SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
12 Eylül ile hesaplaşmak düzenle hesaplaşmaktır!           (gösterim sayısı: 2.224)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 16.09.2013- 00:23


12 Eylül ile hesaplaşmak düzenle hesaplaşmaktır!



İşçi sınıfı sadece 12 Eylül’le, onun darbeci generalleriyle hesaplaşmakla yetinemez. Onların hizmet ettiği sınıfla, sermaye sınıfı ve emperyalizmle hesaplaşır.
33 yıl önce gerçekleşen 12 Eylül askeri faşist darbesinin en büyük bedellerinden birini işçi sınıfı ödemiştir. Çünkü “Kardeş kavgasına son vereceğiz” diyerek darbeyi gerçekleştiren generallerin ilk işi grevleri yasaklamak, mücadeleci sendikaların kapısına kilit vurmak olmuştur. Böylelikle işçi sınıfının örgütlü mevzileri dağıtılmış, “24 Ocak Kararları” olarak bilinen sömürü ve soygun programının önü açılmıştır.

12 Eylül darbesi bir nokta operasyonu değil, süreklileşen, giderek kurumsallaşan ve hala da devam etmekte olan beter bir kölelik düzeni yaratmıştır. Böylelikle 12 Eylül darbesini sevinç çığlıklarıyla karşılayan zamanın TİSK Başkanı Halit Narin’in, “Bugüne kadar işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz” sözleri gerçeğe dönmüştür. 12 Eylül darbesiyle ordu, işçi sınıfı karşısında çaresiz kalan sermayenin yanında doğrudan sınıf kavgasına müdahale etmiştir. 1960’lı yıllardan kitlesel ölçekte alanlara inen, işbirlikçi sendikal düzeni yıkıp DİSK’i kuran, büyük militan mücadelelerle ülkeyi sarsan, haklarını söküp olan, ayağa kalktığında sömürücü asalakların kaçacak delik aradığı işçi sınıfının eli kolu bağlanmıştır. İşte o günden bu yana işçi sınıfı hep kaybetmeye devam etmiştir.

12 Eylül generallerinin Amerikan şeflerinden aldıkları direktiflerle kurulan düzende, MESS Genel Başkanı Turgut Özal başbakan, Türk-İş Genel Sekreteri de darbe hükümetine çalışma bakanı yapılmıştır. DİSK kapatılıp işçiler bir gecede Türk-İş’e üye yapılmış, mücadeleci işçiler ve sendikacılar zindanlara kapatılmıştır. Bitmemiş yüzbinlerce işçi de fabrikalardan uzaklaştırılmıştır.

İşte böylelikle taşları döşenen düzende Türkiye işçi sınıfı iliklerine kadar sömürülmüştür. Hükümetler değişmiş ama bu vahşi sömürü düzeni yaşamaya devam etmiştir. Güya 12 Eylül yasalarını değiştirmek ve 12 Eylül düzeninden hesap sormak adı altında hükümetlerce gündeme getirilen ne kadar düzenleme varsa hepsi bu düzeni dökülen yerlerinden onarıp sürdürmekten başka bir sonuç vermemiştir. Dahası “demokratikleşme” adı altında paketler açanlar, demokrasinin en önemli ölçütü olan grev ve sendika hakları konusunda 12 Eylül hukukundan milim geriye gitmemiş, dahası onu pekiştirmek için ellerinden geleni yapmıştır. En son geçtiğimiz yılda AKP iktidarı grev ve sendikalar yasasını değiştirmiş, ama değişikliklerle 12 Eylül darbecilerine rahmet okutmuştur. Öyle ki yapılan yeni yasayla işçi sınıfı mevcut haklarından da olmuştur. Grev ve toplu sözleşme hakkı tırpanlanmıştır. AKP de emperyalizmin ve sermayenin hizmetinde bir parti olmanın gereğini yapmış, 12 Eylül ile yaratılan sınıfın güçsüzlük ve örgütsüzlük haline yaslanarak bir kez daha onun canına okumuştur.

İşçi sınıfı için 12 Eylül karanlığı sürmektedir. Çünkü 12 Eylül işçi sınıfı için, grev yasakları, sendikalaşmanın önündeki yasal ve fiziki engeller, Türk Metal’de sembolleşen işbirlikçi sendikacılık düzeni, düşük ücretler, taşeronlaştırma ve binlerce işçinin öldüğü vahşi bir sömürü düzeni demektir. Darbeci generaller siyasal sahnede silindi gitti, ama onlar kadar gaddar ve onlar kadar işçi sınıfına düşman AKP hükümeti, sermayenin yüzünü güldürmeye devam ediyor. O AKP ki hükümete geldikten sonra ilk iş olarak kölelik yasasını çıkarmak olmuştu. Artık bir ayağının çukurda olduğu şu sıralarda da 12 Eylül generallerinin bile cesaret edemediği kıdem tazminatı hakkına dokunmaya cüret ediyor.

İşte bunun için diyoruz ki, 12 Eylül ile gerçek bir hesaplaşmayı ancak işçi sınıfı başarabilir. İşçi sınıfı da sadece 12 Eylül’le, onun darbeci generalleriyle hesaplaşmakla yetinemez. Onların hizmet ettiği sınıfla, sermaye sınıfı ve emperyalizmle hesaplaşır. Ama aynı zamanda da 12 Eylülcüler’in “hizmet” bayrağını taşıyan AKP hükümetiyle hesaplaşır. Bu hesaplaşma için de önce, hala elini kolunu bağlayan Türk Metal ve Türk-İş’teki sendikal ihanet prangasıyla hesaplaşır.

Kızılbayrak



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Helalleşmek mi, hesaplaşmak mı? melnur 6 1559 23.11.2021- 08:17
Konu Klasör 12 Eylül ve Faşizm... umut 8 5477 13.09.2021- 11:07
Konu Klasör 12 Eylül ve üç tanık... melnur 2 2364 13.09.2021- 11:05
Konu Klasör Eylül - SERDAL BAHÇE melnur 1 327 16.09.2023- 00:24
Konu Klasör 12 Eylül'ün 40.yılında Dev-Yol'un liderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu... melnur 1 1907 13.09.2020- 10:51
Etiketler   Eylül,   ile,   hesaplaşmak,   düzenle,   hesaplaşmaktır
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS