Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 9
04.11.2019- 08:05

Marksist dünya görüşünün temelini marksist felsefenin oluşturduğu, dolayısıyla marksizmi kavramanın yolunun marksist felsefeyi kavramaktan geçtiği gerçeği, daha da somutlaştırıldığında, bilimsel sosyalizmi, sınıf mücadelesini ve hatta sosyalist kuruluşu kavramanın gerekliliğine kadar uzatılabilir. Çünkü marksist felsefe bir düşünce tarzı, bir düşünüş biçimidir de aynı zamanda. Bu düşünüş biçimi, bu mantıksal yöntem edinilmeden , internette bulunan birtakım alıntıları, çoğu kez de bağlamından kopararak yinelemenin ne teorik davranmakla   ve ne de sanıldığı gibi doğruyu ve gerçekliği yakalamakla bir ilgisi bulunmaktadır. Bence bu konuda yanlış bir yol tutturulmakta ve çok fazla kolaycılığa kaçılmaktadır. Marks ne demiş, Lenin ne demiş, arayıp bulmak ve ustaların o verili koşullarda söylediğini sanki bir ansiklopedik bilgiymiş gibi kullanmak ve sonra bugüne bir reçete çıkarmak yararı olmayan ezbercilikten başka bir şey değildir. Marksizm leninizm de böyle bir şey değildir zaten. Marksizm'in özgün   mantıksal yöntemi edinilmeden ve konulara bu perspektiften yaklaşım gösterilmeden ezberci bir yaklaşımla ve marksizm leninizmi sanki bir ansiklopediymiş gibi yorumlamakla marksist dünya görüşünün ve bilimsel sosyalizmin anlaşıldığı ve içselleştirildiği iddia edilemez.

Dönüp dolaşıp Marksist felsefeye, diğer adıyla diyalektik materyalizme geliyoruz. Eğer gerçekten de gerçekliği anlamak, sosyalizm konusunda ''teorik davranmak'' istiyorsak önceliğimiz bu konu olmalıdır; ezbere kaçmadan, çok fazla bilgiye/veriye ulaşmaya çalışarak ve sindirerek.. Bunları yaparken ''her şeyi yedim yuttum'' anlamında, keskin görünme çabasından da uzaklaşmakta yarar var. Sanal ortamda böyle bir tavır çok kolay olmamakla birlikte ulaşılan ilk bilgi/veri dışında ulaşılamayan farklı bilgi ve verilerin de olabileceğini sürekli hatırlamak öğrenme sürecinde çok önemli bir özellik hatta gerekliliktir. İnsanı kavrayışa götüren sürecin öncelikle böyle bir tavırdan geçtiği çok açık.


Bu konuda çok somut bir örnek, Kürt sorunundan verilebilir. Yıllardır sözde sol-sosyalist forumlarda solcu, sosyalist olmanın yolunun Kürt hareketine destekten, destek de değil aslında, biat etmekten, kuyrukçuluk yapmaktan geçtiği yolunda bir siyasal tavır köpürtüldü. Sürekli olarak böyle bir algı yaratıldı. Nasıl yapıldı? Verdiğim örneğe uygun olarak internette bulunan Marks, Lenin alıntılarıyla...O alıntılar, kendi bağlamından, Marksist amaç ve bütünlükten yalıtılarak ele alındı ve sonuç Marksizm Leninizm'e   aykırı bir algının özellikle genç sempatizanların zihnine kazınmasına ve yanlış bir bilinçle donanmalarına yol açıldı. Sadece o da değil. Bu alıntılarla ne yaptıklarının bile farkında olmayanlar, bu tavırlarıyla Marksizm'i savunduklarını sanarlarken Marksizm'e aykırı karalamalarla donandıklarının farkına varamadılar. Oysa yapılan iş Marksist düşünüş biçimine de Marksist diyalektik yönteme de aykırıydı.



Sosyalist mücadelenin önceliğinin sınıfsal mücadele olduğu ve hiçbir şeyin, hiçbir mücadele biçiminin öncelikte siyasal/sosyalist devrim perspektifinin önüne geçemeyeceği gerçeği kavranabilmiş olsa bu sorunda çok daha sağlıklı tepkiler verilebilir ve sınıf mücadelesine uygun bir konumlanış edinilebilirdi. Yanlışlık bu konuda ve dolayısıyla hemen her konuda bir alışkanlığa dönüşmüş olan bu hatalı tavır ve mantıktan kaynaklanıyor. Yanlışlıktan kurtulabilmenin ve sosyalist mücadele ve konumlanışa uygun bir siyasal tavrın edinilmesi öncelikle Marksist felsefenin, bir başka deyişle Marksist düşünme biçiminin anlaşılması ve içselleştirilmesinden geçiyor. Bunu edinemediğimiz sürece tıpkı UKKTH ve Kürt realitesi konusunda olduğu gibi   proletaryaya alan açmayacak dahası sosyalist mücadele zeminlerini daraltacak   savrulma sorunları ile karşı karşıya kalınacaktır. Sözde sol-sosyalist forumların yıllardır içinde bulundukları anti-marksist leninist tavrın nedeni de işte bu marksist yöntemin yerine yüzeysel ve   ezberci tavrın ikame edilişiydi.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 10
15.02.2021- 13:36

Marksizm konusunu pek de boşlamamak gerek, özellikle bu konulara ilişkin sık sık kullandığımız veya karşı çıktığımız kavramlara da bir açıklık getirmek gerekiyor. Özellikle sanalda, önceleri sözde sol sosyalist forumlarda çok yanlış değerlendirmeler, yorumlar, tanımlamalar yapılırdı. Örnekse bir arkadaşımızın (Hakkı, baykuş vb) Marksizm'in felsefe olmadığı konusunda görüşleri vardı. Sanırım Yusuf Zamir'den etkilenmişti ve Marks'ın kendi dönemindeki ütopik sosyalizme ve Hegelci diyalektiğe yönelttiği eleştirileri bütünüyle Marksizm'in ne olduğuyla ilişkilendirmişti.   Doğru değildi ve böyle bir yaklaşım Marksizm'i sıradanlaştırmaktan başka bir şey olamazdı. Marks elbette kendi felsefi/siyasal ve ekonomik görüşlerine yer açmak için döneminin yerleşik felsefi, siyasal ve ekonomik yaklaşımlarına eleştiri yöneltecek, onları yanlışlama çabasına girişecek ve kendi görüş ve tezlerini bilimsel bir zemine oturtmak zorunda kalacaktı. Doğal olan da buydu. Ama bütün bunlar yapılırken ve Marks kendi dönemine eleştiri silahını yöneltirken toplumların tarihsel süreç içinde nasıl gelişip dönüştükleri konusunda yasalar ortaya koyması ve aynı şekilde kapitalizmin işleyiş yasalarını da bulması, felsefe alanında Hegel'i ''ayakları üstüne'' oturtması dahil Marksizm'e özgü bir diyalektik yöntemi ortaya çıkarması başlı başına bir (zihinsel) devrimdir. İşçi sınıfının kurtuluş yolu ve yöntemini de şekillendiren Engels'le birlikte Marks'tır.   Ve dolayısıyla Marksizm için sadece ''eleştiridir'' demek Marks'a da, Marksizm'e de büyük bir haksızlıktır.

( Devam ederiz.)

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]