SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sırrı Süreyya Önder'den AKP yanıtı: Kim kamusal sürece hükmediyorsa muhatabımız odur...           (gösterim sayısı: 698)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 02.09.2022- 07:48


Sırrı Süreyya Önder'den AKP yanıtı: Kim kamusal sürece hükmediyorsa muhatabımız odur

Eski HDP milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, 'Ben iktidar ya da muhalefet ayrımını doğru bulmuyorum. Kim kamusal sürece hükmediyorsa muhatabımız odur' dedi.

Resim Ekleme
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, “İtirazım Var” programında gündeme ve çözüm sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığı habere göre, Çözüm Süreci’nde yaşananlara değinen Önder, ilan edilen sokağa çıkma yasakları dönemine dair şunları söyledi: “Bu ‘hendek’ meselelerinin yaklaşımında sivil siyasetin yeterince inisiyatif alamadığı kocaman bir yalandır mesela. Siyaset can telef etti. Aktörlerin tümü can telef ettiler. Fakat önüne geçemedik. Dolayısıyla benim, bir özeleştiriden bahsettiğimizde, savaştan kendini besleyen, savaşla varılabilen, bunun dışında bir logaritmaya ne aklı eren, ne bunun oluşturucusu olmaya gücü, kapasitesi yetmeyen insanların ağzında iki, üç tane sakız var. Bunları kastediyorum. Ama benim nazarımda bu yaratıcı yol ve yöntemleri bulamamak, bunun için daha fazla çaba gösterememiş olmak, kendi adıma, mahkûm edilmesi gereken bir şey olarak görüyorum.”

AKP ile çözüm süreci mümkün mü sorusuna yanıt
AKP ile yeniden çözüm sürecinin mümkün olup, olmadığına dair de Önder, şöyle konuştu: “Geçmişe nazaran tarafları tercüme etmeye gerek yok. Bu konuda iktidar ve muhalefet ayrımı yapacak durum da değil. Deneyimlerimiz ve tarihten biliyoruz ki bugün barışma iradesine sahip çıkan ve var eden bir yapı 3 gün sonra bu mesele ile baş başa kaldığında ya aslında sorunlar ‘sizin bildiğiniz gibi, bizim bildiğimiz gibi değilmiş’ plağını çıkarmaya başlayacak. Onun için ben iktidar ya da muhalefet ayrımını doğru bulmuyorum. Kim kamusal sürece hükmediyorsa muhatabımız odur. Aynı ciddiyetle muhalefette olan kesimlere de aynı ciddiyetle bu derdi anlatmak, katkılarını mümkün olduğunca sürece katmak, görüşen tarafların asli sorumluluğu olmalı. Soruların muhteviyatı belli. Bununla ilgili soracağınız her sorunun iki cevabı ya da bundan fazla cevabı olabilir. İndirgediğim iki cevabı var. O iki cevaptan birisinin karşılığı şimdi yıllarca hapis. Yasal düzlemde böyle bir yasal olmayan, demokratik olmayan bir durum olduğunda siz bu meseleyi rahatça tartımaz, özgürce kendinizi ifade edemezsiniz. İşte bu alanlarda bunun nasıl düzenleneceğine dair HDP’nin tecrübeleri, yaklaşımları ve önermeleri altın kıymetinde hayati önemde.

'Dolmabahçe Mutabakatı bu ülkenin tarihinde ilk ve tek'
Dolmabahçe Mutabakatına dair ise Önder, “Dolmabahçe Mutabakatı bu ülkenin tarihinde, ilk ve tek bu barış konusunda bir ortak yaklaşımın imza ve zabıt altına alınma biçimiydi. Tam da işte çatışan tarafları, yani devletle PKK arasında süren bu meselenin demokratik bir zeminde çözülmesine dair bir yol haritasıydı. Ve baktığımız zaman, bugün muhalefetin gadrettiği gibi Dolmabahçe Mutabakatı’nı bir metin olarak okuduğunuzda tüm taleplerin demokratikleşme eksenli olduğu görülecektir. Yani, toprak talebi yoktur, özerklik talebi yoktur, aklınıza gelebilecek, böyle bir süreçte şerh edilmesi gereken şeylerin hiçbirisi yoktur. Bütün mesele demokratikleşme zeminine oturtulmuştur. Niye? Demokrasi ve çatışmasızlık bir araya gelince, demokratik bir zemin ve çatışmasızlık, ondan sonra bu meselenin diğer boyutlarını tartışmak, geliştirmek, yol almak daha kolay bir noktaya gelecektir. Dolayısıyla, tarihte ilk defa Türkiye Cumhuriyeti devleti bir konuda, o güne kadar çatıştığı bir kesimle oturup bir deklarasyonu dile getirdi” ifadelerini kullandı.

Dolmabahçe Mutabakatı sırasında verilen fotoğrafın statükoyu çok rahatsız ettiğini söyleyen Önder, “Yani, Türkiye'nin yaklaşık işte 100 yıllık tecrübesinde, daha da geriye götürmek mümkün, pek alışıldık bir şey değildi. Ve süratle kriminalize edilmeye başlandı, bir. İki, flaş-forward dediğimiz mekanizma çalışmaya başladı. Yani ‘siz bugün bunu yaparsanız yarın şunu da isterler, yarın bunu da isterler.’ Haldeki durumu tartışmaktan çok muhayyel tehlikeler ve tehditlere odaklanan bir, böyle hücum şeklinde bir itibarsızlaştırma bu yaklaşımı mahkum etme anlayışı, pratiği gelişti. Buna karşı bu mutabakatın iki tarafı vardı. Birisi iktidar. İktidar bizim savunduğumuz cesaretle, kararlılıkla bu mutabakata sahip çıkmadı. Daha birkaç saat geçmeden, tevil yoluna gitmeye başladı.” dedi.

'Seçimlere kadar taşıyamayacaklarını düşünüyorum'
“Altılı masanın akıbetini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna da Önder, “Siyasi zekalarına ve yaklaşımlarına bağlı. Ama muhtemelen kendi içlerinden sabote edileceklerini düşünüyorum. Yani bu şeyde bu görünümde seçimlere kadar taşıyamayacaklarını düşünüyorum ve bunda da temel sıkıntının kendi bileşen yapılarından kaynaklanacağını düşünüyorum.

Şimdi dövmeden korkup dövme yaptırmaya çalışan insanın hikayesine benziyor. Yani gitmiş adam, heves etmiş ben de ‘bir dövme yaptıracağım’ demiş. Figürleri göstermişler aslan figürünü beğenmiş. İlk iğneyi yiyince zıplamış, ‘neresini yapıyon’ demiş, ‘kuyruğunu’ demiş. ‘Boşver kuyruksuz olsun.’ İkinci iğne ‘neresini’, ‘yelesini yapıyom’, ‘boşver yelesi de olmasın.’ Tam böyle bir akıbet yaşamaya aday gibi gözüküyor. Sen önemli meseleleri önce konuşursun, bir mutabakat sağlarsın. Ya da sağlayamayacağın sınırlar ortaya çıkar ve bir yaklaşım, yeni bir yaklaşım geliştirebilmenin imkanlarını araştırırsın. E bunlar ne kadar yapısal mesele varsa bunların tümünü erteleyerek, kundağa saçak meselelerle uğraşıyor” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajlarına dair de Önder, “Kemal Bey’i tüm bu siyasi tablo içerisinde çok yüksek ve kıymetli bir yerde görüyorum. Çabalarını, efendime söyleyim yaklaşımlarını fazlasıyla, benim durduğum yerden fazlasıyla kıymetli ve soylu bir çabanın içerisinde. Önce bunu söylemeliyim. Fakat “bu yeter mi”nin cevabı kocaman bir “hayır.” Malum, cehenneme giden yolun şeyi iyi niyet taşlarıyla bezelidir. Onun için öncelikle bizim oyumuzla yerel iktidara gelmiş olan yöneticiler, partiler, yapılar işe bu bağıra taş basma meselesinden başlamakla mükellefler” dedi.

https://haber.sol.org.tr/haber/sirri-sureyya-onderden-akp-yaniti-kim-kamusal-surece-hukmediyorsa-muhatabimiz-odur-347119



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.09.2022- 08:08


Sözde çözüm sürecinin en önemli aktörlerinden olan Sırrı Süreyya Önder olan bitenden, yaşananlardan ve halen de yaşanıyor olandan hiç ders çıkarmamış olacak ki, hala ve hala ''AKP ile çözüm süreci mümkün mü?'' sorusuna net bir şekilde ''hayır'' diyemiyor. Şaşılacak şey ama çok da şaşırmıyorum. Sırrı Süreyya iyi bir sanatçı olabilir ama böyle bir özellik syasetçi olmaya yetmiyor. AKP ile düzen muhalefetini hala eşitleme çabası içinde olmak, AKP'yi aklamak ve aynı zamanda fırsat olsa AKP ile tekrar masaya otururum, demek değil midir?

Sırrı Süreyya ya AKP'ye fazlaca bel bağlamış aklı hala o sözde çözüm sürecinde ya da başta CHP olmak üzere düzen muhalefetinin AKP karşıtlığını fazlaca önemsemiyor. Bence ikisi de doğru değil. Ama daha da yanlış olanı   Sırrı Süreyya Önder'in sinema çalışmalarından koparılması ve böylesine zorlu bir sürecin içine hiçbir siyaset deneyimi olmadan dahil edilmesiydi.








Bu ileti en son melnur tarafından 05.09.2022- 07:02 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Barışın muhatabı Öcalan'mış! melnur 1 2719 14.05.2019- 04:39
Konu Klasör Sırrı Süreyya Önder neden tahliye edilmiyor? melnur 1 2633 05.10.2019- 03:22
Konu Klasör Paris ne yana düşer, Silvan ne yana… dayanışma 0 3430 16.11.2015- 17:06
Konu Klasör Bir kavram var ki o bir yana diğerleri bir yana melnur 0 2845 10.12.2016- 15:48
Konu Klasör Türkiye yanıyor... melnur 3 1501 05.08.2021- 04:15
Etiketler   Sırrı,   Süreyya,   Önderden,   AKP,   yanıtı:,   Kim,   kamusal,   sürece,   hükmediyorsa,   muhatabımız,   odur.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS