SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Dinci-gerici iktidardan çatlak sesler yükseliyor           (gösterim sayısı: 2.773)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 24.03.2015- 18:37


Dinci-gerici iktidardan çatlak sesler yükseliyor

Resim Ekleme

Bugün yaşanan çatışmalar henüz AKP’nin iktidar gücünü kaybetmesine yol açacak düzeyde değil elbette. Ancak önümüzdeki günlerde sürecek gibi görünen tartışmalar dinci-gerici AKP iktidarının tüm pisliğini bir kez daha işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin önüne sereceğe benziyor.

Seçim atmosferinin giderek yoğunlaştığı şu günlerde, düzen siyaseti iktidar partisi AKP’deki iç çatışmalarla ‘sarsılıyor.’ Son günlerde “Kürt sorunu yoktur” söylemini sıklıkla dile getirmeye başlayan Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat’ta hükümet ve Kürt hareketi tarafından “çözüm sürecine” ilişkin yapılan açıklamaları doğru bulmadığını belirtmesiyle başlayan iç tartışmalar, AKP içindeki rant ve egemenlik kavgasını bir kez daha gösterdi. Elbette taraflar arasında ipler tümüyle koparılmadı henüz. Ancak sadece şu son günlerde ortaya çıkanlar bile AKP’nin içindeki çürümüşlüğü göstermeye yetti.

Çok yönlü kriz iç çatışmayı derinleştirdi
AKP esasında dinci-gerici güçlerin bir koalisyonu olarak hükümet partisi oldu. İktidarlaşma süreci ile birlikte sermaye düzeninin pastasından aldığı payın giderek büyümesi, rantın ve koltukların paylaşımı tartışmalarını doğurdu. Önceki küçük tartışma ve ayrışmalar bir yana, özellikle Fethullah Gülen Cemaati ile girilen çatışma rant kavgasının en belirgin hali oldu.

AKP içinde yaşanan iç çatışmaları derinleştiren, çatlakların onarılamayacak boyutlara varmasına neden olan şey ise siyasal, ekonomik ve uluslararası alanda yaşanan kriz oldu. Öyle ya, AKP’nin de siyasal açıdan paraleli olan Müslüman Kardeşler hareketinin çöküşü, emperyalizmle yapılan işbirliği üzerinden şekillenen ‘model olma’ vasfının Suriye’ye yönelik saldırganlık sürecinde yitirilmesi, ekonomik alanda bir türlü önü alınamayan kriz ve bunun yarattığı basınç, Kürt sorunu karşısında ortaya konan politikanın Türk sermaye devletine çıkardığı fatura vb. etkenler AKP’nin her açıdan köşeye sıkışmasına neden oldu. Ayrıca, milyonların sokağa döküldüğü Haziran Direnişi de AKP’nin bu çok yönlü krizinin toplumsal alanda perçinlenmesi anlamı taşıdı. Tüm bunların gerici koalisyon içindeki çatlakları derinleştirmesi de kaçınılmaz bir sonuçtu.


Daimi şefin ‘tek adam’ ihtirası

Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğundan bu yana fiili olarak AKP başkanı ve başbakan gibi davranmasının hükümet kanadında rahatsızlık yarattığı önceden beri ifade ediliyordu. ‘Tek adam’ olarak davranan Erdoğan’ın hükümeti hiçe sayarak tüm ipleri kendine bağlaması AKP içinde tartışmalar yaşandığını gündeme getirmişti.

Kürt hareketi ve hükümetin “çözüm sürecine” ilişkin açıklamaları Erdoğan’ın yurtdışında olduğu sırada yapmaları, beraberinde hükümetin Erdoğan’ı etkisiz hale getirmeye çalıştığı yorumlarını da doğurmuştu. Hatta Erdoğan’ın “beni saraya hapsetmek istediler” şeklinde dert yandığına dair haberler de düştü burjuva basına.

Hükümetin Erdoğan’dan habersiz adımlar atmış olması en azından şimdilik çok olası değil. Fakat Erdoğan’ın itirazlarını bilerek ve öngörerek hamle yapmaları, bazı tartışmaların yaşanmasının göze alındığını da gösteriyor.

Seçim yaklaştı, koltuk savaşı kızıştı

AKP içindeki tartışmaların açık bir biçim alarak gündeme gelmesinin zamanlaması tesadüf değil. Düzen siyasetinde tüm planların 7 Haziran seçimlerine göre yapıldığı bugünlerde AKP içinde de koltuk kavgası yaşanması kaçınılmazdı. Zira daha önceki seçim dönemlerinde de benzer tartışmalar yaşanmıştı. Hükümet ve Erdoğan arasındaki ilk açıklamaların ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’in Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ı hedef göstermesi açıkça koltuk kavgasının ifadesiydi. Hükümet kanadını temsilen Arınç’a tepki göstererek Erdoğan’a yaranmaya çalışan Gökçek’in açıklaması, tartışmayı iyice alevlendirdi. Arınç’ın Bakanlar Kurulu’nun ardından düzenlediği basın toplantısında kullandığı ifadeler çatışmanın sertleşeceğinin de sinyali aynı zamanda.



Dinci-gerici iktidarda sona doğru...

Bugün yaşanan çatışmalar henüz AKP’nin iktidar gücünü kaybetmesine yol açacak düzeyde değil elbette. Ancak önümüzdeki günlerde sürecek gibi görünen tartışmalar dinci-gerici AKP iktidarının tüm pisliğini bir kez daha işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin önüne sereceğe benziyor. Arınç’ın itiraf niteliğindeki açıklamaları bunun ilk örneklerinden.

“Bu denli çürümüş, bu denli kokuşmuş, bu denli kontrolden çıkmış bir iktidarın varlığını hele de güçlenerek sürdürmesi düşünülemez. Dinci gerici AKP iktidarı bunun için artık ne gerekli politik ve moral güce, ne de bunu olanaklı kılabilecek bir toplumsal desteğe (ki seçmen desteğinden daha farklı bir şeydir bu), dolayısıyla toplumsal-siyasal meşruiyete sahiptir. Seçmenin önemli bir bölümünün desteğini halen de koruyor olması bu konuda yanıltıcı olmamalıdır. Zira daha da önemli, nitelikli ve dinamik olan öteki bir kesiminin de tepki, öfke ve nefretinin baş hedefidir. Haziran Direnişi sırasında resmi rakamlara göre on milyon civarında insanın dinci iktidarı günler boyunca sokaklarda protesto etmesi sıradan bir olay değildir.

Gelişmelerin yönünü bugünden kestirmek yine de kolay değildir. Bunu belirleyecek başlıca etkenler arasında, birikmiş toplumsal-siyasal-kültürel gerilimlerin yeni toplumsal patlamalar olarak kendini göstermesi, çöküntüye varacak bir ekonomik krizin toplumsal patlamalara da yeni güç katacak çok yönlü sonuçları ve nihayet Kürt sorunundaki muhtemel gelişmeler sayılabilir. Bunlara, sayılan bu etkenlerin hemen tümünü de kendi hesap ve tercihleri için şu veya bu ölçüde kullanma olanağına sahip emperyalist merkezlerin ve onlarla kader birliği içindeki işbirlikçi sermaye çevrelerinin alacağı muhtemel tutumları da eklemek gerekir.” (Geçiş sürecinde sermaye düzeni / Ekim, sayı 295, Şubat 2015)

Kızıl Bayrak



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Zorbalık, kokuşmuş dinci-gerici iktidarı kurtaramaz! proleter 0 3636 21.05.2014- 12:33
Konu Klasör Faşizmin dip karanlığından sesler denizcan 0 3116 27.11.2015- 16:22
Konu Klasör Hiroşima 1945’ten yükselen sesler proleter 0 3481 07.08.2014- 11:53
Konu Klasör Dinci-yağmacı iktidarın çırpınışları… proleter 0 3283 08.01.2014- 10:22
Konu Klasör Dinci bloğun çatlamasının nedeni ne? melnur 1 5276 12.12.2013- 13:34
Etiketler   Dinci-gerici,   iktidardan,   çatlak,   sesler,   yükseliyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS