SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.05.2015- 10:25


Kenan Evren ve fırıldaklar
Ahmet Abakay




Siyasette Zübükler, medya’da Fırıldaklar bu ülkenin her zaman önemli sorunu, çamuru oldular.

Kenan Evren ve 12 Eylül faşizmi hakkında çok yazı yazıldı. Söylenmesi gereken hemen her şey söylendi. Yinelemeye gerek yok.

Darbecinin ölümü ile birlikte benim merak ettiğim ise, Evren dönemi ve bugüne uzanan süreçte hep fırıldak olanların ne yazacağı idi.

Bunların başında tabii ki Oral Çalışlar adlı şahıs geliyor.

Önce düşündüm tam da kendini unutturmuşken bu konuda yazmaz diye.

Bir gerekçe de bulurdu.”Hastaydım, birkaç gündür griptim, ishaldim, oram buram ağrıyordu, yazamadım” der diye düşündüm.

Yok, yok duramadı, yazdı, Radikal’deki köşesinde. (11 mayıs)

Yazısında diyor ki; “Şurası gerçektir ki Kenan Evren bir darbeciydi. Aldığı eğitim, dayandığı temel felsefe, temel ideolojik yaklaşımı Laikliğe dayanıyor”

Yani Laik olduğu için darbe yapmış.

Devam ediyor; “Kenan Evren ve 12 Eylül rejiminin temel ideolojik malzemesi, askeri cunta için yorumlanmış Atatürkçülüktü. Laiklik ve dini gericilikle mücadele söylemi Atatürkçülüğün her zaman en temel dayanağı olmuştur.”

Bunu kim söylüyor, 12 Eylül’ün Atatürkçüsü Oral.

Ayrıca bunları yazan Oral, Darbeci Evren’in nesiydi?

Belgelerle, kendi yazısıyla sabittir ki, bu şahıs,12 Eylül darbesinin medya ayağı idi.

Yalnız değildi elbette. Ama bu arkadaş onların içinde en cesuru idi. Bilmeyenler bilmeli.

12 Eylül darbesi bazı gazeteleri kapatmıştı. Oral da kapatılan gazetelerden Aydınlık gazetesinin Genel Yayın Yönetmeniydi.

Gazetenin açılması, yayınına devam etmesi için İstanbul sıkıyönetim komutanlığına ve Milli Güvenlik Konseyi (MGK) Başkanı Kenan Evren’e   darbeden 1 hafta sonra yani 18 Eylül 1980 tarihinde Gazetenin antetli kağıdıyla, altına kendi adını da yazarak 3 sayfalık mektup yazıp gönderir. Bu mektubu da haber yapılsın diye basına   dağıtırlar.

Bu ibretlik mektubun tam metnini (orjinalini), “Hoşana’nın Son Sözü”   adlı kitabımda yayınladım.(Sh.245)

“Atatürkçü” Oral, bu mektubunda, Kenan Evren’e diyor ki, “biz gazete olarak en büyük devrimci Atatürk’ün devrimci mirasının en önde savunucusuyuz.İstiklal Marşımıza karşı yapılan saygısızlığa karşı basında en kararlı   tutum alan gazeteyiz.”

Devam ediyor, 12 Eylül’ün Kemalisti Oral; “gazetemiz MGK’nın ilan ettiği amaçların gerçekleşmesine, basın alanında destek olmak için hayatını dahi feda etmeye hazır olduğunu kanıtlamıştır.”

Bu adamın, hayatını dahi feda etmeye hazır olduğu MGK kararları ki, Türkiye’yi cehenneme çeviren, idamların, işkencelerde öldürülenlerin, sakat kalanların, faili meçhullerin yaşandığı, siyasi partilerin devrimci sendikaların, örgütlerin kapatılmasını öngören kararlardır.

Bu kararlar için hayatını dahi feda etmeye hazırlarmış.

Bu kararların ölümüne savunucusu, en büyük devrimci Atatürk’ün izinde olan bu vatandaş, Evren’in öldüğü günün ertesinde, Darbeci, falan, filan diye yazıyor.

Sus bari sus. Seni bilen var, bilmeyen var.

Önce Evren’ci, Sonra Özal’cı, Şimdi RTE’ci medyada yer alan bu ve bunun gibi fırıldakların, dün dündür, bugün bugündür’cülerin, her dönemin adamı   gazetecilerin sayısı ne   yazık ki ülkemizde bir hayli fazla.

Ancak tarih de affetmiyor.

20 yıl sonra 35 yıl sonra da olsa yazdıkları mektupları çıkarıp ortaya döküyor.

Elbette bu kişi yalnız değil. Daha Barlaslar var, daha Nazlı’lar var.

Bir de bu büyüklerinin izinde giden yeni yetmeler var.

Tarih de boş durmuyor.

Tarih Evreni de, onun yazıcı kadrosunu da, O’nun mirasçısı bugünkü diktatörleri de kayda geçiyor.

Yazılanlar içinde en iyi başlık ta şuydu, “Evren öldü, düşüncesi iktidarda”



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 13.05.2015- 13:49


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

12 Eylül darbesi Kenan Evren ve dört arkadaşının üzerine yıkılmamalı. O dönemin bütün siyasileri, medyası hep birlikte darbe olması için askeri göreve çağırıyordu. Günde ortalama onlarca insan birbirini öldürüyordu. Darbe olduğunda siyasetten, bürokrasiye, medyaya kadar büyük bir kesim de darbeyi alkışladı. Darbe şartları oluştuğu için darbe oldu. Kenan Evren ve dört general bu konuda belki de en masumlarıydı. Suçlu aranıyorsa, o suçlu dönemin siyasileri ve medyasıydı. Adam ne yapsın, vatan elden gidiyorsa o da onu kurtarma görevini üstlendi!



Kenan Evren ve arkadaşları için ''en masumları''demeniz ayıptır. Kenan Evren 12 eylül faşizminin lideridir ve ''asmayalım da besleyelim'' diyen bir canidir. Böyle birine bu şekilde yorum yapmak da senin ayıbındır. Evren 12 Eylül'le birlikte Türkiye'yi hapishaneye ve işkence evine dönüştürmüştür.   Böyle bir lider bozuntusundan bahsettiğini unutuyorsun. O dönemde siyasilerden ve medyadan ''ordu göreve'' istekleri Kenan Evren'in yaptıklarını haklı çıkarmaz ve masum göstermez. Öldü ama Kenan Evren'den hala kurtulamadık. Bu ülkeye sosyalizm gelmedikçe Kenan Evrenler bu topraklarda bitmez. Birinden kurtulduk, bir başkası hala başımızda.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 13.05.2015- 13:51


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

12 Eylül darbesi Kenan Evren ve dört arkadaşının üzerine yıkılmamalı. O dönemin bütün siyasileri, medyası hep birlikte darbe olması için askeri göreve çağırıyordu. Günde ortalama onlarca insan birbirini öldürüyordu. Darbe olduğunda siyasetten, bürokrasiye, medyaya kadar büyük bir kesim de darbeyi alkışladı. Darbe şartları oluştuğu için darbe oldu. Kenan Evren ve dört general bu konuda belki de en masumlarıydı. Suçlu aranıyorsa, o suçlu dönemin siyasileri ve medyasıydı. Adam ne yapsın, vatan elden gidiyorsa o da onu kurtarma görevini üstlendi!



Kenan Evren ve arkadaşları için ''en masumları''demeniz ayıptır. Kenan Evren 12 eylül faşizminin lideridir ve ''asmayalım da besleyelim'' diyen bir canidir. Böyle birine bu şekilde yorum yapmak da senin ayıbındır. Evren 12 Eylül'le birlikte Türkiye'yi hapishaneye ve işkence evine dönüştürmüştür.   Böyle bir lider bozuntusundan bahsettiğini unutuyorsun. O dönemde siyasilerden ve medyadan ''ordu göreve'' istekleri Kenan Evren'in yaptıklarını haklı çıkarmaz ve masum göstermez. Öldü ama Kenan Evren'den hala kurtulamadık. Bu ülkeye sosyalizm gelmedikçe Kenan Evrenler bu topraklarda bitmez. Birinden kurtulduk, bir başkası hala başımızda.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 13.05.2015- 13:51


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

12 Eylül darbesi Kenan Evren ve dört arkadaşının üzerine yıkılmamalı. O dönemin bütün siyasileri, medyası hep birlikte darbe olması için askeri göreve çağırıyordu. Günde ortalama onlarca insan birbirini öldürüyordu. Darbe olduğunda siyasetten, bürokrasiye, medyaya kadar büyük bir kesim de darbeyi alkışladı. Darbe şartları oluştuğu için darbe oldu. Kenan Evren ve dört general bu konuda belki de en masumlarıydı. Suçlu aranıyorsa, o suçlu dönemin siyasileri ve medyasıydı. Adam ne yapsın, vatan elden gidiyorsa o da onu kurtarma görevini üstlendi!



Kenan Evren ve arkadaşları için ''en masumları''demeniz ayıptır. Kenan Evren 12 eylül faşizminin lideridir ve ''asmayalım da besleyelim'' diyen bir canidir. Böyle birine bu şekilde yorum yapmak da senin ayıbındır. Evren 12 Eylül'le birlikte Türkiye'yi hapishaneye ve işkence evine dönüştürmüştür.   Böyle bir lider bozuntusundan bahsettiğini unutuyorsun. O dönemde siyasilerden ve medyadan ''ordu göreve'' istekleri Kenan Evren'in yaptıklarını haklı çıkarmaz ve masum göstermez. Öldü ama Kenan Evren'den hala kurtulamadık. Bu ülkeye sosyalizm gelmedikçe Kenan Evrenler bu topraklarda bitmez. Birinden kurtulduk, bir başkası hala başımızda.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 15.05.2015- 11:27


Fatih Yaşlı: Evren, 12 Eylül liberalleri ve riyakârlık


Başlarken, önce şu satırları bir okuyalım:

“Ben bütün işçilere ve işverenlere sesleniyorum: Her iki taraf da birbirlerinin hakkını tanısın ve birbirinin hakkını versin. Bunu bütün işverenlerden ve bütün işçi vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Memleketimiz bu sayede refaha ulaşacaktır.

Hemen ardından, bir de şu satırlara bakalım:

“İşçi ve işveren aynı gayeyle çalışmalı, karşılıklı hak ve görevlerin adil esaslara bağlanarak, mücadele ve kavga yerine meseleleri görüşerek anlaşma yolunun tercih edilmesi hedef olmalıdır. İşçi-işveren ilişkileri menfaat çatışması yönünde değil, menfaatlerin birleştirilmesi, müşterek menfaatlerin araştırılması yönünde olmalıdır.”

Bu birbirinin tıpatıp aynısı olan cümleleri kimler kurmuş olabilir, kim dünyaya böylesine benzer bir perspektiften bakmaktadır?

İlk cümleler Kenan Evren’e ait ve ikinciler Özal’a ait. Biri 1981’de kurmuş bu cümleleri,   diğeri 1983’te.

İkisi de emek düşmanı, ikisi de işçi düşmanı, ikisinin de dünyaya, siyasete, ekonomiye

bakışı aynı.Peki bunlardan Evren olanı, neden “faşist darbeci”yken, Özal olanı bir “demokrasi   kahramanı”?

Neden?

Cumhurbaşkanıyken şortla asker denetlediği için mi? “Semra Hanım, bir kaset koy da   neşemizi bulalım” dediği için mi? Omuzlarının üzerinde apolet olmadığı için mi?

Neden?

Türkiye liberalleri, bütün bir 80’ler ve 90’lar boyunca, milliyetçi, muhafazakâr ve neoliberal Turgut Özal’dan bir “demokrasi yıldızı” yaratmaya, bir “sivilleşme destanı” yazmaya çalıştılar.

Sovyetler Birliği dağılıyor, reel sosyalizm çözülüyordu, zamanın ruhu da buna uygundu yani; bir yandan kendi solcu geçmişleri üzerinden sola küfrediyorlar, öte yandan Özal şahsında piyasa ekonomisine, liberalizme, yeni dünya düzenine övgüler yağdırıyorlardı.

Hasan Cemaller, Cengiz Çandarlar, Mehmet Barlaslar, Mehmet Ali Birandlar, Ertuğrul Özkökler, Evren’e baktıklarında bir faşist, Evren ve 12 Eylül olmasa belki asla iktidar olamayacak Özal’a baktıklarında ise bir demokrat görüyorlardı ve hiç utanmıyorlardı!

Şaşırtıcı mı, elbette ki değil. Aynı güruh, 2000’lere gelindiğinde ikinci Özallarını ve ikinci ANAP’larını buldular: AKP ve Erdoğan askeri vesayetle hesaplaşacak, Türkiye’yi AB’ye sokacak, demokrasiyi kuracak, bölgesel bir güç   inşa edecekti.

Peki sonuç?

Sivilleşme diye diye, demokrasi diye diye, özgürlük diye diye gelinen nokta bir tek parti/tek adam rejimi oldu.

Bugün Türkiye’de kurumsallaşmış ve tahkim edilmiş bir 12 Eylül rejimi varsa, 12 Eylül hala sürüyorsa ve diktatoryaya bir adım kalmışsa, bunun düşünsel sorumluluğunun önemlice bir bölümü, önce Özal’dan, sonra Erdoğan’dan “demokrasi yıldızı” yaratan liberallerin üzerindedir.

Yargıyı AKP-C koalisyonuna teslim eden 2010 referandumunda “yetmez ama evet” demekten tutun da, “demokratik devrim tamamlanıyor” şeklindeki “teori cambazlığı”na, liberalizmin ucu bucağı belirsiz bir “günah galerisi” bulunmaktadır bu ülkede.

Şimdi ise aynı liberaller, pespaye bir riyakârlıkla, hem Kenan Evren’e ve 12 Eylül’e küfretmekte, hem de Erdoğan’ın “12 Eylül’ün mirasçısı” olduğunu söylemektedirler.

Ve bunu yaparken Özal’a ve düne kadar Erdoğan’a duydukları aşka dair tek bir cümle dahi kurmamaktadırlar.

Aralarında en dürüstlerinin ve tutarlılarının ise Barlas ve Evren’e “rahmet dileyen” Özkök olduğunu söyleyebiliriz.

En azından hiçbir zaman Çandarlar, Hasan Cemaller gibi “muhalif” pozu kesmemişler, güce tapmaya devam etmişler, bunu da gizleme gereği görmemişlerdir.

Diğerlerinin adı ise riyakârlık tarihine şimdiden altın harflerle yazılmış durumdadır!

yurtgazetesi



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kenan’ı bilmem ama “bize ölüm yok!” dayanışma 0 3153 10.05.2015- 23:12
Konu Klasör Kenan Somer yaşamını yitirdi tarihselmaddeci 0 4308 11.05.2015- 13:25
Konu Klasör Evren genişliyor mu? sirius 10 12355 01.10.2019- 21:59
Konu Klasör Evren, Evrim ve Rennan… umut 9 11165 30.11.2014- 05:29
Konu Klasör Plazma Evren Modeli sirius 1 5637 19.11.2015- 22:17
Etiketler   Kenan,   Evren,   öldü
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS