Ayrıca bu tartışmaların şu an hiçbir anlamı yok. Türkiye şu an açık bir faşist düzene doğru ilerlemekte.
Bugüne kadar demokrasi yolunda mı ilerliyorduk, şimdi faşizme doğru yol almış olalım? Faşizm kürt hareketinin AKP'ye desteği oranında yol aldı. Bu gerçeği görmüyorsun. Sence Haziran ayaklanmasına kürt hareketi tüm gücüyle yüklenseydi, AKP faşizmi diye bir şey kalır mıydı?
Ben ulusal kanalı izleyemiyorum, ama sen Sosyalizm Okulunun öğrencisi olmayı kabullenmişsin! Kürt hareketi ile yatıp kalkmak insanı daha fazla solcu yapmıyor.
Seçim süreciyle birlikte gelişecek olana gözlerini kapıyorsan diyecek bir şeyim yok. Diğer taraftan öyle bir yazmışsın ki AKP'yi var eden sanki Kürt Hareketi. Yahu AKP'yi yaratan oligarşi değil mi? Emperyalizm değil mi? Hala iktidarda onlar tutmuyor mu? Siz açıkçası MHP-Vatan Partisi ikilisi gibi bütün düşmanı Kürt Hareketi yapmışsınız. Böyle bir bakış açısının sosyalist düşüncede yeri yok.
Önce Haziran'a katılmadılar diyorsunuz katıldığını söyleyince e yeteri kadar katılmadılar diyorsunuz bu sefer de. Yani sana ne anlatsam tatmin olmazsın. Medeni Yıldırım falan boşuna öldü. Boşuna davalar açıldı. Katılmadıkları yada ''yeteri kadar katılmadıkları'' için...
Bu arada İP ile el ele siyaset yapmak da kimseyi sosyalist yapmıyor...
Sn.proletersosyalist;
Bu yorumu siz mi yazdınız, yoksa SF'den birine mi yazdırdınız? Bu nasıl bir yorum? ''Kürt hareketi'' denildiğinde anladığınız Geziye katılan kürt yurttaşlarsa baştan başlamak gerek.
Buradan başlayabilirsin:
Selahattin Demirtaş: 'Gezi ile aramıza mesafe koyduk'
Son cümleniz için bir şey söylemek gereksiz. Gemileri yakmışsınız siz!
Burjuva medyanın çarpıtmalarıyla hareket eden sizin gibilere Selahattin Demirtaş'ın bu kirli propagandaya karşı sözlerini tekrar hatırlatayım;
''Gezi direnişiyle değil, ''bu halk hareketini askeri darbeye kadar götürebilir miyiz'' diyenlerle aramıza mesafe koyduk. Ergenekon'dan medet umanlarla, askerleri göreve davet edenlerle mesafe koyduk. İlk günden bu yana demecimi çarpıtıp yayanlara şunu söyleyeyim: Gezi direnişi gerçek bir halk direnişi ve özgürlük arayışıdır. Özgürlük için direnen herkesin tam da yanındayız. Gezi'dekiler, ''biz basının çarpıtmalarını iyi öğrendik'' diyorlardı, bazılarınız halen öğrenmemiş demek ki. Beni dinlemek yerine penguenleri izlemiş. Devrimi de halk yapar, penguen izlemekten gözünü alamayanlar değil. Örnek: Rojava devrimi...
Buda AK-HDP ittifakına dair bazı deliller;
Tutuklarken baraj yok!
Kobanê Serhildanı'ndan sonra başlayan tutuklama furyası seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte daha da arttı. AKP, darbe barajının yıkılmasını tutuklamayla engellemeye çalışıyor. Dün de Kürdistan'da onlarca kişi gözaltına alındı
TUTUKLAMA SEÇİM STRATEJİSİ
6-8 Ekim Serhildanı'ndan bu yana siyasi soykırım operasyonları yapan AKP hükümeti, seçim stratejisine tutuklama ve infaz politikalarını da ekledi. Hükümet, HDP'nin darbe barajını yıkmaya doğru gitmesini tutuklama ve baskı yasalarıyla engellemeye çalışıyor.
BASKILAR TERS TEPECEK
Şimdiye kadar aralarında çocukların da olduğu yüzlerce yurttaş tutuklanırken, her gün birkaç kent gözaltı saldırısına maruz kalıyor. Dün, Bedlîs'in Xîzan, Erzerom'un Tatos ve Colemêrg'in Gever ilçelerinde polis, kapıları kırarak onlarca kişiyi gözaltına aldı.
Kobanê serhildanından sonra başlayan gözaltı ve tutuklama furyası seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte daha da artı. Kobanê serhildanının intikamını almak isteyen AKP polisinin Kürdistan'da günlerdir yaptığı ev baskınlarına dün yenileri eklendi. Bedlîs'in (Bitlis) Xîzan (Hizan) ilçe merkezi ile köylerinde sabahın erken saatlerinde polis ve özel hareket timleri tarafından ev baskınları düzenlendi. Baskınlarda, Kobanê eylemlerine katıldıkları iddiasıyla Muharrem Tuna, Yılmaz Öge, Cüneyt Kurt, Ferhat Sönmez, Kerem Yıldız ile O.T. (16) ve M.A. (16) isimli çocuklar gözaltına alındı. Baskınlarda kimi evlerin kapılarının kırıldığı bildirildi. Gözaltına alınanlar akşam saatlerinde sevk edildikleri Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Erzerom (Erzurum) Tatos'taki (Tekman) ev baskınlarında da Savaş Yalçın, İrfan Ege, Mikail Güler, Sincar Özbay, Köroğlu Doğan ve ismi öğrenilemeyen bir kişi gözaltına alındı. Colemêrg'in Gever ilçesinde gözaltına alınan 6 kişiden 3'ü (Aziz Sevmiş, İrfan Kına, Botan Selçuk) tutuklandı. Mêrdîn'de ise Kobanê serhildanlarına katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan 27 kişiden 21'i, avukatlarının tutukluluk itirazı üzerine serbest bırakıldı.
proletersosyalist, tartışmayı çocuk kavgasına çevirmişsin. Yanlış şeyler söylüyorsun, sana cevap veriliyor, verilen cevabı kafana göre anlıyorsun, sonra yanlışlarını haklı göstermek için kıvranıp duruyorsun.
Kürtlere gerici diyen yok, kürtlerin geziye katılmadıklarını söyleyen de yok. Söylenen kürt hareketinin ayaklanmaya katılmadığıdır. Arasında fark var. Kürt hareketi önderliğinin talimatlarıyla ayaklanmaya dahil olsaydı, o ayaklanmanın sonucunun çok farklı olacağıdır. Bunu yapmadılar. Öcalan ve Demirtaş böyle bir talimat vermedi. Vermediği gibi geziyi darbe yakıştırması yaptılar ve ''AKP'ye darbe yaptırmayız'' dediler. Önce bu söylediğimizin doğru olup olmadığını anla, sonra onun üzerinden yorum yap. Bu yazıların gerçeğin yorumu değil, yanlışlarını haklı çıkarma çabası. Böyle tartışma olur mu? Yazılanları doğru anlamamışsın ki!
Kürtler Gezi'ye katıldı ama Kürt Hareketi ayaklanmaya katılmadı öyle mi? Yazdığının ne kadar saçma olduğunun farkında mısın? Kaldı ki tabanı da pek katılmadı diyordunuz ya neyse şimdi geçeyim orayı. Kürt Hareketinin örgütü de, tabanı da başından beri Gezi'de vardı. Hem İstanbul'da hem de Güneydoğu'da eylemlilikleri, katılımları ortada. Dolayısıyla ne o saçma ''Kürtler Gezi'ye katıldı ama örgütleri ayaklanmaya dahil olmadı'' önermen doğru nede ''yanlışları haklı çıkarma çabasında olduğum'' iddian doğru. Gerçeklikten kopuk olan da idealist bir Kürt Hareketi karşıtlığının içinde sıkışıp kalan, somuttan, pratikten kopuk önermeler getiren senin kafan.
Bu ileti en son proletersosyalist
tarafından 03.03.2015- 00:26 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Ayrıca bu tartışmaların şu an hiçbir anlamı yok. Türkiye şu an açık bir faşist düzene doğru ilerlemekte.
Bugüne kadar demokrasi yolunda mı ilerliyorduk, şimdi faşizme doğru yol almış olalım? Faşizm kürt hareketinin AKP'ye desteği oranında yol aldı. Bu gerçeği görmüyorsun. Sence Haziran ayaklanmasına kürt hareketi tüm gücüyle yüklenseydi, AKP faşizmi diye bir şey kalır mıydı?
Ben ulusal kanalı izleyemiyorum, ama sen Sosyalizm Okulunun öğrencisi olmayı kabullenmişsin! Kürt hareketi ile yatıp kalkmak insanı daha fazla solcu yapmıyor.
Seçim süreciyle birlikte gelişecek olana gözlerini kapıyorsan diyecek bir şeyim yok. Diğer taraftan öyle bir yazmışsın ki AKP'yi var eden sanki Kürt Hareketi. Yahu AKP'yi yaratan oligarşi değil mi? Emperyalizm değil mi? Hala iktidarda onlar tutmuyor mu? Siz açıkçası MHP-Vatan Partisi ikilisi gibi bütün düşmanı Kürt Hareketi yapmışsınız. Böyle bir bakış açısının sosyalist düşüncede yeri yok.
Önce Haziran'a katılmadılar diyorsunuz katıldığını söyleyince e yeteri kadar katılmadılar diyorsunuz bu sefer de. Yani sana ne anlatsam tatmin olmazsın. Medeni Yıldırım falan boşuna öldü. Boşuna davalar açıldı. Katılmadıkları yada ''yeteri kadar katılmadıkları'' için...
Bu arada İP ile el ele siyaset yapmak da kimseyi sosyalist yapmıyor...
Sn.proletersosyalist;
Bu yorumu siz mi yazdınız, yoksa SF'den birine mi yazdırdınız? Bu nasıl bir yorum? ''Kürt hareketi'' denildiğinde anladığınız Geziye katılan kürt yurttaşlarsa baştan başlamak gerek.
Buradan başlayabilirsin:
Selahattin Demirtaş: 'Gezi ile aramıza mesafe koyduk'
Son cümleniz için bir şey söylemek gereksiz. Gemileri yakmışsınız siz!
Burjuva medyanın çarpıtmalarıyla hareket eden sizin gibilere Selahattin Demirtaş'ın bu kirli propagandaya karşı sözlerini tekrar hatırlatayım;
''Gezi direnişiyle değil, ''bu halk hareketini askeri darbeye kadar götürebilir miyiz'' diyenlerle aramıza mesafe koyduk. Ergenekon'dan medet umanlarla, askerleri göreve davet edenlerle mesafe koyduk. İlk günden bu yana demecimi çarpıtıp yayanlara şunu söyleyeyim: Gezi direnişi gerçek bir halk direnişi ve özgürlük arayışıdır. Özgürlük için direnen herkesin tam da yanındayız. Gezi'dekiler, ''biz basının çarpıtmalarını iyi öğrendik'' diyorlardı, bazılarınız halen öğrenmemiş demek ki. Beni dinlemek yerine penguenleri izlemiş. Devrimi de halk yapar, penguen izlemekten gözünü alamayanlar değil. Örnek: Rojava devrimi...
Buda AK-HDP ittifakına dair bazı deliller;
Tutuklarken baraj yok!
Kobanê Serhildanı'ndan sonra başlayan tutuklama furyası seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte daha da arttı. AKP, darbe barajının yıkılmasını tutuklamayla engellemeye çalışıyor. Dün de Kürdistan'da onlarca kişi gözaltına alındı
TUTUKLAMA SEÇİM STRATEJİSİ
6-8 Ekim Serhildanı'ndan bu yana siyasi soykırım operasyonları yapan AKP hükümeti, seçim stratejisine tutuklama ve infaz politikalarını da ekledi. Hükümet, HDP'nin darbe barajını yıkmaya doğru gitmesini tutuklama ve baskı yasalarıyla engellemeye çalışıyor.
BASKILAR TERS TEPECEK
Şimdiye kadar aralarında çocukların da olduğu yüzlerce yurttaş tutuklanırken, her gün birkaç kent gözaltı saldırısına maruz kalıyor. Dün, Bedlîs'in Xîzan, Erzerom'un Tatos ve Colemêrg'in Gever ilçelerinde polis, kapıları kırarak onlarca kişiyi gözaltına aldı.
Kobanê serhildanından sonra başlayan gözaltı ve tutuklama furyası seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte daha da artı. Kobanê serhildanının intikamını almak isteyen AKP polisinin Kürdistan'da günlerdir yaptığı ev baskınlarına dün yenileri eklendi. Bedlîs'in (Bitlis) Xîzan (Hizan) ilçe merkezi ile köylerinde sabahın erken saatlerinde polis ve özel hareket timleri tarafından ev baskınları düzenlendi. Baskınlarda, Kobanê eylemlerine katıldıkları iddiasıyla Muharrem Tuna, Yılmaz Öge, Cüneyt Kurt, Ferhat Sönmez, Kerem Yıldız ile O.T. (16) ve M.A. (16) isimli çocuklar gözaltına alındı. Baskınlarda kimi evlerin kapılarının kırıldığı bildirildi. Gözaltına alınanlar akşam saatlerinde sevk edildikleri Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Erzerom (Erzurum) Tatos'taki (Tekman) ev baskınlarında da Savaş Yalçın, İrfan Ege, Mikail Güler, Sincar Özbay, Köroğlu Doğan ve ismi öğrenilemeyen bir kişi gözaltına alındı. Colemêrg'in Gever ilçesinde gözaltına alınan 6 kişiden 3'ü (Aziz Sevmiş, İrfan Kına, Botan Selçuk) tutuklandı. Mêrdîn'de ise Kobanê serhildanlarına katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan 27 kişiden 21'i, avukatlarının tutukluluk itirazı üzerine serbest bırakıldı.
Bana ne yazılmış ben ne söylüyorum öyle mi ''solcu''? Bak bakalım orada Melnur bir haber paylaşmış Kürt Hareketiyle ilgili bende ona başka bir haberle cevap verdim. Saçmalıklarınızı belgeleyen yazıları, haberleri koyunca konuyu iyice saçmalaştırmaya başladın.
Neyse daha fazla uzatmayacağım. Yarın BHH kararını açıklayacak. Hepimiz göreceğiz sonucun ne olduğunu...
Kürtler Gezi'ye katıldı ama Kürt Hareketi ayaklanmaya katılmadı öyle mi?
Bunu yazmışsınız ve sonuna da bir gülücük kondurmuşsunuz. Yakında newroz var, yüzbinlerce kişi katılacak, geçmişte yüzbinlerce kişinin Diyarbakır meydanını doldurduğu gibi. Kürtlerin Haziran'a katılması ile kürt hareketinin haziran'a katılması arasındaki fark, Diyarbakır meydanını doldurma potansiyeline sahip kürt hareketinin o milyonları Haziran ayaklanmasına yöneltmesidir. Arada böyle fark var. Bunu yapmadılar çünkü, hem Öcalan ve hem de Demirtaş, o ayaklanmada ''AKP'ye karşı darbe'' gördüler, katılmadıkları gibi, o kitleyi darbeci ilan ettiler. Sonradan verilen özeleştiri kürt hareketinin tutumunu haklı çıkarmaz.
Seçimler yaklaşıyor. Daha tam ayyuka çıkmadı, ama fısıltılar, kulislerde pazarlıklar...
Aklın bir köşesinde kişisel çıkarlar vızır vızır... Hani hiç olmazsa bir dönemcik de olsa vekilliğin getirileri var. Sakın "maaşı var diyerek başlamayın. Maaşmış, emeklilikmiş... Bunlar yan gelir gibi, en sonunda hesaba eklecek kırıntılar. Asıl, eldeki konumdan ve ilişkilerden doğan getiriler var... İşin içine hırsızlık, rüşvet falan da girse dokunulmazlık var... Bunların hesabı yok!
Aklın öteki köşesinde, kim parti merkezine sadık, kim kimden yana, kim hangi tarikattan / cemaatten / filan oğulları sülalesinden ne getirir hesapları... Listede kaçıncı sıra kavgaları falan... Kapılara, koridorlara birikerek itişmeze başladılar bile.
Yeni değil, Cumhuriyet tarihinin, ayrım gözetmeden tüm seçimleri öncesinde kaynatılan çorba ısınmaya başladı. İnsanı kusturur bunlar!
Neymiş efendim? AKP iktidarına karşı muhalefet ediyorlarmış... Onun için oy istiyorlarmış.
Dolandırıcılar böyledir işte. Sıradan ahlak sahibi insanların yüzünü kızartacak, onları yerin dibine sokacak yalanları özgüven tınıltılı bir sesle tekrarlamakta ustadırlar. Suratlarındaki samimi, sempatik, inandırıcı makyaj da hiç silinmez.
Buraya kadarını anlıyorum. Diyorum ya, dolandırıcı bunlar! Ha birine sahte bir mal, ya da aslında varolmayan bir şey satmış, parasını çarpmışlar; ha hiçbir şeyi değiştirmeyeceklerini bile bile "seni bu iktidardan kurtaracağım deyip, halkın oyunu kapmışlar.
Anlayamadığım, her seçim öncesi aynı makyajlı suratların, arkası karanlık ağızlarından dökülen aynı yalanları dinledikleri halde, aynı biçimde dolandırılanlar!
AKP'nin şaibeli seçimlerle doldurduğu, torbalar halinde ülkemizi faşizme doğru sürükleyen yasaları çıkardığı o parlamentoyu o günlerde diş ile tırnak ile savunan siz değil miydiniz? Böylece o günlerde AKP iktidarının ayakta kalmasına payanda olmadınız mı?
Yıllardır AKP'nin belirlediği gündemlerin peşinden sürüklenen, onun kavramlarıyla konuşan, karanlıklar padişahının attığı her adımı, parlamento içindeki oylama oyunlarına katılarak %50'nin iradesi, demokrasinin gereği mugalatasına dayandırmasını sağlayan, böylece ona yataklık, yalancı şahitlik yapan sizler değil misiniz?
Anti-sosyal, anti-demokrat, anti-halk partisi mi? AKP'nin şambriyeli patlak stepnesi, faşist-ırkçı-milliyetçi birikinti mi? Irkçı söylemleriyle onun aslî rakibi haline gelen, eski sol yalanı yeni isimle pazarlamaya çalışanlar mı?
Ya Kürt ulusal hareketinin Türkiye solunu %10 argümanıyla abluka altına almasına, dahası şantaja yeltenmesine ne diyeceğimi bilemiyorum. Haziran günlerinde AKP'nin yıkılıp gideceğinden korkuya kapıldıklarını kimse yüzlerine vurmadıysa, ezilen bir ulusa karşı gösterilen hassasiyet ve dikkattendi. Aslında bu konudaki en açık sözü, hareketin tartışılmaz ve eleştirilmez liderinin söylediğini unutup, geçmeyelim, o lafların üstünü örtmeyelim: AKP'yi ben iktidara getirdim demedi mi? AKP'yi 10 yıldır ayakta tutan benim! demedi mi?
Bunlar mı seçimlerin sonunda parlamentoya dolarak AKP rejimine son verecekler? Hemen hemen tümüne yakını dönüştürülmüş olan devletin bürokrasi aparatını, adalet mekanizmasını, polis teşkilatını, orduyu falan bunlar mı arıtacaklar? Karşı oy kullanmış olmaları safsatadır. Salt o meclisteki varlıklarıyla faşizme kapı aralayan ve artık tam bir spagetti karmaşasına dönüşmüş yasaları bunlar mı gerisin geriye geçersiz kılacaklar?..
AKP sıradan bir parti değil. Bunu herkes bilmiyor mu? Bilmezler mi? Tabii biliyorlar!
AKP'nin bugüne uzanan iktidarı da, gelmiş geçmiş siyasal partilerin iktidarına benzemiyor.
Bunu da herkes bilmiyor mu? Tabii biliyor, biliyoruz.
Önümüzdeki seçimlerde bizden oy istemeye hazırlananlar da bilmez mi? Onlar da biliyor, ama bilmezden geliyorlar.
Böylesi SIRADIŞI bir iktidarı, I. Cumhuriyet'i çoğu kurumlarıyla birlikte tarihe gömen bir sistemi, yarısının şaibeli olacağı şimdiden bilinen son derece SIRADAN bir seçimle sona erdirme hayalini pompalıyarak kimin değirmenine su taşıyorlar sanıyorsunuz?
Durum bunca dramatik olmasa, güldürmesinler beni diyeceğim ama...
Doğrusunu söyleyeyim:
Lütfen sizler bunlara oy vererek ağlatmayın beni!
Bu ileti en son solcu
tarafından 04.03.2015- 11:03 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Anti-sosyal, anti-demokrat, anti-halk partisi mi? AKP'nin şambriyeli patlak stepnesi, faşist-ırkçı-milliyetçi birikinti mi? Irkçı söylemleriyle onun aslî rakibi haline gelen, eski sol yalanı yeni isimle pazarlamaya çalışanlar mı?
Ya Kürt ulusal hareketinin Türkiye solunu %10 argümanıyla abluka altına almasına, dahası şantaja yeltenmesine ne diyeceğimi bilemiyorum. Haziran günlerinde AKP'nin yıkılıp gideceğinden korkuya kapıldıklarını kimse yüzlerine vurmadıysa, ezilen bir ulusa karşı gösterilen hassasiyet ve dikkattendi. Aslında bu konudaki en açık sözü, hareketin tartışılmaz ve eleştirilmez liderinin söylediğini unutup, geçmeyelim, o lafların üstünü örtmeyelim: AKP'yi ben iktidara getirdim demedi mi? AKP'yi 10 yıldır ayakta tutan benim! demedi mi?
Bunlar mı seçimlerin sonunda parlamentoya dolarak AKP rejimine son verecekler? Hemen hemen tümüne yakını dönüştürülmüş olan devletin bürokrasi aparatını, adalet mekanizmasını, polis teşkilatını, orduyu falan bunlar mı arıtacaklar? Karşı oy kullanmış olmaları safsatadır. Salt o meclisteki varlıklarıyla faşizme kapı aralayan ve artık tam bir spagetti karmaşasına dönüşmüş yasaları bunlar mı gerisin geriye geçersiz kılacaklar?.. Cemil Fuat Hendek büyük bir öfke patlamasıyla yazmış bunları. Çoğunda gerçeklik olmasına rağmen siyasi değerlendirmelerin biraz daha sakin yapılmasında yarar var gibi geliyor bana. AKP faşizminin yıllardır seçim kazanmasında örneklediği muhalefetin büyük payı olduğu aşikar. Bir örnek de ben vermek istiyorum, CHP'nin ileri gelen yöneticileri AKP'yi tanımlarken, faşizm ve tek adam diktatörlüğünden bahsediyorlar. Doğru bir tanımlama ama böyle bir tanımlama yaptıktan sonra ''Sn.Cumhurbaşkanına yanlış bilgi veriyorlar, etrafındakileri gözden geçirsin'' mealindeki yorumlar ne oluyor, ne kadar inandırıcı olabiliyor? Bu profildeki bir ana muhalefet partisinin ilkesel bir duruşunun olduğundan söz edebilmek mümkün hale gelebilir mi?
Kürt hareketi bir başka alem!
Onlar da AKP için bir faşist, diktatör diyorlar, öte yandan kürt sorunun yalnız Erdoğan'ın çözebileceğinden dem vuruyorlar. Son görüntü ise hepten içler acısı! Faşist bir zihniyet, son paketle faşizmini daha da perçinlemeye çalışırken, onu gerileteceğini amaçladığını söyleyenler böyle bir görüntü verebilirler mi? Böyle bir ''tuzağa'' izin verilir mi? ''AKP'yi gerileteceğim'' diye çıkılan yol daha başlangıçta AKP'ye arayıp da bulamadığı alanı açıyor!
Şimdi bunlar mı sözde sol muhalefet!
Yazar elbette öfkelenmekte haklı. Ama ne yapacaksınız, parlamentodaki ''malzeme'' de bu! Parlamento içinde AKP'ye olabildiği kadarıyla da olsa bu tablo ile muhalefet yapılacak
Çözüm mü; sosyalist sol!
Sol-sosyalist bir cephe!
Kısaca BHH!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
Yazdığının ne kadar saçma olduğunun farkında mısın? Kaldı ki tabanı da pek katılmadı diyordunuz ya neyse şimdi geçeyim orayı. Kürt Hareketinin örgütü de, tabanı da başından beri Gezi'de vardı. Hem İstanbul'da hem de Güneydoğu'da eylemlilikleri, katılımları ortada. Dolayısıyla ne o saçma ''Kürtler Gezi'ye katıldı ama örgütleri ayaklanmaya dahil olmadı'' önermen doğru nede ''yanlışları haklı çıkarma çabasında olduğum'' iddian doğru. Gerçeklikten kopuk olan da idealist bir Kürt Hareketi karşıtlığının içinde sıkışıp kalan, somuttan, pratikten kopuk önermeler getiren senin kafan.
