Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

abbas  |  Cvp:
Cevap: 9
02.08.2014- 14:54

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

İşçi Partisi'ne gelince, evet işçi partiliyim. Sosyalizmin işçi sınıfı öncülüğünde sosyalist muhtevalı bir devrimle değil, MDD türü aşamalı bir devrimle gelebileceğine inanıyorum. AKP iktidarının Cumhuriyet, ve aydınlanma üzerindeki büyük tahribatını gördüğümde, böyle bir devrimin çok daha elzem bir hale geldiğini düşünüyorum.

İnandığınız MDD türü devrim TSK öncülüğünde bir devrim beklentisi mi?




Liberal saçmalıklardan uzak durmak gerek.Beynimizi esir almalarına izin vermemeliyiz. Türkiye'de bir devrimin gerekli olduğunu söyleyip, o devrimin nasıl olması gerektiğini de belirtiyorum. Önemli olan bu değil mi? Böyle bir devrim halk, gençlik ve ordu eliyle gerçekleştirilebilirse karşı olmam mı gerekiyor?

tekyoldevrim arkadaş, önemli olan muhtevadır, biçim ikincil bir öneme sahiptir. Yıllardır kafamızı kemirip duruyorlar ve bizi esir alıyorlar; bizi esir alıp bu çürümüş düzene mahkum ediyorlar. Sonra da bu çürümüş düzenin ilelebet sürmesi için kendiçürümüşlüklerine uygun siyaseti dayatıyorlar. Biliyorlar ki, esir aldıkları beyinlerin sayısı aydınlanmadan yana olanların sayısından çok fazla, sistemin araçlarıyla bu sayıyı daha da fazlalaştırma imkanına sahipler. kişisel çıkarlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramayan böyle bir düzeni sürdürebilmek için sandık fetişizmi yaratıyorlar. Ve yine biliyorlar ki, ne olursa olsun, o sandıktan bu çürümüş düzenin savunucularından başkaları çıkmayacaktır. Tek korkuları bu çürümüşlüğe karşı çıkan aydın ve gençliğe askerin katılımı, sadece bundan korkuyorlar. Bu yüzden yıllardır, ''cuntacılık'', ''orduculuk'' diyerek bu yolun önünü kapatmaya çalıştılar, çalışıyorlar.

Şimdi cevap vereyim sorunuza: hiç bir ülkede ordu durup dururken, daha ilerici bir hareketlenme içine girmez. Toplumda daha ileri hareketlenmeler olduğunda bile çoğu ülkede ordu, o ilerici hareketlenmeleri bastırmak için kullanılır. TSK 12 mart müdahalesinden bu yana böyle bir işlev yüklenmiş olsa bile, özünde anti emperyalist, aydınlanmacı ve laik bir kimliğe sahiptir. Böyle bir altyapısı ve damarı vardır. İşte korktukları tam da bu. Gezi direnişiyle halk gericiliğe teslim olmayacağını gösterdi. Türkiye'de gençlik ise öteden beri ilerici, yurtsever, bu kesimlere bir de TSK'nın anti-emperyalist kesimleri katılırsa, bundan korkuyorlar. Sorunuz bu korkunun bir şekilde sizin de zihninize bulaştığını gösteriyor.

umut  |  Cvp:
Cevap: 10
02.08.2014- 21:55

abbas arkadaş, bu yazdıklarında bir sorun yok mu sence? Burjuva devrimini yapmış bir ülkede yeniden burjuva devrimi gerçekleştirmek ve sonra sosyalizme yönelmek realiteye uygun mu? Eğer sosyalizmi hedefliyorsanız, neden doğrudan sosyalizm değil de, burjuva devrimi? Sosyalist devrimin koşulları yok diyorsanız, hangi burjuva sınıfının önderliğinde burjuva devrimi yapacaksınız? Kime karşı? Burjuvazi zaten iktidarda değil mi?

abbas  |  Cvp:
Cevap: 11
03.08.2014- 14:55

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 12
04.08.2014- 13:50

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.



Seninle ayrılığımız bu noktada başlıyor. Siz gericileşen sistemi üç beş gerici burjuvaya bağlıyorsunuz ve ilerici burjuvaların öncülüğünde bir devrimle sistemin iyileştirilebileceğini söylüyorsunuz. Biz ise sistemin gericiliğini üç beş gerici burjuvaziye bağlamıyoruz, sistemin gericileşmesi olarak görüyoruz. AKP gericileşen sistemi daha da geriye götürmüş ve bunu kalıcı bir hale de getirmiştir. Ama gericileşme konusu sadece AKP değil. Bu yüzden sosyalist mücadele diyoruz.

umut  |  Cvp:
Cevap: 13
04.08.2014- 17:09

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.



Yaratılacak toplumsal gücü neden sosyalist saflarda yaratmayalım, neden bu konuda çaba harcamayalım? Söylediğiniz şey, sürekli olarak sistemin iyileştirilmesi yönünde bir çabadan öteye gitmez, sistemin iyileştirilmesi ise bu koşullarda mümkün değil. Çünkü kapitalizm gericileşmiştir, Türkiye'de sermaye sınıfı işçi sınıfını sürekli baskı altına almadan sermayesini katlayamaz. Sizin ileri sürdüğünüz pratiğin bu toplumda karşılığı bulunmamaktadır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 14
05.08.2014- 19:33

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

[size=2]Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.




İşçi Partili dostlardan bu tür yorumları çok duyuyoruz. Bu tartışmalardan edindiğim duygu, sosyalist bir devrimin özellikle Türkiye'de çok zor, hatta imkansız olduğu şeklinde bir düşünce taşıdıkları yönünde. Aslında bu düşünce pek çoğumuzda mevcut. Bu gerekçenin ardına gizlenerek, CHP'de siyaset yapıyoruz, önceliği reformlara veriyoruz, ya da kuyrukçuluğa soyunuyoruz. Aslında hepsi aynı algıdan kaynaklanıyor. ''Türkiye'de sosyalist bir devrim zor, hatta imkansız!''

''Türkiye'de devrimci durum yok'' sözü de bu nedenle çok sık yineleniyor? İyi de neden yok diye kafa yoruyor muyuz? Yönetenler yönetebiliyor mu? 12-13 yıllık iktidara bakın, meşruiyetini bile yitirmiş durumda, öyle yönetmeye çalışıyor! Yönetilenler hayatından memnun mu? Kim bu soruya ''evet'' diyebilir? Dahası çok değil, bir yıl önce bu ülkede eşi benzeri görülmemiş bir ayaklanma, bir ay boyunca yaşanmadı mı? Dışımızdaki koşulların daha ne olmasını bekliyoruz? Bir eksiğimiz kitlelerle bağ kurabilmiş bir öncünün olmayışı değil mi? Bunu gerçekleştirebilmek ise, sadece solcuların, sosyalistlerin elinde değil mi?

Tek eksiğimiz güçlü ve etkili bir komünist partidir. Kitlelerle bağ kurabilmiş, kitleleri mobilize edebilen bir komünist parti bu ülkede birilerinin ballı-börekli sistemini alt üst edebilir. Yeter ki buna inanabilelim.Bunun gereğini yapabilelim. Buna inanmadığımız için ya ulusalcılığa savruluyoruz, ya da kuyrukçuluğa.

Bu ülkede sosyalist devrimin kolay olmadığını söyleyebilmek mümkün mü? Elbette değil. ''Sizler önce sosyalist devrim diyorsunuz, sonra kürtlerin sorununa bakarız'' diyen yanış algıyla donanmış kuyrukçu takımı da kendi kendine sorsun, bu ülkede sosyalist devrim mi zor, yoksa 'UKKTH bağlamında kürtlerin kendi ulusal devletlerini kurmaları mı?

Sosyalistsek önce sınıf mücadelesi! Başka yolu yöntemi yok bu işin. Ne CHP'nin reformist siyasetleriyle bunun yolu açılır, ne kürt siyasetinin sistemden beklentileriyle. Bir daha yineleyelim, ne ulusalcı bakış açısıyla olmayacak duaya amin diyerek, yeniden burjuva devrimi ile, ne de kürt ulusalcılığının ardına takılmış kuyrukçu anlayışlarla bir milim yol alabilmek mümkün.

Sosyalist mücadele, sınıf mücadesi; başka yolu yok!

abbas  |  Cvp:
Cevap: 15
09.08.2014- 18:24

Varmak istediğimiz yer aynı. İkimiz de sosyalizmi savunuyoruz, ikimizin de bu ülkede bir devrim hedefi var. Ama yollarımız farklı. Bizler sosyalist devrimin teorisini Türkiye pratiğine göre şekillendiriyoruz. Bunun adı Kemalizmdir. Kemalizmi bugünün koşullarında bir halk devrimi olarak görüyoruz. İktidarın emperyalist güçler karşıtı kesimler tarafından alınmasını ve aşamalı olarak sosyalist devrime geçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Sizlerse çelişkinin emek sermaye arasında olduğunu işçi sınıfının öncülüğünde doğrudan ve aşamasız bir sosyalist devrimden yanasınız. Tarih bu iki görüşten birini yanlışlayacaktır. Şuna eminim ki, hangi süreç işlerse işlesin sonunda şimdi ayrıymış gibi görünen yollar günün birinde birleşecektir.

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 16
13.08.2014- 16:07

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Emperyalizme karşı olacak, emek sermaye çelişkisinde emekten yana olacak, solcu budur.



buna katılıyorum. ayrıca ekliyorum; toplumdaki en ileriyi temsil edecek. en ileri politika, en bilimsel teori, en tutarlı ideoloji, en gelişkin estetik, ahlak, toplumsal ilişkiler, vb...

solcu dediğin statükoyu savunur duruma düşmeyecek. haksızlığa herhangi bir gerekçeyle payanda, dayanak olmayacak. yozlaşmış ve gericileşmiş sömürü düzeninin herhangi bir kurumunu, partisini, kişisini vb onaylar duruma düşmeyecek.

solcu dediğin her zaman doğru bildiğini söyleyecek, bunun kavgasını verecek.

solcu dediğin politikada güçler dengesini gözetecek; ama bunu, doğruları söyleme ve savunma konusunda bir ölçü olarak almayacak. her zaman doğruları savunacak.

emek-sermaye çelişkisini savunuyorum derken çeşitli gerekçelerle sermayenin kurumlarını destekleyen, onun figüranı durumuna düşen biri olmayacak. kuzudan post, sermaye sınıfından da emekçiye dost olmayacağını her zaman bilecek.

solcu dediğin, bisikletin pedalını çevirmeyi bıraktığı an düşeceğini bilen kişidir. en sapa yollarda, en dik patikalarda, en mayınlı arazilerde, en bilinmeyen sınır boylarında, sürekli pedal çeviren ve bunu bir yaşama biçimi hâline getirebilen kişidir solcu.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]