SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Selahattin Demirtaş : İğneyi kendimize...           (gösterim sayısı: 952)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 05.07.2022- 19:40


Selahattin Demirtaş : İğneyi kendimize...

Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, bütün sorunlarımıza Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı ve onurlu bir barış için ciddiyetle çalıştığımızı tüm Türkiye’ye en uygun dille, söylemle anlatmamız gerekir...   Bizim yapacağımız doğru hamlelere rağmen muhalefet algılara teslim olmaya devam ederse işte o zaman çuvaldızı onlara batırma hakkımız doğar...

Resim Ekleme

AKP-MHP suç ortaklığı, devleti ele geçirmek ve toplumu teslim almak için akıl almaz hukuksuzluklara ve ahlaksızlıklara imza atarak zaten ağır aksak işleyen sistemi iyice çökertti. Her alanda korkunç bir çürüme yaşanıyor. Adeta trafik magandası gibi, yolda makas atıp tüm şeritleri tıkamış durumdalar. Ne kimsenin geçmesine izin veriyor ne de kendileri ilerliyorlar.

Değişim cesaret ister
Bu durumda muhalefet, iktidarın peşine takılmak yerine yeni yollar bularak ilerlemek zorunda. Bu da ancak "değişim" ile mümkün olabilir.

Siyasette değişim yürek ister, cesaret ister. İstediğiniz kadar bilgiye ve deneyime sahip olun, cesaretiniz yoksa değişimi başlatamazsınız. Alışılmış kalıplarla siyaset yaparak, kendi konfor alanınızda kalarak ne partinizi ne de toplumsal ilişkileri değiştirebilirsiniz.

AKP algılar siyaseti yapar
AKP, olgulardan çok algılar üzerinden siyaset yapan bir yapıdır. Bu yöntemi, özellikle seçim dönemlerinde çok daha fazla ve pervasızca kullanır.

Muhalefet çok güçlü ve somut projeler ile olgulara dayalı siyaset üretse bile AKP'nin yarattığı algıları kırmadan geniş kitlelere ulaşamaz.

Muhalefetin bu konuda bir dezavantajı var; AKP tek merkezden algı üretirken muhalefet bu algılara karşı çok merkezden yanıt vermek durumunda.

Teklik değil, ortaklık
Bu durumu aşacak ortak stratejiler üzerinde çalışılmalıdır.

Ortak dil, medyanın ortak kullanımı, ortak sloganlar, ortak eylem ve etkinlikler, ortak çözüm projeleri ve en nihayetinde ortak adayla saha çıkılırsa emin olun, seçim en az 80'e 20 kazanılır.

Çuvaldızın yararı yok
Bugünkü koşullarda Altılı Masa ile HDP merkezli muhalefet arasında kurumsal bir iş birliği pek olası görünmüyor. Bunun en temel nedeni, AKP'nin ürettiği algılar ve muhalefetin bu algılara cesur bir değişim hamlesiyle yanıt verememesidir.

Burada yegane sorumlu elbette Altılı Masa değildir. HDP'nin de eksikliği ve sorumluluğu vardır. Önce iğneyi kendimize batırmadan, önümüze gelene çuvaldızı batırmanın kimseye bir yararı yok.

HDP siyasi bir mucizedir
Evet, HDP baskılardan en büyük payı alan partidir. Kitlesi en çok horlanan, en çok zulüm gören partidir.

Cezaevleri HDP'lilerle doludur. HDP'nin yüzlerce belediyesi gasp edilip kayyum atanmıştır. Neredeyse her gün de onlarca üyesi hukuksuz operasyonlarla tutuklanmaktadır.

HDP üzerinde büyük bir medya ambargosu var. Hakkındaki kapatma davası devam ediyor.

Tüm bunlara rağmen HDP en çok direnen, dimdik ayakta kalmayı başarmış olan bir siyasi mucizedir. Bunu da dinamik, fedakar, cesur tabanına, halka borçludur.

Değişimi kendimizden başlatma cesareti
Ancak HDP'nin yaşadığı mağduriyetler, siyasi kararlar alırken duygusal davranma gerekçesi olamaz. Türkiye'de değişim istiyorsak bunu kendimizden başlatma cesaretini göstermek zorundayız. Aksi halde, haklı olmamıza rağmen yeterince inandırıcı olamayız.

Kendi hassasiyetlerimize saygı beklediğimiz her yerde, başkalarının hassasiyetlerine gerekli saygıyı göstermek zorundayız.

Elbette bütün bu hassasiyetlerin sınırı da demokratik ortak değerlerdir. Kimse kimseye, farklı hassasiyetleri ortak değer olarak dayatmamalıdır.

Türkiye açılımı
Eğer diğer muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye açılımı yapmak zorundayız. Mağdur kimliğimizin bizi ezilmişlik veya öfke psikolojisine sokmasına izin vermeden, özgüvenle tüm Türkiye'yi kucaklamak zorundayız.

HDP'nin geçtiğimiz pazar günü büyük katılım ve coşkuyla düzenlenen 5. Olağan Kongresi bu değişim için önemli bir olanak ve zemin sunmuştur.

Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, bütün sorunlarımıza Türkiye'nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı ve onurlu bir barış için ciddiyetle çalıştığımızı tüm Türkiye'ye en uygun dille, söylemle anlatmamız gerekir.

Bu sayede ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık, tarım, adalet gibi temel başlıklarda Türkiye'yi düze çıkaracak politikalarımızı daha rahat anlatabiliriz.

İlkelerimizden değil, alışkanlıklarımızdan vazgeçelim
Biz bunu başardığımız oranda AKP'nin ürettiği algılarla baş etmek mümkün ve kolay olur. Tüm muhalefetin demokrasi için iş birliği yapması da kaçınılmaz hale gelir.

Bizim yapacağımız doğru hamlelere rağmen muhalefet algılara teslim olmaya devam ederse işte o zaman çuvaldızı onlara batırma hakkımız doğar.

Bunun için ilkelerimizden değil, korkularımızdan ve alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz yeterli.

Değişim zamanı
Dedim ya, değişim cesaret ister. Şimdi o cesareti göstermenin, değişimi kendimizden başlatmanın tam zamanı. Emin olun, gerisi domino taşı gibi gelir. Toplum herkesi değişim için daha fazla zorlar ve demokrasiye bir adım daha yaklaşırız.

Değişim şimdiden başlamalı ki, seçimden sonra güçlü bir şekilde sürebilsin.

https://t24.com.tr/yazarlar/selahattin-demirtas/igneyi-kendimize,35866



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.07.2022- 19:47


Demirtaş, HDP’nin PKK eylemlerini kınamasını mı istiyor? - Murat Yetkin

Resim Ekleme

Selahattin Demirtaş HDP’ye “iğneyi kendimize batıralım, sdiyaset ve şiddet bir arada olmaz” çağrısı yaptı. Beş yıldır hapiste tutulan Demirtaş, HDP eş başkanı Pervin Buldan ile birlikte 2013 yılında “çözüm süreci” çerçevesinde AK Parti hükümetinin izniyle İmralı Cezaevinde PKK lideri Abdullah öcalan ile görüşürken görülüyor.

Belki uç bir soru oldu ama HDP’nin beş yıldır cezaevinde tutulan önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın T24’teki “İğneyi kendimize” başlıklı önemli yazısını okuyunca aklımda beliren soru bu oldu: Demirtaş HDP’nin PKK’nın şiddet eylemlerini kınamasını mı istiyor?

Demirtaş belli ki HDP’nin ve kendisinin de) öteden beri kullandığı “Her türlü şiddet eylemini kınıyoruz” söyleminin artık toplumda bir karşılığının kalmadığını anlamış olmalı. Demirtaş yazısında önce HDP’nin maruz kaldığı mağduriyetleri sayıyor. Kendisi dahil yönetici ve üyeleri hapsedilmiştir, “Cezaevleri HDP’li doludur”. Halkın oylarıyla kazanılmış belediye başkanlıkları “gasp edilmiştir”. Üzerinde ağır bir “medya ambargosu” vardır. Kapatma davası Anayasa Mahkemesinde sürmektedir. Demirtaş “HDP baskılardan en büyük payı alan partidir. Kitlesi en çok horlanan, en çok zulüm gören partidir” diye TBMM’deki üçüncü büyük parti grubunun hislerini dile getiriyor.

Demirtaş bu olguları hatırlatmak zorundadır. Ancak burada durmamakta, konuyu ilerletmektedir.
Zaten yazının asıl içeriği de bundan sonra başlıyor.

Demirtaş ve iğnesi
“Ancak” demiş Demirtaş, “HDP’nin yaşadığı mağduriyetler, siyasi kararlar alırken duygusal davranma gerekçesi olamaz. Türkiye’de değişim istiyorsak bunu kendimizden başlatma cesaretini göstermek zorundayız.
• “Kendi hassasiyetlerimize saygı beklediğimiz her yerde, başkalarının hassasiyetlerine gerekli saygıyı göstermek zorundayız.”
• “Eğer diğer muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye açılımı yapmak zorundayız.
• “Önce iğneyi kendimize batırmadan, önümüze gelene çuvaldızı batırmanın kimseye bir yararı yok.”
Türkiye açılımı… Güzel. “Bu sayede” demiş Demirtaş, “Ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık, tarım, adalet gibi temel başlıklarda Türkiye’yi düze çıkaracak politikalarımızı daha rahat anlatabiliriz.”
HDP o iğneyi kendisine batırdıktan sonra başkalarına çuvaldızı batırırsa Türkiye partisi olabilir diyor yani.
Pek nedir o iğne? Yanıtı şu cümlede:
• “Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, bütün sorunlarımıza Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı ve onurlu bir barış için ciddiyetle çalıştığımızı tüm Türkiye’ye en uygun dille, söylemle anlatmamız gerekir.”
Uygun dil ve söylemle diyor, biraz ona bakalım.

Demirtaş değişim ve cesaret istiyor ama
Kendi oy potansiyeli HDP’den fazla olan Demirtaş her halde “Her türlü şiddete karşıyız” demenin kitlelerde pek bir karşılığı kalmadığını, bu söylemin ne geniş seçmen kitlelerini ve devleti ne de PKK’yı memnun ettiğini artık görmüş olmalı.

Toplumsal barışın sadece devletle PKK’nın barışması demek olmadığını, Türkiye’de PKK sorunu dışında ve Kürt sorunu dışında da toplumsal barış ihtiyaçları bulunduğunu, kaldı ki Kürt sorununun da sadece PKK ya da sadece HDP de demek olmadığını da görüyor olmalı. Zira birkaç gün önce Yeni Yaşam’daki yazısında Türkiye sınırlarının içinde ve dışında çatışma durumuna dair en etkili barış kurucu aktör Öcalan’dır” diyerek Öcalan’ın rolünü çatışma ortamının bitmesine odaklamıştı.

Bu noktaları unutmayınca Demirtaş’ın şu sözleri bir zemine oturuyor:
• “Değişim cesaret ister. Şimdi o cesareti göstermenin, değişimi kendimizden başlatmanın tam zamanı. Emin olun, gerisi domino taşı gibi gelir.”

Altılı Masa’ya mesajlar
Ama daha açık sorayım: Demirtaş artık “Her türlü şiddete karşıyız” demenin ötesinde HDP’nin PKK’nın şiddet eylemleriyle arasına başka türlü anlaşılamayacak bir çizgi çekmesini, kınamasını mı istiyor?
Eğer böyleyse bu gerçek bir ilerleme sayılır.
Bu durumda şu sözleri de muhalefet kloalisyonu Altılı Masa’ya doğrudan mesaj sayılmalı:
• “Bugünkü koşullarda Altılı Masa ile HDP merkezli muhalefet arasında kurumsal bir iş birliği pek olası görünmüyor. Bunun en temel nedeni, AKP’nin ürettiği algılar ve muhalefetin bu algılara cesur bir değişim hamlesiyle yanıt verememesidir. Burada yegâne sorumlu elbette Altılı Masa değildir. HDP’nin de eksikliği ve sorumluluğu vardır.”

Yazıda bir ayrıntı daha var. 3 Temmuz’daki HDP Kongresinde çağrılar hem iktidara hem de kendileri dışındaki muhalefete yapılırken, Demirtaş artık AK Parti-MHP iktidarından bir şey beklenmemesi gerektiğini söylüyor. Altılı Masadaki İYİ Parti Kongre’ye davet edilmezken Demirtaş “yegâne sorumlu Altılı Masa değildir” diyor.
HDP başlıktaki soruya yanıt verecek durumda mı, yoksa oraya daha çok mu var? Sorun biraz da budur.

https://yetkinreport.com/2022/07/05/demirtas-hdpnin-pkk-eylemlerini-kinamasini-mi-istiyor/



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.07.2022- 04:36


Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, bütün sorunlarımıza Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı ve onurlu bir barış için ciddiyetle çalıştığımızı tüm Türkiye’ye en uygun dille, söylemle anlatmamız gerekir...

Bunları şimdi değil yıllardır dillendiren bir insanın egemen zihniyet tarafından yıllardır içeride tutulması ve özgürlüğünden yoksun bırakılması ne kadar acı... Sadece bu durum bile önümüzdeki ivedi görevin bu iktidarı bir an önce ve ilk seçimde yenilgiye uğratmak olduğunu göstermiyor mu?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.07.2022- 00:35


Demirtaş: Silah meselesini kalıcı diyalogla çözebiliriz

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Halk TV programcıları Şule Aydın ve Timur Soykan’ın sorularını yanıtladı. Demirtaş, 'Türkiye Açılımı' önerisine yönelik, "Somut bazı mesajlar toplumu rahatlatır. Biz bu silah, şiddet, savaş meselesini kalıcı olarak ve diyalogla, ikna yoluyla çözebiliriz" dedi.



"Türkiye açılımı" ifadesine yönelik, "Çanakkale Şehitliği'ni ziyaret ederek çiçek bırakmayı, dua etmeyi, orada yatanlar gibi yan yana durmamız gerektiğini göstermek isterim" diyen Demirtaş, HDP'nin Türkiye için tehdit değil, şans ve fırsat olduğunu söyledi.

"HDP varlık nedeni ve ilkelerine daha sıkı sarılarak kendini faşizmin inşasında kullanılmak istenen bir aparat olmaktan hızla çıkarmalıdır" diye devam eden Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında da, "Bana adaylık görevi verilirse layık olmaya çalışırım. Başka aday gösterilecekse de bizim fikrimiz ve önerimiz mutlaka alınır, ortaklaşırız, neden sorun olsun ki? Ve evet, adayın kim olacağı sandıkta belirleyici olacaktır. Temel demokratik ilkeleri temsil eden bir aday olmazsa halk da kabul etmez zaten" dedi.

Demirtaş'a yöneltilen sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:

Bir oda içinde cesaret vurgusu yapıyorsunuz ‘özgür olanlara’! Dışarıda kalan yol arkadaşlarınızın güncel siyasi tartışmalar içinde siyaset üretemediğini düşünüyor musunuz? Bu aynı zamanda muhalefet için de geçerli bir soru.

Eksikleri oluyor elbette. Bunu zaman zaman, beni ziyaretlerinde iletiyorum. Bazen yazımlarımda ifade ediyorum. HDP dahil, muhalefetin önemli bir kısmı gerçekten çok koşturuyor, haksızlık yapmak istemem. Arada bir eleştirilerim oluyor ancak bu röportajda HDP ve diğer muhalefeti emeklerinden dolayı kutlamak istiyorum.

'Çanakkale Şehitliğini ziyaret ederek çiçek bırakmayı isterim'

“Eğer diğer muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye Açılımı yapmak zorundayız… Özgüvenle tüm Türkiye'yi kucaklamak zorundayız” dediniz? Türkiye Açılımı önerinizi daha detaylı ve somut örneklerle anlatabilir misiniz?

Türkiye toplumunun bölünme korkusunu, silah, şiddet, terör korkusunu ortadan kaldıracak barış politikaları, birlik söylemleri üretmeliyiz. Daha fazla üretmeliyiz. Çünkü buna gerçekten inanıyoruz. Dolayısıyla gerçekten inandığımız şeyi daha somut ve cesurca gösterebilmeliyiz.

Örneğin, Çanakkale Şehitliğini ziyaret ederek çiçek bırakmayı, dua etmeyi, orada yatanlar gibi yan yana durmamız gerektiğini göstermek isterim.

Bunun gibi somut bazı mesajlar toplumu rahatlatır ve toplumun tüm kesimleri derdimizi, çözümlerimizi daha içten dinlemeye başlar.

Biz bu silah, şiddet, savaş meselesini kalıcı olarak ve diyalogla, ikna yoluyla çözebiliriz. HDP’nin buna gücü var ve bunu Türkiye toplumunu daha fazla kucaklayarak yapmalıyız ki, demokrasiyi büyütecek toplumsal zemini ve desteği yakalayabilelim.

Faşizmin kitle desteği sağlayabilmesinin en önemli nedeni, karmaşık sorulara basit yanıtlar vererek halkı ikna edebilmesidir. Bu açıdan günümüz Türkiye’sindeki durum, Hitler Almanya’sından da Mussolini İtalya’sından da farklı değildir. Güçlü bir lider etrafında kenetlenmiş millet arayışı vardır. Slogan tek millet, tek devlet, tek ülkedir. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, bekadan daha önemli bir konu yoktur ve her sorunun kaynağı iç ve dış düşmanlardır. Ekonomik krizin nedeni iç ve dış düşmanlardır. Dolayısıyla bir iç ve dış düşman fenomeni etrafında tüm toplum konsolide edilmeye çalışılır.

AKP-MHP iktidarının algısal olarak yaratmaya çalıştığı en ciddi iç düşman ise HDP ve üstü kapalı olarak Kürtlerdir. İşte HDP’nin bu tehlikeyi görüp buna göre önlem alması gerekir.

'HDP, faşizmin inşasında kullanılmak istenen bir aparat olmaktan hızla çıkarmalı'

Gerçekte HDP bırakın tehdit oluşturmayı, Türkiye toplumu için büyük bir şans ve fırsattır. O halde HDP varlık nedeni ve ilkelerine daha sıkı sarılarak kendini faşizmin inşasında kullanılmak istenen bir aparat olmaktan hızla çıkarmalıdır.

Bunun yolu elbette faşizmin dümen suyuna girmek değil, iddia edildiğinin aksine Türkiye toplumu için bir tehdit olmadığımızı ısrarlı söylem ve eylemlerimizle halka göstermektir. Demokrasiyi, barışı, kardeşliği, bir arada yaşamanın erdemini pratikte de hissettirecek adımlar atmaktır.

Eğer faşizm önümüzdeki seçimi de baskıyla, hileyle ve aldatmayla kazanırsa bu artık geri dönülmez şekilde, çok uzun yıllara yayılacak kurumsal bir diktatörlüğün inşası demek olur. Bunun ağır faturasını da Kürt, Türk demeden herkes çok acı şekilde ödemekle karşı karşıya kalır. O nedenle HDP’nin de diğer muhalefetin de çok dikkatli, özenli ve cesur davranarak bu kurt kapanından ustalıkla çıkması, toplumu olası yeni tehlikelerden koruması, kurtarması gerekiyor.

“HDP’nin Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığını anlatması” gerektiğini ifade ettiniz. Buna karşı partide bir direnç var mı?

Hayır, hiç kimsede böyle bir direnç yok. Ben daha fazla anlatılmalı, daha etkili anlatılmalı diyorum.

'Benim de dahil olduğum hatalarımız var'

Bir çözüm arayışında 6’lı masa ile HDP iş birliğinin olası görünmediğini ve bunun yegane sorumlusunun Altılı Masa olmadığını vurguladınız? “HDP'nin de eksikliği ve sorumluluğu vardır. Önce iğneyi kendimize batırmadan, önümüze gelene çuvaldızı batırmanın kimseye bir yararı yok" dediniz. HDP’nin hataları nelerdir?

Bunu parti yönetimimize, Eş Genel Başkanlarımıza düzenli olarak iletiyorum. Benim de dahil olduğum hatalarımız var elbette ancak hatalarımızı parti içinde konuşup aşmayı tercih ediyoruz. Eksiklerimizi ve önerilerimizi ise halka açık tartışıyoruz. Parti disiplini de bunu gerektirir.

AKP'nin çekirdek tabanı bile dağılım içinde AKP'yi destekleyen Kürtlerin yeni adresi neresi olur, muhalefetin bu konuda çabası var mı?

AKP’den kopan Kürtlerin önemli bir kısmı HDP’ye geçiyor, sonrasında CHP ve DEVA da tercih ediliyor, görebildiğim kadarıyla.

Toplumda büyüyen Erdoğan karşıtlığı muhalefetin rehavetine yol açıyor mu? ‘Bu iş bitti’ mi?

Hayır bitmedi. Çünkü mesele Erdoğan karşıtlığına indirgenemeyecek kadar derin ve önemlidir. Kurumsal, radikal, demokratik değişime ihtiyaç var. Bunun için AKP’nin gitmesi yetmez. Demokrasiyi içselleştirmiş, demokrasiye yürekten bağlı kişilerin göreve gelmesi ve sonrasında da halkı siyasetin öznesi haline getirerek demokratik dönüşüm sürecini ilerletmesi gerekir. Bu dönüşüm de şimdiden başlamalı. İşte bu konuda 6’lı muhalefet henüz ciddi bir hamle yapamadı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun önemli çabaları oluyor. Diğer siyasetçilerin biraz daha fazla çaba göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.

Aday sandıkta belirleyici olur mu? HDP şu an ortak adaya mı, yoksa kendi adayını çıkarmaya mı daha yakın? HDP'nin cumhurbaşkanı adayı olur musunuz, başka bir aday gösterilirse bu sizi rahatsız eder mi?

Ortak aday fikrine yakın olduğumuzu Eş Genel Başkanlarımız açıkladılar zaten. Son ana kadar buna açık olunacak ama olmazsa tabii ki, kendi adayımızla çıkarız.

Bu çerçevede bana adaylık görevi verilirse layık olmaya çalışırım. Başka aday gösterilecekse de bizim fikrimiz ve önerimiz mutlaka alınır, ortaklaşırız, neden sorun olsun ki? Ve evet, adayın kim olacağı sandıkta belirleyici olacaktır. Temel demokratik ilkeleri temsil eden bir aday olmazsa halk da kabul etmez zaten.

'HDP seçmeni ne zaman ne yapacağını çok iyi bilir'


AKP'nin seçim sürecinde HDP’nin oyunu bölmek için yeni bir çözüm süreci hamlesi yapmasını bekliyor musunuz? İstanbul seçimi öncesindeki gibi yeni bir Öcalan mektubu ya da mesajı gelirse bunun etkileri ne olur?

HDP seçmeni ne zaman ne yapacağını çok iyi bilir. Dolayısıyla kimse oyun oynamaya kalkamaz zaten, merak etmeyin. Öcalan da böyle oyunlara alet olmaz zaten.

Demokrasi İttifakı, Türkiye’de emekten yana, sol bir siyaseti güçlü bir alternatif olarak toplumun önüne sermek için neler yapmalı?

Bu konuda çok şey yazdım, çizdim, dolayısıyla tekrara düşmek istemem ama partisel, kişisel çıkarlar bir kenara bırakılıp ortak bir program etrafında mücadele ve seçim ittifakı ilanı yapılmalı. Demokrasi İttifakı için çabaların artırılması gerekir. Zaman azalıyor.

En çok neyi özlediniz? Özgür kaldığınızda ilk yapmak istediğiniz nedir?

Kızlarıma, eşime, aileme sarılırken “süre doldu” sesini duymamayı özledim herhalde :)

https://halktv.com.tr/gundem/demirtas-silah-meselesini-kalici-diyalogla-cozebiliriz-684929h




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları... melnur 3 3069 28.02.2019- 08:44
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: HDP seçmeni ne yapacak? melnur 4 1285 24.11.2021- 06:46
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: HDP'li hükümet tartışılmalı... melnur 1 2716 17.02.2020- 22:07
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum... melnur 0 198 01.06.2023- 06:42
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: Yüz yıl önceki hatalar tekrarlanmamalı... melnur 0 1102 14.09.2021- 05:44
Etiketler   Selahattin,   Demirtaş,   İğneyi,   kendimize.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS