SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 09.04.2015- 18:28


AKP faşizmini yandaşlardan daha iyi savunmak ve solcu düşmanlığı yapmak liberallerin hakikati zaten. Sonunda yakayı ele verdin. Sosyalizm, solcu, ilerici derken geldiğin çizgi bu. Yakında açık açık AKP faşizmini ve diktatörü savunursan hiç şaşırmam.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 09.04.2015- 19:33


Çağlayan: Amaçlar ve sonuçlar (Tevfik Tunçbilek)

"İşçi sınıfına dayanan ve iktidar hedefli bir mücadeleyi; inandırıcı, gerçekçi ve uzun soluklu bir mücadeleyi örgütleyecek; muzaffer ve muktedir olmak için kavga edecek öncü partiyi inşa etmek, Şafak'a ve Bahtiyar'a borcumuzdur."

31 Mart günü öğle saatlerinde, iki DHKC militanı, Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı Çağlayan Adliyesi'nde rehin aldılar. Eylemlerinin beş talebi olduğunu açıkladılar:

1. Berkin Elvan’ı katleden polislerin canlı yayına çıkarak itirafta bulunmaları,

2. Polislerin Halk Mahkemelerinde yargılanmaları,

3. Bugüne kadar, Berkin Elvan için yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan, işten atılan, tutuklanan herkesin suçlamalarının kaldırılması;

4. Eylemin ardından güvenli bir şekilde ayrılmalarının sağlanması,

5. Oluşturulacak bir heyetle iletişim kurmak.

Üzerinden geçen iki günün ardından, iç siyasete önemli etkide bulunan bu eylemi, duygusallığı bir yana bırakarak, somut bir biçimde tahlil etmemiz gerekmektedir.

Militanların taleplerini, gerçekçi bir biçimde ele alırsak: 1, 3, 4 numaralı taleplerin gerçekleşmesinin imkânsız olmadığını, 5'incisinin çok zayıf bir ihtimalle gerçekleşebileceğini, 2'ncisinin ise imkânsız olduğunu belirtmek gerekir. Eğer eylemin talepleri, önceki cümlede saydığımız üç maddeye daraltılmış olsaydı, eylemin başarılı olma ihtimali bir nebze daha yüksek olabilirdi.

5'inci talebin gerçekleşme ihtimalinin çok zayıf olma sebebi, sermaye devletinin infaz geleneğinin iyi bilinmesinden ötürüydü.

2'nci talebin imkansızlığı ise militanların mensup olduğu örgütün idealist ideolojisinden* kaynaklanıyor: Mahkemeler, birer devlet organıdırlar. Verili devlet aygıtını yıkmadan veya fiili bir ikili iktidar durumu yaratmadan (ki bu sürekli bir durum olamaz, iki iktidardan biri diğerini kısa vadede mutlaka ortadan kaldıracaktır) varsayılan halk mahkemelerinin yargılama yapması talebinin gerçekleşmesi mümkün değildi. Kaldı ki militanların sözünü ettikleri halk mahkemelerinin nerede kurulu olduğu, kimlerden oluştuğu vb. halkın çoğunluğu tarafından bilinmiyordu. Bu talep, eylemin gerçekçiliğini ve dolayısıyla zaten zayıf olan başarılı olma ihtimalini daha da zayıflatmıştır.

Sekiz saatlik sürecin ardından polis, rehin alma eyleminin yapıldığı odayı basmış, iki militanı öldürmüştür. Savcı Kiraz'ın da operasyon sırasında polis tarafından öldürülmüş olması güçlü bir ihtimaldir.

Eylemin sonuçlarını, salt talepleri üzerinden değerlendirecek olursak:

1. Tiranlık, yeni cinayetler işleme pahasına katillerini saklamayı sürdürmüş;

2. Katillerin halk mahkemelerinde yargılanması sözkonusu olmamış,

3. Bugüne kadar, Berkin Elvan için yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan, işten atılan, tutuklanan kimsenin suçlaması kaldırılmamış,

4. Militanların adliyeden güvenli bir biçimde ayrılması sağlanmamış,

5. Militanlarla iletişim kurmak üzere, eylemcilerin talep ettikleri kişileri içeren bir heyet oluşturulmamıştır.

Kısacası: Deklare edilen amaçlarından hiçbirinin gerçekleşmediği eylem, başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Eylemin bir dizi nesnel sonucunu da şu şekilde ifade edebiliriz:

1. Devrimci mücadelenin temel unsuru, tarihin akışına yön verme kabiliyetine sahip olan insan'dır. Öte yandan, düşman koşullarda yürütülen devrimci mücadele sırasında, devrimci öznelerin bu unsuru örgütleme olanağı (bilhassa sermaye sınıfının devlet aygıtına ve iktisadî işletmelerine oranla) oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla insan unsurunun devrimci mücadelede mümkün olan en az kayıpla, en uzun süre ve en yüksek verimlilikle kullanılması gerekir.

Kanımızca Çağlayan'da düzenlenen eylemin en olumsuz sonucu budur: biri 1987, diğeri 1991 doğumlu, devrimci mücadeleye en az 40 yıl daha emek verebilecek iki inançlı genç insan, başarısız olacağı öngörülebilecek bir eylemi gerçekleştirirken, sermaye devleti tarafından öldürülmüştür.

2. 2013 yılının yaz aylarında baş gösteren ve rejimi sarsan halk ayaklanmasının ardından yeni bir ayaklanmayı mümkünse başlamadan önlemeyi, başlaması hâlinde ise hızla kontrol altına alıp bastırmayı planlayan Erdoğan tiranlığı, gerek Çağlayan eylemcilerini öldürerek gerek ertesi gün İstanbul Üniversitesi öğrencilerine işkence uygulayarak bir defa daha gövde gösterisi yapmıştır. Kasıtlı olarak şiddetlendirilen devlet terörünün, tiranlık karşıtı ve silâhsız geniş halk kesimlerini yaz ayları yaklaşırken bir süre daha sindireceğini tahmin etmek güç değildir.

3. Çağlayan eylemine kadar Erdoğan tiranlığı aleyhine esmekte olan rüzgârın en belirgin işareti, 13 Mart'ta gerçekleştirilen İstanbul Üniversitesi Rektörlük Seçimlerini Erdoğan'ın adayı Mahmut Ak'ın değil, 264 oy farkla, solcu aday Raşit Tükel'in kazanmasıydı. Seçimin hemen ardından Mahmut Ak'ın atanması durumunda, İstanbul Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri, kitlesel bir biçimde bu gayri meşru atamaya karşı eyleme geçebilirler ve bu durum, daha kitlesel bir eylem dalgasını tetikleyebilirdi. Nitekim Erdoğan, atamayı iki haftadan uzun süre bekletmiştir. Çağlayan eyleminin ertesi günü polisin İstanbul Üniversitesi öğrencilerine düzenlediği saldırı ve uyguladığı işkence, adeta atama öncesi önleyici müdahale olmuş ve dün gece saatlerinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne Mahmut Ak atanmıştır. Şüphesiz mücadele bitmiş değil, öğrenciler ve akademisyenler bu atamaya karşı koyacaklardır fakat koşulların önceki haftalara göre daha dezavantajlı olduğunu ifade etmek gerekiyor.

4. Tiranlık, kanunsuzluk rejimidir. Çağlayan eylemi, kanunsuzluğun karşısında ilerici insanlığın tarih boyunca mücadeleyle kazanıp yasalara kazıdığı hakların ve özgürlüklerin baş savunucusu olan ilerici avukatlara dönük yeni bir saldırı dalgası için Tiranlığa büyük bir koz vermiş bulunuyor. Olağan koşullarda Tiranlığın gündeme getirmesi, getirse de kamuoyuna kabul ettirmesi çok güç olan, avukatların üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya ve elini kolunu bağlamaya dönük (örneğin avukatların da üzerlerinin aranabilmesi) yasal(!) düzenlemelerin yürürlüğe konulması için Tiranlık, büyük bir avantaj elde etmiştir. Elbette, bu başlıkta da mücadele şimdiden kaybedilmiş değil. İlerici avukatlar, birleşik bir mücadele hattı örgütleyeceklerini ve bu saldırıya karşı koymak için çaba sarf edeceklerini duyuruyorlar.

Özetlemek gerekirse: Çağlayan eylemcilerinin bireysel niyetlerinden, yürekliliklerinden veya fedakârlıklarından bağımsız olarak bu eylem, genel olarak devrimci mücadeleyle ve özel olarak Erdoğan tiranlığına karşı verilen mücadeleye olumlu bir katkıda bulunmadığı gibi, başta insan unsuru olmak üzere somut kayıplara sebep olmuş; Erdoğan tiranlığının eline ise tepe tepe kullanacağı yeni kozlar vermiştir.

Sadece Türkiye'de, 95 senede yeterince şehit verdik. Mustafa Suphi'lerden, Deniz Gezmiş'lere, Mahir Çayan'lardan, Bahçelievler'e ve cezaevi katliamlarına, Türkiye'de her gelenekten devrimci hareketin tarihi, kahramanca direnişlerle ve şehitlerle doludur. Öte yandan, devrimci mücadelenin ana amacı bireysel kahramanlıklara imza atmak veya mücadele uğruna ölmek olamaz. Bunlar mücadelenin, ikincil sonuçları'dır. Devrimci mücadele, siyasal savaşımda muzaffer ve muktedir olmak için verilmelidir.

Çağlayan'ın, sosyalist devrimcilere verdiği bir görev bulunuyor. Şu soruları sorarak, bu görevi bilincimize çıkarmak mümkündür: Şafak Yayla'nın babasının ifadesiyle iyi bir kariyeri reddederek, doğru olduğuna inandıkları bir dava uğruna ölümü göze alacak kadar adanmış iki devrimci genç, neden sosyalist devrim saflarında değil de günümüzde bile Narodnizmde örgütlenmektedir? Sosyalist devrimciliğin, siyasal bir arayışta olan yurtsever ve halkçı gençler için inandırıcılığı ne durumdadır?

İşçi sınıfına dayanan ve iktidar hedefli bir mücadeleyi; inandırıcı, gerçekçi ve uzun soluklu bir mücadeleyi örgütleyecek; muzaffer ve muktedir olmak için kavga edecek öncü partiyi inşa etmek, Şafak'a ve Bahtiyar'a borcumuzdur.


--------------------------------------------------------------------------------


*Bu idealist ideolojinin yansımalarını; sınıflı toplumların görüngülerinden biri olan kadın bedeninin ticari istismarı (fuhuş) olgusunu, kapitalist sistemi yıkmadan, bu sistemin işlemekte olduğu belirli yerelliklerde örgüt zoruyla önlenebileceği sanrısında veya iktisadî varlığını ücretli emek sömürüsüne borçlu olan bir kapitalistin otomobilini yakarak, ona işçileri sömürmeme uyarısında bulunulmasında da gözlemek mümkündür.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 09:09


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

AKP faşizmini yandaşlardan daha iyi savunmak ve solcu düşmanlığı yapmak liberallerin hakikati zaten. Sonunda yakayı ele verdin. Sosyalizm, solcu, ilerici derken geldiğin çizgi bu. Yakında açık açık AKP faşizmini ve diktatörü savunursan hiç şaşırmam.






yakayı "sonunda" mı ele verdim? foyam çıka çıka bitmiyor, yakayı ele vere vere yaka bitmiyor. ne foyaymış kardeşim, ne yakaymış yahu?! :)

neden yakayı ele vermişim? "al kırk fırın ekmeğin de senin olsun, solculuk da senin olsun, ben hakikate razıyım" dediğim için. yine diyorum, yine yakamı eline veriyorum. :)

bir daha söyle!..

al kırk fırın ekmeğin de senin olsun, solculuk da senin olsun, ben hakikate razıyım.

yakında "akp faşizmini ve diktatörü" savunursam hiç şaşırmazmışsın. iyi ama size göre ben zaten onları savunmuyor muyum? bana "akp yalakası", "yandaş" vb deyip duruvermiyor muydunuz? o zaman yalan mı söylüyordunuz? yoksa sizin deyiş biçiminiz mi o?

yani karşı söz söyleyen birine hemen sizin de inanmadığınız, saçma sapan ithamlarda bulunmak siz gençlere, 80 öncesindeki solcu babalarınızdan, amcalarınızdan, teyzelerinizden geçen genetik ve etik bir miras mı?




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 09:59


Her yazdığın yazının sol düşmanlığıyla ilgili olduğunu görüyorduk, solcuyum, sosyalistim laflarının ciddiye alınmaması bundandı. Foyan meydana çıkmıştı bizim için, şimdi ise artık itiraflar bölümündesin.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 10:44


Sayın kaçak ben sana zamanında söylemedimmi biraz dikkat et diye. Baksana, böyle ulu orta her şeyi söylersen tabiiki arkadaşlar senin gerçek yüzünü ve niyetini yani "sol karşıtlığını" hemen görürüler. Şimdi ne yapacaksın? Herkes artık seni tanıyor. Sen yandın   dostum. Sen artık gerçek kimliğinle, yani "AKP'li kimliğinle" yazsan senin için daha hayırlı olur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 13:11


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Sayın kaçak ben sana zamanında söylemedim mi biraz dikkat et diye. Baksana, böyle ulu orta her şeyi söylersen tabii ki arkadaşlar senin gerçek yüzünü ve niyetini yani "sol karşıtlığını" hemen görürüler. Şimdi ne yapacaksın? Herkes artık seni tanıyor. Sen yandın   dostum. Sen artık gerçek kimliğinle, yani "AKP'li kimliğinle" yazsan senin için daha hayırlı olur.







evet yaa... dolduruşa geldim ve şimdiye dek defalarca ortaya çıkmış foyamı bir kere daha ortaya çıkardım; defalarca eleverdiğim yakamı bir kez daha eleverdim. ne yapacağımı cidden bilemiyorum. acaba gülsem mi, yoksa ağlasam mı?

:) güldüm. :)





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 17:11


Ortada faşistçe katliam var, AKP'nin polisi savcıyı öldürmeyeceği belli olan iki devrimciyi, bir odada sıkışmışken ve kaçacak başka bir yer yokken ve diyalog da devam ederken öldürüyor, kurşun yağmurundan savcı da kurtulamıyor, sen hala işin gırgırındasın. Böyle bir olayda iki devrimcinin arkasında durmak için solcu olmaya bile gerek yokken, kalkmış katliamı savunuyorsun! Senin dengen iyice bozulmuş!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 10.04.2015- 17:15


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Ortada faşistçe katliam var, AKP'nin polisi savcıyı öldürmeyeceği belli olan iki devrimciyi, bir odada sıkışmışken ve kaçacak başka bir yer yokken ve diyalog da devam ederken öldürüyor, kurşun yağmurundan savcı da kurtulamıyor, sen hala işin gırgırındasın. Böyle bir olayda iki devrimcinin arkasında durmak için solcu olmaya bile gerek yokken, kalkmış katliamı savunuyorsun! Senin dengen iyice bozulmuş!




o zaman şöyle anlaşalım: savcıyı kim öldürmüşse onu kınayalım. ölümüne sebep olan herkesi eleştirelim ve suçlayalım. olur mu?





Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör 31 Mart seçimleri üzerine SOL analiz! melnur 2 10 12.04.2024- 08:33
Konu Klasör Liberal ihanet mi, liberal cehalet mi; Hayko Bağdat.. melnur 2 3987 10.06.2018- 19:14
Konu Klasör 2015 seçim analiz ozkanates 11 11746 10.12.2015- 15:07
Konu Klasör Analiz ve siyaset-Metin Çulhaoğlu denizcan 1 3254 29.09.2015- 10:18
Konu Klasör DİSK'ten 15-16 Haziran eylemi umut 5 3593 16.06.2021- 02:09
Etiketler   Çağlayan,   Eylemi,   üzerine,   analiz,   liberal,   oportunizm
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS