SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
HDP'ye oy veren solcular Ankara bombacısı için ne           (gösterim sayısı: 8.885)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 24.02.2016- 12:41


Deli Gaffar: HDP'ye oy veren solcular Ankara bombacısı için ne düşünüyor?

İşte 'Deli Gaffar'ın HDP'ye oy veren 'solcu-sosyalist' seçmenlere sorduğu sorular:

Resim Ekleme

"Deli Gaffar'ın Notları" adlı kişisel bloğunda çarpıcı yazıları ile on binlerce takipçisi olan 'Deli Gaffar' HDP'li vekilin Ankarra bombacısının cenazesine katılmasına tepki gösterdi ve HDP'ye oy veren solculara da "Ankara bombacısı hakkında ve HDP'nin bu tavrı karşısında ne düşündüklerini sordu.

İşte 'Deli Gaffar'ın HDP'ye oy veren 'solcu-sosyalist' seçmenlere sorduğu sorular:

Ankara Bombası ve HDP’ci Arkadaşlarımıza Bazı Sorular

İki gündür soruyoruz, HDP’li arkadaşlarımız, onların yanında yürüyen ve kendine “sosyalist, devrimci, komünist” gibi sıfatlar takanlar Ankara bombacısı hakkında ne düşünüyorlar? Çok basit, çok sıradan bir soru soruyoruz, sadece fikirlerini öğrenmek istiyoruz.

Arkadaşlarımızdan çıt yok! Olayın ilk anından itibaren bülbüller gibi şakıyan, komplo tezgahlarında kül bırakmayan kardeşlerimiz şimdi sus pus oldular. Maşallah her konuda fikriniz var, analiz etmediğiniz siyasi hadise, anatomisini çıkarmadığınız toplumsal olay yok gibi, peki bu konuda neden susuyorsunuz?

Aylardır faşist diye küfür ettiğiniz, ulusalcı deyip aşağıladığınız, her tür hakarete, en basitinden ambargoya, boykota maruz bıraktığınız, solculuğunu sorguladığınız bir kardeşiniz olarak açıkça çok basit bir soru soruyorum, ve aynı şekilde açık, sade bir yanıt bekliyorum. Fikrinizi neden bizden esirgiyorsunuz?

HDP’ye oy veren, siyasete pek bulaşmamış “sıradan” seçmen kardeşlerim, sizleri özellikle ayrı tutmak, iradenize ve aklınıza saygısızlık yapmamak isterim. Bakın sizin oyunuzla seçilen bir milletvekili Ankara’nın göbeğinde onlarca masum insanı katleden bir katilin cenazesine katılıyor, ona övgüler düzüyor, geride kalanları onun gibi davranmaya teşvik ediyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? “İyi ki de benim oylarımla böyle biri meclise girdi” mi diyorsunuz. Yoksa “lanet olsun size verilen oya, size verilen desteğe” mi diyorsunuz? Bu insanları siz seçtiniz, bizler, canına kast edilenler olarak size bu basit soruyu sorma hakkına sahibiz sanırım. Bizi öldürenleri ve daha da öldüremeye devam edeceğiz diyenleri hala aynı şekilde destekliyor musunuz?

Ne önemi var deyip geçemezsiniz. Sıradan bir olay gibi davranmazsınız. Bu soruyu bize değilse bile, hiç değilse kendi vicdanınıza karşı yanıtlamak zorundasınız. Hepimizin yaşadığı kentlerden birinde cadde ortasında güpegündüz vahşice bir terör eylemi gerçekleşiyor. Bunu gerçekleşitiren örgüt PKK’dir, HDP ise onun sivil kanadıdır. Durun, hemen kızmayın, bu benim iddiam değil, kendi sözleri. HDP, PKK’den ayrı bir şey değildir diyen, ayrıştırmaya kalkanları (sizin gibileri) hainlikle düşmanlıkla suçlayan onlar. Ve işte bir de fiilen gördüğümüz rezalet var, oylarınızla meclise giden bir kadın, o alçakça cinayeti işleyen adamın cenazesinde ona övgüler yağdırıyor.

Oy verdiğiniz parti, onun sevimli eşbaşkanları suskun, hatta Demirtaş’ın bir beyanı dolaşıyor ortalıkta “PKK’li cenazesine gitmeyen vekil hakkında soruşturma açacağım” diyor. Kimbilir belki de vekil hanım aslında Demirtaş’ın talimatını yerine getiriyor. Siz bütün bunları onaylıyor musunuz? Vicdanınız bunlara olur veriyor mu? Vermediğine, bu işin çok ciddi biçimde canınızı sıktığına eminim. O zaman lütfen cesur olun ve sesinizi çıkarın. Siyasetin pisliğine bulaşmamış, tek derdi memleketin kurtulması olan insanlarsınız. Kimseden bir ikbal beklentiniz yok, o zaman tek borcunuz var demektir, o da gerçek. Gerçeği söyleyin, fikrinizi söyleyin, insana kıyan canileri desteklemediğinizi söyleyin. Ucuz siyasetçilerden, polemikten başka birşey bilmeyen lafazanlardan farkınızı gösterin, hala duygusal olarak aynı yerde durduğumuzu biliyorum ve sizden bunu istemeye hakkımız olduğunu düşünüyorum.

— o —

Ümitsiz olduklarım ise bu işin siyasetini yapan arkadaşlarımız. Türkiye solunu adeta tüm güçleriyle HDP siyasetine yedeklemeye kalkan, HDP’ci olmayanları fütursuzca faşist, ulusalcı, AKP’ci vs diye yaftalayan ismi kalabalık örgütler, partiler, dernekler.

Türkiye halkına barış, demokrasi, özgürlük getireceğini iddia eden, kendilerine komünist, sosyalist vs. diyen dostlarımızdan Türkiye tarihinin en şiddetli terör eylemlerinden biri hakkında tek söz işitemiyoruz!

Daha doğrusu bazı sözler duyuyoruz da bunlar eveleme gevelemeden öteye gitmiyor. “HDP’nin terörü desteklemesi kabul edilemez” diyecek misiniz? Özeleştiri yapacak mısınız? Çok sevdiğiniz tabirle diyecek olursam, “amasız bir şekilde” teröre karşı duracak mısınız? Yoksa “hayır biz şimdi hiç bir şey olmamış gibi davranacağız, üç maymunu oynayacağız, nasılsa zamanla unutulur” mu diyorsunuz? Niyetiniz buysa, ki bu suskunluğunuzdan bunu anlıyorum, hiç boşuna heveslenmeyin. Seçim dönemlerinde HDP’ye oy vermeyen solcuların üzerinde estirdiğiniz terör daha dün gibi anımsanıyor, PKK’nin yükselttiği kirli savaş boyunca yaptığınız esef verici hamleler de hafızalarımızda.

PKK’ye gösterdiğiniz hoşgörü ve kabulun binde birini diğer solculara göstermiyorsunuz, iki ateş arasında ölen Kürt halkına göstermiyorsunuz, Bursa’da, İstanbul’da, Adana’da direnen emekçilere göstermiyorsunuz, Suriyeli mültecilere göstermiyorsunuz… Bütün anlayışınız, bütün hoşgörünüz maşallah PKK tarafından rezerve edilmiş, bizlere, masumlara, sivillere, emeğiyle kazanıp onuruyla yaşamak isteyenlere zırnık kalmamış.

Hiç ümidim olmamakla beraber, tekrar soruyorum, Türkiye’nin kurtuluşu olarak pazarlayıp arkasına takıldığınız bir parti canlı bombalara en üst düzeyde sahip çıkıyor ve bu çirkin terörün devamından yana tavır koyuyor, Türkiye’nin kurtuluşu dediğiniz bu muydu?

AKP’ye karşı en geniş muhalefet cephesi dediğiniz birliktelik bu canlı bombaları da içeriyor mu?

Büyük kentlerde böyle bombalar patlatıp insanları, çocukları katlederek halkların kardeşliğinin inşa edileceğine inanıyor musunuz?

Artık şehirlerdeki halkı hedef alan kör saldırılarla yürütülen bu savaşta PKK’yi ve onun siyasi ortaklarını desteklemenin bizi Türkiye Devrimi’ne taşıyacağını mı düşünüyorsunuz?

Temsil etmeye soyunduğunuz, emekçiler, işçiler, öğrenciler vb. kesimlerin bu saldırılar karşısındaki suskunluğunuza nasıl tepki vermesini bekliyorsunuz?

Sorular basit, sorular net… Ancak yanıtlar o denli kolay olmasa gerek. Kan gölüne dönmüş bir ülkenin ortasındayız. Bu işin ilk sorumlusunun 13 yıldır ülkeyi yöneten zihniyet olduğunu biliyoruz, ikinci sorumlu bunca yıldır onun ortağı olan PKK/HDP hareketidir. Reyhanlı’dan sonra Demirtaş’ın söylediği sözü unutmayın, “hükümetin yanındayız” demiş, oluşabilecek geniş bir muhalefet dalgasının önünde frene basmıştı. Gezi’de AKP’yi kurtardıklarını artık sağır sultan bile biliyor, hatta Apo’dan bunun için aferinler falan alıyorlar. HDP’nin iki yüzlü siyaset balonu önce Cizre ve Sur’da halk ateşe sürülürken, şimdi de Ankara’da patlayan bomba ile sönmüştür. Ülkeyi bu hale getiren iki ortağı artık çok iyi tanıyoruz.

Ancak HDP’den çok HDP’ciler belli ki bu durumda da kıvırmanın bir yolunu bulacaklar. Sanki solculuk ünvanı bunların ismine tapulanmış gibi yaptıkları en vahim hatalardan sonra bile laf çevirip caka satmaya devam edecekler.

Soldaki bu küçük siyaset bezirganlarından ümidim yok, ama bu ülkenin solcularından, demokratlarından, vicdan sahibi insanlarından ümitliyim. Benim kardeşlerim her tür cinayete karşı durabilecek denli onurlu ve merhametli insanlardır. Seçim matematiği veya başka bir sebeple HDP’yi desteklemiş olanları da böyledir. Onların da bugün benimkine benzer hisler içinde olduğunu biliyorum. Bunun için ümitsizliğe kapılmayalım, Türkiye büyük ve güzel bir ülkedir, savaş tüccarlarının, ikbal budalalarının bunca yıllık hainlikle hala kirletemedikleri bir ülkedir. Ve emin olun bizim çabamızla, bizim vicdanımızla bu belayı da atlatacaktır.

DELİ GAFFAR

Not: Bu yazı Deli Gaffar blogundan alınmıştır.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 24.02.2016- 12:51


Demirtaş'a sormak lazım Türkiyelileşmek böyle mi olacak? Kürt hareketi böyle mi Türkiyelileşecek? Ankara'nın göbeğinde bomba patlatılıyor 29 insan ölüyor, böyle bir eylemi yapan kişinin cenazesine katılıyorlar ve orada yapılan konuşmalarda neredeyse yapılan olayı savunur hale geliyorlar. Türkiye bir cinnet psikolojisine girdi, kimse ne yaptığını bilmiyor. Kürt hareketinin cinnet ortamının oluşmasında büyük payı var. Şiddetin günlük hayatımızın bir parçası olmasında kürt hareketi hiç masum değil. HDP'ye oy verenler, kürt hareketinin içinde yer alıp bu cinnet ortamını destekleyenler yaptıkları yanlışı nasıl anlayamıyorlar, aklım almıyor. Türkiye'nin iç savaşa doğru gidebileceği tehlikesini de mi göremiyorlar, insanların birbirini vurmasından beklentileri mi var?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.02.2016- 16:18


Deli Gaffar isimli '' Medya fenomeni''nin sorduğu sorunun elbette haklı ve meşru bir yanı var. Ankara'nın orta yerinde bir bomba patlatılmış ve onlarca insan katledilmiş, onlarca insan bu   eylemle bir şans esri katledilmekten kurtulabilmiştir. Daha önemlisi Ankara'nın en işlek merkezinde böyle bir eylemin gerçekleştiriliyor olması, şiddetin ne zaman ve nerede ortaya çıkabileceği konusunda milyonlarca insanın yüreğine hiç kuşku yok, yoğun bir korku ve kaygı duygusu olarak yerleşebilmiştir. Böyle bir eylemin, insanların sırtındaki giysi ne olursa olsun kitlesel olarak öldürülmesini hedeflemesi ilkel bir can alma ve bir intikam duygusunun açığa çıkmasından başka bir şey de değildir. Kör şiddetin ve vulgar bir intikam duygusunun görmezlikten gelinecek bir yanı olmadığı gibi, bu tür etkileşimlerin   kitlesel bir öldürme olayına dönüşmesinin de savunulacak hiçbir yanı yoktur ve olmamalı. AKP devletinin doğu ve güneydoğudaki uygulamaları ve sivil halk üzerindeki faşizan baskısı ne ise, Ankara bombasını patlatanların ve onu destekleyenlerin yaptıkları da odur. Bu konunun tartışılacak bir yanı olduğunu da düşünmüyorum.

Bir konunun altını kalınca çizmek gerekiyor: Kürt ulusalcı hareketinin Türkiyelileşmek gibi bir amacının olduğunu hiç düşünmüyorum. Özellikle Irak ve Suriye'deki sürecin geldiği noktada, önceden böyle bir eğilim varsa bile, özellikle Temmuz ayından beri sürdürülen savaş konsepti bu eğilimi de ortadan kaldırmıştır. Kürt ulusalcılığı Türkiyelileşmek istemiyor. Kürt hareketinin bu saatten sonra böyle bir derdi kalmamıştır. Bu saptamayı yapmadan olguların doğru değerlendirme şansı yoktur. Bu gerçek göz önüne alınmadan yaşanan sürecin doğru değerlendirilme şansı olmadığı gibi sol açısından doğru bir okuma ve doğru bir konumlanış alabilme olanağı da yoktur. Kürt hareketi bundan böyle bölgedeki dört parçada etnisite temelli bir statü peşindedir. Yukarıdan aşağıya devlet, federasyon, özerklik bu statünün koşullara bağlı biçimlenmeleridir. Alttaki her biçimlenme de koşullara bağlı olarak bir üsttekini amaçlayan bir yapılanmadan başka bir şey olmayacaktır. Suriye'de emperyalist kaşımalar sonucu gerçekleşen şey ne ise, aynısı Türkiye'de olmaktadır.Türkiye Suriyelileşme ve Lübnanlaşma yolunda bir hayli de mesafe almıştır.
Ankara katliamına bir de bu çerçeveyi yok saymadan değerlendirmek gerekiyor.

Evet, Türkiye ne kadar Lüblanlaşır ve Suriyelileşirse zamanı geldiğinde Irak ve Suriye'nin ne olacağına karar verecek olan emperyalist öznelerin kuracağı masanın üzerine yatırılmak istenmektedir.Amaç budur. Kürt ulusalcılığının savaş konsepti bu strateji üzerinden yürütülmektedir. Doğu ve güneydoğudaki savaş da, Ankara katliamı da ve bugünlerde medyaya yansıyan ''küçük çaplı'' saldırılar da bu stratejinin bir parçasıdır. Kürt hareketinin bütün eylemleri artık bu amaca kilitlenmiştir ve buradan geri adım atılacağını da düşünmüyorum. Havaların ısınmasıyla dağlarda bulunan militanların daha serbest hareket etme olanağına kavuşması kör şiddet de dahil her türlü eylemi ülkenin her yanında harekete geçirecektir. Geldiğimiz sürecin bize gösterdiği durum bu.

Deli Gaffar'ın sorusunu biraz daha genelleştirerek soralım; Türkiye solu en geniş anlamıyla ne yapmalıdır? Nasıl bir siyasi pozisyon almalı, nasıl bir konumlanış içinde olmalıdır? Etnik bir boğazlaşmaya gittiği gözüken bu süreçte hala üç maymunu mu oynayacaktır?

Türkiye solu gerçekleri görebilmeli ve kış uykusundan uyanmalıdır. Kendimizi kandırmayalım, Türkiye emperyalizmin bir taşeronudur. Emperyalizm bölgeyi dizayn etmektedir ve kürt ulusalcılığının sürdürdüğü bu savaş konseptinin ezen ve ezilen savaş niteliği de bulunmamaktadır. Emperyalist planlar içinde yer alan ve emperyalizmin her türlü silah yardımında bulunduğu ve bölge dışında kara gücü olarak değerlendirdiği bir hareketin ''ezilen halkın sözcüsü'' olma iddiası Marksist literatür açısından karşılıksızdır. Marksizmi ve Leninizmi reddeden ve ''özel mülkiyeti kutsayan'', emperyalizmle içli dışlı bir hareket sol açısından kabullenilemez. Kürt ulusalcılığının medya silahşörleri ülke ve bölge gerçeğini örtebilmek için savaşın ''devlet yanlıları'' ile ''devlete karşı savaşanlar'' arasında olduğunu ileri sürerlerken bugüne kadar yaratmaya çalıştıkları yanılsamada ısrar ediyorlar. Ezilenlerin ezilmişliklerinden kurtulabilmesinin yolunun sosyalizm olduğu gerçeğini   yok mu sayacağız?   AKP ile kol kola girmelerden,   İmralı mutabakatlarından, Dolmabahçe açıklamalarından ve Biji Obama ve Eşme Ruhu'ndan ve emperylist politika beklentilerinden halkların payına hiçbir şey düşmeyeceğini bilmiyor muyuz?

Kürt ulusalcılığının yolu Türkiye solundan ayrılmış; farklılaşmıştır.Yani kürt ulusalcılığı soldan kopmuştur. Hangi amaçla olursa olsun, kürt ulusalcılığına yedeklenen kuyrukçu takımının Türkiye solu ile bir ilişkisinin kalabileceğini düşünmüyorum. Deli Gaffar   “HDP’nin terörü desteklemesi kabul edilemez, diyecek misiniz'' diye soruyor ve   solculuğun terazisini bu noktada kurmaya çalışıyor ama, sorun bence çok daha kapsamlı ve derin!

Sorun, solculuğun kürt ulusalcılığına kuyrukçuluktan geçtiğine inanan bir anlayışın hala ortada duruyor oluşu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 15:19


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Bir konunun altını kalınca çizmek gerekiyor: Kürt ulusalcı hareketinin Türkiyelileşmek gibi bir amacının olduğunu hiç düşünmüyorum. Özellikle Irak ve Suriye'deki sürecin geldiği noktada, önceden böyle bir eğilim varsa bile, özellikle Temmuz ayından beri sürdürülen savaş konsepti bu eğilimi de ortadan kaldırmıştır. Kürt ulusalcılığı Türkiyelileşmek istemiyor. Kürt hareketinin bu saatten sonra böyle bir derdi kalmamıştır. Bu saptamayı yapmadan olguların doğru değerlendirme şansı yoktur. Bu gerçek göz önüne alınmadan yaşanan sürecin doğru değerlendirilme şansı olmadığı gibi sol açısından doğru bir okuma ve doğru bir konumlanış alabilme olanağı da yoktur. Kürt hareketi bundan böyle bölgedeki dört parçada etnisite temelli bir statü peşindedir. Yukarıdan aşağıya devlet, federasyon, özerklik bu statünün koşullara bağlı biçimlenmeleridir. Alttaki her biçimlenme de koşullara bağlı olarak bir üsttekini amaçlayan bir yapılanmadan başka bir şey olmayacaktır. Suriye'de emperyalist kaşımalar sonucu gerçekleşen şey ne ise, aynısı Türkiye'de olmaktadır.Türkiye Suriyelileşme ve Lübnanlaşma yolunda bir hayli de mesafe almıştır.
Ankara katliamına bir de bu çerçeveyi yok saymadan değerlendirmek gerekiyor.

Evet, Türkiye ne kadar Lüblanlaşır ve Suriyelileşirse zamanı geldiğinde Irak ve Suriye'nin ne olacağına karar verecek olan emperyalist öznelerin kuracağı masanın üzerine yatırılmak istenmektedir.Amaç budur. Kürt ulusalcılığının savaş konsepti bu strateji üzerinden yürütülmektedir. Doğu ve güneydoğudaki savaş da, Ankara katliamı da ve bugünlerde medyaya yansıyan ''küçük çaplı'' saldırılar da bu stratejinin bir parçasıdır. Kürt hareketinin bütün eylemleri artık bu amaca kilitlenmiştir ve buradan geri adım atılacağını da düşünmüyorum. Havaların ısınmasıyla dağlarda bulunan militanların daha serbest hareket etme olanağına kavuşması kör şiddet de dahil her türlü eylemi ülkenin her yanında harekete geçirecektir. Geldiğimiz sürecin bize gösterdiği durum bu.





Kürt hareketine karşıtlığımızı dile getirdikçe hep hakaretlere uğruyorduk. Savunduğumuz görüşler bundan farklı olmamasına rağmen kürt halkına düşmanlık yapmakla suçlanıyorduk. Oysa öteden beri burada veya başka mecralarda savunduklarımız burada savunulanlardan   farklı değildi. Ancak hakaretlere uğrayan hep bizler oluyorduk.

Kürt hareketinin bölücü olduğunu söylemekle burada savnulanların ne farkı var? Kürt hareketinin Türkiyelileşmek politikasının inandırıcılığı zaten yoktu, Kandil bunu daha açık bir şekilde ortaya koymuştu. Kandil Türkiyelileşmek istemiyor, HDP'li vekillerin televizyonlara çıkıp Türkiye için demokrasi talep etmesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bu konuda karar verici merkez Kandil'dir, Öcalan'ın bile sözünün bir yere kadar geçerli olduğunu sanıyorum. Elinde silah olanlar geleceklerini hapiste tutsak olan birinin sözlerine bağlamazlar. Öcalan'ın emir ve direktifleri Kandil'in beklentisiyle örtüşmedikçe Kandil ne silah bırakır ne de Türkiyelileşir. Kürt hareketi bağımsızlık istiyor ve bunu da dört parça için istiyor. Her parçada güncel farklılık olabilir ama nihai amaç burada tek bir devlet halinde yer alabilmek. Kürt hareketi bunun kendi elinde olmadığını, emperyalizm izin vermedikçe amaçlarına ulaşamayacaklarının bilincinde. Bu nedenle emperyalizmin bölge planlarının içinde yer alıyorlar ve bu yüzden Amerika tarafından desteklenip silahlandırılıyorlar. Sol bu planın içinde yer aldığında ne kürt halkının yanında yer almış olur, ne de türk halkının. Yanında olunan devlet emperyalist Amerika ve onun bölgedeki jandarması İsrail devletidir. İsrail ve Amerika'dan yapılan açıklamalar da bunu göstermektedir.

Kürt hareketi yaz ortasından beri silahlı terörü kullanarak ayaklanma denemesine girmiştir. Ankara katliamı ile birlikte savaşı batıya taşıyacağını göstermektedir. Bu savaş yönteminin ne demokratik özerklikle ne de Türkiyelileşmekle ilgisi vardır. Kürt hareketi   sorunu hep çatışmacı düzlemde tutmak istemektedir. Suriye'deki alan hakimiyetinin sağladığı olanakları burada yaratmak istemektedir. Suriye kantonlarının kalıcılığı kabul edilirse, kürt hareketinden aynı istek Türkiye için de geçerli olacaktır. Silahlı mücadeleyle Türkiye'de kantonal bir yönetim oluşturmak mümkün olamayacağı için emperyalizmin arkasına sığınılarak ABD'nin Türkiye üzerindeki baskı kurmasını istemekteler. ABD'nin BOP projesi zaten buydu. Kürt hareketi gözünü bu projeye dikmiştir.

İnternette okuduğum bir haberde PKK'nın gençlik kollarının bir açıklamasına rastladım. Yandaşlarına ''Türkiye'ye ve AKP'ye karşı'' saldırıların yapılması çağrısı vardı. Türkiye'nin her yerine yayılacak terör eylemlerinin amacı Türkiyelileşmek olamaz, amaçları Türkiye'yi bataklıktan farklı olmayan ortadoğu devletlerine benzetmektir. BOP gerçekleştirilirse kendilerine pay verileceğini düşünüyorlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 17:13


Ankara'daki yasanan olayla ilgili HDP'yede sorular sorulur, HDP'yi destekleyenlerede. Burada bir sikinti yok. Sikinti soruyu soranlarin bir kisminda.
Evet ben soruyu soranlara su sorulari yöneltiyorum.
1. Siddete karsimisiniz?
2. Sorunlari masa basinda cözmekten yanamisiniz?

Eger bu sorularima evet yaniti veriyorsaniz size su sorularida sormak isterim
1. DHKP-C'nin savci olayinda ve sonrasindaki polis noktasina yapilan saldirida neden ayni tepkiyi göstermediniz, hatta "bizde sizi cok seviyoruz" slogani attiniz? PKK Ankara'da, Istanbul'da,.... saldiri yapinca "terör" oluyor, "masum ve sucsuzlar" zarar görüyorda, neden benzeri bir eylemi sablonunuza uygun örgüt yaptigi zaman "devrimci durus" oluyor?
2. Neden masaya oturunca Kürtler icin birilerinin kurtaricisi diye atifta bulunuyorsunuz?

Soru soranlarin bir kismi art niyetli ve cifte sitandart uygulayanlar.

Ben burada devamli siddete karsi oldugumu söyledim, nasil savci olayini elestirdiysem aynen Haziran secimleri sonrasinda PKK'nin silaha sarilmasini ve arkasindan hendek kazma olaylarini yanlis buldum ve elestirdim. Ama tabiiki devletin katliam politikasinida.
Devletin ve su anki yöneticileri olan AKP iktidari ve Erdogan Kürt fobilerinden dolayi yapmis olduklari katliamnlar ve PYD'ye karsi yaptiklari top atislari Ankara'da yasanan olayin yasanmasina vesile olmustur. Ben bu tip bir olayi daha erken bekliyordum. Sonuc olarak siddet siddeti doguruyor.
Siddet yanlistir, nereden ve kimden gelirse gelsin. Iyi siddet , kötü siddet ayrim yapanlarin siddeti sorgulamaya haklari yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 17:47


Alişan şiddete karşı olduğunu ve Ankara katliamının yanlış olduğuna inanıyorsan PKK'nin yaptığı her saldırıda herkese demokrasi mahlasıyla girdiğin sosyalist forumda bunları sürekli yazmalısın. O zaman inandırıcı olabilirsin. Burada melnur ve abbas'ın yaptığı yorumlarda şiddete karşı olmak veya olmamak tartışılmıyor. Konuya biraz daha odaklanırsan ne yazıldığını anlarsın. Burjuva demokrasisini şekilciliğe indirgeyip benimsiyorsun, bu yüzden de konu dışı kalıyorsun.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 18:08


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Alişan şiddete karşı olduğunu ve Ankara katliamının yanlış olduğuna inanıyorsan PKK'nin yaptığı her saldırıda herkese demokrasi mahlasıyla girdiğin sosyalist forumda bunları sürekli yazmalısın. O zaman inandırıcı olabilirsin. Burada melnur ve abbas'ın yaptığı yorumlarda şiddete karşı olmak veya olmamak tartışılmıyor. Konuya biraz daha odaklanırsan ne yazıldığını anlarsın. Burjuva demokrasisini şekilciliğe indirgeyip benimsiyorsun, bu yüzden de konu dışı kalıyorsun.

Madem beni takip ediyorsun dogru takip edersen böyle gereksiz ve sacma sorulari sormazsin. Hendekle alakali görüsümü orada da belirttim ve hatta Haziran secimleri sonrasindaki siddetide elestirdim ama senin amacin üzüm yemek degil bagciyi dövmek oldugu icin gercek amacin sadece satasmak, yanlis idialarda bulunmak,....
Sein cevabin nedir siddete karsi? Evetmi, hayirmi? Yoksa sadece kendi sablonuna uyan siddetemi evet diyorsun?

Bana satasana kadar konuyla ilgili görüsünü bildirsen daha iyi olmazmi?
Hani devamli bana "konu disi yaziyorsun" diyorsunya, önce bir aynaya baksan keske derim.
Ve arkasindada gene o cok bilmisligini sergilemissin. ".... konu disi kaliyorsun"

Sizileri okuyunca gercekten Adnan hocanin mürüitleri gözlerimin önüne geliyior. Aynen onlar gibi hocanizin syölediklerini burada tekrarliyorsunuz, toz kondurmuyorsunuz,....




Bu ileti en son Alisan tarafından 25.02.2016- 18:20 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 18:57


Konu hendek değil, hendeğin ömrü 5-6 ay oldu. Madem her türlü şiddete karşısın, girdiğin ve öğrencisi olduğun sosyalist forumda her gün PKK sempatizanlarının yazılarına itiraz ederdin ve PKK'ye karşı olduğunu, yanlış yaptığını söylerdin. Bir tane yazın var mı? Ankara katliamını kınadın mı, bu şiddet eylemidir dedin mi. Israrcı oldun mu? Olmadın. DJKP-C konusunda kaç tane yorumun var? İki mi, beş mi? Aynısının mislisini orada yaparsan samimi olursun.

Konu çok farklı. Sana bunu anlatamıyoruz. Sen de anlamak istemeyince aynı şeyleri yazdığında sana cevap yazmak insanı usandırıyor. Bu tutumun bile samimi olmadığını kürt milliyetçiliğine eğilimli oluşun nedeniyle objektif olamadığını gösteriyor.

Soruna cevap veriyorum. Şiddete karşı olmak veya olmamanın bu başlıkta önemi yok. Burada eleştirilen konu kürt siyasetidir ve kürt siyasetinin ne yapmak istediğidir. Bunu eleştiriyoruz. Ankara katliamı da bu siyasetin parçası olduğu için karşı çıkıyoruz. Yüzlerce tonluk bir bombayla askeri araca çarpma planlanmışsa, kim yaparsa yapsın bu bir katliamdır ve karşı çıkılır. DHKP-C'nin savcılık baskını savcının ölümü üzerine planlanmamıştı. Öyle olsaydı, adliye binasına girilmez, odada rehin alınmaz ve pazarlık yapılmazdı. Savcının arabası bile yokmuş, öldürmek isteseler işten çıktığında öldürürlerdi. Bunu yapmadılar. İki olay aynı şey değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 25.02.2016- 23:56


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Konu hendek değil, hendeğin ömrü 5-6 ay oldu. Madem her türlü şiddete karşısın, girdiğin ve öğrencisi olduğun sosyalist forumda her gün PKK sempatizanlarının yazılarına itiraz ederdin ve PKK'ye karşı olduğunu, yanlış yaptığını söylerdin. Bir tane yazın var mı? Ankara katliamını kınadın mı, bu şiddet eylemidir dedin mi. Israrcı oldun mu? Olmadın. DJKP-C konusunda kaç tane yorumun var? İki mi, beş mi? Aynısının mislisini orada yaparsan samimi olursun.

Konu çok farklı. Sana bunu anlatamıyoruz. Sen de anlamak istemeyince aynı şeyleri yazdığında sana cevap yazmak insanı usandırıyor. Bu tutumun bile samimi olmadığını kürt milliyetçiliğine eğilimli oluşun nedeniyle objektif olamadığını gösteriyor.

Soruna cevap veriyorum. Şiddete karşı olmak veya olmamanın bu başlıkta önemi yok. Burada eleştirilen konu kürt siyasetidir ve kürt siyasetinin ne yapmak istediğidir. Bunu eleştiriyoruz. Ankara katliamı da bu siyasetin parçası olduğu için karşı çıkıyoruz. Yüzlerce tonluk bir bombayla askeri araca çarpma planlanmışsa, kim yaparsa yapsın bu bir katliamdır ve karşı çıkılır. DHKP-C'nin savcılık baskını savcının ölümü üzerine planlanmamıştı. Öyle olsaydı, adliye binasına girilmez, odada rehin alınmaz ve pazarlık yapılmazdı. Savcının arabası bile yokmuş, öldürmek isteseler işten çıktığında öldürürlerdi. Bunu yapmadılar. İki olay aynı şey değil.


Konu hendek degilmis, lafa bak. Ben sanki konu hendek demisim. Ama Ankara olayinin hendekle ve Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere top atisiyla alakasi var. Sen bunu dahi göremiyorsun.
Ben kime ne söyleyecegimi hic cekinmeden söylerim ve söylüyorumda. Beni takip ediyorsan   dogru takip et ve neler yazdigimi söyle. Hakki arkadasin söyledigi gibi "yalan yanlis beyanda" bulunma. Illaki sana isbatlamak icinde tekrarlamak gibi bir niyetim yok. Kimseyi ikna etmek gibi bir derdim yok.
Ben PKK'ya karsi degilim, sadece PKK'li degilim, PKK sempatizani degilim diyorum ama sen lafi tersinden anladigin iicn bana "neden PKK'ya karsi oldugunu yazmiyoirsun" diye bir soru yöneltiyorsun.
Kürt siyasitinin yapmak istedigi yanlista DHKP-C'nin ne yapmak istedigi cokmu dogruda sadece Kürt siyasetinin etkilerinden kaynaklanan olaylari elestiriyorsun? Ikisini örnek vermemin tek nedeni benim birisini dogru digerini yanlis buldugumdan degil, sadece senin ve benzerlerinin cifte sitandartini göstermek icin.

Ankara olayi yaz aylarindan günümüze kadar devam eden kirli savasin bir neticesidir. Birileri bodrum katindaki yaralilara operasyon düzenleyip tümünü taninmayacak bir sekilde imha ederse, öldürülen insanlari panzerlere baglayip sürüklerlerse, sirf Kürt fobisinden dolayi Suriye'deki Kürt örgütleri top atisina tutarsa,...... Ankara'da yasanan katliamin olmasi, öyle bir olayi beklemek dogal bir sey. Savas ve siddet kirlidir ve bu kirlilik bu kötü olaylari bizlere yasatiyor ne yazikki. Ben savasi ve siddeti lanetliyorum. Savasi ve siddeti lanetlemeden sadece Ankara olayini lanetlemek hic bir sey ifade etmiyor.
Toplumda o kadar kirlenmiski yaz aylarinda Ankara'da 100 den fazla insanin ölümüne kat kat fazlasi yaralanmasina alkis tuttular, acaba ayni insanlar son Ankara katliaminada alkis tuttularmi? Illaki kendi yandaslarinmi öldürülmesi gerekli lanetlemek icin?

"DHKP-C'nin savcılık baskını savcının ölümü üzerine planlanmamıştı. Öyle olsaydı, adliye binasına girilmez, odada rehin alınmaz ve pazarlık yapılmazdı. Savcının arabası bile yokmuş, öldürmek isteseler işten çıktığında öldürürlerdi. Bunu yapmadılar. İki olay aynı şey değil" diyorsun yani. Iste senin gercek niyetin burada gözüküyor. Savci öldükten sonra burada yazdiklariniz hala ortada, elestirenleri AKP'cilikle sucladiniz,.....
Savciyi öldürme gibi bir pilanlari yokmus, yok yaa, yanlarindamiydin, senmi pilanlamistin? nereden biliyorsun kesin olarak? Öldürmek istemedikleri icinmi o gencler silahi savcinin basina dayayip poz vermislerdi? Sen silahli bir eylem yapiyorsun, rehin aliyorsun ve sonrada efendim öldürmek gibi bir niyetimiz yoktu diyorsun. Yani senin eylemin "iyi terör eylemi" oluyor ama dogrudan oldüren eylemlerse "kötü terör eylemi" oluyor. Ne güzel bir mantigin var denizcan.
hadi gecelim savciyi, osavci olayindan bir kac gün sonra elinde silahla polis binasina ates ederek eylem yapan o genc kizcagizdami oraya öldürmek icin gitmemeisti? O kiz militan icinde agitlar yakmadinmi burada?
Benim samimiligimi sorgularken aynaya bak önce denizcan aynaya.




Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HKP: Muğla'da insan hakları dersi veren karar tarihselmaddeci 0 2731 13.03.2015- 10:26
Konu Klasör Yılmadan, usanmadan emek veren iki inatçı Komünist! melnur 0 1286 16.11.2020- 03:34
Konu Klasör Solcular din düşmanı mı? denizcan 12 19600 02.03.2014- 14:54
Konu Klasör solcular neden birleşmiyor çapulcu 7 7191 28.12.2013- 20:05
Konu Klasör AKP döneminde solcular ne yaptı? melnur 3 680 21.08.2023- 07:18
Etiketler   HDPye,   veren,   solcular,   Ankara,   bombacısı,   için
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS