diyorsa, ne yapıyorsa, nasıl bir siyaset izliyorsa, bir aşağı iki yukarı aynı konumlanış içine giriyor, Öcalan'la yürütülen sözde barış sürecini ''dolaylı'' yoldan destekleyerek o doğrultuda bir duruş sergiliyorlar. Bir solcunun asla gözardı edemeyeceği dinci faşizm konusunda bile tutum almayarak ne kadar solcu olduklarını gösteriyorlar!

Peki böyle bir konumlanış içine girildiğinde Çulhaoğlu'nun yazısına nasıl tepki koyulur; nasıl eleştiri(!) getirilebilir, nasıl karşı çıkılabilir?

Çok basit, yazının içeriğini yine görmezlikten gelerek, Türkiye'nin içinde bulunduğu nesnel durumu göz ardı ederek, dinci faşizm konusuna hiç girmeyerek; başka? Bir solcunun böyle bir konumlanış içine girmesi, fazlasıyla insanın içini acıtır, rahatsız eder. Bu yazılar ve benzer yorumlar bu kuyrukçulara bir ayna tutmaktadır. Solun ne olduğunu hatırlatır bunlara. Aynada solun ne olması gerektiğini gördüklerinde, bunlar önüne geçemedikleri   bir refleks gösteriyorlar. Ayna, bunlara ''siz komünist değilsiniz, siz solcu bile olamazsınız'' dedikçe, bunlar daha da çılgına dönüyor, daha daha keskin komünist görüntüsü vermek istiyorlar!

''Bunlar sosyal şovendir!''

''Bunlar ulusalcıdır!''

''Bunlar Kemalisttir!''

''Bunlar nasyonal komünistir.''


Bu tür cümleler kurmalarının nedeni budur.

''Emekli albay diyerek TSK'ya selam çakıyorlar!''

''Proletarya yerine ergenekon paşalarından medet umuyorlar!''

''Bugünün sorunu laiklik değil, işsizliktir, işçi sınıfına yapılan baskıdır.''


Karşı çıkış gerekçeleri bunlar ve benzer söylemlerdir. Oysa dinci faşizm diyoruz; nesnel gerçekliğin ne olduğunu söylüyoruz ve bu koşulda ne yapılması gerektiğini de siyah puntolarla sürekli haykırıyoruz:

Gün, gericiliğe, yobazlığa, fanatizme karşı ödünsüz mücadele günüdür.

Anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar, saflarını yedeklenme olarak seçtikleri için hiç bir zaman da anlamaya çalışmayacaklar. Lafta solcudur bunlar, lafta komünisttirler. Hep söylüyoruz kuyrukçuluğun ilerlemiş halinin varacağı yer hastalıklı bir ruh halidir. Okuduğunu bile anlayamaz hale getirir insanı.

Ne yazık ki, sanaldaki kuyrukçuların geldiği nokta bu!




Çağrı yapılırken emekli asker vurgusunu neden yapılıyor? Bunu özel bir sebebi mi var?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 16:47


Yapılmaması için özel bir sebeb mi var? Solcu sosyalist, ilerici, yurtsever, faşizm karşıtlığı askerlere yasak mı? Bu mu derdin, canını sıkan, anlayamadığın konu bu mu?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Durum ve cephe-Metin Çulhaoğlu melnur 0 3179 30.04.2017- 03:25
Konu Klasör Elitmişiz! - Metin Çulhaoğlu melnur 0 1810 13.07.2019- 10:48
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu ile sohbetler. melnur 5 1752 06.10.2022- 00:39
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu hakkında... melnur 7 2572 23.08.2023- 07:29
Konu Klasör Akıl akıldan üstündür - Metin Çulhaoğlu melnur 2 2248 30.11.2019- 11:21
Etiketler   Paris,   sonrası,   durum,   değerlendirmesi-Metin,   Çulhaoğlu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS