SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Bunun adı başkanlık değil diktatörlük           (gösterim sayısı: 3.493)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 31.01.2015- 15:16


Bunun adı başkanlık değil diktatörlük

‘Türk tipi başkanlık sistemi’ne dair BirGün’e konuşan siyaset bilimci Prof. Kalaycıoğlu: Bu sistemin demokrasiyle ilgisi yok. Bunlara ya diktatörlük ya da tek parti rejimi deniyor

Resim Ekleme


UĞUR KOÇ

“Türk tipi” denilerek kamuoyuna sunulan ‘başkanlık sistemi’ne dair BirGün’e konuşan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, dünyanın kişiye bağlı yönetimleri terk etiğini söylerken “Biz tersine gidiyoruz” diyor. Kalaycıoğlu, “Bu sistemin demokrasiyle ilgisi yok” derken “Bunlara ya diktatörlük ya da tek parti rejimi” denildiğini söylüyor.

Başkanlık sistemi tartışmaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika ziyareti dönüşü yaptığı açıklamalarla tekrar gündemin ilk sıralarına yerleşti. Yandaş gazeteler de bu açıklamanın hemen ardından başkanlık sistemini övmek için sıraya girdi, kamuoyu oluşturma çalışmalarına başladı. “Türk tipi” denilerek diğer başkanlık sistemlerinden ‘ayrıştırılan’ bu sistemin ne olduğunu Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’na sorduk. Kalaycıoğlu’na göre böyle bir modelin esas adı diktatörlük.

'FELAKET OLUR'
Basına yansıdığı biçimiyle hesap vermeyen, gücü tek elde toplayan “Türk tipi başkanlık sistemi” için “Demokrasi açısından felaket olacağı” yorumu yapan Kalaycıoğlu Meclis’in temsili demokrasinin en önemli kurumu olduğunu görüşünde: “Demokraside tek elde toplanma değil kurumlar arasında dağıtma esastır. Eğer yerde toplanacaksa kişinin elinde değil, kurumda toplanır, o da Meclis’tir. Çünkü Meclis temsili demokrasinin en önemli kurumudur.”

'DİKTATÖRLÜK DENİYOR'
Türkiye’de tartışıldığı haliyle, denge ve denetleme mekanizmalarını ortadan kaldıracağı eleştirilerine muhatap olan bu sistemin adına “Genellikle ‘başkanlık’ denmediğini” belirten Prof. Kalaycıoğlu “Bunlara ya diktatörlük ya da tek parti rejimi deniyor” diye konuşuyor.

Kalaycıoğlu, Rusya’daki yönetim sistemine siyaset biliminde “Rekabetçi otoriter sistem” tanımlaması yapıldığını anlatarak “Bizimki de ona benzeyecek. Bu sistemin demokrasiyle ilgisi yok” diyor.

Bu sistemin “Darbe Anayasası’nın değiştirilmesi” değiştirilmesi propagandasıyla sunulmasını da sorduğumuz Kalaycıoğlu “Zaten istediklerinin tamamı 1982 Anayasası’nda var. Dolayısıyla 82 Anayasası’nı fazla değiştirmelerine gerek yok” görüşünde.

'AMAÇ HESAP VERMEMEK'

Demokrasilerde esas olanın şahıs yönetimi değil halkın kendi kendini yönetmesi olduğuna dikkat çeken Kalaycıoğlu uygulanmaya çalışılan sisteme dair şu yorumu yapıyor: “Halk doğrudan doğruya yönetilebilecek kadar az sayıda değilse o zaman temsilcileri vasıtasıyla yönetilir. O zaman da temsilcilerin yönetimini olabildiğince temsili kılmak ve bunların da halka hesap vermesini kolaylaştırma esastır. Oysa buradaki amaç halka hesap vermeyi kolaylaştırma değil zorlaştırmak. Hatta hiç hesap vermemek.”

'DEMİREL'DEN BERİ VAR'

“Bu sadece Erdoğan’ın parlak fikri değil, bu istek Demirel’den Özal’dan beri var” diyen Prof. Kalaycıoğlu, bu isteklerin ortaya çıkmasını ise şöyle açıklıyor: “Partizan politikacılar Cumhurbaşkanı oluyorlar, o zaman hem partizanca hem de hesap vermeyecek biçimde yönetmeye tevessül ediyorlar ki bu en ağır diktatörlük biçimidir. Cumhurbaşkanlığı makamını partizan politikacıların cazip göreceği bir şekilden çıkartmadığımız sürece de bu istek Türkiye ve demokrasisinin başında bela olmaya devam edecektir.”

'TERSİNE GİDİYORUZ'
İnsanlığın tarih boyunca istisnalar haricinde, hep kişiler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Kalaycıoğlu, bugün yapılan tartışmaları şöyle yorumluyor: “Kişi yönetimlerini terk ediyor dünya, kurumlar yönetiyor. Halkın kendi kendisini yönetmesi gibi uygulamalar var, özgürlükler çok ciddiye alınıyor. Biz ise tersine gidiyoruz.”



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 31.01.2015- 16:13


Yazar Türkiye'de   "tersine giidiyoruz" demiş, doğru söylüyor. Türkiye'de her şey   tersine gidiyor ne yazıkki. Hayatın her alanına bakın doğru giden hiç bir olgu göremeyeceksiniz. Tipik Türkiye yoplumu. Herkes şapkasını önüne çıkartıp kendi payını sorgulamalı. Aksi taktirde ileride de değişen hiç bir şeyimiz olmaz, gelen gideni arartmaya devam eder.




Bu ileti en son Alisan tarafından 31.01.2015- 16:14 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 31.01.2015- 17:27


Türkiye'de eşbaşkanlık kurumunu getiren partiler de var. Yani ileri yönde değişim de var. Ancak 12 Eylül anayasası tek parti ve tek lider üzerine kurulu. O zaman da çok uğraştılar, Türkiye'ye uymadığı için başkanlık sistemini getiremediler. Ancak ucube bir siyasi sistem getirdiler ve siyasi partileri lider sultasına teslim ettiler. Ne kadın kolları kaldı, ne gençlik kolları, ne ocak bucak örgütleri. Önseçimi de pratikte kaldırdılar. Bu siyasi partiler yasası ile bu aday belirleme ve seçim sistemi ile demokrasi zaten olmaz. Bir de Hitler gibi, Mussolini gibi kendisini matah sanan zavallı tipler ortaya çıkarsa da faşizmin dik alası olur. BUnunla nasıl mücadele edilecek? Bir kere ben demokratım diyen tüm partiler eşbaşkanlık ve kollektif yönetim sistemine geçmeli. Başta da CHP. Seçimlerde de adaylar kesinlikle örgüt tarafından önseçimle belirlenmeli. Bunlar ilk adımlar. Partileri tabana yaymak ve tabanın sesinin duyulması için her şeyi yapmak gerekli. Yoksa yalnızca diktatöre karşı çıkmakla olmuyor. Önce kendin kitlelere örnek olacaksın.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 31.01.2015- 17:28 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bunun adı cinayete teşebbüs! proleter 1 4448 01.05.2014- 20:52
Konu Klasör Cevabı dostum Haziran’da bunun dayanışma 2 3064 24.12.2014- 15:53
Konu Klasör CHP Genel Başkanlığına Özgür Özel seçildi. melnur 1 279 18.11.2023- 07:41
Konu Klasör TİP Genel Başkanı GEBZE'den belediye başkanlığına aday. melnur 2 150 04.03.2024- 00:14
Konu Klasör İlhan Cihaner, CHP Genel Başkanlığı'na aday oldu: Sol siyasetle başarıya ulaşacağız melnur 5 2402 21.01.2021- 08:40
Etiketler   Bunun,   adı,   başkanlık,   değil,   diktatörlük
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS